Kelimeler arşivinde; içinde "lağ" olan, toplam 317 tane kelime bulunuyor. İçerisinde lağ bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ek olarak sonu lağ ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında lağ olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.
ÇOMAKDAĞKIZILAĞAÇ, KİRKİTNAMAZLAĞASI
ISILAĞIRLIKÖLÇÜM
OLAĞANLAŞTIRMAK, HARMANYUVARLAĞI
OLAĞANLAŞTIRMA, KULAĞAKAÇANLAR, OLAĞANBASIKLIK
MÜBALAĞACILIK, OLAĞANÜSTÜLÜK, DENİZKOZALAĞI, BOYUNÇAKALAĞI, ELLİNAMAZLAĞA, İSMAİLAĞATOLU, KULAĞUZLAYICI, OĞLAMANOTLAĞI, OLAĞANDIŞILIK, ŞANINAMAZLAĞA, YILANOHLAĞISI
OLAĞANLAŞMAK, TAVŞANKULAĞI, TOPARLAĞIMSI, AVLAĞIÇAYIRI, BÜYÜKÇALAĞIL, CİVANYAYLAĞI, DAVŞANKULAĞI, DEVETOPALAĞI, GOLAĞAZDAMAK, GULAĞASMAMAK, KULAĞUZLAMAK, KÜÇÜKÇALAĞIL, ŞEYTANKULAĞI, ŞIRLAĞANYAĞI, TIRPANKULAĞI, YERYUVARLAĞI
ASLANKULAĞI, KILAĞILAMAK, KULAĞAKAÇAN, LAĞVEDİLMEK, LAĞVOLUNMAK, MÜBALAĞASIZ, OLAĞANLAŞMA, SIÇANKULAĞI, ALAĞARANLIK, DENİZKULAĞI, DOMUZKULAĞI, GILAĞILAMAK, HALİLAĞALAR, KATIRGULAĞI, KATIRKULAĞI, KILAĞLANMAK, LAĞIMCIBAŞI, SAMANYALAĞI, SAMANYOLAĞI, SANDALAĞACI, SICANKULAĞI, YUMURTLAĞAN
EŞEKKULAĞI, FAREKULAĞI, KILAĞILAMA, LAĞIMCILIK, MÜBALAĞACI, MÜBALAĞALI, OLAĞANÜSTÜ, KUZUKULAĞI, AVLAĞIKAYA, AVLAĞISÖKÜ, AYIAPALAĞI, CONALAĞARI, DOLAĞALMAK, GURTGULAĞA, GURTGULAĞI, GUZUGULAĞI, GUZUKULAĞI, KEDİKULAĞI, KEDİYOLAĞI, KILAĞLAMAK, KURTKULAĞI, KUZİKULAĞI, LAĞVEDİLME, LAĞVOLUNMA, MISMILAĞAÇ, NANIAZLAĞI, POYRAZLAĞI, ŞIRLAĞANLI, TAHTALAĞAN, TALAĞAURUV
AYIKULAĞI, CANKULAĞI, FİLKULAĞI, KILAĞISIZ, KIZILAĞAÇ, LAĞVETMEK, LAĞVOLMAK, NAMAZLAĞI, OLAĞANLIK, ALAĞARANI, ALAĞAZLIK, ALAĞELMEK, ALAĞIZLIK, ALAĞÖBELİ, ARTIKLAĞA, ARTIKLAĞI, AYIGULAĞI, BALIKLAĞI, BELAĞEYRU, BOĞAZLAĞA, BOĞAZLAĞI, BOĞAZLAĞU, BUZYALAĞI, CUVALLAĞI, ÇABALAĞAN, ÇAMURLAĞI, DEVKULAĞI, DİLDOLAĞI, DONIZLAĞI, EBEGULAĞI, Devamını Oku »»
KAVLAĞAN, KILAĞILI, KOLAĞASI, KURLAĞAN, MÜBALAĞA, ŞIRLAĞAN, ALAĞABAK, ALAĞABAŞ, ALAĞARGA, ALAĞIZCI, ALAĞIZLI, ATKULAĞI, AYAZLAĞI, BALLAĞAN, BOZLAĞAN, CIZLAĞAN, ÇANĞLAĞA, ÇATLAĞUÇ, ÇILLAĞAÇ, ÇILLAĞAŞ, ÇIRLAĞAÇ, ÇOĞLAĞAN, DIRLAĞAN, ELAĞIZDA, FIŞLAĞAN, FİŞLAĞAN, GAVLAĞAN, GERLAĞAN, GÖLAĞILI, GÜLAĞACI, Devamını Oku »»
DAĞLAĞI, GÜLAĞAÇ, ALAĞARA, ALAĞBAK, ALAĞEÇİ, ANLAĞAN, AVLAĞAN, BAĞLAĞA, BAĞLAĞI, BAKLAĞI, BALAĞIZ, BOKLAĞA, BOKLAĞI, CALAĞAN, ÇAĞLAĞA, ÇANLAĞA, ÇANLAĞI, ÇÖLAĞAN, DALAĞAN, DUZLAĞI, ELAĞACI, ELAĞUNA, ELLAĞAM, ELULAĞI, EMBİLAĞ, GOLAĞAZ, GÜLAĞZI, HAKLAĞA, HAKLAĞI, HAVLAĞA, Devamını Oku »»
