İçinde ÜNÜ geçen kelimeler

Kelimeler arşivinde; içinde "ünü" olan, toplam 174 tane kelime bulunuyor. İçerisinde ünü bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ek olarak sonu ünü ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında ünü olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.

 
 

15 harfli kelimeler

SÖYÜNDÜRÜNÜLMEK

14 harfli kelimeler

DÜŞÜNÜLEBİLMEK, TAVUSTANLIYÜNÜ

13 harfli kelimeler

GÜNÜBİRLİĞİNE, DÜŞÜNÜLEBİLME, TÜTÜNÜBULKARI

12 harfli kelimeler

GÖRÜNÜRLERDE, BÜRÜNÜVERMEK, DÜNÜRBAŞILIK, DÜŞÜNÜVERMEK, GÖRÜNÜVERMEK, GÖTÜRÜNÜLMEK, ÖLDÜRÜNÜLMEK, SÖZÜNÜBİLMEZ, ŞEYTANDÜĞÜNÜ

11 harfli kelimeler

DÜŞÜNÜCÜLÜK, BÜRÜNÜVERME, ÇAKALDÜĞÜNÜ, DÜŞÜNÜVERME, GÖRÜNÜVERME, PALAMUTGÜNÜ, PÜRKÜNÜKLÜK, SÜNÜKLENMEK, TİLKİDÜĞÜNÜ, YÜKSÜNÜLMEK

10 harfli kelimeler

DÜŞÜNÜLMEK, DÜŞÜNÜRLÜK, GÜNÜBİRLİK, ÇÖZÜNÜRLÜK, DÜNÜRCÜLÜK, DÜŞÜNÜKSÜZ, GÖRÜNÜLEME, GÖRÜNÜLMEK, GÖRÜNÜRLÜK, GÜNÜLENMEK, GÜNÜLEŞMEK, GÜNÜLLEMEK, GÜNÜŞLEMEK, KÖYLÜÜRÜNÜ, KÜNÜŞLEMEK, MÜNÜSLÜMAN, SÜRTÜNÜRCE, TÜNÜNGEMEK, YÜKSÜNÜLME

9 harfli kelimeler

DÜŞÜNÜLME, GÖRÜNÜMLÜ, GÖRÜNÜRDE, GÖRÜNÜŞTE, GÜNÜCÜLÜK, GÜNÜLEMEK, KOYUNYÜNÜ, CÜNÜLDELİ, CÜNÜTSEVİ, EBÜRNÜNÜK, GÜNÜGÜZEL, GÜNÜLENME, GÜNÜLİMEK, KIZILÜNÜK, ÖKÜZÜNÜĞÜ, ÖZÜNÜKSÜZ, ÜNÜKLEMEK, YAYLAGÜNÜ, YÜZÜNÜSTÜ

8 harfli kelimeler

CÜNÜPLÜK, DÜNÜRLÜK, DÜŞÜNÜCÜ, GÜNÜLEME, SÜRTÜNÜŞ, CÜNÜTLÜK, ELMAGÜNÜ, GÜNÜÖREN, İLKİDÜNÜ, İLKÜDÜNÜ, KEDİYÜNÜ, MAADÜNÜS, SUDÜĞÜNÜ, SÜNÜKLİÇ, SÜNÜŞMEK, SÜRTÜNÜK, SÜRTÜNÜM, TÖKÜNÜGÜ, ÜCÜMÜNÜK, ÜNÜDEĞER, YÜNÜLMEK, YÜNÜŞMEK

7 harfli kelimeler

BÖLÜNÜŞ, DÖVÜNÜŞ, DÜNÜRCÜ, DÜŞÜNÜM, DÜŞÜNÜR, DÜŞÜNÜŞ, GÖRÜNÜM, GÖRÜNÜR, GÖRÜNÜŞ, SÜRÜNÜŞ, BÖLÜNÜM, BÜNÜMEK, BÜRÜNÜK, BÜRÜNÜŞ, CAMYÜNÜ, ÇÖZÜNÜK, ÇÖZÜNÜR, DÜNÜRŞÜ, DÜŞÜNÜK, GÖNSÜNÜ, GÜNÜCÜK, GÜNÜMEK, GÜNÜŞÜK, GÜNÜZÜN, MADÜNÜS, MÜNÜYET, ÖRTÜNÜŞ, ÖYKÜNÜM, SÖĞÜNÜK, SÜĞÜNÜK, Devamını Oku »»

