AZIN ile başlayan kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; başında "azın" olan, toplam 8 adet kelime bulunmaktadır. azın ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ayrıca sonu azın ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde azın olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.

 
 

Bazı kelimelerin anlamları

AZIN

(Eş anlamlısı: minimum):Verilen bir durum için elde edilebilecek en küçük değer. Biraz, hafifçe.

AZINSIMAK

Az görmek. Az bulmak, yetersiz görmek.

AZINA

Dere kıyısındaki sulak tarla. Irmak kıyılarındaki çimenlik. Irmak kıyısında kavağının boyu 18-20 metreye ulaşan kavaklık. Siyah renkli, gagasının üzerinde küçük küçük beyaz benekli çukurluklar olan iri güvercin.

AZINISANMAK

Az görmek.

AZINI

Ağzını.

AZINLIKLAR

Bir ülke nüfusunun çoğunluğu içinde sayı bakımından az; soy, dil ya da din bakımlarından ayrımlı; ancak, yasalar önünde aynı yurttaşlık hakları olan topluluklar.

AZINLIK

Bir toplulukta kendine özgü nitelikler bakımından ayrı ve ötekilerden sayıca az olanlar, azlık, ekalliyet, çoğunluk karşıtı. Bir ülkede ayrı soydan veya inançtan olan ve sayıca az bulunan topluluk, ekalliyet. Bir oylama sırasında sayıca az olma durumu.

AZINTI

İşe yaramıyan ve nerden geldiği belli olmıyan, serseri. Zorba, azgın. Azıtılmış hayvan. Cinsi, soyu bozulmuş şey. Yoldan çıkmış, azmış, uslanmayan kimse. Yolundan sapmış, kovulmuş.

  -   -   -  

Anlamında AZIN bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde AZIN geçen kelimeler listesi verilmiştir.

AYVAZLIK

Ayvazın görevi.

AMONYAK

Azot ve hidrojen birleşimi olan, keskin kokulu bir gaz (NH3). İçinde bu gazın eritilmiş bulunduğu su, nişadır ruhu.

BOĞUŞMAK

Birbirinin boğazına sarılmak, dövüşmek. Çabalamak, altından kalkmaya çalışmak, uğraşmak. Mücadele etmek.

BALİSTİK

Ateşli silahlarda barut gazının basıncı ile fırlayıp hedefe varıncaya kadar merminin havadaki hareketini inceleyen bilim. Mermi çekirdeği üzerindeki fiziksel değişimleri inceleyerek merminin çıktığı silahın tanımlanmasını sağlayan işlem.

ALAGEYİK

Geyikgillerden, Güney Avrupa ve Kuzey Afrika'da yaşayan, yazın postunda ak benekler oluşan, erkeklerinin boynuzları uca doğru kürek biçiminde genişleyen bir cins geyik, sığın (Dama dama).

AĞIZLAMAK

Bir boğazın veya bir limanın ağzını ortalamak. Bir işi kolaylamak. Bir parçayı yuvasına geçirmek için önce yuvanın ağzını ayarlamak.

AÇIKLAMAK

Bir konuyla ilgili gerekli bilgileri vermek, izah etmek. Açıkça söylemek, ifşa etmek. Belirtmek, göstermek, açığa vurmak, izhar etmek. Bir sorunla ilgili aydınlatıcı bilgi vermek, tavzih etmek. Bir sözün, bir yazının ne anlatmak istediğini belirtmek, yorumlamak.

AKBAŞ

Yazın kutup bölgelerinde yaşayan, kışın ılık kıyılara göçen, kısa ve ince gagalı, siyah bacaklı bir tür yabani kuş, deniz kazı (Bemicla).

BAŞLIK

Genellikle başı korumak için giyilen şapka, serpuş. Tekerlek parmaklarının çakılı olduğu kısım. Bir sütunun, bir direğin tepeliği. Kâğıt veya zarf üstüne basılmış ad ve adres, antet. Tablaların veya iş parçalarının düzgün kalmasını sağlamak amacı ile baş taraflarına takılan parça. Bir yazının, bir kitabın bölümlerinin başına konulan ve konuyu kısaca tanıtan ibare, serlevha. Başlık parası. Üst giysilerinin yakalarına takılı başlık, kapüşon. Hayvan koşumunun başa geçirilen bölümü.

ASMAK

Bir şeyi aşağıya sarkacak bir biçimde bir yere iliştirip sarkıtmak. Gitmek zorunda olunan bir yere özürsüz gitmemek. Görevi olan bir işi özürsüz yapmamak. Bir kimseyi boğazından ip vb. geçirip sallandırarak öldürmek, idam etmek. Üzerine takınmak, kuşanmak.

AZLIK

Az olma durumu. Azınlık.

ARYANİZM

IV. yüzyılda Arius adlı bir papazın kurduğu ve Hristiyan inanışının tersine olarak İsa'nın tanrılığını inkâr eden mezhep.

CAMBAZLIK

Cambazın işi ya da mesleği, akrobatlık, akrobasi. Kurnazlık, düzenbazlık, hilecilik. At alıp satma veya yetiştirme işi.

BADEMCİK

Boğazın iki yanında birer tane bulunan, badem biçimindeki organ.

BOZUK

Bozulmuş olan. Kızgın, sıkıntılı. Madenî para, bozuk para. Görevini yapamaz duruma gelmiş (organ). Türk halk müziğinde, bağlamadan biraz büyük ve meydan sazından küçük dokuz telli bir saz. Kötümser, gergin, huzursuz, karışık.

BASIÖLÇER

Buharın veya herhangi bir gazın bulunduğu kabın iç yüzeyine yaptığı basıncı belirleyen alet, manometre. Akışkanların basıncını ölçen araç.

BAŞPAPAZLIK

Başpapaz olma durumu. Başpapazın sorumluluğunda olan bölge. Başpapazın yaptığı iş.

ASİMİLASYON

Özümleme. Benzeşme. Farklı kökenden gelen azınlıkları veya etnik grupları, bunların kültür birikimlerini, kimliklerini baskın doku ve yapı içinde eriterek yok etme.

BAZAL

Bazı çok olan (tuz). Bazın özelliklerini taşıyan (madde).

BOĞAZLAMAK

Hayvan veya insanı boğazından keserek öldürmek. Gaddarca, kan dökerek öldürmek.