UK ile başlayan kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; başında "uk" olan, toplam 19 adet kelime bulunmaktadır. uk ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ayrıca sonu uk ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde uk olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.

 
 

9 harfli kelimeler

UKRAYNALI

8 harfli kelimeler

UKALALIK, UKRULMAK

7 harfli kelimeler

UKALACA, UKŞAMAK

6 harfli kelimeler

UKUMAK, UKUBET

5 harfli kelimeler

UKALA, UKUŞU, UKTAN, UKSEK, UKNUM, UKMAK, UKÇUR, UKARI

4 harfli kelimeler

UKDE, UKUŞ, UKUY

2 harfli kelimeler

UK

Bazı kelimelerin anlamları

UK

O.

UKTAN

Ufak tavuk, piliç.

UKUŞU

Baykuş.

UKUMAK

Okumak.

UKARI

Yukarıya. Yukarı.

UKNUM

Hipostaz.

UKALALIK

Ukala olma durumu veya ukalaca davranış.

UKÇUR

Uçkur.

UKUBET

Ceza. Çok çirkin.

UKMAK

Tasalanmak.

UKRAYNALI

Ukrayna halkından olan kimse.

UKRULMAK

Bir işi yapmaya niyetlenip, caymak.

UKŞAMAK

Okşamak.

UKSEK

Bir yanı yanmış, ateşli odun.

UKALACA

Ukala bir biçimde.

UKALA

Kendini akıllı ve bilgili sanan, bilgiçlik taslayan (kimse).

  -   -   -  

Anlamında UK bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde UK geçen kelimeler listesi verilmiştir.

ADLİYE

Hukuk ve adalet işlerini gören devlet kuruluşları. Hukuk ve adalet işlerinin görüldüğü resmî yapı.

ADALET

Yasalarla sahip olunan hakların herkes tarafından kullanılmasının sağlanması, türe. Herkese kendine uygun düşeni, kendi hakkı olanı verme, doğruluk. Bu işi uygulayan, yerine getiren devlet kuruluşları. Hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetme.

ACEMİLİK

Acemi olma durumu, toyluk. Acemice davranış, toyluk.

ACELELEŞTİRMEK

Çabuklaştırmak.

ACICA

Oldukça acı.

ACELE

Hızlı yapılan, çabuk, tez, ivedi. Tez davranma gerekliliği. Vakit geçirmeden, tez olarak.

AÇMAK

Bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek. Yakışmak, güzel göstermek. Engeli kaldırmak. Savaşla almak, fethetmek. Bir kuruluşu, bir iş yerini işler duruma getirmek. Sarılmış, katlanmış, örtülmüş veya iliklenmiş olan şeyleri bu durumdan kurtarmak. Birbirinden uzaklaştırmak. Satranç, poker vb. oyunları başlatmak. Ayırmak, tahsis etmek. Yarmak. Bir şeyi, bir yeri oyarak veya kazarak çukur, delik oluşturmak. Düğümü veya dolaşmış bir şeyi bu durumdan kurtarmak. Yapmak, düzenlemek. Avunmak veya danışmak üzere söylemek, içini dökmek. Alışverişi başlatmak. Görünür duruma getirmek. Geçit sağlamak. Bir toplantıyı, etkinliği başlatmak. Bulutların dağılmasıyla gökyüzü aydınlanmak. Ferahlık vermek. Bir konu ile ilgili konuşmak. Tıkalı bir şeyi bu durumdan kurtarmak. Sıkılganlığını, utangaçlığını gidermek. Rengin koyuluğunu azaltmak. Beğenmek. Bir aygıtı, bir düzeneği çalıştırmak. Alanını genişletmek.

ACUL

Aceleci. Hızlı, çabuk.

AFAK

Ufuklar.

AFACAN

Zeki ve yaramaz (çocuk).

ADESE

Mercek. Kovucuk.

ABRAŞ

Alaca benekli. Klorofil azlığından dolayı açık renkte lekeleri olan (bitki yaprağı). Cildin rengini bozup beyaz benekler ve lekeler yapan hastalık. Ters, kaba, görgüsüz (kimse). Deseni ve atkısı bozuk halı. Atın tüysüz yerlerinde görülen uyuza benzer bir hastalık. Çarpık, eğri, düzgün olmayan. Çilli, çopur yüzlü, gözleri açık renk olan (kimse).

ADAKLAMAK

Küçük çocuk yürümeye başlamak.

ADEM

Yokluk.

ACELECİ

Tez iş gören, çabuk davranan, canı tez, farfara, fırtına gibi, içi tez, ivecen, iveğen, kıvrak, sabırsız, tez canlı, telaşlı, acul.

ABSTRAKSİYONİZM

Soyutçuluk.

ACELELEŞTİRME

Çabuklaştırma.

ADEMİYET

Yokluk.

AÇIKLIK

Açık olma durumu, aleniyet. Uzaklık, mesafe. Bitki örtüsü olmayan, çıplak yer. Gerçeği olduğu gibi yansıtma durumu. Boş ve geniş yer, meydanlık. Bir söz veya yazıda maksadın açık olması özelliği, duruluk, vuzuh. Dürbün, fotoğraf makinesi vb. optik araçlarda ağız çapı, ışığın girebildiği delik.

AÇILMAK

Açma işine konu olmak. Kendine gelmek, biraz iyileşmek, ferahlamak. Kıyıdan uzaklaşmak. Yeni bir bakış açısı getirmek. Renk koyuluğunu yitirmek. Kapı, yol vb. geçit vermek. Gereken güce ulaşmak. Kuruluşlar ilk kez veya yeniden işe başlamak. Sıkılması, çekinmesi, tutukluğu kalmamak. Herhangi bir konuyla veya sorunla ilgili olarak düşünce ve uygulamalarda yeni koşulların gerektirdiği değişiklikleri veya yenilikleri yapmak. Ayrıntıya girmek. Sırrını, üzüntüsünü, sorunlarını birine söylemek. Genişlemek, bollaşmak. İşini gereğinden veya yapabileceğinden geniş tutmak. Delinmek, yırtılmak. Sis, karanlık, duman vb. dağılmak, yoğunluğunu yitirmek.