Kelimeler arşivi içinde; sonunda "ner" olan, toplam 166 adet kelime bulunmaktadır. Sonu ner ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.
Bunun yanı sıra, başında ner olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde ner olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.
KARDİYOPULMONER
MULTİMİLYONER, PLÖROPULMONER
KIRMIZIFENER, RENOPULMONER
PANSİYONER, YANARDÖNER, YILDIRANER
AKSİYONER, KONTEYNER, PARATONER, TRİLYONER, VETERİNER, SİNİFENER, SİTOFANER, SUSTAİNER
LEJYONER, MİLYONER, MİSYONER, PARTÖNER, SEKSENER, AKRENNER, BAŞTANER, BİLGİNER, CANDANER, CANSUNER, COŞKUNER, DURGUNER, DÜZDÖNER, GEZGİNER, GİRGİNER, GÖKMENER, GÜÇYENER, HEPYENER, KESKİNER, PULMONER, SEÇKİNER, SEÇMENER, SOYDANER, SÖKMENER, TANGÜNER, TAŞKINER, TAYGUNER, TAYLANER, YALÇINER, YETKİNER
KORONER, PARTNER, SEMİNER, AKMANER, AKSUNER, ALTANER, ALTINER, ASLANER, AYDINER, AYGÜNER, CİHANER, ÇAPANER, DEVİNER, DOĞANER, DOLANER, DURANER, ENGİNER, ERDENER, ERDİNER, ERGENER, ERGİNER, ERGUNER, ERGÜNER, ERKİNER, GELENER, GÖNENER, GÜLENER, KIRANER, METİNER, OLGUNER, Devamını Oku »»
KORNER, AĞANER, AKANER, AKINER, ALANER, ASİNER, ATANER, BİTNER, CİYNER, EKENER, EKİNER, ESENER, ESİNER, IŞINER, KÖĞNER, KÜTNER, KÜYNER, OGANER, OKANER, OZANER, ÖRÜNER, ÜRİNER
BİNER, DÖNER, FENER, HÜNER, TİNER, TONER, CANER, CÖNER, ÇİNER, EĞNER, EYNER, FİNER, GENER, GONER, GÖNER, GÜNER, İĞNER, KANER, KENER, KİNER, KÖNER, KUNER, KÜNER, ÖNNER, ÖYNER, PİNER, PÜNER, SANER, SENER, SİNER, Devamını Oku »»
ENER, ONER, ÖNER, ÜNER
NER
NER
Nehir - neri: nehri.
KONTEYNER
Taşımalık.
TRİLYONER
Trilyon sahibi olan kimse. Çok zengin kimse.
PARATONER
Yıldırımsavar.
VETERİNER
Veteriner hekim.
AKSİYONER
Hisse sahibi, hissedar.
YANARDÖNER
Kıpırdadıkça çeşitli renklerde parlayan (kumaş, deri vb.), janjan. Çabuk fikir ve yön değiştiren (kimse). Daldan dala atlanan, konudan konuya geçilen.
SİNİFENER
Çıtalı uçurtma.
PANSİYONER
Pansiyonda kalan kimse.
KARDİYOPULMONER
Kalp ve akciğerlerle ilgili.
MULTİMİLYONER
Çok zengin kimse.
YILDIRANER
Parlayan, ışıldayan, ışık saçan kimse.
KIRMIZIFENER
Genelev.
RENOPULMONER
Hem böbrek hem de akciğerlerle ilgili olan.
SİTOFANER
Sarcocystidae ailesinde kimi türlerde zoitokistten çıkan ve kendisini çevreleyen kas tabakasına yayılan iplikçikler.
PLÖROPULMONER
Göğüs zarı ve akciğerlerle ilgili olan.
Bu bölümde tanımı içerisinde NER geçen kelimeler listesi verilmiştir.
ALMAŞ
İki veya daha çok şeyin sıra ile değiştirilerek kullanılması veya kendiliğinden değişerek çalışması, keşikleme, münavebe. Birinin doğru olması ötekinin yanlışlığını gerektiren iki önermenin oluşturduğu sistem.
AMİP
Amipler takımından, vücudunun biçim değiştirmesiyle oluşan geçici kollar veya ayaklar üzerinde sürünerek yer değiştiren, tatlı ve tuzlu sularda yaşayan bir hücreli canlı (Amoeba).
ASKER
Orduda görev yapan erden generale kadar herkes. Askerlik görevi ya da ödevi. Er. Topluluk düzenine saygısı olan, disiplinli. Yurdunu iyi koruyan, kahraman özelliği taşıyan.
ASBEST
Tremolitin bozulmasından oluşan, lifli, kırılmadan bükülebilen ve ateşte niteliği değişmeyen bir mineral, taş pamuğu, kaya lifi.
AMİRAL
Rütbesi general ile aynı olan deniz subayı.
