Kelimeler arşivi içinde; sonunda "ten" olan, toplam 222 adet kelime bulunmaktadır. Sonu ten ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.
Bunun yanı sıra, başında ten olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde ten olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.
DAMARGENİŞLETEN
CANIYÜREKTEN, METROPOLİTEN, DANABÖĞÜRTEN, DEVEÇÖKERTEN, KURTÇÖMELTEN, SAKALÇÜRÜTEN, YEKLEMCİKTEN
KEÇEÇÜRÜTEN
İNCECİKTEN, MERHAMETEN, MUVAKKATEN, ASLAHATTEN, BİROĞÜTTEN, BİSEYİTTEN, ENTİPÜFTEN, GEREVİŞTEN, GİDİREKTEN, GÜÇÜCÜKTEN, HAKİGATTEN, SAÇBÜYÜTEN, YENİLEKTEN
AYRIYETEN, BEDAHETEN, GERÇEKTEN, HAKİKATEN, HÜLASATEN, İHTİYATEN, KEFALETEN, KREPSATEN, KUDRETTEN, NETİCETEN, NEZAKETEN, SARAHATEN, SİYASETEN, TRAVERTEN, AYRİYETEN, BELLEŞTEN, ÇELEPETEN, DOĞDEŞTEN, HEKİKETEN, MERCEKTEN, MÜKAFATEN, MÜSAVATEN, VEKALETEN
ARİYETEN, ASALETEN, BEDESTEN, BELEŞTEN, BELİRTEN, BELLETEN, CÜMLETEN, EMANETEN, FITRATEN, FONDÖTEN, FÜCCETEN, HAFİFTEN, HASSATEN, HİLKATEN, HÜRMETEN, İDARETEN, İLAVETEN, İZAFETEN, KERPETEN, LEVANTEN, MADDETEN, MEPSUTEN, MEŞRUTEN, NİSPETEN, TUNGSTEN, VEHLETEN, YÜREKTEN, ACELETEN, AKÇÖRTEN, BEYAĞTEN, Devamını Oku »»
DEFATEN, GENÇTEN, PÜRİTEN, ALKATEN, ELFETEN, ELPETEN, ERPETEN, ERYETEN, ESİRTEN, EYİTTEN, EYVETEN, GİRTTEN, HALOTEN, İPEKTEN, KALPTEN, KAROTEN, KİRTTEN, ÖÇCETEN, PAKİTEN, PİYETEN, YÜRÜTEN, ZEERTEN, ZEETTEN, ZİGOTEN
ALATEN, BÜLTEN, ÇÖRTEN, ERİTEN, GLÜTEN, HEPTEN, HİÇTEN, İLKTEN, KASTEN, KÖKTEN, KRETEN, LÜPTEN, RAPTEN, ÜSTTEN, YEKTEN, BEKTEN, BİRTEN, BİSTEN, CANTEN, CİPTEN, COTTEN, ÇELTEN, ÇİŞTEN, ÇÖLTEN, ÇÖPTEN, DESTEN, DİSTEN, FELTEN, GARTEN, GAYTEN, Devamını Oku »»
ANTEN, BÜTEN, ÇİTEN, İÇTEN, KETEN, PATEN, SATEN, ZATEN, ALTEN, AYTEN, CİTEN, ÇETEN, ÇITEN, EPTEN, ERTEN, KÖTEN, KÜTEN, OSTEN, ÖKTEN, ÖRTEN, ÖTTEN, ÖZTEN, PETEN, SETEN, TETEN, TUTEN, TÜTEN, VETEN, YETEN
ETEN, STEN, ÖTEN
TEN
TEN
İnsan vücudunun dış yüzü, cilt. Vücut.
ASLAHATTEN
Çok şey anlamında şaşma ünlemi.
YEKLEMCİKTEN
Yalandan, şakadan.
SAKALÇÜRÜTEN
Bir çeşit sulu şeftali.
BİSEYİTTEN
Birazdan.
İNCECİKTEN
Belli belirsiz bir biçimde.
KURTÇÖMELTEN
Gün doğudan esen soğuk yel, ayaz.
CANIYÜREKTEN
Canıgönülden.
MUVAKKATEN
Az bir zaman süresince, geçici olarak, eğreti olarak.
METROPOLİTEN
Bir devletin veya bir ülkenin ana şehrine ilişkin.
DEVEÇÖKERTEN
Kurak ve sert topraklı yerlerde yetişen, sarı çiçekli ve çok dikenli yabani bir ot.
DANABÖĞÜRTEN
Büyük değnek.
KEÇEÇÜRÜTEN
İnce ve sürekli yağan yağmur.
BİROĞÜTTEN
Birdenbire.
DAMARGENİŞLETEN
Damarların kas tabakasını gevşeterek çapını büyüten (sinir, madde).
MERHAMETEN
Acıyarak, merhamet ederek.
Bu bölümde tanımı içerisinde TEN geçen kelimeler listesi verilmiştir.
