Kelimeler arşivinde; içinde "ilk" olan, toplam 238 tane kelime bulunuyor. İçerisinde ilk bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ek olarak sonu ilk ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında ilk olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.
TİLKİSÜLEYMANİYE
FOSFATİDİLKOLİN, METİLKLOROSİLAN, POLİVİNİLKLORİD, POLİVİNİLKLORİT, SİLKELENEBİLMEK, SİLKELEYEBİLMEK, TETRAETİLKURŞUN
FENİLKETONURYA, İLKELLEŞTİRMEK, İLKELMEMELİLER, SİLKELENEBİLME, SİLKELEYEBİLME
BEDİLKADİRBEY, BOBTAİLKÖPEĞİ, FENİLKETONÜRİ, İLKELEŞTİRMEK, İLKELLEŞTİRME, İLKÖRNEKÇİLİK, SİLKİNEBİLMEK, SÜKSİNİLKOLİN
DENİZTİLKİSİ, SİLKİNDİRMEK, TİLKİKUYRUĞU, DİLKİGUYRUĞU, İLKÇEYREKLİK, İLKELEŞTİRME, METİLKSANTİN, SİLKİLLENMEK, SİLKİNEBİLME, TİLKİCEKBAĞI, TİLKİTOPRAĞI, YEŞİLKALAMAK, YEŞİLKARAMAN, YEŞİLKURBAĞA
İLKELLEŞMEK, SİLKELENMEK, SİLKİNDİRME, TİLKİLEŞMEK, ASETİLKOLİN, DİLKURTLARI, DİLKÜCEKLİK, DİLKÜLENMEK, İKİLKOŞULLU, İLKÖRNEKLER, KARANFİLKÖY, TİLKİDÜĞÜNÜ
BEYAZTİLKİ, İLKÖĞRENİM, İLKÖĞRETİM, SİLKELEMEK, SİLKELENME, SİLKELEYİŞ, SİLKTİRMEK, TİLKİLEŞME, DİLKEMLEĞİ, DİLKİBOĞAN, DİRİLKİMYA, HALİLKAHYA, İLKELCİLER, İLKELCİLİK, İLKELEŞMEK, İLKELLEŞME, İLKİNDİOTU, İLKİPLEMEK, TİLKİBURNU, TİLKİHÜYÜK, TİLKİLİKÖY, YEŞİLKAVAK, YEŞİLKONAK, YEŞİLKUŞAK
FİLKULAĞI, İLKECİLİK, İLKELEŞME, SİLKELEME, SİLKİNMEK, SİLKTİRME, CELİLKIRI, ÇİLKEKLİK, DİLKIRMAK, HALİLKAYA, İLKDÖRDÜN, İLKGÜZLÜK, İLKİNDOTU, İLKKURŞUN, İSMAİLKÖY, KANDİLKÖY, SAHİLKENT, SERPİLKÖY, SİLKETMEK, SİLKİLMEK, TİLKİBAĞI, TİLKİSİKİ, TİLKİTEPE, TİLKİYOLU, YEŞİLKALE, YEŞİLKAYA, YEŞİLKENT
HİLKATEN, İLKBAHAR, İLKELLİK, SİLKİNİŞ, SİLKİNME, SİLKİNTİ, TİLKİLİK, CİLKİSİZ, DİLKECEK, DİLKEMEK, DİLKİCEK, DİLKİCİK, DİLKİLİK, DİLKİMEN, DİLKULAK, DİLKURDU, İLKÇEKEN, İLKÇIKTI, İLKELLER, İLKGÜNEŞ, İLKHOROZ, İLKİÇÇİK, İLKİDÜNÜ, İLKİLMEK, İLKİNDİN, İLKİNMEK, İLKİTMEK, İLKÖRNEK, İLKÜDÜNÜ, İLKÜNSAL, Devamını Oku »»
İLKELCE, İLKESEL, İLKOKUL, SİLKMEK, ZİLKADE, ÇİLKURA, DİLKAYA, DİLKESE, HİLKMEK, İLKADAM, İLKADIM, İLKEHAN, İLKELCİ, İLKIŞIK, İLKİDİN, İLKİLİK, İLKİMEK, İLKİNDİ, İLKİNTİ, İLKİNTÜ, İLKİREK, İLKMENT, İLKNOVA, İLKUTAY, İLKUTLU, İLKÜDÜN, İLKÜNDÜ, İLKÜVEZ, KİLKUYU, MİLKİDE, Devamını Oku »»
HİLKAT, İLKECİ, İLKGÜZ, İLKTEN, İLKYAZ, SİLKME, CİLKES, CİLKİM, ÇİLKİM, DİLKEÇ, DİLKEM, DİLKOZ, İLKBAL, İLKCAN, İLKÇAĞ, İLKGÜL, İLKİVA, İLKKIŞ, İLKMEK, İLKMEN, İLKNAZ, İLKNUR, İLKSAV, İLKSEL, İLKSEN, İLKSEV, İLKSOY, İLKŞEN, KİLKİT, MİLKÖY, Devamını Oku »»
İLKAH, İLKEL, İLKİN, SİLKİ, TİLKİ, ÇİLKO, DİLKE, DİLKİ, DİLKÜ, FİLKE, FİLKİ, HİLKE, İLKAN, İLKAY, İLKER, İLKİM, İLKİP, İLKİT, İLKİZ, İLKUT, İLKÜN, SİLKE, ŞİLKİ
İLKE, İLKİ, KİLK, SİLK
İLK
İLK
Zaman, sıra, yer ve önem bakımından ötekilerden önce gelen, son karşıtı. Herhangi bir şeyin en önde olanı, önce geleni. Birinci olarak, en başta.
