Sonu AKAD ile biten kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; sonunda "akad" olan, toplam 1 adet kelime bulunmaktadır. Sonu akad ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.

Bunun yanı sıra, başında akad olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde akad olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.

 
 

Bazı kelimelerin anlamları

AKAD

Doğruluğuyla, dürüstlüğüyle tanınmış kimse.

  -   -   -  

Anlamında AKAD bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde AKAD geçen kelimeler listesi verilmiştir.

AKADEMİCİLİK

Akademici olma durumu.

İLGİLİLİK

İlgili olma durumu, alakadarlık, alakalılık.

KONUŞU

Bilimsel bir sorunu incelemek veya siyasi, ekonomik, diplomatik sorunları tartışmak için yapılmış olan akademik toplantı, kolokyum.

ŞAKACIKTAN

Şakadan.

MAKADAMLAMAK

Makadamla kaplamak.

KURMAY

Harp akademilerine girerek eğitimlerini başarıyla bitirmiş subay, erkânıharp. Kurmaylık yetkisi ve niteliği olan (subay).

LİSANS

Genellikle dört yıl süren üniversite veya yüksekokul öğrenimi. Bu öğrenim sonunda elde edilen ve diploma ile belgelendirilen akademik derece. Bir malı yabancı firma adına üretme izni. Yurda mal sokma veya yurttan mal çıkarma izni. Bir sporcunun resmî yarışmalara katılabilmesi için spor federasyonunun kendisine verdiği kayıt fişi veya kimlik kartı.

DERİ

İnsan ve hayvan vücudunu kaplayan tüy, kıl veya pulla kaplı tabaka, cilt, ten. Bu tabakadan yapılmış. Pazar veya panayır kurulan gün, dernek. İşlenerek kullanılır duruma getirilmiş hayvan postu. Toplantı, düğün.

DURMAK

Hareketsiz durumda olmak. Ara vermek. Varlığını sürdürmek. Birisinin malı olarak bulunmak ya da o malla ilişkisi olmak. İşlemez olmak, çalışmamak. Dinmek, kesilmek. Bir konuyla çok ilgilenmek, üstüne düşmek. Beklemek, dikilmek. Bir yerde olmak veya bulunmak. Yaşamak. Bir yerde bir süre oyalanmak, eğlenmek, eğleşmek, tevakkuf etmek. Kalmak. Belli bir durumda, bir görevde bulunmak. Var olmak. Kök veya gövdeleri sonuna -a (-e) zarf-fiil eki almış fiillere gelerek süreklilik bildiren birleşik fiiller oluşturur: Çalışadurmak, bakadurmak, getiredurmak, yiyedurmak gibi.

İLGİLİ

İlgilenmiş olan, ilgisi bulunan, alakalı, alakadar, müteallik.

ÇAPAR

Postacı, ulak. Takadan büyük, baş ve kıç tarafı yukarı kalkık bir tür Karadeniz kayığı. Benekli, alacalı (hayvan ve bitki). Akşın. Çiçek bozuğu yüz.

DOKTOR

Hekim. Bir fakülteyi veya bir yüksekokulu bitirdikten sonra belli bir bilim dalında en yükseköğrenim basamağına vardığını, geçirdiği özel sınavla ve başarılı bir eserle gösterenlere verilen akademik unvan.

AKADEMİK

Akademi ile ilgili olan. Bilimsel niteliği olan.

TRAHOM

Göz kapaklarının altında birtakım kabarcıkların belirmesiyle başlayan, tedavi edilmediğinde kirpiklerin içeriye kıvrılması, saydam tabakada yaralar çıkması nedeniyle körlükle sonuçlanabilen bulaşıcı hastalık.

MANTAR

Mantarlardan, içinde zehirlileri de bulunan, silindir bir gövde ve üst tarafı şapka biçiminde olan ilkel canlıların genel adı (Fungi). Esnek ve sudan hafif olduğundan şişe tapası, cankurtaran simidi, cankurtaran yeleği, ayakkabı tabanı ve daha birçok şeyin yapımında kullanılan, su geçirmeyen, meşe ağacı tabakası. Balık ağlarını su yüzünde tutmaya veya olta sarmaya yarayan mantar parçası. Uydurma söz, yalan. Mantar hastalığı. Mantar hastalığına neden olan mikroskobik canlı. Hayvanların burun ucu. Kaldırıma araçların park edilmesini engellemek amacıyla zemine gömülmüş mantar biçiminde beton yükselti. Bu tabakadan yapılmış olan şişe tapası. Çocukların özel tabanca ile patlattıkları barutlu madde.

IŞIKLILIK

Bir optik cihazda, cisme çıplak gözle veya cihazla bakıldığında ağ tabakadaki birim yüzeyi etkileyen ışık miktarları arasındaki oran.

MAHSUS

Özgü. Şakadan. Özel. Özellikle. Biri veya bir şey için ayrılmış, münhasır. Belli, ortada, aşikâr. Duyulan, anlaşılan, hissedilen. Bilerek, isteyerek, kasten.

YÜKSEKOKUL

Üst düzeyde uygulayıcı meslek elemanı yetiştiren yükseköğretim kurumu, akademi.

ÖNCELİK

Bir şeyin öbüründen önce olması durumu, takaddüm.

MAKADAMLAMA

Makadamlamak işi.