EVRE ile başlayan kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; başında "evre" olan, toplam 40 adet kelime bulunmaktadır. evre ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ayrıca sonu evre ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde evre olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.

 
 

17 harfli kelimeler

EVRENSELLEŞTİRMEK, EVRENSELLEŞEBİLME

16 harfli kelimeler

EVRENSELLEŞTİRME

14 harfli kelimeler

EVRENSELLEŞMEK

13 harfli kelimeler

EVRENDEŞÇİLİK, EVRENLERYAVŞI, EVRENSELLEŞME

11 harfli kelimeler

EVRENSELLİK

10 harfli kelimeler

EVRENSEKİZ, EVRENDEĞER, EVRENBİLİM, EVRENUŞAĞI

9 harfli kelimeler

EVRELEMEK, EVREÖLÇER, EVRENPAŞA, EVRENSEKİ

8 harfli kelimeler

EVRENATA, EVRENSEL, EVRENKÖY, EVRENGEÇ, EVRENCİK, EVRENBEY, EVRELEME, EVREAĞAÇ

7 harfli kelimeler

EVREYİÇ, EVREYEŞ, EVRENOS, EVRENLİ, EVRELEÇ, EVREKAÇ, EVREĞEÇ, EVREĞAÇ, EVRECEK

6 harfli kelimeler

EVREŞE, EVREAÇ

5 harfli kelimeler

EVREN, EVREM, EVREÇ, EVRET

4 harfli kelimeler

EVRE

Bazı kelimelerin anlamları

EVRE

Bir olayda birbiri ardınca görülen, bir işte birbiri ardınca beliren, gelişen değişik durumların her biri, aşama, safha, merhale.

EVRENSEKİZ

Kırklareli ilinde, Büyükkarıştıran bucağına bağlı bir yer.

EVRENDEŞÇİLİK

İnsanlık ulusçuluğu ve evren yurttaşlığı görüşlerini ülkü olarak benimseyen öğretilerin ve akımların genel adı.

EVRENSELLEŞME

Evrenselleşmek işi.

EVRENBİLİM

Evrenin oluşumunu inceleyen ve evreni yöneten genel yasalarla uğraşan bilim. Evren'in oluşumunu ve gelişimini inceleyen bilim dalı.

EVRENPAŞA

Şanlıurfa ili, Ceylânpınar ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir bölge.

EVRENSELLİK

Evrensel olma durumu, âlemşümullük, cihanşümullük.

EVRENSELLEŞTİRME

Evrenselleştirmek işi.

EVRELEMEK

Ses sinyalini, frekansında ard arda gelen yükseltme ve alçaltmalar oluşturarak süzmek.

EVRENSELLEŞMEK

Evrensel duruma gelmek.

EVRENSELLEŞEBİLME

Evrenselleşebilmek işi.

EVRENLERYAVŞI

Antalya şehrinde, Manavgat ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yer.

EVRENDEĞER

Evrenden hesaplanan ya da örnekleme yoluyla kestirilmek istenen, evrenin ayırıcı bir niteliğine ilişkin değer. Örneğin, evrenin ortalaması. Örneklemeyle kestirilmeye çalışılan bir ayrıtın evrendeki gerçek değeri.

EVREÖLÇER

Bir çevrimdeki akım ile gerilim arasındaki evre çıkarım açısını ölçen aygıt.

EVRENSELLEŞTİRMEK

Evrensel duruma getirmek.

EVRENUŞAĞI

Samsun şehrinde, Bafra ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yer.

  -   -   -  

Anlamında EVRE bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde EVRE geçen kelimeler listesi verilmiştir.

ATATÜRKÇÜLÜK

Atatürk'ün düşünce ve uygulamalarından kaynaklanan, Türk Devleti'nin bağımsızlık ve bütünlüğünü, millî egemenliğini, kişi özgürlüğünü, çağdaş olmayı amaçlayan, akla, bilime ve gerçeğe dayanan, evrensel ağırlıklı, geleceğe yönelik, birbiri ile uyumlu amaçlar, uygulamalar ve ilkeler bütünü, Kemalistlik, Kemalizm. Bu ilkeye bağlılık.

AKSAN

Bir ülkenin insanlarına veya bir çevreye özgü söyleyiş özelliği. Vurgu.

AKILCILIK

Akla dayanan, doğruluğun ölçütünü duyularda değil, düşünmede ve tümdengelimli çıkarmalarda bulan öğretilerin genel adı, usçuluk, akliye, rasyonalizm, deneycilik karşıtı. Akla ve akıl yolu ile varılan yargıya inanma, akla aykırı veya akıl dışı hiçbir şeyi tanımama davranışı ve tutumu, akliye, rasyonalizm. Bilginin evrensellik ve zorunluluğunun deneyden ve deneye dayanan genellemeden değil, yalnızca akıldan çıkartılabileceğini savunan öğreti, rasyonalizm.

AYLA

Hale. Bazı kutsal kişilerin başı etrafında gösterilen ışık çevresi.

