Kelimeler arşivi içinde; sonunda "til" olan, toplam 72 adet kelime bulunmaktadır. Sonu til ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.
Bunun yanı sıra, başında til olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde til olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.
SPERMATODAKTİL
PERİSSODAKTİL
TETRADAKTİL
TETRAKOTİL, AKÇAKERTİL
LARGAKTİL, HİPOKOTİL, EMİLGATİL, AKSOSİTİL, KOLEOPTİL, MERKANTİL, MEZOKOTİL, PERSENTİL, TRİDAKTİL
MİSMİTİL, PALMİTİL, MUSTATİL, PİGOSTİL, İNFERTİL, İNFANTİL, DEKASTİL, DİDAKTİL, HİPOSTİL, DİLFİTİL, ENDOSTİL, EPİKOTİL
GONOTİL, ÜROSTİL, BOPSTİL, TEKSTİL
KASTİL, PESTİL, PASTİL, PİSTİL, KOSTİL, KESTİL, KERTİL, ŞİRTİL, BESTİL, ÇİSTİL, DİFTİL, FERTİL, KİRTİL, GOSTİL, FİŞTİL
ŞİTİL, GATİL, TETİL, ŞETİL, KATİL, METİL, SITİL, SETİL, MİTİL, FİTİL, MOTİL, FETİL, GOTİL, HATİL, HETİL, İPTİL, İSTİL, KITİL, TATİL, SİTİL, MITİL, ROTİL, PATİL
STİL, UTİL, ETİL
TİL
TİL
Tel.
TETRAKOTİL
Strigeidae ailesinde görülen strigeoit metaserker.
TETRADAKTİL
Dört parmaklı olma durumu.
EMİLGATİL
Akrabalık.
HİPOKOTİL
Bitki embriyosunda kotiledonun altındaki gövde bölgesi; kök ile gövde arasındaki dokuları veren yapı.
AKSOSİTİL
Trichomonas ve Oxymonadida gibi kimi protozoonlarda bir veya daha fazla sıra hâlinde mikrotubullerden oluşmuş ve kinetozomdan arka uca doğru uzanan tüp benzeri destekleyici organel.
AKÇAKERTİL
Balıkesir şehri, Kepsut ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim yeri.
TRİDAKTİL
Üç parmaklı.
SPERMATODAKTİL
Kimi akarlarda, erkek tarafından üretilen spermanın dişinin üçüncü ve dördüncü koksaları arasında bulunan çiftleşme keselerine aktarılmasını sağlayan şeliser modifikasyonu.
LARGAKTİL
Klorpromazin hidroklorür.
MEZOKOTİL
Ot tohumlarında skutellum ile koleoptil arasındaki nod.
MİSMİTİL
Tıpatıp, tam benzeri : Mismitil benziyor.
PERİSSODAKTİL
Tek parmaklı.
KOLEOPTİL
Ot gibi bazı monokotiledon bitkilerde filizin ucunu saran koruyucu örtü.
PERSENTİL
Yüzdelik.
MERKANTİL
Satışa çıkarılmak üzere ve nitelik ayrımı gözetilmeksizin istiflenmiş kereste.
Bu bölümde tanımı içerisinde TİL geçen kelimeler listesi verilmiştir.
AMAZON
Savaşa katılan kadınlara eski çağların Amazonlarına benzetilerek verilen san. Ata binen kadın.
AÇIKTAN
Bir yerin uzağından. Ayrıca, ek olarak. Sıra ve aşama gözetilmeden, dışarıdan atayarak. Önceden belirlenmiş bir bütçeye bağlı kalmaksızın.
AMONYAK
Azot ve hidrojen birleşimi olan, keskin kokulu bir gaz (NH3). İçinde bu gazın eritilmiş bulunduğu su, nişadır ruhu.
ANAPARA
İşletilen paranın faiz katılmamış bütünü.
ALMAK
Bir şeyi elle ya da başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak. Zararlı, tehlikeli bir şeye uğramak. Bir şeyi veya kimseyi bulunduğu yerden ayırmak. Motor çalışması için gerekli olan elektrik veya yakıttan yararlanır duruma gelmek. Satın almak. Erkek, kadınla evlenmek. Göreve, işe başlatmak. Örtmek, koymak. Yolmak, koparmak. Bürümek, sarmak, kaplamak. İçine sığmak. İçecek veya sigara içmek. Görevden, işten çekmek. Kazanç sağlamak. Gidermek, yok etmek. Kazanmak, elde etmek. Çalmak. Kısaltmak, eksiltmek. Vücuttaki hasta bir organı ameliyatla çıkarmak. İçeri sızmak, içine çekmek. Yol gitmek, mesafe katetmek. Kabul etmek. İçeri girmesini sağlamak. Birlikte götürmek. Soldurmak. Kendine ulaştırılmak, iletilmek. Temizlemek. Sürükleyip götürmek. Yer değiştirmek. Yutmak, kullanmak. Tat veya koku duymak. Başlamak. Ele geçirmek, fethetmek.
