Sonu ERG ile biten kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; sonunda "erg" olan, toplam 7 adet kelime bulunmaktadır. Sonu erg ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.

Bunun yanı sıra, başında erg olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde erg olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.

 
 

Bazı kelimelerin anlamları

ERG

CGS sisteminde, uygulama noktasını, kuvvet yönünde 1 santimetre hareket ettiren 1 dinlik kuvvetin yaptığı işe eşit olan iş birimi: Bir kilogrammetre 981 x 105 erge eşittir. Büyük Sahra'da kumullarla örtülü bölge.

FERG

Hıdrellezden sonra tarlayı kuvvetlendirmek için yapılan nadas.

KERG

Kuluçka tavuk.

HERG

Sürülüp dinlenmeye, nadasa bırakılan tarla. Toprağı sürme işi - herk etmek: sürmek (toprağı).

KEREPERG

Kuru gürültü.

SVEDBERG

Bir taneciğin ultrasantrifüj alanında özel koşullar altında özel bir mesafeyi katetmesi için gerekli olan süre, S.

AYSBERG

Buz dağı.

  -   -   -  

Anlamında ERG bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde ERG geçen kelimeler listesi verilmiştir.

AMFİBİ

İki yaşamlılar. Yüzergezer.

AVARIZ

Kazalar, belalar. Engebe. Osmanlılarda önceleri yalnız olağanüstü durumlarda, sonraları ise sürekli olarak halktan toplanan vergi.

BASIN

Gazete, dergi gibi belirli zamanlarda çıkan yazılı yayınların bütünü, matbuat. Bu tür iş yerlerinde görevli kimselerin tümü.

ADIM

Yürümek için yapılmış olan ayak atışlarının her biri. Bir yarışın belirli uzaklığı kapsayan bölümlerinden her biri, etap. Ayakta, esas duruşta, bir ayağın türlü yönlerde iki ayak boyu kadar yer değiştirmesi. Girişim, hamle. Bir ayak atışıyla alınan ve uzunluğu yaklaşık 75 santimetre olan mesafe. Bir gösterge ucunun eş olarak ayrılmış yaylardan biri boyunca aldığı yol. İki diş arasındaki aralık.

ALAŞIM

Bir metalin belli oranlarda bir veya birkaç metalle ergimesiyle oluşan yeni metal, halita.

AĞNAMCI

Sayım vergisi toplayan kimse.

BAKAYA

Askerlik çağına girenlerden son yoklamalarını yaptırarak askerlik kararı aldırdıkları hâlde çağrıldıklarında gelmeyen veya gelip de kıtalarına gitmeden toplandıkları yerlerden ayrılanlar. Ait olduğu yıl içinde toplanamayıp ertesi yıla kalan vergiler. Kalıntılar.

BAGET

Bateri çalmaya yarayan ince, kısa çubuk. Tavuk, piliç vb. kanatlılarda but ile paça arasında kalan etli bölüm. Çorabı gergin tutmak ve düşmesini engellemek için kullanılan sert lastik. Tıraşlanmış, dikdörtgen biçiminde değerli taş. Düşük gramajlı ince, uzun ekmek.

BALIKLAMA

Suya dalmada, atlamada balık gibi gergin, düz ve baş aşağı bir biçimde. Bir işe, bir duruma, bir harekete sonucunun ne olacağını düşünmeden (girişmek).

BAŞKALAŞMA

Başkalaşmak işi. Oğulcuk evresinden ergin olana değin bir hayvanın geçirdiği biçim ve yapı değişimleri, istihale, metamorfoz.

AYAKBASTI

Bir yere dışarıdan gelen insan ve eşyadan alınan vergi, toprakbastı.

AĞNAM

Sayım vergisi.

ALGI

Bir şeye dikkati yönelterek o şeyin bilincine varma, idrak. Kazanç, alacak. Rüşvet. Vergi. Haşhaş sütünü toplamakta kullanılan kaşık.

BAMBUL

Kurtçuk evresinde ekinlerin kökünü, ergin evrede başakları kemiren, kahverengi, kın kanatlı böcek (Anisoplia austriaca).

ANMALIK

Anılmak üzere verilen nesne, hatıra, yadigâr, bergüzar.

BAÇ

Osmanlı Devleti'nde gümrük vergisi. Zorla alınan para, haraç.

BASMA

Basmak işi. Gazete, dergi, kitap vb. bası ile hazırlanmış yazılı şeyler, matbua. İskambil kâğıdı ile oynanan bir oyun. Gübre, tezek. Basılmış, matbu. Üzerinde bası ile yapılmış renkli biçimler bulunan pamuklu kumaş. Yerin alçalmasıyla bu yeri örten deniz sularının yükselmesi, çekilme karşıtı. Bu kumaştan yapılan.

AJİTASYON

Körükleme. Duygu sömürüsü yapma. Kişinin ruhsal gerginliğini dışa vurması sonucu oluşan etrafına karşı saldırganlık durumu. İnsanın zihninde ve duygu dünyasında sarsıntı yaratma. Çırpıntı.

BALİĞ

Ergen.

AĞIRŞAKLANMAK

Ergenlik döneminde çıbanda veya memede ağırşak biçiminde bir tümsek oluşmak.