Kelimeler arşivi içinde; sonunda "pü" olan, toplam 19 adet kelime bulunmaktadır. Sonu pü ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.
Bunun yanı sıra, başında pü olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde pü olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.
KAVURMAKÜPÜ
SEPİKÜPÜ, SARUSÖPÜ
SÜPSÜPÜ
ÜSTÜPÜ
KORPÜ, KÖRPÜ, TÖRPÜ, HÖPPÜ, DÜRPÜ, DÖRPÜ
KEPÜ, KÖPÜ, KÜPÜ, ÇÜPÜ, SÖPÜ, ÇÖPÜ, ÜLPÜ
PÜ
PÜ
İrin.
DÜRPÜ
Bir yanı yassı öteki yanı kabarık küçük eğe.
SARUSÖPÜ
Bir armut çeşidi.
HÖPPÜ
Söğüt dalından yapılan düdük.
ÇÜPÜ
Raks.
TÖRPÜ
Ağaç, kurşun, kalay vb. yumuşak metallerin kabasını almaya yarayan, dişleri uzun ve aralıklı olan eğe. Bir şeyin yüzündeki pürüzleri gidermek, düzgünleştirmek için kullanılan kısa, ince, pürtüklü eğe.
DÖRPÜ
Kalın dişli büyük eğe. Marangozların tahtaları düzeltmekte kullandıkları ele gelen kısmı düzgün ağaç, uç kısmı pürtüklü demirden oluşan araç. (Maraş). Törpü.
KORPÜ
Köprü.
KÖRPÜ
Köprü.
SEPİKÜPÜ
Giydikleri ya da kendisi pis kokan kimse.
KÖPÜ
Öküz.
ÜSTÜPÜ
Gemi kalafatında, işliklerde, buharlı makinelerde, temizlik işlerinde, otomobilcilikte kullanılan didilmiş kendir.
KEPÜ
Baltanın sapını sıkıştıracak çivi, tahta, bez gibi şey.
KAVURMAKÜPÜ
Diyarbakır şehrinde, Ergani ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi.
KÜPÜ
Balta ve keserin kesmeyen kalın yanı. Baltanm kesmeyen yanı. Balta, keser, kazma, nacak ve çapa başlıklarının sap geçecek kısımları.
SÜPSÜPÜ
Söğütten yapılan düdük.
Bu bölümde tanımı içerisinde PÜ geçen kelimeler listesi verilmiştir.
ÇATLAMAK
Parçaları ayrılıp dağılmayacak bir biçimde yarılmak. Ses pürüzlü, bozuk çıkmak. Aşırı yemekten, içmekten, yorgunluktan, ağlamaktan ölecek duruma gelmek veya ölmek. Sıkıntı, sevinç, yalnızlık, heyecan, sabırsızlık, kıskançlık vb. ruhsal durumları aşırı derecede duymak. Bir yüzeyde kırışıklar, çizgiler oluşmak.
AYAK
Bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü. Birtakım şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek ya da bunlardan her biri. Göl ayağı. Halk edebiyatında koşuklarda kısa yedekli dizeler. Yarım arşın veya 30,5 santimetre uzunluğundaki ölçü birimi, kadem, fit, fut. Altılı ganyanda yer alan her bir koşu. Bacak. Karakucak ve yağlı güreşte pehlivanların ayrıldıkları beş dereceden biri. Vücudun belden aşağı bölümü. Mayalardan önce, makama uygun olarak çalınan veya söylenen beste. Kömür ocaklarında kömürün çıkarıldığı galeri. Bir doğrunun başka bir doğruyu veya bir düzlemi kestiği nokta. Futun küpü alınarak hesaplanan değer. Yürüyüşün ağırlık veya çabukluk derecesi. Basamak. Halk edebiyatında uyak.
ÇAĞLAMAK
Su, köpürerek ve ses çıkararak coşkun bir biçimde akmak. Coşmak.
ÇALGIÇ
Mızrap. Bahçe süpürgesi, çalkı.
ASLAN
Kedigillerden, Afrika'da ve Asya'da yaşayan, erkekleri yeleli, yırtıcı, uzunluğu 160, kuyruğu 70 santimetre ve ucu püsküllü, çok koyu sarı renkli güçlü bir tür memeli, arslan. Zodyak üzerinde Yengeç ile Başak arasında yer alan takımyıldızın adı. Gürbüz, cesur ve yiğit adam.
ÇALMAK
Başkasının malını gizlice almak, hırsızlık etmek, aşırmak. Bir müziği dinlemeyi sağlayan aleti çalıştırmak. Benzemek, andırmak. Bozmak, zarar vermek. Üzerine sürmek. Kumaşın bir parçasını kesmek. Vurarak ya da sürterek ses çıkartmak. Ses çıkarmak, ses vermek. Zamanı boşa harcatmak, ziyan edilmesine yol açmak. Süpürmek, temizlemek. Atmak, çarpmak, vurmak. Madeni oymak, kalemle işlemek.
ÇATLAMA
Çatlamak işi. Uygun olmayan kuruma sonucu ağacın boyu yönündeki lif ayrılması. Tohumların dağılması için meyve kabuğunun yarılması, açılma. Dalgaların sığ kıyıya geldikleri zaman dökülüp köpürmesi, çatlak.
ANTİKATOT
Basıncı azaltılmış bir elektrik boşalma tüpünde, katot ışınlarını durdurmak için tüp içerisinde katot karşısına yerleştirilen genel olarak metal yaprak.
ÇATALLI
Çatalı olan. İki veya daha çok ihtimali olan. Pürüzlü (ses). Çatal durumunda olan.
CİLLOP
Parlak, pürüzsüz, tertemiz. Yeni.
ÇAPAK
Göz pınarında ve kirpiklerde birikerek pıhtılaşan veya kuruyan akıntı. Metal veya toprak eşya kenarlarında bulunan pürüz. Madenler dövülürken sıçrayan ince, ufak parça. Sazan familyasından, vücudu yandan basık, 50 santimetre uzunluğunda, 4-5 kilogram ağırlığında, sarı pullu, eti tatsız, kılçıklı bir tatlı su balığı (Abramis brama).
ÇOBANPÜSKÜLÜ
Çobanpüskülügillerden, bir süs bitkisi (llex aquifolium).
ÇAMÇAK
Ağaçtan oyularak yapılmış kulplu su kabı, çapçak. Köpüklenerek akma.
BEĞENİLME
Beğenilmek işi veya durumu, popülarite.
ÇÖPÇÜ
Evlerden çöpleri toplayan veya sokakları süpüren temizlik işçisi, gübürcü.
BAŞLIK
Genellikle başı korumak için giyilen şapka, serpuş. Tekerlek parmaklarının çakılı olduğu kısım. Bir sütunun, bir direğin tepeliği. Kâğıt veya zarf üstüne basılmış ad ve adres, antet. Tablaların veya iş parçalarının düzgün kalmasını sağlamak amacı ile baş taraflarına takılan parça. Bir yazının, bir kitabın bölümlerinin başına konulan ve konuyu kısaca tanıtan ibare, serlevha. Başlık parası. Üst giysilerinin yakalarına takılı başlık, kapüşon. Hayvan koşumunun başa geçirilen bölümü.
BORUK
Dağlarda yetişen, kokulu, süpürge ve yakacak olarak kullanılan bir tür ot.
ÇÖPSÜZ
Çöpü olmayan.
BUSE
Öpücük.
ÇÖVEN
Kökü ve dalları, suyu sabun katılmış gibi köpürten, kir temizleyici bir bitki, sabun otu, helvacı kökü (Saponaria officinalis). Çevgen.