ALAYBOZAN
Bir tür fitilli tüfek.
ANTİLOP
Antiloplardan, sıcak ülkelerde yaşayan, çok hızlı koşan, boynuzlu bir hayvan (Anthilopus). Bu hayvanın derisinden yapılmış.
AKALA
Amerikan tohumundan yurdumuzda üretilen bir tür pamuk.
ANLAŞMA
Anlaşmak durumu. Devletler arası siyasal, ekonomik, kültürel vb. alanlarda yapılmış olan uzlaşma ve bu uzlaşmanın tespit edildiği belge, uyuşma, itilaf, antant, konvansiyon. Sözleşme.
AKTARMAK
Bir şeyi bir yerden, bir kaptan başka bir yere veya kaba geçirmek. Toprağı altı üstüne gelecek bir biçimde iyice bellemek. Alıntılamak. Bir kitabı başından sonuna kadar okumak. Bir lehçeyi başka bir lehçeye uyarlamak. Kaynak kişiden derlenen herhangi bir parçayı kitlelere duyurmak ve yaymak. Tür değişikliği yapmak. Bir şeyin yolunu, yönünü değiştirmek. Çatı kiremitlerinin kırık ve bozuk olanlarının yerlerine sağlamlarını koymak. Bir tekniğe göre biçimlendirmek, uyarlamak. Birinin başka biriyle telefonla konuşmasını sağlamak. Üretilmiş olan bir enerjiyi, başka organlara iletmek. İletmek, bildirmek.
ANLAŞMAZLIK
İki veya daha çok tarafın düşünce ve amaçları arasında ayrılık, uyuşmazlık, ihtilaf, ikilik, maraza, sürtüşme.
AHİZE
Telefonda seslerin duyulduğu ve iletildiği parça.
ALKOL
Bira, şarap vb. sıvıların veya pancar, patates nişastasının şekere dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkan glikoz çözeltilerin mayalaşmış özlerinin damıtılmasıyla elde edilen, kokulu, uçucu, yanıcı, renksiz sıvı, ispirto, etanol, etil alkol. Her türlü alkollü içki.
AD
Bir kimseyi, bir şeyi anlatmaya, tanımlamaya, açıklamaya, bildirmeye yarayan söz, isim, nam. Canlı ve cansız varlıkları, duygu ve düşünceleri, çeşitli durumları bildiren kelime, isim. Sayma. Sayılma. Herkesçe tanınmış veya işitilmiş olma durumu.
ALIN
Yüzün, kaşlarla saçlar arasındaki bölümü. Bir ocakta her türlü ayak, galeri, baca, kuyu ve yolun ilerletilmekte olan yüzeyi. Karşı. Bazı şeylerin önü, ön yüzü.
AKILCILIK
Akla dayanan, doğruluğun ölçütünü duyularda değil, düşünmede ve tümdengelimli çıkarmalarda bulan öğretilerin genel adı, usçuluk, akliye, rasyonalizm, deneycilik karşıtı. Akla ve akıl yolu ile varılan yargıya inanma, akla aykırı veya akıl dışı hiçbir şeyi tanımama davranışı ve tutumu, akliye, rasyonalizm. Bilginin evrensellik ve zorunluluğunun deneyden ve deneye dayanan genellemeden değil, yalnızca akıldan çıkartılabileceğini savunan öğreti, rasyonalizm.
ASABİLEŞMEK
Kızmak, öfkelenmek, sinirlilik belirtileri göstermek, sinirlenmek.
ALEVLENME
Alevlenmek işi. Sessizce sürmekte olan bir hastalığın belirtilerinin artması, eksaserbasyon.
AMBAR
Genellikle tahıl saklanan yer. Kum, çakıl vb. yapı malzemesini ölçmekte kullanılan ve her yanı çoğunlukla 75 santimetre olan küp ölçek. Genellikle tahılın çok üretildiği yer, bölge. Geminin yük koymaya ayrılmış yeri. Yiyecek ve bazı eşyanın saklandığı yer. Eşya taşıma işleri yapan kurum veya ortaklık.
ADAY
Bir görev, bir iş için kendini ileri süren veya başkaları tarafından ileri sürülen kimse. Bir iş için yetiştirilmekte, eğitilmekte olan kimse, namzet.