KILAĞI, MEBLAĞ, OLAĞAN, AKLAĞI, ALAĞAZ, ALAĞIR, ALAĞIZ, ALAĞÖT, ALAĞRA, ALAĞUZ, AVLAĞA, AVLAĞI, AVLAĞU, BİLAĞI, BORLAĞ, CAPLAĞ, CIZLAĞ, DAYLAĞ, ELAĞIZ, GILAĞI, GILAĞU, İLAĞAÇ, İLAĞAN, İLAĞAT, KALAĞU, LAĞARA, MALAĞA, OFLAĞI, OHLAĞA, OHLAĞI, Devamını Oku »»
İBLAĞ, LAĞIM, LAĞIV, AVLAĞ, BALAĞ, DİLAĞ, DOLAĞ, ELAĞE, GILAĞ, ISLAĞ, KILAĞ, LAĞIP, LAĞIZ, LAĞUP, LAĞUZ, LAĞVA, OĞLAĞ, OHLAĞ, OKLAĞ, OLAĞI, PALAĞ
ULAĞ
LAĞ
LAĞ
Toprak damlarda, yollarda toprağı ezmek için kullanılan taş silindir. Alay etmek.
İSMAİLAĞATOLU
Aksaray şehrinde, merkez ilçesi, merkez bucağına bağlı bir bölge.
KİRKİTNAMAZLAĞASI
Duvara asılan kilim ya da palaz. (Yeşilova Aksaray Niğde).
MÜBALAĞACILIK
Abartıcılık.
ELLİNAMAZLAĞA
Duvarlara asılan halı. (Yeşilova Aksaray Niğde).
BOYUNÇAKALAĞI
Gerdan.
OLAĞANÜSTÜLÜK
Olağanüstü olma durumu, fevkaladelik, harikuladelik.
OLAĞANLAŞTIRMA
Olağanlaştırmak işi.
KULAĞAKAÇANLAR
Yarıbaşkalaşım gösteren ve genellikle hayvansal maddelerle beslenen, seyrek olarak otçul, gececi, kemirici, kısa kanatlı böcekler takımı.
ISILAĞIRLIKÖLÇÜM
Isıtılan özdeklerin ağırlık değişimlerini saptayarak evre geçişlerini, bileşik oluşum ya da bozunumlarını belirleme yöntemi.
OLAĞANBASIKLIK
beklem oranının, olağan dağılım için elde edilen değere eşit olduğu durum. Beklem oranı bu değerden küçük ise, dağılımın çokbasıklığından, büyük ise azbasıklığından söz edilir.
OLAĞANLAŞTIRMAK
Olağan duruma getirmek.
DENİZKOZALAĞI
Konik biçimli kabuğunda bir yarık bulunan, karından bacaklı yumuşakça (Conus).
ÇOMAKDAĞKIZILAĞAÇ
Muğla şehri, Milâs belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi.
KULAĞUZLAYICI
Rehber, yol gösteren.
HARMANYUVARLAĞI
Harman yerini düzlemekte kullanılan, loğ'a benzer, iki yan yüzündeki çukurlara geçirilen bir çatal ağaç yardımıyla hayvanla çekilen büyük taş. (Kırklareli).
Bu bölümde tanımı içerisinde LAĞ geçen kelimeler listesi verilmiştir.
ANGARYA
Bir kimseye veya bir topluluğa zorla, ücret vermeden yaptırılan iş, yüklenti. Kölelik düzeninde köylünün derebeyine yaptığı zorunlu ücretsiz hizmet. Usandırıcı, bıktırıcı, zorla yapılmış olan iş. Savaş durumundaki bir devletin, kendi sularındaki yabancı bir devletin ticaret gemilerine el koyarak bunlardan yararlanması. Olağanüstü durumlarda veya sıkıyönetimde devletin vatandaşlara ait taşıtlara el koyması. Bir kişiye görevi dışında yaptırılan iş.
