Sonu KİL ile biten kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; sonunda "kil" olan, toplam 58 adet kelime bulunmaktadır. Sonu kil ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.

Bunun yanı sıra, başında kil olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde kil olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.

 
 

10 harfli kelimeler

AŞIRIERKİL, HERZEVEKİL, MÜTEVEKKİL, MÜTEŞEKKİL

9 harfli kelimeler

MAVRUŞKİL

8 harfli kelimeler

ANAERKİL, ZOBZEKİL, ARTIKKİL, MÜVEKKİL, MÜSTAKİL, ATAERKİL, BAŞVEKİL

7 harfli kelimeler

EŞERKİL

6 harfli kelimeler

KAKKİL, KENKİL, KEŞKİL, HERKİL, HELKİL, HANKİL, FİSKİL, KIŞKİL, DOŞKİL, CİNKİL, KİSKİL, CEKKİL, BASKİL, ARIKİL, PEVKİL, TEVKİL, TEŞKİL, TENKİL, PİŞKİL, TERKİL

5 harfli kelimeler

KOKİL, NİKİL, KİKİL, PEKİL, SEKİL, ŞİKİL, KEKİL, ALKİL, AKKİL, İŞKİL, NAKİL, SAKİL, ŞEKİL, TEKİL, VEKİL, ESKİL, İNKİL, ASKİL, CİKİL, DİKİL, ERKİL, İÇKİL

4 harfli kelimeler

AKİL, İKİL

3 harfli kelimeler

KİL

Bazı kelimelerin anlamları

KİL

Islandığı zaman kolayca biçimlendirilebilen yumuşak ve yağlı toprak. Kıl - kil kuş: etsiz yağsız (hayvan). Parçacıklarının çapı 0.002 mm olan, kuru alüminyum silikattan yapılmış, sıkı ve su geçirmez toprak. (Heykel) Çömlekçi toprağı, çamuru. a. bk. balçık, arı kil. Aluminyumlu minerallerin bozunmasıyla oluşan, kimyasal yapısı yaklaşık AI2O. 2 Si 0. 2 H2O olan, yumuşak, suyla biçim verilebilen değişik renklerdeki bir tür toprak. Alüminyum silikat içeren yumuşak toprak. Mineral içerikli kaolin gibi toprak, alüminyum silikat, demir oksit, magnezyum ve kireç taşından oluşmuş, absorban olarak yemlere katılan, kedi altlığı olarak da kullanılan doğal madde, bentonit. Tanecikleri 0.0004 mm'den daha küçük, çimentolanmamış kil mineralleri topluluğu.

HERZEVEKİL

Kendisini ilgilendirmeyen işlere karışan (kimse). Saçma sapan, gereksiz konuşan (kimse).

BAŞVEKİL

Başbakan.

KENKİL

Alına dökülen kısa saç, perçem. Kakül.

EŞERKİL

Bir enkil işlevinin eşit değer aldığı noktaların oluşturduğu çizgilerin ya da yüzeylerin niteliği.

MÜSTAKİL

Kullanış yönünden başka bir yapı ile bağlantısı olmayan, bağımsız. Kullanış yönünden belli kişi veya kişiler için ayrılmış olan.

AŞIRIERKİL

Üşerçözüşüm çözümlemede bir üşekten bir üşeri uçun olarak ayırmak için gerekli gerilimin, uçunun çözeltiye göre değme gerilimini aştığı volt tutarı.

MAVRUŞKİL

Kefale benzer, yassı, pullu bir çeşit balık.

ARTIKKİL

Kireçtaşlarının erimeleri ve kalsiyum karbonatın sularla taşınması sonunda, bileşimindeki kilin çöküp birikmesiyle oluşan bir tür kırmızı toprak.

ANAERKİL

Anaerki temeline dayanan, maderşahi, matriarkal.

MÜVEKKİL

Birini kendine vekil olarak seçen erkek.

MÜTEVEKKİL

Her işini Tanrı'ya veya oluruna bırakmış, kadere boyun eğmiş.

ATAERKİL

Soyda, temel olarak babayı alan ve ailede çocukları baba soyuna mal eden (topluluk), pederşahi, patriarkal.

ZOBZEKİL

Saygısız, iyi eğitilmemiş.

KAKKİL

Ceviz.

MÜTEŞEKKİL

Oluşmuş, meydana gelmiş.

  -   -   -  

Anlamında KİL bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde KİL geçen kelimeler listesi verilmiştir.

AĞIRLIK

Ağır olma durumu. Ağırbaşlılık. Terazilerde tartma işi yapılırken bir kefeye konulan nesne. Değerlendirmelerde herhangi bir konu veya evreye, olağanın üzerinde ve belli oranda tanınan değer. Yer çekiminin, bir cismin molekülleri üzerindeki etkisinin oluşturduğu bileşke, gravite. Uykudayken gelen ve insana boğulur gibi bir duygu veren durum. Uyuşukluk ve gevşeklik durumu. Sıkıcı, bunaltıcı, iç karartıcı durum. Orduda bir birliğin cephane, yiyecek ve eşya yükleri. Sorumluluk. Sıkıntı. Takı. Değerli olma durumu. Yük, külfet. Dikkati ve önemi bir şey üzerinde yoğunlaştırmak. Güreş, boks, halter, judo vb. spor dallarında, sporcuların kilolarına göre girdikleri kategori. Etki, baskı, güçlük. Çeyizini düzmek için damadın geline verdiği para, kalın.

