İçinde KÜY geçen kelimeler

Kelimeler arşivinde; içinde "küy" olan, toplam 22 tane kelime bulunuyor. İçerisinde küy bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ek olarak sonu küy ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında küy olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.

 
 

11 harfli kelimeler

KÜYÜRDETMEK

10 harfli kelimeler

KÜYEGÖRMEK, KÜYÜRDEMEK

9 harfli kelimeler

KÜYDÜRMEK, KÜYTÜRMEK

8 harfli kelimeler

KÜYESİYE, KÜYÜKMEK

7 harfli kelimeler

BÜLKÜYE, KÜYÜRTÜ

6 harfli kelimeler

EKÜYİL, ÜLKÜYE, KÜYNÜK, KÜYNER, KÜYMEK, KÜYDÜR

5 harfli kelimeler

KÜYÜK, KÜYLE, KÜYKÜ, KÜYÜŞ, ÜTKÜY

4 harfli kelimeler

KÜYE

3 harfli kelimeler

KÜY

Bazı kelimelerin anlamları

KÜY

Köy (bk. köy, kû, küv).

KÜYDÜR

Uzun floş eteklik.

KÜYDÜRMEK

Elinden bir şeyi atmak, fırlatmak. Bir şeyi eliyle itmek, sürmek. Yerinden etmek, ayağını kaydırmak, ilgisini kesmek. Bekletmek, intizarda bırakmak.

KÜYTÜRMEK

Elinden bir şeyi atmak, fırlatmak.

KÜYNER

Çam sakızı. Gürgen ağacı.

EKÜYİL

Olağan yıllardan 1 gün daha uzun olan 366 günlük yıl. Böyle bir yılda şubat ayı 29 gün çeker.

KÜYESİYE

Vadeli olarak.

BÜLKÜYE

Şadırvanlarda su çıkan taş, fıskiye.

KÜYEGÖRMEK

Bekleyedurmak.

KÜYÜRDEMEK

Gevremek, kurumak.

KÜYNÜK

İçi çürümüş, kof (ağaç ya da meyve için).

KÜYÜKMEK

Çürümek.

ÜLKÜYE

Ülkü adına yanlış olarak Arapça dişillik getirilerek elde edilmiş bir isim.

KÜYÜRTÜ

Gevrek şeylerin kırılırken çıkardığı ses.

KÜYÜRDETMEK

Sert yiyecekleri yerken ses çıkartmak.

KÜYMEK

Gözlemek, beklemek: Nerde kaldın? Sabahtan beri seni küyüyorum. Kaçmak. Sessiz olmak. Yanmak. Güvenmek. Sabretmek. Beklemek, sabretmek, teenni etmek, intizarda bulunmak, etrafı gözetlemek.

  -   -   -  

Anlamında KÜY bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde KÜY geçen kelimeler listesi verilmiştir.

ÜLKÜCÜ

Bir ülküye çıkar gütmeden bağlı olan, idealist.

ÜLKÜMEN

Ülküsü olan, bir ülküye bağlı olan kimse.

ÜLKÜCÜLÜK

Bir ülküyle belirlenmiş olan, bu ülküye çıkar gütmeden bağlı kalan yaşama biçimi ve dünya görüşü, idealizm.

DÖNDERME

İnce söğüt dalından örülen, kulpsuz, ağzı geniş, yemeklerin üstüne örtülen bir çeşit sepet. Mayasız hamurdan yapılan ve yağda kızartılan pide. Kuru yufkadan yapılmış börek. Birinin gönderdiğine ısmarladığına karşılık gönderme: Bu ne kahvesi ? Siz ona kahve ısmarladınızsa o da dönderme yaptı. Bar denilen halay oyununda oyunculardan ilk üç kişinin söylediği türküyü biraz sonra başka üç kişinin tekrarlaması. Doğu Anadolu saz ozanları arasında kullanılan dörtlük sonlarındaki kavuştak.

DÜZERLEME

Bozuk bir şeyi onarma, yapma. Bir türküyü harmonize etme.

MİSYONER

Bir dini, özellikle Hristiyanlığı yaymakla görevli kimse. Kendini herhangi bir düşünceyi, bir ülküyü yaymaya adayan kimse.

KÖKERTMEK

Köklemek. Fide, sebze veya asma çubuğunun ufaklarını köküyle çıkararak başka yere dikmek.

ÜLKÜDEŞ

Aynı ülküye bağlı olanlardan her biri.

KÜV

Köy (bk. köy, kû, küy).

GÖRÜNKMEK

Belli olmak, görünmek: Ay görünküyor.

HALKEVİ

Halkı eğitip millî birliğe ve ülküye yöneltmek amacıyla açılan kuruluş. Bu kuruluşun görev yaptığı yapı.

ÜLKÜDAŞ

Aynı ülküye bağlı olanlardan her biri.

KU

Çeltik tarlası sulanırken su üstünde toplanan çerçöp. Köy (bk. köy, küv, küy). Kurçatovyum elementinin simgesi. "Kurçatovyum" isimli elementin sembolu.

TÜRHİYE

Türkiye, karşılığı türküye.

KÖY

Yönetim durumu, toplumsal ve ekonomik özellikleri veya nüfus yoğunluğu yönünden şehirden ayırt edilen, genellikle tarımsal alanda çalışılan, konutları ve öteki yapıları bu hayata uygun yerleşim birimi, köylük yer, köy yeri. Köy halkı. Köy (bk. kü, küv, küy). Belli bir adı, okul, cami, muhtarlık ve benzerleri toplumsal ve dinsel kuruluşları, komşu köyden ayrıldığı sınırları, tarla, otlak ve korusu bulunan, halkının yaşamı aşağı yukarı tümüyle toprağa bağlı olan yerleşim biçimi. Birbirleriyle akraba olan ya da olmayan birden çok ailenin bir araya gelerek tarım yapmaya ya da hayvan yetiştirmeye elverişli yerey parçasının bir köşesinde kurdukları, alan ve sokaklar çevresinde toplanan küçük ya da büyük, dağınık ya da toplu yapılarla, bunların eklentilerinden oluşan evrensel ve geleneksel yerleşme yeri. bk. köylü, köy topluluğu, akraba. Yönetim durumu, toplumsal ve ekonomik özellikleri ya da nüfus yoğunluğu yönünden kentten ayırt edilen, genellikle tarımsal uğraşıda bulunmak gibi işlevlerle ayrımlaşan ve belirlenen, konutları ve öteki yapıları bu yaşamı yansıtan yerleşme birimi. Köz, kor; yanık, yanma; azap, ıztırap.