Kelimeler arşivi içinde; başında "dal" olan, toplam 313 adet kelime bulunmaktadır. dal ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ayrıca sonu dal ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde dal olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.
DALGALANDIRABİLME
DALGALANDIRILMAK
DALDIRILABİLMEK, DALGALANABİLMEK, DALGALANDIRILMA, DALGINLAŞTIRMAK, DALLIBACAKLILAR
DALDIRILABİLME, DALGALANABİLME, DALGALANDIRMAK, DALKAVUKLAŞMAK, DALLANDIRILMAK
DALAVERECİLİK, DALDIRABİLMEK, DALDIRIVERMEK, DALGALANDIRIŞ, DALKAVUKLAŞMA, DALLANABİLMEK, DALLANDIRILMA, DALLANIVERMEK
DALAŞABİLMEK, DALBINDURMAK, DALDEYLANMAH, DALDEYLANMAK, DALDIRABİLME, DALDIRIVERME, DALGINLAŞMAK, DALLANABİLME, DALLANDIRMAH, DALLANDIRMAK, DALLANDURMAK, DALLANIVERME, DALLIMANDIRA
DALAKLANMAK, DALAŞABİLME, DALAŞTIRMAK, DALAZLANMAK, DALBALANMAK, DALBAZLAMAK, DALBINCAMAK, DALBINCIMAK, DALBIZLAMAG, DALBIZLAMAK, DALCALANMAK, DALDALANMAK, DALDIRÇIKAR, DALDIRILMAK, DALDIZLAMAK, DALGACIKLAR, DALGAÇLAMAK, DALGALANMAK, DALGINLAŞMA, DALKARANLIK, DALKAVUKLUK, DALLANDIRIŞ, DALLANDIRMA, DALTABANLIK, DALYANCILIK
DALABITMAK, DALABİLMEK, DALADİNGİL, DALADİNGİR, DALAKLAMAK, DALANCILIK, DALANDİKEN, DALAPLAMAK, DALAPSAMAK, DALAPSIMAK, DALAŞTIRMA, DALAVERECİ, DALAVİRACI, DALAZLAMAK, DALBIZIMAK, DALDALAMAK, DALDALANMA, DALDIRILIŞ, DALDIRILMA, DALDIRTMAK, DALDIZAMAK, DALGACILIK, DALGAKIRAN, DALGALANIŞ, DALGALANMA, DALGAÖLÇER, DALIPLAMAK, DALIVERMEK, DALKAVUKÇA, DALKURUTAN, Devamını Oku »»
DALABIMAK, DALABİLME, DALABUMAK, DALADİKEN, DALAKDERE, DALASIÇTI, DALAYIDAN, DALAZIMAK, DALBAŞINA, DALBINMAK, DALCIKMAK, DALCINMAK, DALDAŞŞAH, DALDAŞŞAK, DALDIRMAÇ, DALDIRMAK, DALDIRTMA, DALDİNGİL, DALDURMAK, DALGALAMA, DALGIÇLIK, DALGINLIK, DALGÜNDÜZ, DALIVERME, DALKIRMAZ, DALLANMAK, DALLIAĞAÇ, DALLILAMA, DALLITEPE, DALLUNMAK, Devamını Oku »»
DALAKSIZ, DALANMAH, DALANMAK, DALAPSAK, DALAPŞAK, DALARMAK, DALAŞGAN, DALAŞKAN, DALAŞMAK, DALAVERE, DALAVİRA, DALAVURA, DALAZLIK, DALBACAK, DALBAHÇE, DALBASAN, DALBASTI, DALBAZAN, DALBIMAK, DALÇORAP, DALDABAN, DALDALIH, DALDALIK, DALDANAK, DALDAŞAK, DALDIRIŞ, DALDIRMA, DALDİKEN, DALENMEK, DALFİDAN, Devamını Oku »»
DALABAN, DALABUR, DALACAN, DALAGAN, DALAĞAN, DALAHLI, DALAKÇI, DALAKLI, DALALET, DALAMAH, DALAMAK, DALAMAN, DALAMUK, DALANCA, DALANCI, DALANIŞ, DALANMA, DALAŞCI, DALAŞGA, DALAŞMA, DALAVAR, DALAYAK, DALAYAZ, DALAYER, DALAYIŞ, DALBAŞI, DALBOĞA, DALDALA, DALDERE, DALDİBİ, Devamını Oku »»
DALAMA, DALANÇ, DALANG, DALARİ, DALBAK, DALBAR, DALBAŞ, DALBAZ, DALCAN, DALCIK, DALDAK, DALDAL, DALDEY, DALDIR, DALDIZ, DALDUZ, DALEVİ, DALFES, DALGIÇ, DALGIN, DALGIR, DALICI, DALINÇ, DALKAN, DALKOÇ, DALKOZ, DALKÖY, DALLAL, DALLAR, DALLIK, Devamını Oku »»
DALAB, DALAF, DALAH, DALAK, DALAN, DALAP, DALAR, DALAS, DALAŞ, DALAV, DALAY, DALAZ, DALCA, DALDA, DALGA, DALGI, DALIP, DALIŞ, DALIZ, DALİK, DALİP, DALKA, DALLA, DALLE, DALLI, DALMA, DALSI, DALTA, DALYA, DALYE
DALİ, DALK, DALP
DAL
DAL
Ağacın gövdesinden ayrılan kollardan her biri. Canlıların bölümlenmesinde, sınıfların bir araya gelmesiyle oluşan birlik, şube. Çıplak, yalın. Arka, sırt. Bir bilim alanının içinde yer alan ana bilim dalında alt alanı. Branş. Boyun, ense. Kol. Omuz.
