Sonu VİRD ile biten kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; sonunda "vird" olan, toplam 1 adet kelime bulunmaktadır. Sonu vird ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.

Bunun yanı sıra, başında vird olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde vird olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.

 
 

Bazı kelimelerin anlamları

VİRD

Kuruntu.

  -   -   -  

Anlamında VİRD bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde VİRD geçen kelimeler listesi verilmiştir.

YALKI

Yılkı. İki tekerlekli öküz arabası. Yalnız, tek. Eli, yanı boş giden. Tek başına, çekincesiz, çocuksuz kadın. Keçinin doğurduğu tek oğlak. Tek tüfek. Tek katlı. Altına bir başka şey giyinmeden (giysi, ayakkabı vb.). Tek yanlı, bir yanı nacak görevi yapan kazma. Yavan, katıksız. Yağsız, besi değeri olmayan et. İnce, zayıf. Başıboş, sahipsiz. Yağlı çörek. İkiz doğmuş oğlak. Ters. Eğimli yüzey. Tarlaya gübre taşınan hasır ya da kenevirden örülen heybe. Işın. Araba tekerlekli kağnı. (Emirdağ Afyonkarahisar; Zeyve, Dudaş Söğüt Bilecik). Yalın, tek.

DÖNDÜRGEÇ

Topaç. Sacda pişirilen yufkayı döndürmeye yarayan tahta ya da ince demirden yapılmış fırıncı küreği. Çocukların çevirdikleri çember.

KUNDUZGİLLER

Kemiriciler (Rodentia) takımının, yalın dişligiller (Simplicidentata) alt takımının, sincabımsılar (Sciuromorpha) bölümünden, geniş, yassı ve ucu pullu bir kuyrukları olan, art ayak parmaklarının arası perdeli, büyük ve tıknaz, toplu hâlde su kenarlarında kemirerek devirdikleri kütüklerden köy fırınına benzer yuvalar yapan, iyi yüzen, kastor adı verilen çok değerli postları olan bir familya. Kunduz (Castor fiber), Kanada kunduzu (C.canadensis) türleri iyi bilinir. (Castoridae),iyi bilinen türleridir (bk).

DÖNÜŞTÜRGEÇ

Gelen elektrik akımını, istenilen gerilim ve yeğinliğe dönüştüren aygıt. Yinelimde bir değişiklik yapmaksızın, belirli bir gerilimdeki dalgalı akımı başka bir gerilime çeviren aygıt. (Akımı daha alçak ya da daha yüksek gerilime çevirdiğine göre gerilim düşürücü ya da gerilim yükseltici adını alır).

ALIŞTIRMA

Alıştırmak işi. Vücudun gücünü ve dayanıklılığını artırmak için yapılmış olan uygulama, hazırlık çalışması, idman, egzersiz, antrenman. Bir beceriyi, bilgiyi kazanmak için yapılmış olan tekrar, temrin, talim, egzersiz. Bir araç motorundan tam verim elde edilebilmesi için ilk dönemlerinde yüksek devirde düşük hızda çalıştırılması, rodaj.

SÖNÜMSÜZ

Genliği hiçbir zaman sıfıra yaklaşmayan, her devirde beslenen (salınım hareketi), beslenen.

KAĞIŞADAK

Ses çıkararak ve birden (boşalma için): Bakraçtaki suyu kağışadak devirdi.

KANAVİÇE

El işleri için kullanılan seyrek dokunmuş keten bezi. Çuval olarak kullanılan kendirden veya kenevirden yapılmış seyrek bez. Bu bezin üzerine yapılmış olan işleme.

POLES

Kenevirden sicim yapmakta kullanılan bir çeşit araç. (Fransızca kökenli police) polis. Fransızca kökenli police: polis. Polis.

SAĞNAK

Sert deniz yeli, büyük dalga : Sağnak kayığı devirdi. Çok kısa süre : Ahmet'le bir sağnak görüştük.

YÖREMEÇ

Kenevirden bükülmüş ince sicim, urgan.

EPİSKENYON

Helenik dönemde skeneler ile katlı yapılmaya başlandığında ikinci kata verilen ad. Helenik devirde "Skene" yapılar iki katlı yapılmaya başladıktan sonra ikinci kata verilen ad. (bk. skene).

NEOJEN

Üçüncü zamanın bölündüğü dört büyük devirden son ikisi olan pliyosen ile miyoseni birden kavrayan sistem. Bu sistemle ilgili.

KENDİR

Kenevir. Kenevirden yapılmış.

JİKLE

Motorlu taşıtların yüksek devirde çalışması için fazla benzin akışını sağlayan alet.

YANCIK

Zırh. Köylü kadınların yanlarına sarkıttıkları örme süsler. Kadınların, yün eğirirken sol kalçalarına astıkları ve üstünde iğ çevirdikleri kösele parçası. Çobanların azık torbası. Atların sırtına geçirilen zırhlı örtü. Kese, torba, boyundan geçirilerek yana asılan çanta. At zırhı, çukal. Oturacak yeri, sağrı, kıç.

DALDA

Yörüklerin, çalı çırpı ile çadırlarının önünde daire şeklinde çevirdikleri yer. Damla. Yağmur, güneş ve rüzgârın etki yapamadığı gizli, kuytu yer, kenar, saklanılacak yer, ağaç, bina gölgesi, gölge. Koruma, esirgeme, himaye. Dalda, dulda, himaye, saye. Issız, sakin taraf (Erzincan Merkez). Gölge. Siper; gölgelik yer. Gölge, saye. Kuytu yer, barınak. Bitlis şehri, Tatvan belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir bölge.