Kelimeler arşivi içinde; başında "kıs" olan, toplam 199 adet kelime bulunmaktadır. kıs ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ayrıca sonu kıs ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde kıs olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.
KISKANDIRABİLMEK
KISABOYNUZLULAR, KISITLAYABİLMEK, KISKANDIRABİLME
KISIRLAŞTIRMAK, KISITLAYABİLME, KISTAFANLANMAK
KISACIKMAHMUT, KISALTABİLMEK, KISIRGALANMAK, KISIRLAŞTIRMA, KISKANABİLMEK, KISTIRABİLMEK
KISACAMAHMUT, KISALTABİLME, KISALTTIRMAK, KISKANABİLME, KISKANDIRMAK, KISMETSİZLİK, KISMIKLANMAK, KISTIRABİLME
KISALTILMAK, KISALTILMIŞ, KISALTTIRMA, KISIRGANMAK, KISIRKANMAK, KISIRLANMAK, KISIRLAŞMAK, KISITLANMAK, KISITLAYICI, KISITSIZLIK, KISKAÇLAMAK, KISKANDIRMA, KISKANILMAK, KISKISLAMAK, KISSAPERDAZ, KISTALLAMAK, KISTIRILMAK
KISABİLMEK, KISALTILMA, KISALTMACA, KISALTMALI, KISARLAMAK, KISATLAMAK, KISIMLAMAK, KISINTILIK, KISINTISIZ, KISIRGAMAK, KISIRGANMA, KISIRLAŞMA, KISITLAMAK, KISITLANIŞ, KISITLANMA, KISITLAYIŞ, KISITLILIK, KISIVERMEK, KISKACILIK, KISKAÇLAMA, KISKANÇLIK, KISKANILMA, KISKILAMAK, KISSAGÜZAR, KISTALAMAK, KISTIRILMA
KISABİLME, KISACIKLI, KISALEYİN, KISALTMAK, KISDIRGAÇ, KISIMLAMA, KISINTILI, KISIRKAYA, KISITLAMA, KISIVERME, KISKANMAK, KISKIRMAK, KISKIVRAK, KISMETSİZ, KISTETMEK, KISTIRGAÇ, KISTIRGAN, KISTIRGEÇ, KISTIRMAÇ, KISTIRMAK
KISAAYAK, KISACASI, KISAĞILI, KISALMAK, KISALTIM, KISALTIŞ, KISALTMA, KISARMAK, KISDIRMA, KISIKLIK, KISIKTAŞ, KISILMAK, KISIMLIK, KISINMAK, KISIRGAN, KISIRLAR, KISIRLIK, KISKAÇLI, KISKANIŞ, KISKANMA, KISMANDA, KISMETLİ, KISMIKCI, KISSAHAN, KISTIRGI, KISTIRIK, KISTIRMA
KISACIK, KISADAN, KISALAR, KISALIK, KISALIŞ, KISALKI, KISALMA, KISARAK, KISAYOL, KISDİYH, KISICAK, KISIKÇA, KISIKLI, KISILIŞ, KISILMA, KISIMIK, KISIMUK, KISINMA, KISINTI, KISIRIK, KISITLI, KISKACI, KISKANÇ, KISKIRT, KISKISI
KISAAD, KISACA, KISAĞI, KISASI, KISGEÇ, KISGIÇ, KISGIT, KISIRU, KISKAÇ, KISKAL, KISKAN, KISKAR, KISKIÇ, KISKIR, KISKIS, KISKIT, KISMAK, KISMAN, KISMEN, KISMET, KISMIK, KISMIR, KISMUK, KISNAK, KISNET, KISNIK, KISPET, KISRAH, KISRAK, KISSIH, Devamını Oku »»
KISAÇ, KISAĞ, KISAK, KISAS, KISAT, KISCA, KISDI, KISGA, KISIK, KISIM, KISIR, KISIŞ, KISIT, KISKA, KISKI, KISKU, KISLI, KISMA, KISMİ, KISOT, KISSA, KISTA, KISTI
KISA, KISI, KIST, KISU
KIS
KIS
Çürük kaya, sert toprak. Cimri, pinti. Kız.
KISACAMAHMUT
Tütüne karıştırılıp içilen, sarılık hastalığında kullanılan yaban otu.
KISABOYNUZLULAR
Kısa duyargalı, geniş kanatlı ve oldukça gelişkin sinek türlerini içine alan çiftekanatlılar topluluğu.
KISTAFANLANMAK
Çalımlanmak : Ne kıstafanlanıp duruyorsun?.
KISKANDIRABİLMEK
Kıskandırma imkânı veya olasılığı bulunmak.
KISALTABİLMEK
Kısaltma imkânı veya olasılığı bulunmak.
KISIRLAŞTIRMAK
Üreme organlarını ameliyatla döl veremez duruma getirmek, hadım etmek.
KISTIRABİLMEK
Kıstırma olasılığı bulunmak.
KISIRGALANMAK
Esirgemek, bir şeyi vermekten çekinmek.
KISITLAYABİLMEK
Kısıtlama imkânı veya olasılığı bulunmak.
KISITLAYABİLME
Kısıtlayabilmek işi.
KISACIKMAHMUT
Tütüne karıştırılıp içilen, sarılık hastalığında kullanılan yaban otu.
KISALTABİLME
Kısaltabilmek işi.
KISKANDIRABİLME
Kıskandırabilmek işi.
KISKANABİLMEK
Kıskanma imkânı veya olasılığı bulunmak.