6 harfli kelimeler

GÜNÜCÜ, DÜNÜŞÜ, DÜŞÜNÜ, ERGÜNÜ, KÜNÜCÜ, ÖĞÜNÜK, ÖKÜNÜK, ÖNKÜNÜ, ÜNÜBOL, ÜNÜÇOK, ÜNÜGÜR, ÜNÜKLÜ, ÜNÜVAR, ÜYÜNÜK, YÜMÜNÜ, YÜNÜLÜ

5 harfli kelimeler

CÜNÜP, DÜNÜR, BÜNÜŞ, CÜNÜK, CÜNÜL, CÜNÜS, CÜNÜT, ÇÜNÜT, DÜNÜN, DÜNÜŞ, GÜNÜK, GÜNÜR, GÜNÜT, GÜNÜZ, HÜNÜK, KÜNÜÇ, KÜNÜK, KÜNÜR, MÜNÜK, NÜNÜK, SÜNÜK, SÜNÜT, TÜNÜK, ÜNÜGE, YÜNÜK, YÜNÜL, YÜNÜM, YÜNÜT

4 harfli kelimeler

GÜNÜ, CÜNÜ, ÇÜNÜ, MÜNÜ, NÜNÜ, SÜNÜ, ÜNÜK, ÜNÜM, ÜNÜR, ÜNÜS

3 harfli kelimeler

ÜNÜ

Bazı kelimelerin anlamları

ÜNÜ

Öcü, umacı.

SÖZÜNÜBİLMEZ

Bir sözü, nereye varacağını düşünmeden söyleyen, patavatsız.

DÜŞÜNÜLEBİLME

Düşünülebilmek işi.

DÜŞÜNÜLEBİLMEK

Düşünülme imkânı veya olasılığı bulunmak.

GÖTÜRÜNÜLMEK

Götürülmek.

BÜRÜNÜVERMEK

Çabucak bürünmek.

TÜTÜNÜBULKARI

Kahverengine yakın bir çeşit üzüm.

GÖRÜNÜVERMEK

Ansızın veya kısa süreli olarak görünmek.

GÜNÜBİRLİĞİNE

Günübirlik.

ŞEYTANDÜĞÜNÜ

Kasırga, bora.

SÖYÜNDÜRÜNÜLMEK

Söndürülmek.

DÜŞÜNÜVERMEK

Çabucak düşünmek.

GÖRÜNÜRLERDE

Ortalıkta, meydanda.

DÜNÜRBAŞILIK

Kız isteyen kimseye verilen hediye.

ÖLDÜRÜNÜLMEK

Öldürülmek.

TAVUSTANLIYÜNÜ

Yapağıdan sonra kesilen yün. (Bor Niğde).

  -   -   -  

Anlamında ÜNÜ bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde ÜNÜ geçen kelimeler listesi verilmiştir.

AKTARMAK

Bir şeyi bir yerden, bir kaptan başka bir yere veya kaba geçirmek. Toprağı altı üstüne gelecek bir biçimde iyice bellemek. Alıntılamak. Bir kitabı başından sonuna kadar okumak. Bir lehçeyi başka bir lehçeye uyarlamak. Kaynak kişiden derlenen herhangi bir parçayı kitlelere duyurmak ve yaymak. Tür değişikliği yapmak. Bir şeyin yolunu, yönünü değiştirmek. Çatı kiremitlerinin kırık ve bozuk olanlarının yerlerine sağlamlarını koymak. Bir tekniğe göre biçimlendirmek, uyarlamak. Birinin başka biriyle telefonla konuşmasını sağlamak. Üretilmiş olan bir enerjiyi, başka organlara iletmek. İletmek, bildirmek.

AKLINCA

Sandığına göre, düşünüşüne göre, umduğuna göre, aklı sıra.

AHLAKLILIK

Bir insanın veya bir insan grubunun iyi ve kötü açısından davranış biçimi ve ahlaki düşünüşü. Ahlak kuralları ile uyum içinde olma.

ALDANMAK

Görünüşe bakarak yanlış bir yargıya varmak, yanılmak. Hayal kırıklığına uğramak. Havanın birden ısınmasıyla zamansız açan çiçek, soğuk sebebiyle donmak. Bir hileye, bir yalana kanmak. Avunmak, oyalanmak.

