Kelimeler arşivi içinde; başında "zam" olan, toplam 80 adet kelime bulunmaktadır. zam ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ayrıca sonu zam ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde zam olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.
ZAMANLAYABİLMEK
ZAMANLAYABİLME
ZAMANDAŞÇILIK
ZAMZUKLANMAK, ZAMBAKGİLLER, ZAMZAKLANMAK
ZAMBULDAMAK, ZAMZATLAMAK, ZAMANBİLİMİ, ZAMANDAŞLIK, ZAMANSIZLIK
ZAMKIARABİ, ZAMKLANMAK, ZAMPARALIK, ZAMTURAKLI, ZAMANLAMAK, ZAMANAŞIMI, ZAMANDİZİN
ZAMANDİZİ, ZAMKLAMAK, ZAMANKATI, ZAMMETMEK, ZAMANDIŞI, ZAMAZİNGO, ZAMBİYALI, ZAMLANMAK, ZAMBURDAK, ZAMKLANMA, ZAMANINDA, ZAMANLAMA
ZAMBAKSU, ZAMMETME, ZAMLANMA, ZAMETMEK, ZAMHARIK, ZAMBALAK, ZAMANDAŞ, ZAMKLAMA, ZAMANSIZ, ZAMKİNOS, ZAMANİLE
ZAMPARA, ZAMAYIR, ZAMARIH, ZAMZORT, ZAMANLI, ZAMETLİ, ZAMANLA
ZAMZAK, ZAMKLI, ZAMSIZ, ZAMBUL, ZAMZAN, ZAMZUM, ZAMANE, ZAMİRE, ZAMARI, ZAMBAK, ZAMBIH, ZAMBUR, ZAMBIK, ZAMANA, ZAMBIR, ZAMBUK
ZAMME, ZAMAT, ZAMBI, ZAMLI, ZAMAN, ZAMET, ZAMAH, ZAMIH, ZAMIR, ZAMİR, ZAMKA
ZAMA, ZAMP, ZAMH, ZAMK
ZAM
ZAM
Bir şeyin fiyatını artırma, bindirim.
ZAMZUKLANMAK
Oyalanmak, ayak sürümek.
ZAMBULDAMAK
Yüksek sesle, gürültülü konuşmak.
ZAMPARALIK
Zampara olma durumu, zendostluk. Zamparaya yakışır davranış, zendostluk.
ZAMANSIZLIK
Zamansız olma durumu.
ZAMANLAYABİLMEK
Zamanlama imkânı veya olasılığı bulunmak.
ZAMKIARABİ
Arap zamkı.
ZAMANDAŞÇILIK
Sahnede aynı zamanda iki olayın gösterilmesi veya kişilerin açık konuşmalarından başka, gizli düşüncelerini de ayrı bir tarzda anlatmaları temeline dayanan yeni tekniğe göre eser yazma çığırı.
ZAMBAKGİLLER
Bir çeneklilerden, çiğdem, lale, soğan, pırasa, zambak vb. bitkileri içine alan bir familya.
ZAMTURAKLI
Süslü.
ZAMZATLAMAK
Gürültü etmek.
ZAMKLANMAK
Zamklama işine konu olmak.
ZAMANBİLİMİ
Olayların tarihini araştıran ve sıralayan bilim.
ZAMANDAŞLIK
Zamandaş olma durumu.
ZAMANLAYABİLME
Zamanlayabilmek işi.
ZAMZAKLANMAK
Saçma sapan konuşmak.
Bu bölümde tanımı içerisinde ZAM geçen kelimeler listesi verilmiştir.
ALGORİTMA
Orta Çağda ondalık sayı sistemine göre, son zamanlarda ise iyi tanımlanmış kuralların ve işlemlerin adım adım uygulanmasıyla bir sorunun giderilmesi veya sonuca en hızlı biçimde ulaşılması işlemi, Harezmi yolu.
ALELADE
Her zaman görülen, olağan. Bayağı.
AKÇÖPLEME
Zambakgillerden, yapraklarının uzun, geniş olması, çiçeklerinin güzelliği dolayısıyla bahçe çiçekleri arasına giren zehirli bir bitki cinsi (Veratrum album).
ALDANMAK
Görünüşe bakarak yanlış bir yargıya varmak, yanılmak. Hayal kırıklığına uğramak. Havanın birden ısınmasıyla zamansız açan çiçek, soğuk sebebiyle donmak. Bir hileye, bir yalana kanmak. Avunmak, oyalanmak.
ANGIÇ
Harman zamanı fazla sap yüklemek için öküz ve at arabalarının iki tarafına takılan parmaklık, kanat.
ADIL
Zamir.
AN
Zamanın bölünemeyecek kadar kısa olan parçası, lahza, dakika. Zihin. İki tarla arasındaki sınır.
AHİT
Kendi kendine söz vererek bir işi üzerine alma, ant. Devir, zaman. Antlaşma.
ALATEN
Cüzzamlı.
ALIŞILMIŞ
Her zamanki, mutat.
AKASYA
Baklagillerden, sıcak iklimlerde birçok türü yetişen ve tanen, zamk, boya vb. maddelerin yapımında kullanılan bir ağaç (Acacia). Baklagillerden, yurdumuzda yetişen bir süs ve gölge ağacı, salkım ağacı, yalancı akasya (Robinia pseudoacacia).
ARA
İki şeyi birbirinden ayıran uzaklık, aralık, boşluk, mesafe. İki olguyu, iki olayı birbirinden ayıran zaman, fasıla. Kişilerin veya toplulukların birbirine karşı olan durumu veya ilgisi. Toplu jimnastik dizilmelerinde, sıradakilerin birbirlerinden yanlamasına olan uzaklıkları. Spor karşılaşmalarında oyuncuların dinlenmek ve taktik almak için kullandıkları süre. İç. Bir oyunda, bir filmde izleme sırasında dinlenmek üzere verilen kısa süre, antrakt.
AKZAMBAK
Zambakgillerden, süs bitkisi olarak yetiştirilen, çiçeği diş ve yüz şişlerinin tedavisinde kullanılan bir bitki (Lilium candidum).
AHİREN
Son zamanlarda, son günlerde, yakınlarda. Son olarak.
AKARSU
Yeryüzünde, yer altında belirli bir yatak içinde, eğim boyunca sürekli veya zaman zaman akan su. Tek sıra elmastan gerdanlık.
AGU
Süt çocuklarının neşelendikleri zaman çıkardıkları ses.
ARALANMAK
Biraz açılmak, aralık olmak. Araya zaman girmek. Gitmek, uzaklaşmak, yanından ayrılmak.
AKROMEGALİ
Genel gelişme bittikten sonra el, çene, burun vb. vücudun sivri kısımlarındaki kemiklerin kalınlaşması, büyümesi veya uzaması.
AKOMPANYATÖR
Bir parça çalındığı zaman ses veya bir aletle ona eşlik eden kimse.
AKMAK
Sıvı maddeler veya çok ince taneli katı maddeler bir yerden başka bir yere doğru gitmek. Kumaş yıpranıp iplikleri erimeye başlamak. Çabucak savuşmak, ortadan kaybolmak. Bir kap veya bir yer, içindeki veya üstündeki sıvıyı sızdırmak. Boya birbirine karışmak. Art arda ve toplu olarak gitmek. Karışmak, katılmak. Sıvı bir madde bir yerden çıkmak. Sıvı maddeler aşağıya yönelmek. Zaman çabuk geçmek. Sürüp gitmek.