AĞIR
Tartıda çok çeken, hafif karşıtı. Değeri çok olan, gösterişli. Dokunaklı, insanın gücüne giden, kırıcı. Yoğun. Sindirimi güç (yiyecek). Çetin, güç. Çapı, boyutu büyük. Yavaş. Ağır sıklet. Keskin, boğucu (koku). Fiziksel sebeplerden dolayı güç işiten (kulak). Kısık, alçak. Yavaş bir biçimde. Ciddi. Ağırbaşlı, ciddi. Sıkıntı veren, bunaltan. Davranışları yavaş olan.
AGORA
Yunan klasik devrinde, sitenin yönetim, politika ve ticaret işlerini konuşmak için halkın toplandığı alan, halk meydanı.
AKCİĞER
Göğüs kafesinin büyük bir bölümünü içten kaplayan, kanı temizleyen, sağlı sollu iki parçadan oluşan solunum organı. Bronşçukların son bölümü.
ACENTELİK
Acentenin yaptığı iş. Acente kuruluşu.
ABADİ
Açık saman renginde, ipekten yapılan, yarı mat, kalınca bir yazı kâğıdı türü.
AHBAP
Kendisiyle yakın ilişki kurulup sevilen, sayılan kimse. Samimiyet, içtenlik bildiren bir seslenme sözü.
AJANS
Haber toplama, yayma ve üyelerine dağıtma işiyle uğraşan kuruluş. Bu iş kollarının çalıştığı büro. Radyoda haber bülteni.
AKSAKAL
Köyün veya mahallenin ihtiyar heyetinde olan kimse. Ermiş, evliya. Bir meslekte yaşça, kıdemce ileride ve yetenek bakımından üstün niteliğe sahip olan kimse, duayen.
AKÜMÜLATÖR
Elektrik enerjisini kimyasal enerji olarak depolayan, istenildiğinde bunu elektrik enerjisi olarak veren cihaz, akımtoplar, akü.
AÇACAK
Şişelenmiş bazı içeceklerin kapaklarını açmaya yarayan araç. Anahtar. Teneke kutu içinde korunmuş yiyeceklerin kapağını açmaya yarayan araç.
AHBAPÇA
Dostça, içten, teklifsizce.
AKTARICI
Dam kiremitlerini aktarıp kırıkları yenileyen kimse. Kaynak kişiden derlenen herhangi bir parçayı kitlelere duyuran ve yayan kimse. Görüntüyü bir bölgeden başka bir bölgeye ileten araç.
ALACA
Birkaç rengin karışımından oluşan renk, ala. Birkaç renkli iplikten yapılmış dokuma. Meyvelere, genellikle üzüme düşen ben. Keklik, bıldırcın vb. kuşları avlamak için kullanılan iki renkli bez. Ağaçta ilk olgunlaşan meyve. İki ya da daha çok renkli. Çorum iline bağlı ilçelerden biri.
AKBABA
Akbabagillerden, başı ve boynu çıplak olan, dağlık yerlerde yaşayan, leşle beslenen, çok yüksekten uçarak keskin gözleriyle çok uzakları görebilen, iri ve yırtıcı bir kuş, kerkes (Vultur monachus). İhtiyar. Çıkarı için başkalarını sömüren.
AFFETMEK
Bağışlamak. Hoşgörü ile karşılamak, mazur görmek. Birinin sorumluluğundaki bir görevden veya işten çıkmasına izin vermek.
ACENTE
Bir kuruluşun yaptığı işi onun adına kazanç karşılığında yürüten daha küçük kuruluş. Bu kuruluşun veya şubelerinin başında bulunan kimse. Bir kuruluşa bağlı olmaksızın sözleşmeye dayanarak belirli bir yer ve bölge içinde sürekli olarak ticarethane veya işletmeyi ilgilendiren işlerde aracılık eden, bunları o işletme adına yapan kimse. Banka şubesi. Vapur ortaklığı.
AKROMEGALİ
Genel gelişme bittikten sonra el, çene, burun vb. vücudun sivri kısımlarındaki kemiklerin kalınlaşması, büyümesi veya uzaması.
AÇIKLAYICI
Bir sorunu gerekli açıklığa kavuşturan. Kendinden önce gelen kelimeyi belirten, açıklayan (kelime veya kelimeler): "Atatürk, yeni Türkiye'nin kurucusu, daima saygı ile anılacaktır" cümlesindeki 'yeni Türkiye'nin kurucusu' sözü Atatürk adının açıklayıcısıdır.
AFOROZ
Hristiyanlıkta kilise tarafından verilen cemaatten kovma cezası. Darılıp biriyle konuşmama, ilgiyi kesip kendinden uzaklaştırma, toplum dışılama.
AHİRET
Dinî inanışa göre, insanın öldükten sonra dirilip sonsuza dek kalacağı ve Tanrı'ya hesap vereceği yer, öbür dünya, öteki dünya.