Sonu ÇİM ile biten kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; sonunda "çim" olan, toplam 18 adet kelime bulunmaktadır. Sonu çim ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.

Bunun yanı sıra, başında çim olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde çim olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.

 
 

12 harfli kelimeler

İÇDEĞERBİÇİM

10 harfli kelimeler

ÖRNEKBİÇİM

9 harfli kelimeler

AYRIBİÇİM

8 harfli kelimeler

TEKBİÇİM, KONBİÇİM

7 harfli kelimeler

ÖZBİÇİM

6 harfli kelimeler

ÇİMÇİM, PERÇİM, NEFÇİM, BERÇİM

5 harfli kelimeler

BİÇİM, ÇEÇİM, SEÇİM, GEÇİM, PİÇİM, ELÇİM

4 harfli kelimeler

İÇİM

3 harfli kelimeler

ÇİM

Bazı kelimelerin anlamları

ÇİM

Buğdaygillerden, bahçelerin, yol kenarlarının ve parkların yeşillendirilmesinde yararlanılan çok yıllık bitki (Lolium).. Yeşilliği bol olan yer. Sebze fidelerinin genel adı. Az, biraz: Kış armudu çim tatlıdır. Ali çim arkada. Yıkanmak, yüzmek. Çimen, çim.

ÇİMÇİM

Az az, isteksizce (yemek hakkında). Karides.

NEFÇİM

Ne biçim, ne çeşit.

AYRIBİÇİM

Bir öğenin, bir bileşiğin atom ya da moleküllerinin ayrı düzenlenmeleriyle oluşan değişik biçimlerin her biri.

BERÇİM

Perçin.

TEKBİÇİM

Biçimi, nitel ve nikel özellikleri her yerinde özdeş olan.

BİÇİM

Biçme işi. Yazı ve simgelerin bilgisayarda kullanılmaya elverişli çerçevesi, düzeni, format. Disket vb.nin bilgisayarda kullanılabilir durumu. Yakışık alan şekil, uygun şekil. Herhangi bir şeyin benzeri. Sanat ve edebiyat eserlerinde dış görünüş, form. Şiirlerin kuruluş ve uyak düzenlerine göre olan dış görünüşü, şekil. Bir nesnenin dış çizgileri bakımından niteliği, dıştan görünüşü, şekil, eşkâl. Tarz.

SEÇİM

Seçme işi. Kanunlar, yönetmelikler uyarınca bir veya daha çok aday arasından belli birini veya birkaçını seçme, intihap.

GEÇİM

Geçinme işi, geçinme araçları, geçinme, maişet. Anlaşma, uyum.

PERÇİM

Perçin.

ÖRNEKBİÇİM

Gerçek bir dizgenin tümünün ya da bir bölümünün, yapı, işlev ve davranış özelliklerini bozmadan, içinde bulunduğu çevreden yalıtılarak belirli bir mantıkla nicel ya da nitel olarak gösterimi.

KONBİÇİM

Bir küme taneciğin kondukları, bir süre için bulundukları yerler. Belli sayıda eksiciğin, öğecik ya da özdecik yörüngeçlerini doldurmuş biçimi. Bir kimyasal bileşiğin atom, yükün ya da moleküllerinin uzayda birbirlerine göre düzenlenmiş durumu. Nokta, doğru, düzlem, eğri, yüzey ve benzeri uzambilgisel varlıkların kimisinin bileşimiyle oluşan nesne. Anlamdaş. uzambiçim, uzambilgisel uzambiçim.

ÇEÇİM

İnce Dokunmuş renkli, nakışlı kilim.

PİÇİM

Biçim, vaziyet.

ÖZBİÇİM

Kayaç yapıcı minerallerin, kendilerine özgü kristal biçimi. (Bu durumda büyüyüşlerine engel olmadan gelişmişlerdir.).

İÇDEĞERBİÇİM

Bir dizideki değerlerden dizide bulunmayan ara değerlerin kestirimi. Bir işlevin bilmen iki değeri arasında kalan bir noktadaki değerini bulma işi.

  -   -   -  

Anlamında ÇİM bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde ÇİM geçen kelimeler listesi verilmiştir.

ADAMCA

İnsana yaraşır bir biçimde, adamcasına. İnsan sayısı bakımından.

ABARTILI

Olduğundan fazla gösterilen, abartmalı, mübalağalı. Abartarak, abartılı olarak, mübalağalı bir biçimde.

AĞIRCANLILIK

Hareketlerin yavaş olması, tembelce davranış biçimi.

