Kelimeler arşivi içinde; başında "usan" olan, toplam 13 adet kelime bulunmaktadır. usan ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ayrıca sonu usan ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde usan olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.
USANDIRMAK
USANDIRMA, USANILMAK
USANÇLIK, USANILMA
USANGAN, USANGIN, USANLIK, USANMAK
USANMA, USANTI
USANÇ
USAN
USAN
Gafil, gevşek, tembel. İsteksiz.
USANMAK
Tekrarlanması, uzun sürmesi dolayısıyla bir şeyden hoşlanmaz veya sıkılır duruma gelmek, bıkmak, bezmek.
USANÇLIK
Usanma durumunda olma, bıkma.
USANDIRMA
Usandırmak işi.
USANILMAK
Usanma işi yapılmak.
USANÇ
Usanma duygusu, bıkma, bıkkınlık, melal.
USANTI
Usanç, usanma durumu.
USANILMA
Usanılmak durumu.
USANGIN
Usanmış, bıkmış. Usanmış, bıkmış bir biçimde.
USANLIK
Gafillik, ihmal, tekâsül, tenbellik, gevşeklik.
USANDIRMAK
Usanmasına yol açmak.
USANMA
Usanmak durumu.
USANGAN
Çabuk usanan.
Bu bölümde tanımı içerisinde USAN geçen kelimeler listesi verilmiştir.
BIKTIRMAK
Bıkmasına yol açmak, bıkkınlık vermek, usandırmak.
BİZAR
Tedirgin, bezmiş, usanmış, bezginlik getirmiş bir biçimde.
OCAK
Ateş yakmaya yarayan, pişirme, ısıtma, ısınma vb. amaçlarla kullanılan yer. Bahçelerde veya bostanlarda her tür meyve ve sebze tohumu veya fidesinin dikimi için ayrılmış toprak çukuru. Yer üstünde veya yer altında cevher çıkarılan yer. Şömine. Isı vererek üzerine veya içine konulan maddeleri ısıtan, pişiren, kaynatan, eriten araç veya alet. Aynı amaç ve düşünceyi paylaşanların kurdukları kuruluş veya toplandıkları, görev yaptıkları yer. Ev, aile, soy. Yeniçeri teşkilatını oluşturan odalardan her biri. Kahvelerde, kuruluşlarda çay, kahve vb.nin yapıldığı yer. Halk hekimliğinde bir önceki kuşaktan el verme suretiyle aktarılan bilgileri kullanarak belirli bir şikâyeti veya hastalığı iyileştirdiğine inanılan aile. Yılın birinci ayı, kânunusani.
CIRLAMAK
İnce ve usandırıcı ses çıkarmak.
MUACCİZ
Sıkıntı veren, taciz eden, bıktıran, usandıran. Yapışkan, sırnaşık, ukala (kimse).
BIKKIN
Çok bıkmış, usanmış, bezmiş.
FÜTUR
Bezginlik, umutsuzluk, usanç.
MELAL
Can sıkıntısı, usanç. Üzüntü, hüzün, dert.
GINA
Zenginlik, bolluk. Bıkma, usanma.
BEZGİNLİK
Bezgin olma durumu, usanç, yorgunluk.
AMAN
Yardım istenildiğini anlatan bir söz. Dikkat çekmek için kullanılan bir söz. Bir suçun bağışlanmasının istendiğini anlatan bir söz. Şaşma anlatan bir söz. Rica anlatan bir söz. Çok beğenmeyi anlatan bir söz: Aman ne güzel şey! Bu anlamda kullanıldığında buna da edatı da getirilebilir. (ama:n) Usanç ve öfke anlatan bir söz.
BEZDİRMEK
Bıktırmak, usandırmak, bıkkınlık vermek.
EY
Kendisine söz söylenilen kimse veya kimselerin dikkati çekilmek istendiğinde adın başına getirilen ve uzatılabilen bir seslenme sözü. Usanç anlatan bir seslenme sözü.
BEZMEK
Bezgin duruma gelmek, bezginlik getirmek, bıkıp usanmak.
ALBASTI
Doğum sırasında temizliğe dikkat edilmemesi yüzünden lohusanın tutulduğu ateşli hastalık, lohusa humması, albasma.
BIKILMAK
Usanılmak.
FARIMAK
Güçsüz düşmek, yorulmak. Eskimek, yıpranmak. Vazgeçmek, usanmak. Kocamak, yaşlanmak, ihtiyarlamak.
ANGARYA
Bir kimseye veya bir topluluğa zorla, ücret vermeden yaptırılan iş, yüklenti. Kölelik düzeninde köylünün derebeyine yaptığı zorunlu ücretsiz hizmet. Usandırıcı, bıktırıcı, zorla yapılmış olan iş. Savaş durumundaki bir devletin, kendi sularındaki yabancı bir devletin ticaret gemilerine el koyarak bunlardan yararlanması. Olağanüstü durumlarda veya sıkıyönetimde devletin vatandaşlara ait taşıtlara el koyması. Bir kişiye görevi dışında yaptırılan iş.
KANIKSAMAK
Çok tekrarlama sebebiyle etkilenmez olmak, alışmak. Bıkkınlık getirmek, usanmak.
BIKMAK
Tekrarlanması, sürüp gitmesi yüzünden bir şeyden doygunluk veya yorgunluk duyarak onu istemez duruma gelmek, usanmak. Dayanamaz duruma gelmek.