Kelimeler arşivi içinde; başında "un" olan, toplam 121 adet kelime bulunmaktadır. un ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ayrıca sonu un ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde un olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.
UNUTTURABİLMEK, UNUTTURUVERMEK
UNUTTURABİLME, UNUTTURUVERME, UNUTULABİLMEK, UNUTULUVERMEK
UNSİNARİATİK, UNSİNARİOZİS, UNUTULABİLME, UNUTULUVERME
UNGELBERİSİ, UNİGENNATUS, UNNAŞTIRMAK, UNUTABİLMEK, UNUTUVERMEK
UNAŞTIRMAK, UNDESENDED, UNGULİGRAD, UNİFASİYAL, UNİLATERAL, UNLUBİTLER, UNUTABİLME, UNUTKANLIK, UNUTMABENİ, UNUTTURMAK, UNUTUVERME
UNCİNARİA, UNGUİKULA, UNİPOTENT, UNİVALENT, UNSİNATUS, UNUTSALIK, UNUTTURMA, UNUTULMAK
UNAMAMAK, UNARTMAK, UNÇUKURU, UNDURMAK, UNGARMAK, UNGUNMAK, UNİPOLAR, UNKAPAĞI, UNLANMAK, UNLAŞMAK, UNNAŞMAK, UNNEŞMEK, UNSUNMAK, UNUKBAĞI, UNULTMAK, UNUTSAĞI, UNUTULMA, UNVANSIZ
UNALMAK, UNARMAK, UNARTÇA, UNCULAR, UNCULUK, UNGÜRÜS, UNITMAK, UNİFORM, UNLAMAK, UNLANMA, UNMADIK, UNSİNUS, UNTIRAK, UNUDMAK, UNULMAK, UNUŞTAN, UNUTKAN, UNUTMAK, UNVANLI
UNAHCA, UNAHCE, UNAMAK, UNANCA, UNATÇA, UNESCO, UNGULA, UNİPAR, UNLAMA, UNNUCA, UNUNBA, UNUTMA
UNACA, UNBAL, UNCAM, UNDAN, UNDEN, UNEVİ, UNGAN, UNGUN, UNGUT, UNİKE, UNKUS, UNLUH, UNLUK, UNMAK, UNNAN, UNNEN, UNNUH, UNNUK, UNSER, UNSUR, UNSUZ, UNVAN
UNAK, UNAN, UNAR, UNAT, UNCA, UNCU, UNDA, UNİO, UNRA, UNUN, UNUS
UNA, UNE, UNİ, UNU
UN
UN
Öğütülerek toz durumuna getirilmiş tahıl ve başka besin maddeleri.
UNUTUVERMEK
Çabucak veya kısa sürede unutmak.
UNUTULUVERME
Unutuluvermek işi.
UNUTABİLMEK
Unutma imkânı veya olasılığı bulunmak.
UNUTTURUVERMEK
Kolayca ve kısa sürede unutturmak.
UNUTTURABİLMEK
Unutturma imkânı veya olasılığı bulunmak.
UNUTULABİLMEK
Unutulma imkânı veya olasılığı bulunmak.
UNUTTURABİLME
Unutturabilmek işi.
UNUTULUVERMEK
Kısa sürede unutulmak.
UNSİNARİATİK
Unsinariozis semptomları gösteren.
UNUTTURUVERME
Unutturuvermek işi.
UNSİNARİOZİS
Uncinaria cinsindeki kancalı kurtların etçillerde neden olduğu hastalık.
UNGELBERİSİ
Değirmencilerin un çekmek için kullandıkları uzun bir deynek ile bu deyneğe dik bir tahta parçasından oluşan araç. (Güzel Güdül Ankara).
UNNAŞTIRMAK
Götürmek, ulaştırmak. Taşımak (mikrop için).
UNİGENNATUS
Tavuk tüyü biçiminde dizilmiş, basit biçimde kas liflerinin dizilişi.
UNUTULABİLME
Unutulabilmek işi.
Bu bölümde tanımı içerisinde UN geçen kelimeler listesi verilmiştir.
