İHİ ile başlayan kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; başında "ihi" olan, toplam 9 adet kelime bulunmaktadır. ihi ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ayrıca sonu ihi ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde ihi olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.

 
 

8 harfli kelimeler

İHİLEMEK, İHİNARAK

7 harfli kelimeler

İHİNAKA, İHİNEKA

6 harfli kelimeler

İHİCİK

5 harfli kelimeler

İHİNA, İHİNE

4 harfli kelimeler

İHİN

3 harfli kelimeler

İHİ

Bazı kelimelerin anlamları

İHİ

İşte. Gülüp alay etme ünlemi.

İHİCİK

İşte.

İHİLEMEK

Toprağı iki kere sürmek.

İHİNA

İşte.

İHİN

İşte.

İHİNEKA

İşte.

İHİNAKA

İşte.

İHİNARAK

İşte.

İHİNE

İşte.

  -   -   -  

Anlamında İHİ bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde İHİ geçen kelimeler listesi verilmiştir.

BÜYÜ

Tabiat kanunlarına aykırı sonuçlar elde etmek iddiasında olanların başvurdukları gizli işlem ve davranışlara verilen genel ad, afsun, efsun, sihir, füsun, bağı. Karşı durulamaz güçlü etki.

BÜYÜLENMEK

Büyüleme işine konu olmak, efsunlanmak, afsunlanmak, sihirlenmek, avurtlanmak.

BELLEK

Yaşananları, öğrenilen konuları, bunların geçmişle ilişkisini bilinçli olarak zihinde saklama gücü, dağarcık, akıl, hafıza, zihin. Bir bilgisayarda, programı değişmeyen verileri, yapılacak iş için gerekli olan ara sonuçları toplayan bölüm.

ÇIKMAK

İçeriden dışarıya varmak, gitmek. Süresi dolduğunda ayrılmak. Gerçekleşmek. Yayılmak, duyulmak. Yerinden oynamak. Görünür ya da belli bir durumda bulunmak. Bir iddia ile ortalıkta görünmek. Belirmek, tanınmak. Meydana gelmek. Yayılmak. Niteliği sonradan anlaşılmak. Gelmek. Giderilmek, yok olmak. Yetkili birinin makamına iş için gitmek. Bir şeyin yukarısına doğru yürümek. Artırmak, fiyatı yükseltmek. Bir konu yetkililerce karara bağlanmak. Mal olmak. Bir durumla ilgili niteliklerini yitirmek, bir durumdan başka bir duruma geçmek. Büyük abdest bozmak. Karaya ayak basmak. Oyunda herhangi bir rolü oynamak. Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek. Yükselmek, artmak. Herhangi bir durumda olduğu anlaşılmak. Yetişecek ölçüde olmak. Harcamak zorunda kalmak. Eksilmek. Ay veya mevsim geçmek. Bir inceleme, bir araştırma sonucu bulmak. Binaya kat eklemek. Erişmek, görmek. Bulunduğu yerden fırlamak, kopmak. Sıyrılmak, ayrılmak. Olmak, bulunmak, var olmak. Bulunduğu yeri bırakıp başka yere geçmek, taşınmak, ayrılmak, ilgisini kesmek. Yapılmak, yürümek. Bitmek, büyümek, sürmek. Karşı gelebilmek, boy ölçüşmek. Bir yere ulaşmak, varmak. Bir sebeple bulunulan yerden ayrılmak. Talihine veya payına düşmek, isabet etmek, vurmak. Piyasaya sürülmek. Oluşmak, olmak. Sesini yükseltmek. Bir şeyin düzeni bozulmak, eskisinden daha değişik, kötü bir duruma girmek. Bulaşmak. Ay, Güneş görünmek. Bir meslek veya bilim kurumunda okuyup yetişmek, mezun olmak. Verilmek. Vermeye katlanmak. Flört etmek. Davranışta herhangi bir niteliği bulunmak. Unutmak. Yayımlanmak. Yeni yetişip satışa sunulmak.

BÜYÜCÜ

Büyü yapan kimse, bağıcı, afsuncu, efsuncu, afsuncu, sihirbaz. Çevresindekileri çabuk ve güçlü olarak etkileyen kimse.

BALKANOLOJİ

Balkan uluslarının dili, tarihi ve kültürü ile uğraşan bilim dalı.

DEBİL

Bedensel ve zihinsel bakımdan güçsüz.

BÜYÜLÜ

Kendisine büyü yapılmış (kimse). Büyü gücü olan, sihirli, afsunlu, efsunlu, füsunlu, füsunkâr, efsunkâr, sihirkâr. Çok etkileyici.

BİLİNÇ

İnsanın kendisini ve çevresini tanıma yeteneği, şuur. Algı ve bilgilerin zihinde duru ve aydınlık olarak izlenme süreci, şuur. Temel bilgi, temel görüş.

BUNAMAK

Çeşitli sebeplerle zihin gücünü yitirerek ne yaptığını bilemez duruma gelmek, ateh getirmek.

BİLİNÇALTI

Bilinç dışı olmakla birlikte, dilendiğinde kapsamındakilerin bilince çağrılabildiği zihin bölgesi, şuuraltı, tahteşşuur.

ATARAKSİYA

Hiçbir heyecan veya zihin etkisiyle uyarılmayan ruh dinginliği, acıya olduğu kadar kıvanca karşı da ilgisizlik.

BİLİRKİŞİ

Belirli bir konudan iyi anlayan ve bir anlaşmazlığı çözümlemek için kendisine başvurulan kimse, uzman, ehlihibre, ehlivukuf, eksper. Çözümlenmesi özel veya bilimsel bilgiye dayanan konularda oyuna veya düşüncesine başvurulan kimse, ehlihibre, ehlivukuf.

AMERİKANİST

Amerikan tarihi ve kültürü ile uğraşan bilimci.

BARIŞ

Barışma işi. Uyum, karşılıklı anlayış ve hoşgörü ile oluşturulan ortam. Böyle bir antlaşmadan sonra insanlık tarihindeki süreç. Savaşın bittiğinin bir antlaşmayla belirtilmesinden sonraki durum, sulh, hazar.

BÜYÜCÜLÜK

Büyücünün yaptığı iş, bağıcılık, efsunculuk, afsunculuk, sihirbazlık.

ABRAKADABRA

Eski çağlarda bazı hastalıklara iyi geldiğine inanılan büyülü söz. Sihirbazların sıkça kullandığı büyü sözü.

BÜYÜLENME

Büyülenmek işi, efsunlanma, afsunlanma, sihirlenme.

BELLİ

Beli olan. Bilinmedik bir yanı olmayan, malum. Belirli, muayyen. Gizli olmayan, ortada olan, anlaşılan, bedihi, zahir, aşikâr.

AN

Zamanın bölünemeyecek kadar kısa olan parçası, lahza, dakika. Zihin. İki tarla arasındaki sınır.