AĞIZ

Yüzde, avurtlarla iki çene arasında bulunan, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye yarayan ve besinlerin sindirilmeye başlandığı organ. Bu boşluğun dudakları çevreleyen bölümü. Birkaç yolun birbirine kavuştuğu yer, kavşak. Koy, körfez, liman vb. yerlerin açık tarafı. Aynı dil içinde ses, şekil, söz dizimi ve anlamca farklılıklar gösterebilen, belli yerleşim bölgelerine veya sınıflara özgü olan konuşma dili. Uç, kenar. Kapların veya içi boş şeylerin açık tarafı. Bir bölge ezgilerinde görülen özelliklerin tümü. Çıkış yeri. Kesici aletlerin keskin tarafı. Bir akarsuyun denize veya göle döküldüğü yer, munsap. Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü. Üslup, ifade biçimi.

ALAN

Düz, açık ve geniş yer, meydan, saha. Eski Roma'da açık hava gösterisi yapılmış olan geniş yer. Yarışmaların, karşılaşmaların ve oyunların yapıldığı yer, saha. Orman içinde düz ve ağaçsız yer, düzlük, kayran. Yüz ölçümü. Bir çalışma çevresi. Bir alıcı merceğinin net bir görüntü sağlayabildiği derinlik ve genişliğin bütünü. İçinde birtakım kuvvet çizgilerinin yayılmış bulunduğu varsayılan uzay parçası.

AYLANMAK

Bir yerin çevresinde dolanmak.

AYIRICI

Ayırma özelliği veya gücü olan. Yüksüz elektrik devrelerini açıp kapayan araç.

ATIK

Hastane, ev, fabrika vb. yerlerde kullanılmış, artık işlenemez veya çevre için zarar oluşturan her türlü madde. Atılmış, atılan. Üretimden tüketime kadar olan tüm aşamalarda ortaya çıkan ve kullanıcının artık işine yaramayan maddelerin tamamı.

ADA

Deniz veya göl suları ile çevrilmiş küçük kara parçası, cezire. Tali yoldan ana yola güvenli çıkışı sağlamak için tali yolun sağ tarafına yapılan, çizgilerle ayrılmış bölüm. Çevresi yollarla belirlenmiş olan arsa ve böyle bir arsayı kaplayan yapılar topluluğu. Kavşaklarda trafiği düzenleyici, yönlendirici veya ayırıcı olmak üzere bordürle sınırlandırılmış veya yer çizgileriyle belirlenmiş alan.

ATOMCULUK

Evrenin, bölünmez parçaların kümelenmesinden oluştuğunu ileri süren öğreti.

AĞCIK

Palmiyelerde çiçeklerin dibinin çevresindeki telli kın.

ALACAKLANDIRMAK

Vadeli satış yapan firmaların her türlü mal ve hizmet satışından doğan haklarını alacaklandırıcı adı verilen finansal kuruluşlara devretmek.

AĞILLANMAK

Toplanıp bir arada durmak. Çevresinde ağıl denen hale oluşmak, halelenmek.

AYIT

Mine çiçeğigillerden, Akdeniz çevresinde yetişen, mavi, beyaz veya menekşe renginde çiçekler açan, 1-2 metre boyunda bir ağaççık, hayıt (Vitex agnus-castus).

AKLEVREK

Tatlısu levreği.

AĞIRLIK

Ağır olma durumu. Ağırbaşlılık. Terazilerde tartma işi yapılırken bir kefeye konulan nesne. Değerlendirmelerde herhangi bir konu veya evreye, olağanın üzerinde ve belli oranda tanınan değer. Yer çekiminin, bir cismin molekülleri üzerindeki etkisinin oluşturduğu bileşke, gravite. Uykudayken gelen ve insana boğulur gibi bir duygu veren durum. Uyuşukluk ve gevşeklik durumu. Sıkıcı, bunaltıcı, iç karartıcı durum. Orduda bir birliğin cephane, yiyecek ve eşya yükleri. Sorumluluk. Sıkıntı. Takı. Değerli olma durumu. Yük, külfet. Dikkati ve önemi bir şey üzerinde yoğunlaştırmak. Güreş, boks, halter, judo vb. spor dallarında, sporcuların kilolarına göre girdikleri kategori. Etki, baskı, güçlük. Çeyizini düzmek için damadın geline verdiği para, kalın.

ARNAVUT

Arnavutluk ve çevresinde yaşayan bir halk.

AĞIL

Evcil küçükbaş hayvanların barındığı çit veya duvarla çevrili yer, arkaç. Hale. Bazı görüntülerdeki çok ışıklı cisimleri çevreleyen ışıklı teker.

AŞAMA

Önem veya değer bakımından gitgide yükselen bir sıra basamakların her biri, rütbe, mertebe, paye. Varılması istenen bir amaca doğru geçilmesi gerekli dönemlerden her biri, evre, basamak, adım, merhale. Bir yarışın belirli uzaklığı kapsayan bölümlerinden her biri, etap.