Kelimeler arşivinde; içinde "flaş" olan, toplam 25 tane kelime bulunuyor. İçerisinde flaş bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ek olarak sonu flaş ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında flaş olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.
ŞEFFAFLAŞTIRILMAK
ŞEFFAFLAŞTIRILMA
ŞEFFAFLAŞTIRMAK
SAFLAŞTIRILMAK, ŞEFFAFLAŞTIRMA
FİLOZOFLAŞMAK, SAFLAŞTIRILMA
FİLOZOFLAŞMA, SAFLAŞTIRMAK, ŞEFFAFLAŞMAK
SAFLAŞTIRMA, TUHAFLAŞMAK, ŞEFFAFLAŞMA, SINIFLAŞMAK
TUHAFLAŞMA, SINIFLAŞMA, BAKFLAŞİNG
KOFLAŞMAK, LAFLAŞMAK, SAFLAŞMAK
SAFLAŞMA, KOFLAŞMA
FLAŞİNG
FLAŞÖR
FLAŞ
FLAŞ
Fotoğraf çekiminde ışık yeterli olmadığında bir görüntüyü net almak için kullanılan çok kısa süreli ve güçlü parıltı. İletişimde üstünlüğü, önceliği olan, önemli (haber). Fotoğraf çekiminde güçlü parıltıya gereksinim duyulduğunda kullanılan lamba. Gösterişe, ilgiye düşkün. Televizyon yayınlarında görüntüyü net almak için kullanılan çok kısa süreli ve güçlü ışıltı. Ünlü, gözde.
SAFLAŞTIRILMA
Saflaştırılmak işi.
ŞEFFAFLAŞTIRILMA
Saydamlaştırılma.
FİLOZOFLAŞMA
Filozoflaşmak durumu.
SAFLAŞTIRMAK
Saf (II) duruma getirmek.
ŞEFFAFLAŞTIRMA
Saydamlaştırma.
SAFLAŞTIRILMAK
Saf duruma getirilmek.
TUHAFLAŞMA
Tuhaflaşmak işi.
ŞEFFAFLAŞTIRMAK
Saydamlaştırmak.
SAFLAŞTIRMA
Saflaştırmak işi.
ŞEFFAFLAŞMAK
Saydamlaşmak.
ŞEFFAFLAŞTIRILMAK
Saydamlaştırılmak.
FİLOZOFLAŞMAK
Filozof özelliği kazanmak.
ŞEFFAFLAŞMA
Saydamlaşma.
SINIFLAŞMAK
Toplumda sınıf farkları oluşmak.
TUHAFLAŞMAK
Tuhaf olmak, tuhaf duruma gelmek. Şaşırmak. Başkalaşmak, huyu değişmek.
Bu bölümde tanımı içerisinde FLAŞ geçen kelimeler listesi verilmiştir.
SAYDAMLAŞTIRMAK
Saydam duruma getirmek, şeffaflaştırmak.
SAYDAMLAŞTIRILMA
Saydamlaştırılmak durumu, şeffaflaştırılma.
SAFLAŞMA
Saflaşmak işi.
KOVALMAK
Gururlanmak, övünmek. Ağaç koflaşmak. Çıbanın içi boşalmak. Tenhalaşmak, serbest kalmak, boş kalmak. Kapı genişçe açılmak.
ABAZIRMAK
Günlerce yorucu işlerde çalışarak takatsiz kalmak. İçi boşalmak, çürümek, koflaşmak: Şu kavak ağacı abazırmış.
ANTİKALAŞMAK
Antika duruma gelmek. Tuhaflaşmak, yadırganacak bir duruma gelmek.
PALMİN
Tereyağı imalatında kullanılan saflaştırılmış kokonat yağı.
SAYDAMLAŞTIRILMAK
Saydam duruma getirilmek, şeffaflaştırılmak.
KATALAZ
Hidrojen peroksiti suya ve oksijen molekülüne parçalayan ve oksijen alıcısı gerektirmeyen bir enzim. Hidrojen peroksidi parçalayan hayvan ve bitki hücrelerinde bulunan, mol kütlesi 225000-250000 g aralığında olan, pH=7 de ciğer ve bakterilerden saflaştırılan, haemartin içeren, toksik peroksiti oksijene dönüştürerek, toksik peroksitlerin birikimini önleyen enzim. Hidrojen peroksidin su ve oksijene ayrılmasını sağlayan enzim. Hidrojen peroksidi oksijen ve suya ayrıştıran, hem hayvan hem de bitki hücrelerinde bulunan enzim.
MİKROKİMYA
Maddelerin çok küçük miktarlarıyla uğraşan ve saflaştırma, nitel ve nicel analizler için 0,1-10 mg maddeyle çalışılan analitik kimya dalı.
EBELEŞMEK
Eşleşmek, taraflaşmak. Kökleşmek, yerleşmek.
SAYDAMLAŞMAK
Saydam bir duruma gelmek, şeffaflaşmak. Belirgin, açık bir duruma gelmek.
KOFLAŞMA
Koflaşmak işi.
ARILAŞMAK
Arı duruma gelmek, arılanmak, saflaşmak, özleşmek.
SINIFLAŞMA
Sınıflaşmak işi.
PÜRİFİKASYON
Saflaştırma.
KAFİRİN
Süpürge darısından saflaştırılan bir protein.
HEPARİN
Evcil hayvanların ak ve kara ciğerlerinden elde edilen ve kanın pıhtılaşmasını önleyen madde. Kan pıhtılaşmasını önleyen, tromboz hâllerinin tedavisinde kullanılan ve özellikle karaciğerde bol miktarda bulunan doğal bir madde. Yapıca, asidik mukopolisakkarit nitelikteki glikozaminoglikan zincirlerinin bir karışımı olan, fizyolojik olarak masthücreleriile kandaki bazofiller tarafından salınan ve sığır akciğeri ve domuz ince bağırsağından saflaştırılarak elde edilen, kanda normalde etkisiz bir biçimde bulunan antirombin 3 adlı bileşiği etkinleştirmesi sonucunda tüm pıhtılaşma faktörlerinin baskılanmasına bağlı olarak pıhtılaşmanın önlenmesini sağlayan, sindirim kanalından emilmediği için sadece parenteral yolla kullanılan sülfatlanmış glikozaminoglikan yapısında bir bileşik. Karaciğerde ve diğer bazı dokularda bulunan bir madde olup trombin meydana gelmesini ya da çalışmasını önler.
SAYDAMLAŞMA
Saydamlaşmak işi, şeffaflaşma.
DÖRTLÜ
Dört parçadan oluşan, kendinde herhangi bir şeyden dört tane bulunan. Dört kişiden oluşan müzik topluluğu, kuartet. Taşıtlarda uyarı için dört sinyal lambasının aynı anda yanıp sönmesini sağlayan düzen, flaşör. İskambil, domino vb. oyunlarda üzerinde dört işareti bulunan kâğıt veya pul.