Kelimeler arşivi içinde; başında "oğul" olan, toplam 37 adet kelime bulunmaktadır. oğul ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ayrıca sonu oğul ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde oğul olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.
OĞULDURUKLANMAK
OĞULLANMAK
OĞULVEREN, OĞULTEKİN, OĞULPINAR, OĞULBEYLİ, OĞULLANMA, OĞULDURUK
OĞULAĞAÇ, OĞULTÜRK, OĞULTMAK, OĞULTAŞI, OĞULPAŞA, OĞULÖREN, OĞULKAYA, OĞULDAMI, OĞULBAĞI, OĞULBALI, OĞULDERE
OĞULCAK, OĞULBAŞ, OĞULBAY, OĞULTAN, OĞULŞAK, OĞULSUZ, OĞULSAK, OĞULBEY, OĞULCAN, OĞULOBA, OĞULLUK, OĞULLAR, OĞULCUK, OĞULÇAK, OĞULKÖY, OĞULDAK
OĞUL
Erkek evlat. Bir ana arıyla birlikte kovandan ayrılan, yeni yetişmiş arı topluluğu. Yaşlı kimselerin genç erkeklere söylediği bir seslenme sözü. Bazı kelimelerin anlamını pekiştirmek için kullanılan bir söz.
OĞULAĞAÇ
Trabzon şehri, Maçka belediyesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim yeri.
OĞULDURUK
Döl yatağı.
OĞULVEREN
Erzincan şehri, Tercan ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi. Van şehrinde, Başkale ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yer.
OĞULTAŞI
Erzincan şehrinde, Çayırlı ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
OĞULLANMA
Oğullanmak durumu.
OĞULKAYA
Nevşehir kenti, Gülşehir ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
OĞULLANMAK
Arılar, oğul durumuna gelmek.
OĞULPAŞA
Bilecik ili, Osmaneli ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi. Edirne kenti, Havsa ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi.
OĞULTEKİN
Biricik, benzersiz çocuk.
OĞULBEYLİ
Afyon ili, İhsaniye ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yerleşim yeri.
OĞULTÜRK
Türk çocuğu.
OĞULÖREN
Karabük ili, Safranbolu ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir bölge.
OĞULTMAK
Hastalığını iyileştirmek, geçirmek.
OĞULDURUKLANMAK
Bitkinin dibinden filiz sürmek, bitki filizlenmek.
OĞULPINAR
Hatay şehri, Reyhanlı ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir bölge.
Bu bölümde tanımı içerisinde OĞUL geçen kelimeler listesi verilmiştir.
ALATURKA
Eski Türk gelenek, görenek, töre ve hayatına uygun, Doğuluca, alafranga karşıtı. Düzensiz, yöntemsiz. Alaturka saat. Bu töre ve hayatı benimsemiş (kimse).
EMBRİYO
Oğulcuk.
ÇOĞULLUK
Çoğul olma durumu.
ÇOKLUK
Sayı veya ölçü yönünden çok olma durumu, çoğul, kesret, ekseriyet, teklik karşıtı. Çoğunluk. Sık sık, çokça, çok kez. Kelimelerin belirli eklerle birden çok varlığı veya kişiyi bildirme biçimi, çoğul, cem.
BAŞKALAŞMA
Başkalaşmak işi. Oğulcuk evresinden ergin olana değin bir hayvanın geçirdiği biçim ve yapı değişimleri, istihale, metamorfoz.
ETENELENMEK
Oğulcuk veya eklentileriyle ana arasında ilgi kurmak.
ÇOĞULLAMAK
Çoğul duruma getirmek.
DÖLLENME
Erkek gametle dişi gametin kaynaşmasıyla yumurtacığın oğulcuk durumuna gelmesi, aşılanma, ilkah. Tozlaşma.
BLASTULA
Yumurta hücresi oğulcuk olurken morulanın gelişerek içi boş yuvarlak biçime girmesi durumu, morula.
GARK
Suya batma, boğulma. Suya batırma.
BÖLÜT
Zigotun bölünmesinden sonra oğulcukta ortaya çıkan ve az çok birbirine benzeyen parçaların her biri. Eklem bacaklıların vücudunu oluşturan yan yana dizili parçaların her biri, halka.
DÖLÜT
Oğulcuğun gelişimini büyük ölçüde tamamladığı, bütün organ taslaklarının oluştuğu üçüncü aydan doğuma kadarki durumu, cenin, fetüs.
BOĞULMA
Boğulmak işi.
ÇOĞULLAMA
Çoğullamak işi.
BOĞUM
Boğulmuş, sıkılmış yer. İnce damarların veya sinirlerin yumak gibi toplandığı yer. Parmak, kamış, saz vb. bitkilerin şişkince bölümü.
DEYİ
Dil, söz, işaret, mimik vb. anlatım araçlarının bütünü, logos. Hristiyan felsefesinde Tanrı kelamını insanlara ulaştıran oğul, logos.
AĞIRLIK
Ağır olma durumu. Ağırbaşlılık. Terazilerde tartma işi yapılırken bir kefeye konulan nesne. Değerlendirmelerde herhangi bir konu veya evreye, olağanın üzerinde ve belli oranda tanınan değer. Yer çekiminin, bir cismin molekülleri üzerindeki etkisinin oluşturduğu bileşke, gravite. Uykudayken gelen ve insana boğulur gibi bir duygu veren durum. Uyuşukluk ve gevşeklik durumu. Sıkıcı, bunaltıcı, iç karartıcı durum. Orduda bir birliğin cephane, yiyecek ve eşya yükleri. Sorumluluk. Sıkıntı. Takı. Değerli olma durumu. Yük, külfet. Dikkati ve önemi bir şey üzerinde yoğunlaştırmak. Güreş, boks, halter, judo vb. spor dallarında, sporcuların kilolarına göre girdikleri kategori. Etki, baskı, güçlük. Çeyizini düzmek için damadın geline verdiği para, kalın.
ÇOCUK
Küçük yaştaki erkek ya da kız. Genç erkek. Soy bakımından oğul veya kız, evlat. Büyükler arasında daha az yaşlı olan kişi. Belli bir işte yeteri kadar deneyimi ve yeteneği olmayan kimse. Büyüklere yakışmayacak, daha çok küçüklerin yapabileceği gibi davranan kimse. Bebeklik ile erginlik arasındaki gelişme döneminde bulunan oğlan veya kız, uşak.
EMBRİYOLOJİ
Dölüt durumuna gelinceye kadar oğulcuğun geçirdiği gelişim evrelerini inceleyen biyoloji kolu.
ÇOĞULCU
Çoğulculukla ilgili olan (kimse veya görüş), plüralist. Çoğulculuk yanlısı olan, plüralist.