SİLKELENEBİLMEK
Silkelenme imkânı veya olasılığı bulunmak.
İLKELMEMELİLER
(Prototheria), Bazı sınıflandırmalara göre memeliler (Mammalia) sınıfının bir alt-sınıfı. Tek delikliler (Monotremata) takımı ile soyu tükenmiş olan bazı ilkel yapılı memelileri içine alır.
POLİVİNİLKLORİT
Bazı mıknatıslı kuşak tabanlarında ya da plaklarda kullanılan yoğruk çeşidi.
SİLKELEYEBİLMEK
Silkeleme imkânı veya olasılığı bulunmak. Silkelemeye gücü yetmek.
FENİLKETONURYA
Fenilalanin hidroksilaz enziminin yokluğu sebebiyle doğuştan metabolizma hatası olarak vücut sıvısında fenilalaninin toplanmasına ve zihinsel gerilemeye yol açan ve tedavi edilmezse erken ölüm görülen hastalık. Fenilketonüri.
METİLKLOROSİLAN
Silikon eldesinde kullanılan bir madde.
SİLKELEYEBİLME
Silkeleyebilmek işi.
TETRAETİLKURŞUN
Vuruntuyu engellemek için benzinin içine katılan, sağlığa zararlı, organometalik bir sıvı.
FOSFATİDİLKOLİN
Hücre zarlarında bol bulunan ve ek grup olarak kolin taşıyan bir fosfolipit Lesitin. Fosfatidik aside bağlı ek grup olarak kolin taşıyan, hücre zarlarında en çok bulunan, kolinin vücut deposu olan ayrıca yağ oranı yüksek gıdalarda emülgatör olarak kullanılan bir fosfolipit, lesitin.
SİLKELENEBİLME
Silkelenebilmek işi.
POLİVİNİLKLORİD
Vinilkloridin polimerizasyonuyla elde edilen sentetik bir madde.
İLKELLEŞTİRMEK
İlkel duruma getirmek.
BEDİLKADİRBEY
Sakarya ili, Akyazı belediyesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi.
TİLKİSÜLEYMANİYE
Manisa şehrinde, merkez ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim yeri.
BOBTAİLKÖPEĞİ
Eski İngiliz çoban köpeği.
Bu bölümde tanımı içerisinde İLK geçen kelimeler listesi verilmiştir.
ALIŞTIRMA
Alıştırmak işi. Vücudun gücünü ve dayanıklılığını artırmak için yapılmış olan uygulama, hazırlık çalışması, idman, egzersiz, antrenman. Bir beceriyi, bilgiyi kazanmak için yapılmış olan tekrar, temrin, talim, egzersiz. Bir araç motorundan tam verim elde edilebilmesi için ilk dönemlerinde yüksek devirde düşük hızda çalıştırılması, rodaj.
AVANTAJ
Üstünlük. Kazanım. Yarar. Teniste eşitliğin bozulması için alınan ilk puan.
BAHAR
İlkbahar. Bu mevsimde ağaçlarda açan çiçekler ve yapraklar. Baharat. Gençlik dönemi.
BAŞYAZI
Gazete ve dergilerde ilk sütuna veya birinci sayfaya konulan önemli yazı, başmakale.
BALAYI
Evlilik hayatının ilk ayı veya ilk günleri.
ARALIK
Ara. Borsada hisse senetlerinin alım satım emirlerinin verildiği süre. Yarı açık, tam kapanmamış. Uygun, elverişli durum, fırsat. Yılın on ikinci ayı, ilk kânun, kânunuevvel. İki nota arasındaki perde uzaklığı. Basımcılıkta harfler veya satırlar arasındaki açıklık, espas. Tuvalet. Evin iki bölümü veya iki oda arasındaki dar geçit, geçenek, koridor. Iğdır iline bağlı ilçelerden biri. Toplu beden eğitiminde art arda dizilenleri ayıran açıklık. Portenin paralel çizgileri arasındaki boşluk. Bir sesi bir başka sesten, kalına veya inceye doğru ayıran uzaklık.