KISIRLAŞTIRMA
Kısırlaştırmak işi, vasektomi. Hayvanlarda, özellikle erkeklerde eşey organlarının çıkarılması ya da faaliyetini bir süre durdurmak için gereken işlemin yapılması. Kastrasyon. Erkekte hayvanlarda testislerin, dişi hayvanlarda ise yumurtalıkların ameliyatla çıkarılması veya diğer bir yöntemlerle görev yapamaz hâle getirilmesi, eneme, hadım etme, iğdiş etme, kastrasyon. (karşılık: kastrasyon),Ameliyatla eşeylik organlarını çıkartıp eşeylik bezlerinin gelişmesine engel olma.
Bu bölümde tanımı içerisinde KIS geçen kelimeler listesi verilmiştir.
AKRONİM
Kısma ad.
AKAMET
Kısırlık, verimsizlik. Başarısızlık, sonuçsuzluk.
ALÇAK
Yerden uzaklığı az olan, yüksek karşıtı. Kısa (boy). Bile bile en kötü, en ahlaksızca davranışlarda bulunan, aşağılık, soysuz, namert, rezil, hain. Aşağıda olan, yüksek olmayan (yer).
ALAGARSON
Kısa kesilmiş saç. Oğlan saçı biçiminde kısa kesilmiş kadın saçı.
AKONT
Bir borca karşılık, hesabı daha sonra görülmek üzere yapılmış olan kısmi ödeme.
ALKARNA
İstiridye, midye, tarak vb. kabuklu hayvanları avlamak için deniz dibini taramakta kullanılan, ağız kısmı demirden bir ağ.
AKSAK
Aksayan, hafifçe topallayan. İyi gitmeyen, iyi işlemeyen. Türk müziğinde kıvrak bir usul. Eski Yunan ve Latin şiir ölçüsünde, sondan bir önceki hecesi kısa olacak yerde uzun olan dize.
AKBAŞ
Yazın kutup bölgelerinde yaşayan, kışın ılık kıyılara göçen, kısa ve ince gagalı, siyah bacaklı bir tür yabani kuş, deniz kazı (Bemicla).
AÇILIM
Açılma işi. Herhangi bir konuyla veya sorunla ilgili olarak düşünce ve uygulamalarda yeni koşulların gerektirdiği değişiklikleri veya yenilikleri yapma. Yeni bir bakış açısı getirme. Sağ açıklık. Bir kısaltma veya formülün açık biçimi.
ALVEOL
Torba biçiminde küçük boşluk veya genişlemiş kısım. Akciğerde bronşçukların bittiği bölümde oksijen karbondioksit taşınmasını sağlayan minik kese biçimindeki boşlukların son ucu.
AĞIR
Tartıda çok çeken, hafif karşıtı. Değeri çok olan, gösterişli. Dokunaklı, insanın gücüne giden, kırıcı. Yoğun. Sindirimi güç (yiyecek). Çetin, güç. Çapı, boyutu büyük. Yavaş. Ağır sıklet. Keskin, boğucu (koku). Fiziksel sebeplerden dolayı güç işiten (kulak). Kısık, alçak. Yavaş bir biçimde. Ciddi. Ağırbaşlı, ciddi. Sıkıntı veren, bunaltan. Davranışları yavaş olan.
AB
Su. Avrupa Birliği'nin kısaltılmış hali.
ABRAŞ
Alaca benekli. Klorofil azlığından dolayı açık renkte lekeleri olan (bitki yaprağı). Cildin rengini bozup beyaz benekler ve lekeler yapan hastalık. Ters, kaba, görgüsüz (kimse). Deseni ve atkısı bozuk halı. Atın tüysüz yerlerinde görülen uyuza benzer bir hastalık. Çarpık, eğri, düzgün olmayan. Çilli, çopur yüzlü, gözleri açık renk olan (kimse).
AKROMEGALİ
Genel gelişme bittikten sonra el, çene, burun vb. vücudun sivri kısımlarındaki kemiklerin kalınlaşması, büyümesi veya uzaması.
AKSAM
Kısımlar.
ALGARİNA
Ağır bir şeyi denizden çıkarma veya denize indirme işinde kullanılan büyük vinçli deniz teknesi. Bazı gemilerin baş veya kıç tarafından eğik olarak uzatılmış bulunan makaralı, kısa ve kalın dikme.
ALMAK
Bir şeyi elle ya da başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak. Zararlı, tehlikeli bir şeye uğramak. Bir şeyi veya kimseyi bulunduğu yerden ayırmak. Motor çalışması için gerekli olan elektrik veya yakıttan yararlanır duruma gelmek. Satın almak. Erkek, kadınla evlenmek. Göreve, işe başlatmak. Örtmek, koymak. Yolmak, koparmak. Bürümek, sarmak, kaplamak. İçine sığmak. İçecek veya sigara içmek. Görevden, işten çekmek. Kazanç sağlamak. Gidermek, yok etmek. Kazanmak, elde etmek. Çalmak. Kısaltmak, eksiltmek. Vücuttaki hasta bir organı ameliyatla çıkarmak. İçeri sızmak, içine çekmek. Yol gitmek, mesafe katetmek. Kabul etmek. İçeri girmesini sağlamak. Birlikte götürmek. Soldurmak. Kendine ulaştırılmak, iletilmek. Temizlemek. Sürükleyip götürmek. Yer değiştirmek. Yutmak, kullanmak. Tat veya koku duymak. Başlamak. Ele geçirmek, fethetmek.
AKTÖR
Erkek oyuncu. Herhangi bir olayda etkisi veya katkısı olan kimse.
AGANTA
Yısa veya laçka edilmekte olan bir halatın ve zincirin kısa bir süre elde tutulup bırakılmaması için verilen emir.
ALBÜM
Fotoğraf, pul vb.ni dizip saklamaya yarayan bir defter türü. Herhangi bir konu ile ilgili kısa açıklamalar verilerek resimler basılmış olan kitap. Uzunçalar.