ALBAY
Rütbesi yarbay ile tuğgeneral arasında bulunan ve asıl görevi alay komutanlığı olan üstsubay, miralay.
ASKI
Üzerine herhangi bir şey asmaya yarar nesne. Elbise, gömlek, tişört, ceket gibi elbiselerin kırışmadan düzgün bir biçimde elbise dolabına asılması için insan omzu biçiminde tasarlanmış, bazılarının altında pantolon asmak için düz bir çıta, bazılarının her iki kenarında etek asmak için çengel bulunan alet, elbise askısı. Saz şairleri arasında yapılmış olan deyiş yarışında üstün gelene verilmek için duvara asılan kumaş, tabanca vb. ödül. İpek böceğinin kozasını sarması için yanına konulan çalı çırpı. Düğünlerde geline yakınları tarafından takılan hediye. Artırma, eksiltme vb. resmî iş ilanlarının ilgili daire duvarında belli bir zaman süresince asılı durması. Kadınların kullandığı altın dizisi veya zincirli mücevherat. Hastanelerde kırık kol veya bacakların asılarak tutturulduğu araç. Gelinin odasına asılan süs. Yeni yapılmış olan yapıların çatısına, ev sahibi tarafından usta için veya düğün arabalarına düğün sahibi tarafından arabacı için armağan olarak asılan kumaş. Pantolon veya giysilerin düşmesini önlemek için omuzdan aşırılan bağ. Çay, kahve taşımaya yarar kahveci tepsisi, fener. Saklanmak için tavana asılmış dizi veya hevenk.
ATEŞBAZ
Ateşle hüner gösteren oyuncu. Osmanlılarda şenlikler için donanma fişeklerini hazırlayan kimse.
AŞINMAK
Birbirine sürtünerek incelmek. Çıkıntıları silinmek, düzleşmek. Eskimek, yıpranmak.
ACAR
Atılgan. Güçlü ve becerikli, çevik, enerjik. Yeni. Güneybatı Kafkasya'nın Türkiye sınırına yakın bölgesinde yaşayan bir halk, Acara.
ALINDILI
Postaya ek ücret ödenerek alındı karşılığında verilen ve alıcısına ulaştırılması üstlenilmiş olan (mektup, paket vb.), taahhütlü.
ANLAM
Bir kelimeden, bir sözden, bir davranış veya olgudan anlaşılan şey, bunların hatırlattığı düşünce veya nesne, mana, meal, fehva, deme, mazmun, medlul, valör. Bir önermenin, bir tasarının, bir düşüncenin veya eserin anlatmak istediği şey.
ARTEZYEN
Burgu ile delinerek açılan ve suyu yükseğe fışkırtan kuyu.
ANLAMA
Anlamak işi, anlamaklık, derk, fehim, intikal, tefehhüm, vukuf. Bir olay veya önermenin daha önce bilinen bir kanunun veya formülün sonucu olduğunu görme.
ARITIMEVİ
Şeker, petrol vb. maddelerin arıtıldığı yer, tasfiyehane, rafineri.
AKÜMÜLATÖR
Elektrik enerjisini kimyasal enerji olarak depolayan, istenildiğinde bunu elektrik enerjisi olarak veren cihaz, akımtoplar, akü.
ARİSTOTELESÇİLİK
Yunan filozoflarından derslerini öğrencileriyle birlikte gezinerek veren Aristoteles'in felsefesi, gezimcilik, Aristoculuk, peripatetizm. Bu felsefeyi benimsemiş olma durumu.
AMORTİ
Birden ödenerek faizinin işlemesine son verilen tahvil. Piyangoda bilet değeri kadar kazanılan ikramiye.
AKTARMAK
Bir şeyi bir yerden, bir kaptan başka bir yere veya kaba geçirmek. Toprağı altı üstüne gelecek bir biçimde iyice bellemek. Alıntılamak. Bir kitabı başından sonuna kadar okumak. Bir lehçeyi başka bir lehçeye uyarlamak. Kaynak kişiden derlenen herhangi bir parçayı kitlelere duyurmak ve yaymak. Tür değişikliği yapmak. Bir şeyin yolunu, yönünü değiştirmek. Çatı kiremitlerinin kırık ve bozuk olanlarının yerlerine sağlamlarını koymak. Bir tekniğe göre biçimlendirmek, uyarlamak. Birinin başka biriyle telefonla konuşmasını sağlamak. Üretilmiş olan bir enerjiyi, başka organlara iletmek. İletmek, bildirmek.
ALTIK
Konusu ile yüklemi aynı olan, biri tümel olumlu, biri tikel olumlu; biri tümel olumsuz, biri tikel olumsuz iki önerme arasındaki bağlantı durumu: "Kimi insanlar fânidir" önermesi "Bütün insanlar fânidir" önermesinin altığı olur.