USAN ile başlayan kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; başında "usan" olan, toplam 13 adet kelime bulunmaktadır. usan ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ayrıca sonu usan ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde usan olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.

 
 

10 harfli kelimeler

USANDIRMAK

9 harfli kelimeler

USANDIRMA, USANILMAK

8 harfli kelimeler

USANÇLIK, USANILMA

7 harfli kelimeler

USANGAN, USANGIN, USANLIK, USANMAK

6 harfli kelimeler

USANMA, USANTI

5 harfli kelimeler

USANÇ

4 harfli kelimeler

USAN

Bazı kelimelerin anlamları

USAN

Gafil, gevşek, tembel. İsteksiz.

USANMAK

Tekrarlanması, uzun sürmesi dolayısıyla bir şeyden hoşlanmaz veya sıkılır duruma gelmek, bıkmak, bezmek.

USANÇLIK

Usanma durumunda olma, bıkma.

USANDIRMA

Usandırmak işi.

USANILMAK

Usanma işi yapılmak.

USANÇ

Usanma duygusu, bıkma, bıkkınlık, melal.

USANTI

Usanç, usanma durumu.

USANILMA

Usanılmak durumu.

USANGIN

Usanmış, bıkmış. Usanmış, bıkmış bir biçimde.

USANLIK

Gafillik, ihmal, tekâsül, tenbellik, gevşeklik.

USANDIRMAK

Usanmasına yol açmak.

USANMA

Usanmak durumu.

USANGAN

Çabuk usanan.

  -   -   -  

Anlamında USAN bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde USAN geçen kelimeler listesi verilmiştir.

BIKTIRMAK

Bıkmasına yol açmak, bıkkınlık vermek, usandırmak.

BİZAR

Tedirgin, bezmiş, usanmış, bezginlik getirmiş bir biçimde.

OCAK

Ateş yakmaya yarayan, pişirme, ısıtma, ısınma vb. amaçlarla kullanılan yer. Bahçelerde veya bostanlarda her tür meyve ve sebze tohumu veya fidesinin dikimi için ayrılmış toprak çukuru. Yer üstünde veya yer altında cevher çıkarılan yer. Şömine. Isı vererek üzerine veya içine konulan maddeleri ısıtan, pişiren, kaynatan, eriten araç veya alet. Aynı amaç ve düşünceyi paylaşanların kurdukları kuruluş veya toplandıkları, görev yaptıkları yer. Ev, aile, soy. Yeniçeri teşkilatını oluşturan odalardan her biri. Kahvelerde, kuruluşlarda çay, kahve vb.nin yapıldığı yer. Halk hekimliğinde bir önceki kuşaktan el verme suretiyle aktarılan bilgileri kullanarak belirli bir şikâyeti veya hastalığı iyileştirdiğine inanılan aile. Yılın birinci ayı, kânunusani.

CIRLAMAK

İnce ve usandırıcı ses çıkarmak.

MUACCİZ

Sıkıntı veren, taciz eden, bıktıran, usandıran. Yapışkan, sırnaşık, ukala (kimse).

BIKKIN

Çok bıkmış, usanmış, bezmiş.

FÜTUR

Bezginlik, umutsuzluk, usanç.

MELAL

Can sıkıntısı, usanç. Üzüntü, hüzün, dert.

GINA

Zenginlik, bolluk. Bıkma, usanma.

BEZGİNLİK

Bezgin olma durumu, usanç, yorgunluk.

AMAN

Yardım istenildiğini anlatan bir söz. Dikkat çekmek için kullanılan bir söz. Bir suçun bağışlanmasının istendiğini anlatan bir söz. Şaşma anlatan bir söz. Rica anlatan bir söz. Çok beğenmeyi anlatan bir söz: Aman ne güzel şey! Bu anlamda kullanıldığında buna da edatı da getirilebilir. (ama:n) Usanç ve öfke anlatan bir söz.

BEZDİRMEK

Bıktırmak, usandırmak, bıkkınlık vermek.

EY

Kendisine söz söylenilen kimse veya kimselerin dikkati çekilmek istendiğinde adın başına getirilen ve uzatılabilen bir seslenme sözü. Usanç anlatan bir seslenme sözü.

BEZMEK

Bezgin duruma gelmek, bezginlik getirmek, bıkıp usanmak.

ALBASTI

Doğum sırasında temizliğe dikkat edilmemesi yüzünden lohusanın tutulduğu ateşli hastalık, lohusa humması, albasma.

BIKILMAK

Usanılmak.

FARIMAK

Güçsüz düşmek, yorulmak. Eskimek, yıpranmak. Vazgeçmek, usanmak. Kocamak, yaşlanmak, ihtiyarlamak.

ANGARYA

Bir kimseye veya bir topluluğa zorla, ücret vermeden yaptırılan iş, yüklenti. Kölelik düzeninde köylünün derebeyine yaptığı zorunlu ücretsiz hizmet. Usandırıcı, bıktırıcı, zorla yapılmış olan iş. Savaş durumundaki bir devletin, kendi sularındaki yabancı bir devletin ticaret gemilerine el koyarak bunlardan yararlanması. Olağanüstü durumlarda veya sıkıyönetimde devletin vatandaşlara ait taşıtlara el koyması. Bir kişiye görevi dışında yaptırılan iş.

KANIKSAMAK

Çok tekrarlama sebebiyle etkilenmez olmak, alışmak. Bıkkınlık getirmek, usanmak.

BIKMAK

Tekrarlanması, sürüp gitmesi yüzünden bir şeyden doygunluk veya yorgunluk duyarak onu istemez duruma gelmek, usanmak. Dayanamaz duruma gelmek.