Sonu ETİ ile biten kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; sonunda "eti" olan, toplam 75 adet kelime bulunmaktadır. Sonu eti ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.

Bunun yanı sıra, başında eti olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde eti olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.

 
 

15 harfli kelimeler

BALDIRANŞERBETİ

14 harfli kelimeler

BORNOVAMİSKETİ

13 harfli kelimeler

KARAÇAYGÖLETİ, YALOVAMİSKETİ

11 harfli kelimeler

KENTDEVLETİ, BALIKSEPETİ, ŞEHREMANETİ

10 harfli kelimeler

SPERMASETİ, KUŞCENNETİ, DEDEKULETİ

9 harfli kelimeler

DİŞEYLETİ, YANSEPETİ, DİŞEHLETİ

8 harfli kelimeler

DİŞELETİ, ÇETİBETİ, BALIKETİ, TRNAMETİ, ANERBETİ, ANARBETİ, PERİPETİ, HOMOTETİ, KULUNETİ, KOCAMETİ

7 harfli kelimeler

POĞPETİ, PORTETİ, BENZETİ, RAHMETİ, GENLETİ, ZİYNETİ, CÖBRETİ, DİNLETİ, ZAHMETİ, HALFETİ, HALVETİ, YEKMETİ, KONFETİ, ÜSTYETİ

6 harfli kelimeler

NAYETİ, MERETİ, NİMETİ, YÖNETİ, KOLETİ, TASETİ, SAFETİ, EYVETİ, İSKETİ, İSGETİ, EĞRETİ, İĞRETİ, ÖĞRETİ, HERETİ, GOLETİ, EYRETİ, ARYETİ, AVDETİ, AYRETİ, CİRETİ, EHRETİ, EGRETİ

5 harfli kelimeler

İVETİ, İLETİ, EDETİ, EMETİ, ERETİ, EVETİ, IVETİ, İMETİ, İRETİ

4 harfli kelimeler

ÇETİ, SETİ, TETİ, METİ, YETİ, BETİ

3 harfli kelimeler

ETİ

Bazı kelimelerin anlamları

ETİ

Hitit.

KENTDEVLETİ

Eski zamanlarda, kendi yasaları ile yönetilen bir ya da birkaç kentten oluşan devlet.

KUŞCENNETİ

Balıkesir ili, Aksakal bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi.

DİŞELETİ

Kadın.

BALDIRANŞERBETİ

Acı çekilerek, yüzsuyu dökülerek elde edilen kazanç.

DİŞEYLETİ

Kadın.

KARAÇAYGÖLETİ

Sinop şehri, Saraydüzü ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yer.

SPERMASETİ

Dişli balinaların başlarında bulunan sperm yağı.

YALOVAMİSKETİ

Ege ve Akdeniz bölgelerinde sofralık olarak üretilen, beyaz renkli, oval ve iri taneli bir tür üzüm, yalovaincisi.

ÇETİBETİ

Kasımpatı.

DEDEKULETİ

Hayvanlar ve insanlar tarafından yenilebilen, yıldız biçiminde, yere yapışık olan bir bitki.

BORNOVAMİSKETİ

Bir çeşit üzüm.

DİŞEHLETİ

Kadın.

BALIKSEPETİ

Uzun dikenlerden örülen sepet biçiminde balık tuzağı. (Miri Fatsa Ordu).

ŞEHREMANETİ

Osmanlı Devleti'nde, bugünkü belediye zabıtası görevini yapan, şehrin temizlik ve güzelliğiyle ilgilenen yerel yönetim. Belediye.

YANSEPETİ

Kulpsuz silindir biçiminde örme sepet. (Kızılca Bor Niğde).

  -   -   -  

Anlamında ETİ bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde ETİ geçen kelimeler listesi verilmiştir.

ACILAŞTIRMAK

Acı bir duruma getirmek.

AÇIKTAN

Bir yerin uzağından. Ayrıca, ek olarak. Sıra ve aşama gözetilmeden, dışarıdan atayarak. Önceden belirlenmiş bir bütçeye bağlı kalmaksızın.

AÇMA

Açmak işi. Bir tür susamsız, kalınca, yağlı çörek. Orman içinde ağaç kesme veya yakma yoluyla tarıma elverişli bir duruma getirilen arazi.

ACINDIRMAK

Birinin acımasına yol açmak, birini merhamete getirmek.

ADAM

İnsan. Birinin yararlandığı, kullandığı kimse. Birinin yanında bulunan ve işini yapan kimse. Bir alanı benimseyen kimse. Eş, koca. Görevli kimse. İyi huylu, güvenilir kimse. Erkek kişi. Daima birinin yanında olan, onu destekleyen, isteklerini yerine getiren kimse.