DALGALANABİLMEK
Dalgalanma imkânı veya olasılığı bulunmak.
DALGALANDIRILMAK
Dalgalanması sağlanmak.
DALLANDIRILMAK
Dallanmasına yol açılmak, dallanması sağlanmak.
DALGALANABİLME
Dalgalanabilmek işi.
DALLIBACAKLILAR
Denizlerde yaşayan, basit iki parçalı kabukları olan, boyları 10cm olabilen bir şube.
DALGALANDIRMAK
Dalgalı duruma getirmek, dalgalanmasını sağlamak.
DALDIRABİLMEK
Daldırma imkânı veya olasılığı bulunmak.
DALGALANDIRILMA
Dalgalandırılmak işi.
DALDIRILABİLMEK
Daldırılma imkânı veya olasılığı bulunmak.
DALGALANDIRABİLME
Dalgalandırabilmek işi.
DALAVERECİLİK
Dalavereci olma durumu, taklacılık, kolpoculuk.
DALKAVUKLAŞMAK
Dalkavukça davranmaya başlamak.
DALDIRIVERMEK
Ansızın daldırmak.
DALDIRILABİLME
Daldırılabilmek işi.
DALGINLAŞTIRMAK
Dalgın duruma getirmek.
Bu bölümde tanımı içerisinde DAL geçen kelimeler listesi verilmiştir.
AĞDALI
Ağdalanmış. Karmaşık. Bilinmeyen kelimelerden, anlaşılması güç sözlerden oluşan (deyiş).
AĞDALANMA
Ağdalanmak işi.
AFYONLU
İçinde afyon bulunan. Dalgın, uyuşmuş, uyuşuk (kimse). Afyon yutmuş.
ADALETLİLİK
Adaletli olma durumu.
AĞAÇÇIK
Taflan gibi dalları dibinden başlayarak çatallanan küçük ağaç.
AĞDALANMAK
Ağda durumuna gelmek, ağdalaşmaya başlamak. Ağda bulaşmak.
AGRONOMİ
Çiftçilikle ilgili bilgilerin araştırıldığı bilim dalı.
AĞDALAŞMA
Ağdalaşmak durumu.
AĞDALILIK
Ağdalı olma durumu.
AĞAÇ
Meyve verebilen, gövdesi odun veya kereste olmaya elverişli bulunan ve uzun yıllar yaşayabilen bitki. Bu gibi bitkilerin gövdesinden ve dallarından yapılan. Tahta, kereste.
ADALETSİZ
Adalete aykırı düşen (şey). Adaleti olmayan (kimse).
AĞDALAŞTIRMA
Ağdalaştırmak işi.
ADLİYE
Hukuk ve adalet işlerini gören devlet kuruluşları. Hukuk ve adalet işlerinin görüldüğü resmî yapı.
AFERİST
Dalavereci.
AERODİNAMİK
Hareket hâlinde olan bir cisim üzerinde havanın yarattığı etkiyi inceleyen bilim. Gazların hareketini inceleyen bilim dalı. Bu bilim alanlarıyla ilgili olan.
AÇIKÇI
Borsada fiyat dalgalanmalarından yararlanarak açıktan para kazanan kimse.
ADALETSİZLİK
Adalete aykırı olma durumu.
ABDALLIK
Abdal olma durumu.
AĞIRLIK
Ağır olma durumu. Ağırbaşlılık. Terazilerde tartma işi yapılırken bir kefeye konulan nesne. Değerlendirmelerde herhangi bir konu veya evreye, olağanın üzerinde ve belli oranda tanınan değer. Yer çekiminin, bir cismin molekülleri üzerindeki etkisinin oluşturduğu bileşke, gravite. Uykudayken gelen ve insana boğulur gibi bir duygu veren durum. Uyuşukluk ve gevşeklik durumu. Sıkıcı, bunaltıcı, iç karartıcı durum. Orduda bir birliğin cephane, yiyecek ve eşya yükleri. Sorumluluk. Sıkıntı. Takı. Değerli olma durumu. Yük, külfet. Dikkati ve önemi bir şey üzerinde yoğunlaştırmak. Güreş, boks, halter, judo vb. spor dallarında, sporcuların kilolarına göre girdikleri kategori. Etki, baskı, güçlük. Çeyizini düzmek için damadın geline verdiği para, kalın.
AĞDALAŞMAK
Ağda durumuna gelmek, ağdalanmak. Sohbet tam tadına varılır durum almak, koyulaşmak.