ABARTMAK
Bir nesneyi veya durumu olduğundan daha önemli, daha büyük veya daha çok göstermek, mübalağa etmek. Bir iş, bir davranış vb.nde gereğinden fazlasına kaçmak, aşırıya kaçmak.
AĞIRLIK
Ağır olma durumu. Ağırbaşlılık. Terazilerde tartma işi yapılırken bir kefeye konulan nesne. Değerlendirmelerde herhangi bir konu veya evreye, olağanın üzerinde ve belli oranda tanınan değer. Yer çekiminin, bir cismin molekülleri üzerindeki etkisinin oluşturduğu bileşke, gravite. Uykudayken gelen ve insana boğulur gibi bir duygu veren durum. Uyuşukluk ve gevşeklik durumu. Sıkıcı, bunaltıcı, iç karartıcı durum. Orduda bir birliğin cephane, yiyecek ve eşya yükleri. Sorumluluk. Sıkıntı. Takı. Değerli olma durumu. Yük, külfet. Dikkati ve önemi bir şey üzerinde yoğunlaştırmak. Güreş, boks, halter, judo vb. spor dallarında, sporcuların kilolarına göre girdikleri kategori. Etki, baskı, güçlük. Çeyizini düzmek için damadın geline verdiği para, kalın.
ABARTILI
Olduğundan fazla gösterilen, abartmalı, mübalağalı. Abartarak, abartılı olarak, mübalağalı bir biçimde.
ABARTI
Bir şeyi, bir olayı olduğundan büyük veya çok gösterme, mübalağa.
BİLEMEK
Kesici aletlerin ağzını çark, zımpara, eğe, bileği taşı vb.nde keskinleştirmek, keskin duruma getirmek, kılağılamak, zağlamak. Güçlendirmek, etkisini artırmak.
BAŞKONAKÇI
Asalağın en iyi geliştiği, dolayısıyla en çok yararlandığı ve yaşamaktan hoşlandığı konakçı.
ALELADE
Her zaman görülen, olağan. Bayağı.
ANANAS
Ananasgillerden, sıcak ülkelerde yetişen bir ağaç (Ananas sativus). Bu ağacın çam kozalağına benzeyen, iri, güzel kokulu, lezzetli meyvesi.
ABARTISIZ
Olduğu gibi gösterilen, abartmasız, mübalağasız. Abartmadan, abartısız olarak, mübalağasız bir biçimde.
BOL
İçine girecek şeyin boyutlarından daha büyük veya geniş olan, dar karşıtı. Nicelik bakımından olağandan veya alışılandan çok, kıt karşıtı. Özel bir cam içinde likör, şarap, meyve ve maden suyu karıştırılarak hazırlanan içki.
BASİT
Yapılması veya anlaşılması kolay olan, karışık olmayan, bayağı. Bilgi ve görgüsü sınırlı olan, bayağı, görgüsüz. Süssüz, gösterişsiz. Kolay. Her zaman rastlanan, özelliği olmayan, olağan.
ARMONİ
İki veya daha çok sesin aynı anda kulağa hoş gelecek bir biçimdeki uyumu, harmoni.
ANTİKA
Tarihsel bir döneme ait olan. Mendil, örtü, yatak çarşafı vb. bezlerin kenarlarına paralel ipliklerden bir bölümü çekilip dikey olanların ikisi, üçü bir arada tire ile sarılarak yapılmış olan diş diş süs, sıçandişi. Genele, olağana, geleneğe aykırı, acayip, tuhaf, çarliston marka. Eski çağlardan kalma eser. Antik.
ABARTICILIK
Abartıcı olma durumu, abartmacılık, mübalağacılık.
ACAYİP
Sağduyuya, göreneğe, olağana aykırı, garip, tuhaf, yadırganan, yabansı. Şaşma anlatan bir söz.
ABARTICI
Abartıyı huy edinen (kimse), abartmacı, mübalağacı.
BACA
Dumanı ocaktan çekip havaya vermeye yarayan yol. Çatı penceresi. Su yolu, lağım, maden ocağı vb. yer altı yapılarının hava deliği.
AKIŞMA
Akışmak işi. Bir sıraya gelen ses, hece veya kelimelerin birbirleriyle uyuşarak kulağa hoş ve dile kolay gelen bir bütün oluşturması.
AVARIZ
Kazalar, belalar. Engebe. Osmanlılarda önceleri yalnız olağanüstü durumlarda, sonraları ise sürekli olarak halktan toplanan vergi.