ADALET

Yasalarla sahip olunan hakların herkes tarafından kullanılmasının sağlanması, türe. Herkese kendine uygun düşeni, kendi hakkı olanı verme, doğruluk. Bu işi uygulayan, yerine getiren devlet kuruluşları. Hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetme.

ABİYE

Gece kıyafeti.

ABECESEL

Alfabetik.

AÇIKLAŞTIRMAK

Açık duruma getirmek. Rengini açtırmak.

ABDÜLLEZİZ

Akdeniz bölgesinde ve Afrika'da yetişen, çok yıllık, yumrulu ve otsu bir bitki (Cyperus esculentus). Bu bitkinin yemiş olarak yenilen, tatlı ve yağlı ürünü.

AÇILIM

Açılma işi. Herhangi bir konuyla veya sorunla ilgili olarak düşünce ve uygulamalarda yeni koşulların gerektirdiği değişiklikleri veya yenilikleri yapma. Yeni bir bakış açısı getirme. Sağ açıklık. Bir kısaltma veya formülün açık biçimi.

ADALETSİZ

Adalete aykırı düşen (şey). Adaleti olmayan (kimse).

ABANOZGİLLER

İki çeneklilerden, sıcak ülkelerde yetişen bir bitki familyası.

AÇMAK

Bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek. Yakışmak, güzel göstermek. Engeli kaldırmak. Savaşla almak, fethetmek. Bir kuruluşu, bir iş yerini işler duruma getirmek. Sarılmış, katlanmış, örtülmüş veya iliklenmiş olan şeyleri bu durumdan kurtarmak. Birbirinden uzaklaştırmak. Satranç, poker vb. oyunları başlatmak. Ayırmak, tahsis etmek. Yarmak. Bir şeyi, bir yeri oyarak veya kazarak çukur, delik oluşturmak. Düğümü veya dolaşmış bir şeyi bu durumdan kurtarmak. Yapmak, düzenlemek. Avunmak veya danışmak üzere söylemek, içini dökmek. Alışverişi başlatmak. Görünür duruma getirmek. Geçit sağlamak. Bir toplantıyı, etkinliği başlatmak. Bulutların dağılmasıyla gökyüzü aydınlanmak. Ferahlık vermek. Bir konu ile ilgili konuşmak. Tıkalı bir şeyi bu durumdan kurtarmak. Sıkılganlığını, utangaçlığını gidermek. Rengin koyuluğunu azaltmak. Beğenmek. Bir aygıtı, bir düzeneği çalıştırmak. Alanını genişletmek.

ABANOZ

Abanozgillerden, sıcak ülkelerde yetişen, kerestesinden yararlanılan birçok ağacın ortak adı. Bu tahtadan yapılmış. Bu ağacın ağır, sert ve siyah renkli tahtası. Koyu, parlak siyah. Bu renkte olan.

ADAY

Bir görev, bir iş için kendini ileri süren veya başkaları tarafından ileri sürülen kimse. Bir iş için yetiştirilmekte, eğitilmekte olan kimse, namzet.

ACAYİPLEŞTİRMEK

Yadırganacak bir duruma getirmek.

ABONE

Süreli yayınları, parasını önceden ödeyerek alma işi. Bir şeyi sürekli olarak kullanmak için hizmeti verenle sözleşme yapan kimse, sürdürümcü. Bir yere gitmeyi alışkanlık hâline getiren (kimse).

AÇILMAK

Açma işine konu olmak. Kendine gelmek, biraz iyileşmek, ferahlamak. Kıyıdan uzaklaşmak. Yeni bir bakış açısı getirmek. Renk koyuluğunu yitirmek. Kapı, yol vb. geçit vermek. Gereken güce ulaşmak. Kuruluşlar ilk kez veya yeniden işe başlamak. Sıkılması, çekinmesi, tutukluğu kalmamak. Herhangi bir konuyla veya sorunla ilgili olarak düşünce ve uygulamalarda yeni koşulların gerektirdiği değişiklikleri veya yenilikleri yapmak. Ayrıntıya girmek. Sırrını, üzüntüsünü, sorunlarını birine söylemek. Genişlemek, bollaşmak. İşini gereğinden veya yapabileceğinden geniş tutmak. Delinmek, yırtılmak. Sis, karanlık, duman vb. dağılmak, yoğunluğunu yitirmek.

ADAPTÖR

Bir aletin çapları birbirinden farklı olan parçalarından birini ötekine geçirebilmek için yararlanılan bağlayıcı. Aygıtın kullanabileceği düzeye göre elektrik akımını ayarlayan alet, uyarlayıcı.