ACEMBORUSU
Canlı kırmızı renkli çiçek açan, uzun boylu bir tür süs bitkisi (Bignonia radicams).
ACENTE
Bir kuruluşun yaptığı işi onun adına kazanç karşılığında yürüten daha küçük kuruluş. Bu kuruluşun veya şubelerinin başında bulunan kimse. Bir kuruluşa bağlı olmaksızın sözleşmeye dayanarak belirli bir yer ve bölge içinde sürekli olarak ticarethane veya işletmeyi ilgilendiren işlerde aracılık eden, bunları o işletme adına yapan kimse. Banka şubesi. Vapur ortaklığı.
ABARTI
Bir şeyi, bir olayı olduğundan büyük veya çok gösterme, mübalağa.
ABANDONE
Boks sporunda dövüşemeyecek duruma gelen boksörün karşılaşmayı yarıda bırakması. Herhangi bir olay karşısında çaresiz duruma düşme.
ABARTILI
Olduğundan fazla gösterilen, abartmalı, mübalağalı. Abartarak, abartılı olarak, mübalağalı bir biçimde.
ABANOZLAŞMAK
Ağaç gibi maddeler suda uzun süre kalarak kararmak. Güneşte uzun süre kalarak kararmak, matlaşmak, sertleşmek.
ABLAK
Yayvan ve dolgun (yüz).
ABAZAN
Uzun süre cinsel ilişkide bulunmayan (erkek). Karnı aç olan (kimse).
ABAJURCULUK
Abajurcunun yaptığı iş.
ACI
Bazı maddelerin dilde bıraktığı yakıcı duyu, tatlı karşıtı. Kırıcı, üzücü, incitici, dokunaklı, kötü. Herhangi bir dış etken dolayısıyla duyulan rahatsızlık, ızdırap. Keskin, şiddetli. Çarpıcı, göz alıcı (renk). Tadı bu nitelikte olan. Ölüm, yangın, deprem vb. olayların yarattığı üzüntü, keder, elem.
ABAKÜS
Sayı boncuğu. Sütun başlığının üstüne yatay olarak konan ve kenarlarından biraz dışarı taşan taş blok.
ABARTMAK
Bir nesneyi veya durumu olduğundan daha önemli, daha büyük veya daha çok göstermek, mübalağa etmek. Bir iş, bir davranış vb.nde gereğinden fazlasına kaçmak, aşırıya kaçmak.
ABLALIK
Abla olma durumu. Yakın ve koruyucu davranışta bulunma.
ABANMAK
Eğilerek bir şeyin, bir kimsenin üzerine kapanmak. Bir yere veya bir kimseye yaslanmak, dayanmak. Bir şeyin veya bir kimsenin üzerine çöküp çullanmak. Birine yük olarak onun sırtından geçinmeye çalışmak. Boksta karşılaşma sırasında rakibine yaslanmak. Futbolda topa olanca gücüyle vurmak.
ABANİ
Genellikle sarık, bohça, kundak ve yorgan yüzü yapımında kullanılan, zemini beyaz, üzerinde safran renginde nakışlar bulunan ipek kumaş. Bu kumaştan yapılmış.
ABA
Abla. Bu kumaştan yapılmış yakasız ve uzun üstlük. Bu kumaştan yapılan. Kepenek. Yünün dövülmesiyle yapılmış olan kalın ve kaba kumaş. Bu kumaştan yapılmış olan ve dervişlerce giyilen hırka. Anne.
ABAŞO
Gemiyi baştan veya kıçtan halatla karaya bağlama. Altta, aşağıda bulunan, alttaki.
ABONMAN
Bir satıcı veya kamu kuruluşu ile alıcılar arasında yapılmış olan anlaşma, sürdürüm. Abone olma durumunu gösteren belge. Kent içinde ulaşımı sağlayan otobüslerde para yerine geçen bilet veya kart.
ABLİ
Yatay serenlerin ucuna bağlı bulunan ve bunları sağa, sola veya ortaya çevirmek için yararlanılan halat veya palanga.
ABLATYA
Uzunluğu 150, genişliği 4-10 kulaç olan, geniş gözlü bir balık ağı türü.