Kelimeler arşivi içinde; sonunda "usal" olan, toplam 13 adet kelime bulunmaktadır. Sonu usal ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.
Bunun yanı sıra, başında usal olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde usal olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.
ARSIULUSAL
KARAMUSAL
BULGUSAL, DOĞRUSAL, DUYGUSAL, KURGUSAL, COŞKUSAL, TUTKUSAL
DUYUSAL, KAMUSAL, OLGUSAL
ULUSAL
USAL
USAL
İhmal edilecek nitelikte önemsiz. Gamsız, kedersiz, keyfine düşkün. Önemsiz.
ARSIULUSAL
Uluslararası.
COŞKUSAL
Coşkulara ilişkin olan ya da bireyde coşku uyandırma niteliği taşıyan (şey). Olağandan daha çok coşkulanan ya da coşkuların etkisi altında davranan(kişi).
DUYUSAL
Duyu ile ilgili.
KURGUSAL
Kurgu ile ilgili, düşüntülü, spekülatif.
DUYGUSAL
Duygularla ilgili, duygulara dayanan, hissî. Duygunun ağır bastığı, duygunun aşırı etkilediği (eser veya insan).
OLGUSAL
Olguya ilişkin.
ULUSAL
Millî.
KARAMUSAL
Çifte demir atıldığında geminin dönmesiyle zincirlerin karışmasını önlemek için kullanılan, fırdöndüye bağlı zincir düzeni.
KAMUSAL
Kamu ile ilgili.
TUTKUSAL
Tutkulu, aşırı bağlı veya düşkün.
BULGUSAL
Bulguyla ilgili, bulguya ait.
DOĞRUSAL
Bir doğru ile ilgili olan. Bir doğruyu izleyen. Aynı doğruya ait olan.
Bu bölümde tanımı içerisinde USAL geçen kelimeler listesi verilmiştir.
BİYONİK
Dirim kurgusal.
KİMONO
Japonların önden çapraz olarak kavuşan uzun ve geniş kollu ulusal giysisi. Geniş kollu sabahlık.
FESTİVAL
Dönemi, yapıldığı çevre, katılanların sayısı veya niteliği programla belirtilen ve özel önemi olan sanat gösterisi. Düzensiz toplantı, curcuna. Belli bir sanat dalında oyun ve filmlerin sunulması ve gösterilmesi sonunda ödül, derece verilmesi biçiminde düzenlenen ulusal veya uluslararası gösteri dizisi, şenlik. Bir bölgenin en ünlü ürünü için yapılmış olan gösteri, şenlik.
KOZMOPOLİT
Çeşitli uluslardan kimseleri barındıran, içinde bulunduran. Ulusal özelliklerini yitirmiş kimse.
ALKARISI
Lohusalara musallat olarak onları boğduğuna inanılan görüntü, çarşamba karısı.
BİREY
Kendine özgü nitelikleri yitirmeden bölünemeyen tek varlık, fert. Bir türün kapsamı içine giren somut varlık. Doğa bilgisinde türü oluşturan tek varlıklardan her biri. Toplumları oluşturan ve düşünsel, duygusal, iradeyle ilgili nitelikleri toplum içinde belirlenen insanların her biri, fert. İnsan topluluklarını oluşturan, insanların benzer yanlarını kendinde taşımakla birlikte, kendine özgü ayırıcı özellikleri de bulunan tek can, fert.
FLÖRT
Kadınla erkek arasındaki duygusal ilişki. Siyasal bir parti, yabancı bir ülke vb.ne tam olarak bağlanmadan yaklaşma. Birbirine duygusal ilgi duyan kadın ve erkek.
ARDILMAK
Birisinin sırtına asılmak. Sataşmak, çatmak. Musallat olmak, asılmak, takılmak.
DUYGUSALLIK
Duygusal olma durumu.
DENGE
Bir nesnenin veya bir insanın devrilmeden durma hâli, muvazene, balans. Siyasi güçlerin, yetkilerin birbirini sınırlayacak biçimde dağıtılması. Zihinsel ve duygusal uyum, istikrar. Ekonomik hayatın uyumlu düzeni. Birbirini ortadan kaldıran güçlerin sonucu olan durma hâli.
ALIRLIK
Duygusal uyarımları alabilme yeteneği, idrak kabiliyeti.
KAMUSALLAŞMA
Kamusallaşmak işi.
KRANK
Bir motorda biyellerin doğrusal hareketini dairesel harekete çeviren dingil. Sac, çinko, dökme demir, bakır vb. borunun yönünü değiştirmeye yarayan kıvrım.
BİYEL
Makinelerde, bir ucu pistona, öbür ucu volanı çeviren kaldıraca geçirilmiş, pistonun doğrusal hareketini krankta dairesel harekete çeviren, hareketli kol.
DUYGULANMA
Duygulanmak durumu, tahassüs. İç salgı bezlerini de kapsayan türlü etkiler altında duygusal tepkiler gösterme.
DUYGULANIM
Etkilenme, duygulanma. İstenç ve anlıktan ayrı görülen, duygusal tepkiler gösterme durumu. Bir ruh durumunun dış sebeplerle değişmesi. Tutkudan daha düzenli ancak daha güçsüz olan seçkin bir eğilim. Duyarlığın harekete geçişi.
ARIZ
Sonradan ortaya çıkan. Bulaşmış, musallat olmuş.
KIŞLATMAK
Kışı bir yerde geçirtmek. Musallat etmek.
DÜŞÜNTÜLÜ
Kurgusal.
HAZ
Hoşa giden duygulanma, hoşlanma, zevk. Sürdürülmesi istenen ılımlı ve doygunluk veren coşku. Ezgi. Bir şeyden duyusal veya manevi sevinç duyma.