İplik, sicim, tel vb. ince şeylerden kafes biçiminde yapılmış örgü. Ulaşım ve iletişim gibi alanlarda ülkenin her yerine yaygınlaştırılmış şebeke. Örümcek vb. hayvanların salgılarıyla oluşturdukları örgü. Çaprazlama örgü ile yapılmış olan ve kale direkleri arkasına gerilen örgü, file. Pantolon veya külotun apış arasına gelen yeri, apışlık. Tuzak. Oyun alanını ortadan ikiye bölen iple yapılmış örgü, file.

ADACYO

Yavaş, ağır bir biçimde çalınan beste.

ABES

Gereksiz, yersiz, boş. Akla ve gerçeğe aykırı. Gereksiz bir biçimde.

AFFETTUOSO

Bir parça yumuşak ve duygulu bir biçimde çalınarak.

AĞIRCA

Oldukça ağır. Kötüleşmiş (hasta). (ağı'rca) Oldukça ağır bir biçimde.

AĞIZLI

Ağzı herhangi bir biçimde olan.

AGİTATO

Canlı ve coşkulu bir biçimde (çalınmak).

ACIMASIZCA

Acımasız olarak, acımasız bir biçimde, acımasızcasına, zalimce, zalimcesine, zalimane.

AĞIRŞAKLANMAK

Ergenlik döneminde çıbanda veya memede ağırşak biçiminde bir tümsek oluşmak.

AÇILIM

Açılma işi. Herhangi bir konuyla veya sorunla ilgili olarak düşünce ve uygulamalarda yeni koşulların gerektirdiği değişiklikleri veya yenilikleri yapma. Yeni bir bakış açısı getirme. Sağ açıklık. Bir kısaltma veya formülün açık biçimi.

AĞIZ

Yüzde, avurtlarla iki çene arasında bulunan, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye yarayan ve besinlerin sindirilmeye başlandığı organ. Bu boşluğun dudakları çevreleyen bölümü. Birkaç yolun birbirine kavuştuğu yer, kavşak. Koy, körfez, liman vb. yerlerin açık tarafı. Aynı dil içinde ses, şekil, söz dizimi ve anlamca farklılıklar gösterebilen, belli yerleşim bölgelerine veya sınıflara özgü olan konuşma dili. Uç, kenar. Kapların veya içi boş şeylerin açık tarafı. Bir bölge ezgilerinde görülen özelliklerin tümü. Çıkış yeri. Kesici aletlerin keskin tarafı. Bir akarsuyun denize veya göle döküldüğü yer, munsap. Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü. Üslup, ifade biçimi.

AÇIK

Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı. Örtüsüz, çıplak. Bir gereksinimin karşılanamaması durumu. Görevlisi olmayan, boş (iş, görev), münhal. Çalışır durumda olan. Gizliliği olmayan, olduğu gibi görünen. Sevişme sahnelerini bütün çıplaklığıyla anlatan (kitap, resim, film vb.). Boş. Belirgin bir biçimde. Rengi koyu olmayan, koyu karşıtı. Belli bir yerin biraz uzağı. Engelsiz, serbest. Aralığı çok. Kolay anlaşılır, vazıh. Denizin kıyıdan uzakça olan yeri. Her türlü düşünceyi hoşgörüyle karşılayabilen, etkisinde kalabilen.

AÇIKÇA

Gizli bir yönü kalmaksızın, kolay anlaşılır bir biçimde, alenen, aşikâre.

ABARTISIZ

Olduğu gibi gösterilen, abartmasız, mübalağasız. Abartmadan, abartısız olarak, mübalağasız bir biçimde.

ABULLABUT

Kaba saba ve anlayışsız (kimse). Biçimsiz ve kötü giyinen, giyimine özen göstermeyen (kimse).

AĞIRŞAK

Yün veya iplik eğrilen iği ağırlaştırmak için alt ucuna geçirilen yarım küre biçiminde, ortası delik ağaç veya kemik parça. Teker biçiminde yassı nesne, kurs (I).

AĞIR

Tartıda çok çeken, hafif karşıtı. Değeri çok olan, gösterişli. Dokunaklı, insanın gücüne giden, kırıcı. Yoğun. Sindirimi güç (yiyecek). Çetin, güç. Çapı, boyutu büyük. Yavaş. Ağır sıklet. Keskin, boğucu (koku). Fiziksel sebeplerden dolayı güç işiten (kulak). Kısık, alçak. Yavaş bir biçimde. Ciddi. Ağırbaşlı, ciddi. Sıkıntı veren, bunaltan. Davranışları yavaş olan.