AFOROZ

Hristiyanlıkta kilise tarafından verilen cemaatten kovma cezası. Darılıp biriyle konuşmama, ilgiyi kesip kendinden uzaklaştırma, toplum dışılama.

AĞABABA

Dede, ata. Bir yerde, bir topluluk içinde etkili olan, sözü geçen, ileri gelen (kimse). Sanı "ağa" olan babaya çocuğunun sesleniş sözü.

AKPAS

Lahana, turp, şalgam, karnabahar vb. bitkilerin kök dışındaki bütün bölgelerine yerleşebilen, özellikle semizotugillerde karşılaşılan yosunumsu mantar (Albugo candida).

AKSETMEK

Ses bir yere çarpıp geri dönmek, yankılanmak, yankı vermek. Evirmek, tersine çevirmek. Bir ışık veya bir şekil düz ve parlak bir yüzeye çarpıp orada aynen görünmek, yansımak. Ulaşmak, yayılmak, duyulmak.

AKTİF

Etkin, canlı, hareketli, çalışkan, faal. Bir ticarethanenin, ortaklığın para ile değerlendirilebilen mal ve haklarının tümü. Etkili. Çalışan, çalışmasını sürdüren. Etken.

AKKARINCA

Düz kanatlılardan, sıcak veya ılıman ülkelerde yaşayan, bitkilere çok zarar veren bir böcek cinsi, termit, divik (Termes).

AĞAÇ

Meyve verebilen, gövdesi odun veya kereste olmaya elverişli bulunan ve uzun yıllar yaşayabilen bitki. Bu gibi bitkilerin gövdesinden ve dallarından yapılan. Tahta, kereste.

AKTİFLEŞMEK

Canlı, hareketli, etkili olmak, aktif duruma gelmek.

AKTARIM

Aktarma işi, nakil. Psikoterapide hastanın terapiste ruhsal yapısı üzerinde etkili olmuş deneyim ve ilişkilerini aktarması.

AĞIT

Ölenin iyi niteliklerini, ölümünden duyulan acıyı dile getiren söz veya ezgi. Gelinin arkasından niteliklerini anlatan söz veya ezgi. Ölen bir kimsenin gençliğini, güzelliğini, iyiliklerini, değerlerini, arkada bıraktıklarının acılarını, büyük felaketlerin acılı etkilerini dile getiren söz veya okunan ezgi, yazılan yazı, sagu, mersiye.

AHZÜKABZ

Kendine mal etme. Para tahsili yapmaya yetkili olma.

AKILLICA

Akla yakın, doğru, makul. (akıllı'ca) Akla yakın, doğru bir biçimde, akıllıcasına, akilane.

AİLE

Evlilik ve kan bağına dayanan, karı, koca, çocuklar, kardeşler arasındaki ilişkilerin oluşturduğu toplum içindeki en küçük birlik. Eş, karı. Aynı gaye üzerinde anlaşan ve birlikte çalışan kimselerin bütünü. Temel niteliği bir olan dil, hayvan veya bitki topluluğu, familya. Aynı soydan gelen veya aralarında akrabalık ilişkileri bulunan kimselerin tümü. Birlikte oturan hısım ve yakınların tümü.

AKÇAAĞAÇ

Akçaağaçgillerden, süs ağacı olarak da dikilen, tahtası hafif ve sağlam bir ağaç, isfendan (Acer).

AKILLI

Gerçeği iyi gören ve ona göre davranan, akil. Uyanık geçinen. Karşısındakini küçümseme amacıyla söylenen bir söz.

AĞAÇLAŞMA

Ağaçlaşmak durumu. Bitki şekilleri gösteren ve akiklerde olduğu gibi maden filizlerinin gerek yüzeyinde gerek içlerinde rastlanan doğal desen.

AHLAF

Bizden sonrakiler, eslaf karşıtı.

AĞIZLIK

Bir ucuna sigara takılan, öbür ucundan nefes çekilen çubuk biçimindeki araç. Hayvanın ısırmasına, zararlı bir şey yemesine engel olmak için ağzına takılan tel, deri vb. kafes. Nefesli çalgılarda ağza gelen yer. Kuyu bileziği. Su tesisatında su alıp vermeye yarayan vanalı uç. Yemiş küfelerinin üzerine yapraklı dallarla yapılmış olan kapak. Telefon vb. cihazlarda ağza yaklaştırılan bölüm. Huni. Bir şeyin başladığı yer. Dokumacılıkta çözgünün açılıp kapandığı ve içinde mekiğin geçtiği yer.

AĞIZ

Yüzde, avurtlarla iki çene arasında bulunan, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye yarayan ve besinlerin sindirilmeye başlandığı organ. Bu boşluğun dudakları çevreleyen bölümü. Birkaç yolun birbirine kavuştuğu yer, kavşak. Koy, körfez, liman vb. yerlerin açık tarafı. Aynı dil içinde ses, şekil, söz dizimi ve anlamca farklılıklar gösterebilen, belli yerleşim bölgelerine veya sınıflara özgü olan konuşma dili. Uç, kenar. Kapların veya içi boş şeylerin açık tarafı. Bir bölge ezgilerinde görülen özelliklerin tümü. Çıkış yeri. Kesici aletlerin keskin tarafı. Bir akarsuyun denize veya göle döküldüğü yer, munsap. Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü. Üslup, ifade biçimi.