Sonu ZAP ile biten kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; sonunda "zap" olan, toplam 8 adet kelime bulunmaktadır. Sonu zap ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.

Bunun yanı sıra, başında zap olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde zap olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.

 
 

Bazı kelimelerin anlamları

ZAP

Küçük toprak küp, güveç. Küp.

GAZAP

Öfke, kızgınlık, hiddet.

BIZAP

Buzağı.

AZAP

Büyük sıkıntı, eziyet, ezinç. Yeniçeriler zamanında gerektikçe sancaklardaki gençlerden toplanıp ordu ve donanmaya katılan asker. İslam inanışına göre dünyada günah işlemiş olanlara ahirette verilecek ceza. Anadolu'nun birçok bölgesinde çiftlik uşağı.

İNCİZAP

Çekme, çekilme. Cazibeye tutulma, ilgi duyma.

KAZAP

Önlük.

KEZZAP

Nitrik asit.

GİRZAP

Düğünde, düğün sahiplerinden bahşiş alma geleneği.

  -   -   -  

Anlamında ZAP bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde ZAP geçen kelimeler listesi verilmiştir.

ZAPTİYE

Osmanlı Devleti'nde toplum güvenliğini sağlamakla görevli askerî polis kuruluşu. Bu kuruluştan olan er, zaptiye memuru.

ACIK

Dağlarda yetişen bir çeşit yabani elma. Biraz, azıcık, pekaz. Öç, intikam, kin, garaz. İnat, zıddiyet, nisbet. Keder, ıstırap, elem. Merhamet, şefkat. Hiddet, gazap, öfke. Sıkıntı, eziyet: Şu işi görürken bana acık etme. Yaban armudu, ahlat. Sumak yaprağı, nar, ceviz, palamut kabuğu, şap gibi şeylerden yapılan ve içine boyanacak bez atılan sıvı. Azıcık, biraz. Acı, dert, ıstırap.

ÖFKE

Engelleme, incinme veya gözdağı karşısında gösterilen saldırganlık tepkisi, kızgınlık, hışım, hiddet, gazap.

AÇUV

Hiddet, gazap, öfke.

İŞKENCE

Bir kimseye maddi veya manevi olarak yapılmış olan aşırı eziyet. Vidalı bir tür sıkıştırma aracı. Düşüncelerini öğrenmek amacıyla birine uygulanan eziyet. Aşırı gerginlik, sıkıntılı durum, azap.

ACIH

Dağlarda yetişen bir çeşit yabani elma. Biraz, azıcık, pekaz. Öç, intikam, kin, garaz. İnat, zıddiyet, nisbet. Yerelması. Hiddet, gazap, öfke.

VAHŞİLEŞMEK

Yabanileşmek. Durdurulamamak, zapt edilememek.

DUTMAK

Tutmak (bk. tutmak). Bekletmek, bakmak. Tutmak, yakalamak. Bir iş yapmak için para karşılığında anlaşmak. Rahatsız etmek, zehirlemek. Tutmak. Sabit kılmak. Farzetmek. Yapmak, amel etmek. Saklamak, muhafaza etmek, gizlemek. İstilâ etmek, zaptetmek, kaplamak. Bir hayvan çiftleştiği erkekten yavruya yüklü kalmak. Kapamak, seddetmek. Elde etmek, iltizam etmek, ihtiyar etmek. Alıkoymak, gitmeğe bırakmamak; mâni olmak. 1. Kullanmak. 1. Saymak, addetmek, kabul etmek. 1. Karşısına koymak.

DİSİPLİNE

"Sıkı düzen ve denetim altına alınmak, zapturapt altına alınmak, denetim altında tutulmak" anlamlarında disipline edilmek, "sıkı düzen ve denetim altına almak, zapturapt altına almak" anlamlarında disipline etmek, "kendi kendine veya dış etkilerle düzen ve denetim altına girmek" anlamında disipline olmak birleşik fiillerinde geçen bir söz.

AVRAMAK

Kollamak, korumak, zaptetmek: Ali ağanın kızını aldın ama bakalım avrayabilecek misin?. Kavramak, alışmak.

TESHİR

Ele geçirme, zapt etme. Büyüleme, kendine bağlama. Büyü yapma.

DİSİPLİN

Bir topluluğun, yasalarına ve düzenle ilgili yazılı veya yazısız kurallarına titizlik ve özenle uyması durumu, sıkı düzen, düzence, düzen bağı, zapturapt. Kişilerin içinde yaşadıkları topluluğun genel düşünce ve davranışlarına uymalarını sağlamak amacıyla alınan önlemlerin bütünü. Öğretim konusu olan veya olabilecek bilgilerin bütünü, bilim dalı.

EZİNÇ

Organik veya ruhsal büyük sıkıntı, azap.

AMİTRAZ

Triazapentadiene grubunda yer alan amidin yapısında, insektisit ve akarisit olarak kullanılan böcek öldürücü zehirli madde.

ASKARLAMAK

İpleri, boyamadan önce -boyanın tutması için- bağ otları, yaprak veya kezzapla kaynatmak.

MAZBUT

Ele geçirilmiş, zapt edilmiş. Düzenli, düzgün, beğenilen. Unutulmamış, hatırda kalmış. Doğa olaylarından etkilenmeyecek biçimde korunmuş olan (yapı). Bir yere yazılmış, deftere geçirilmiş.

DERİMEK

Gelmek: Seferberlikte zaptiyeden bir dayak yedim, aklım başıma derimedi.

MUAZZEP

Acı, sıkıntı, azap çeken.

KANTARMA

Azılı atları zapt etmek için dillerini bastıracak biçimde yapılmış demir araç.

BENZODİAZEPİNLER

Veteriner pratikte genellikle trankilizan, kas gevşetici, preanestezik ve nörolept ağrı kesilmesi gibi amaçlarla kullanılan ve içerisinde diazepam, zolezapam, okzazepam ve tilezepam gibi etken maddeleri bulunduran bir ilaç grubu.