AZIK ile başlayan kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; başında "azık" olan, toplam 9 adet kelime bulunmaktadır. azık ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ayrıca sonu azık ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde azık olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.

 
 

13 harfli kelimeler

AZIKLANDIRMAK

10 harfli kelimeler

AZIKLANMAK, AZIKSIZLIK

9 harfli kelimeler

AZIKLAMAK

7 harfli kelimeler

AZIKLIK, AZIKSIZ

6 harfli kelimeler

AZIKÇI, AZIKLI

4 harfli kelimeler

AZIK

Bazı kelimelerin anlamları

AZIK

Gereken yiyecek ve içecek şeyler, nevale.

AZIKLI

Azığı olan. Yoksulları doyuran.

AZIKÇI

Azık taşıyan.

AZIKSIZ

Azığı olmayan.

AZIKLANMAK

Erzak edinmek.

AZIKLAMAK

Geliri ile kendini idare etmek, ürünü ihtiyacına yetecek kadar olmak.

AZIKLANDIRMAK

Azık vermek.

AZIKLIK

Azık olarak ayrılan veya hazırlanan yiyecekler. Hemen yemek üzere, harman zamanından önce biçilip savrulan ekin. Azık koymaya yarayan kap veya torba.

AZIKSIZLIK

Azıksız olma durumu.

  -   -   -  

Anlamında AZIK bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde AZIK geçen kelimeler listesi verilmiştir.

ÇAKMAK

Taşa vurulup kıvılcım çıkarılan çelik parçası. Vurarak sokup yerleştirmek. Anlamak, bilmek. Tabanca veya tüfeklerde bulunan tetik düzeni. Sınavda başarısız olmak. Vurmak. Çelik, taş, cam, plastik vb. maddeden yapılmış gaz veya benzinle dolu tutuşturma aleti. İçki içmek. Saplamak. Parıldamak, ışık vermek. Sezinlemek, anlamak, farkına varmak. Kazık çakıp hayvan bağlamak. Kuruduğunda kalın kabuk bağlayan kabarcıklarla beliren ve genellikle yüzde çıkan bir deri hastalığı. Bir şeyi başka bir şeye sürtmek, vurmak veya çarpmak. Çivi ile tutturmak. Kabul etmeyeceği bir şeyi kurnazlıkla kabul etmesini sağlamak.

EFSUS

Yazık, eyvah.

GİNSENG

Çin, Japonya, Kore vb. Uzak Doğu ülkelerinde yetişen, geleneksel tedavilerde kullanılan, kazık köklü, otsu ve çok yıllık bir bitki (Panax ginseng).

HAYFA

"Eyvah, yazık, heyhat" anlamlarında kullanılan bir söz.

HAYIF

Haksızlık, insafsızlık. Acınma, üzülme. "Vah, heyhat, yazık" anlamlarında kullanılan bir söz.

DALYAN

Deniz, göl ve ırmakların kıyılara yakın yerlerinde ağ ve kazıklarla oluşturulan, büyük balık avlama yeri.

GEÇİRMEK

Geçme işini yaptırmak, geçmesini sağlamak. Bir gereksinimi eldeki imkânla karşılamak. Bir şeyi kendisine ayrılmış olan yere yerleştirmek, takmak. Zaman harcamak. Giymek, giyinmek. Birine kötü söz söylemek. Bir işi birden çok kişi üzerinde uygulamak. Bir şeyi bir yerden başka yere taşımak, nakletmek. Alışverişte aldatmak, kötü mal satmak, kazıklamak. Bir süre yaşamak, oturmak, kalmak. Herhangi bir durumu yaşamış olmak. Tespit etmek, yazmak, kaydetmek. Bir şeyi bir yandan öbür yana götürmek. Yola çıkan birini uğurlamaya gitmek, selametlemek, teşyi etmek. Etmek, yapmak. Hastalık bulaştırmak. Vurmak.

ÇAKILI

Çivi, kazık vb. bir şeyle tutturulmuş. Çakılmış, bir şeye bağlı. Yeri değişmez, sabit.

BESİN

Yenilebilir, beslenmeye elverişli her tür madde, azık, gıda. Yaşamak, varlığını sürdürmek için gerekli şey.

ACINMAK

Acıma işine konu olmak. Başkasının hesabına üzülmek, yazıklanmak, yerinmek.

HEYHAT

"Yazık, ne yazık" anlamında kullanılan bir söz.

CAİZE

Şairlerin kasidelerle övdükleri büyükler tarafından kendilerine verilen bahşiş. Yazıda bir sözün olduğu gibi tekrarlandığını göstermek için alt hizasına konulan tırnak biçimindeki noktalama işareti. Yol yiyeceği, azık.

BALYOZ

Taş kırma, kazık çakma, duvar yıkma vb. işlerde kullanılan, çok iri, ağır çekiç, varyos.

KAZIKLAMA

Kazıklamak işi.

GÖLGELİK

Gölge altında bulunan yer. Kazıkların ve belli kalınlıktaki dikmelerin üzerine bindirilmiş bir tür demir veya ahşap çardak, sayeban, pergola.

DİKEÇ

Bağ çubuğu dikmek için delik açmaya yarayan demir. Kazık, sırık, ağaç çubuk.

APLİKASYON

Uygulama. Bir kumaş üzerine başka bir kumaş parçası veya bir dantel dikilerek yapılmış olan süs. Eldeki haritaya göre arazi üzerinde bir parseli kazıklarla belirtme.

GÜNAH

Dinî bakımdan suç sayılan iş veya davranış, vebal. Kabahat, hafif suç. Acımaya yol açacak kötü davranış, yazık. Sorumluluk, vebal.

KAZIKÇILIK

Kazıkçı olma durumu.

KAKALAMAK

Kakmak. Alışverişte aldatmak, kötü mal satmak, kazıklamak. Sürekli çekiştirmek, itmek, kakıp durmak. Kaka yapmak.