AYAKSIZLAR
Omurgalı hayvanlarda amfibyumlar sınıfının en ilkel yapılı türlerini içine alan bir takım.
BAŞÖĞRETMEN
İlkokullarda yönetimden sorumlu olan öğretmen, müdür, başmuallim.
ANTİK
İlk Çağdaki uygarlıklarla, özellikle eski Yunan ve Roma uygarlıkları ile ilgili olan, antika.
ATATÜRKÇÜLÜK
Atatürk'ün düşünce ve uygulamalarından kaynaklanan, Türk Devleti'nin bağımsızlık ve bütünlüğünü, millî egemenliğini, kişi özgürlüğünü, çağdaş olmayı amaçlayan, akla, bilime ve gerçeğe dayanan, evrensel ağırlıklı, geleceğe yönelik, birbiri ile uyumlu amaçlar, uygulamalar ve ilkeler bütünü, Kemalistlik, Kemalizm. Bu ilkeye bağlılık.
BAŞLANGIÇ
Bir iş, bir dönem, bir hayat vb.nin ilk bölümü. Ön söz, giriş, mukaddime.
AKROSTİŞ
Her dizenin ilk harfi yukarıdan aşağıya doğru okunduğunda ortaya bir söz çıkacak bir biçimde düzenlenmiş manzume, muvaşşah, tevşih.
ANTİKİTE
Eskilik. İlk Çağ.
ANTLAŞMA
İki veya daha çok devletin saldırmazlık, savaşta iş birliği vb. konularda kararlaştırdıkları ilkelere uygun davranmayı kabul etmeleri durumu, ahit, muahede, ahitleşme, pakt. Bu durumu belirten belge.
BAŞTA
İlk olarak. Özellikle.
AKTARMA
Aktarmak işi. Bir yolcunun gideceği yere birkaç araç değiştirerek ulaşması. Bir kimsenin herhangi bir hakkını bir başkasına geçirmesini sağlayan iş, transfer. Alıntı. Bir oyuncunun topu kendi takımından bir başka oyuncuya göndermesi. Bir taşıttan başka bir taşıta geçme. Sürülmemiş tarlayı ilk veya ikinci kez sürme. Para aktarımı. Arıları bir kovandan ötekine geçirme.
AĞIZ
Yüzde, avurtlarla iki çene arasında bulunan, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye yarayan ve besinlerin sindirilmeye başlandığı organ. Bu boşluğun dudakları çevreleyen bölümü. Birkaç yolun birbirine kavuştuğu yer, kavşak. Koy, körfez, liman vb. yerlerin açık tarafı. Aynı dil içinde ses, şekil, söz dizimi ve anlamca farklılıklar gösterebilen, belli yerleşim bölgelerine veya sınıflara özgü olan konuşma dili. Uç, kenar. Kapların veya içi boş şeylerin açık tarafı. Bir bölge ezgilerinde görülen özelliklerin tümü. Çıkış yeri. Kesici aletlerin keskin tarafı. Bir akarsuyun denize veya göle döküldüğü yer, munsap. Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü. Üslup, ifade biçimi.
AÇILMAK
Açma işine konu olmak. Kendine gelmek, biraz iyileşmek, ferahlamak. Kıyıdan uzaklaşmak. Yeni bir bakış açısı getirmek. Renk koyuluğunu yitirmek. Kapı, yol vb. geçit vermek. Gereken güce ulaşmak. Kuruluşlar ilk kez veya yeniden işe başlamak. Sıkılması, çekinmesi, tutukluğu kalmamak. Herhangi bir konuyla veya sorunla ilgili olarak düşünce ve uygulamalarda yeni koşulların gerektirdiği değişiklikleri veya yenilikleri yapmak. Ayrıntıya girmek. Sırrını, üzüntüsünü, sorunlarını birine söylemek. Genişlemek, bollaşmak. İşini gereğinden veya yapabileceğinden geniş tutmak. Delinmek, yırtılmak. Sis, karanlık, duman vb. dağılmak, yoğunluğunu yitirmek.
ALACA
Birkaç rengin karışımından oluşan renk, ala. Birkaç renkli iplikten yapılmış dokuma. Meyvelere, genellikle üzüme düşen ben. Keklik, bıldırcın vb. kuşları avlamak için kullanılan iki renkli bez. Ağaçta ilk olgunlaşan meyve. İki ya da daha çok renkli. Çorum iline bağlı ilçelerden biri.
AŞILAMA
Aşılamak işi, telkih. Yeni aşılanmış ağaç. Aşılanmış (ağaç). Bu yolla elde edilmiş. Soğuğa sıcak, sıcağa soğuk su katma. Bitkilerin aşı yoluyla üretilmesi, ilkah.