Kelimeler arşivi içinde; sonunda "nep" olan, toplam 7 adet kelime bulunmaktadır. Sonu nep ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.
Bunun yanı sıra, başında nep olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde nep olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.
HIŞDENEP
GINNEP, KERNEP, ZEYNEP
DENEP, DİNEP
NEP
NEP
Bilmem, ne bileyim.
DİNEP
Buğday tarlalarında yetişen ve arpaya benzeyen, yenilirse insanı sersem eden bir bitki, delice.
HIŞDENEP
Yazın yetişen, sulu bir çeşit elma.
KERNEP
Sukabağı.
ZEYNEP
Değerli taşlar, mücevherler.
GINNEP
İnce sicim. Arapça kökenli kınneb: kınnap; sicim.
DENEP
Kuğu'nun a yıldızı.
Bu bölümde tanımı içerisinde NEP geçen kelimeler listesi verilmiştir.
SÜNEPELİK
Sünepe olma durumu.
DÖŞEMELİK
Yapılarda tabana döşemek için kullanılan (gereç). Kanepe, koltuk vb.nin kaplanmasına elverişli (kumaş).
PLÜTONYUM
Atom numarası 94 olan, neptünyumdan elde edilen radyoaktif bir element (simgesi Pu).
LAKOZ
Hanigiller familyasından yuvarlak kuyruğu bulunan bir tür balık (Epinephelus zeneus).
SUİBRİĞİ
Suibriğigillerden, yaprakları almaşık, sapları uzun ve sülüksü, yaprak ayası ibrik biçiminde gelişmiş olan, sıcak ülkelerde yetişen, tırmanıcı bir bitki (Nepenthes destillatoria).
DÖŞEMECİ
Döşeme yapan kimse. Perde, koltuk, kanepe vb. satan veya onaran kimse.
ETEK
Bedenin belden aşağısına giyilen, değişik biçimlerde, genellikle kadın giysisi, eteklik. Yağmur sularının, çatının bazı yerlerinden içeri sızmasını önlemek için yapılmış olan saç örtü. Dağ, tepe, yığın vb. yamaçlı şeylerin alt bölümü. Giysinin alt kenarı. Çadır, kanepe örtüsü gibi kumaştan olan şeylerin yere sarkan bölümü. Giysinin belden aşağıda kalan bölümü. Edep yeri.
OTOMAN
Bir tür ipekli kumaş. Sedir biçiminde kanepe.
KILIKSIZ
Giyimi düzgün olmayan, sünepe, kıyafetsiz, süfli. Giyimi düzgün olmayan, sünepe, süfli bir biçimde.
UYUŞUK
Duymaz ve hareket edemez duruma gelmiş, uyuşmuş. Gevşek, tembel, sünepe, uyuntu.
DİRSEKLİK
Koltuk, kanepe vb.nde dirsekleri dayamaya elverişli bölüm. Ceket kolunun dirsek bölümünü korumak veya yamamak için kullanılan (kumaş vb.). Dirsek olarak kullanılmaya uygun olan (ağaç, boru vb.).
PISIRIK
Tutuk, sünepe, aşırı çekingen, yüreksiz ve beceriksiz, ezik, girgin karşıtı.
ÇEKYAT
Gerektiğinde açılıp yatak durumuna getirilebilen koltuk, kanepe.
MENDEBUR
Sümsük, sünepe, pis, iğrenç.
ORFOZ
Hanigillerden, Ege ve Akdeniz'de bulunan, eti beyaz ve lezzetli, 10 kilogramdan 50 kilograma kadar ağırlığı olan bir tür balık (Epinepheles gigas).
DÖŞEME
Döşemek işi. Bir yapının döşenmesine yarayan her türlü eşya, mefruşat. Halk edebiyatında ve türkülerden önce söylenen, bazen tekerleme biçiminde olan uyaklı giriş bölümü. Taşıtların koltuk, taban, tavan vb. yerleri. Yapılarda taban üzerine döşenen tahta vb. kaplama. Koltuk, kanepe, divan vb.nin kumaş, yay, pamuk vb. bölümleri.
RUPİ
Hindistan, Mauritius, Nepal, Pakistan, Seyşeller ve Sri Lanka'da kullanılan para birimi.
ABAÇ
Annesi gibi, annesine çeken, annesi ahlâkında: Zeynep, abaç bir kız. Annesine benzeyen.
OTURACAK
Sandalye, tabure, kanepe gibi üstüne oturulan şey.
SARIHANİ
Hanigillerden, uzunluğu 25 santimetre kadar olan bir Akdeniz balığı (Epinepheles gigas).