ALDATMAK

Beklenmedik bir davranışla yanıltmak. Oyalamak, avutmak. Ayartmak, kötü yola sürüklemek, baştan çıkarmak, iğfal etmek. Karşısındakinin dikkatsizliğinden, ilgisizliğinden yararlanarak onun üzerinden kazanç sağlamak. Karı ve kocadan biri eşine sadakatsizlik etmek, ihanet etmek. Yalan söylemek. Bir şeyin görünürdeki durumu, o şeyin niteliği bakımından yanlış bir kanı vermek. Birine verilen sözü tutmamak.

AĞSI

Ağ görünüşünde olan, ağ gibi örülmüş olan.

AKCİĞER

Göğüs kafesinin büyük bir bölümünü içten kaplayan, kanı temizleyen, sağlı sollu iki parçadan oluşan solunum organı. Bronşçukların son bölümü.

AKILCILIK

Akla dayanan, doğruluğun ölçütünü duyularda değil, düşünmede ve tümdengelimli çıkarmalarda bulan öğretilerin genel adı, usçuluk, akliye, rasyonalizm, deneycilik karşıtı. Akla ve akıl yolu ile varılan yargıya inanma, akla aykırı veya akıl dışı hiçbir şeyi tanımama davranışı ve tutumu, akliye, rasyonalizm. Bilginin evrensellik ve zorunluluğunun deneyden ve deneye dayanan genellemeden değil, yalnızca akıldan çıkartılabileceğini savunan öğreti, rasyonalizm.

AĞBENEK

Ağ görünüşünde olan, arpa yapraklarına yerleşerek oldukça önemli zararlara yol açan, açık veya koyu kahverengi asklı mantar. Bu mantarın yol açtığı ekin hastalığı.

ALAZLAMAK

Bir şeyin yüzünü alevden geçirmek, aleve tutmak. Sızlatmak, yakmak, acı vermek.

AĞIZLIK

Bir ucuna sigara takılan, öbür ucundan nefes çekilen çubuk biçimindeki araç. Hayvanın ısırmasına, zararlı bir şey yemesine engel olmak için ağzına takılan tel, deri vb. kafes. Nefesli çalgılarda ağza gelen yer. Kuyu bileziği. Su tesisatında su alıp vermeye yarayan vanalı uç. Yemiş küfelerinin üzerine yapraklı dallarla yapılmış olan kapak. Telefon vb. cihazlarda ağza yaklaştırılan bölüm. Huni. Bir şeyin başladığı yer. Dokumacılıkta çözgünün açılıp kapandığı ve içinde mekiğin geçtiği yer.

AKTÜALİTE

Güncellik. Günün olayı veya konusu.

ABDÜLLEZİZ

Akdeniz bölgesinde ve Afrika'da yetişen, çok yıllık, yumrulu ve otsu bir bitki (Cyperus esculentus). Bu bitkinin yemiş olarak yenilen, tatlı ve yağlı ürünü.

AÇMAK

Bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek. Yakışmak, güzel göstermek. Engeli kaldırmak. Savaşla almak, fethetmek. Bir kuruluşu, bir iş yerini işler duruma getirmek. Sarılmış, katlanmış, örtülmüş veya iliklenmiş olan şeyleri bu durumdan kurtarmak. Birbirinden uzaklaştırmak. Satranç, poker vb. oyunları başlatmak. Ayırmak, tahsis etmek. Yarmak. Bir şeyi, bir yeri oyarak veya kazarak çukur, delik oluşturmak. Düğümü veya dolaşmış bir şeyi bu durumdan kurtarmak. Yapmak, düzenlemek. Avunmak veya danışmak üzere söylemek, içini dökmek. Alışverişi başlatmak. Görünür duruma getirmek. Geçit sağlamak. Bir toplantıyı, etkinliği başlatmak. Bulutların dağılmasıyla gökyüzü aydınlanmak. Ferahlık vermek. Bir konu ile ilgili konuşmak. Tıkalı bir şeyi bu durumdan kurtarmak. Sıkılganlığını, utangaçlığını gidermek. Rengin koyuluğunu azaltmak. Beğenmek. Bir aygıtı, bir düzeneği çalıştırmak. Alanını genişletmek.

AHUDUDU

Gülgillerden, böğürtleni andıran, çalı görünümünde, dikenli bir bitki (Rubus idaeus). Bu bitkinin duta benzeyen, kırmızı renkli, sulu ve kokulu yemişi, ağaç çileği, frambuaz.

ABA

Abla. Bu kumaştan yapılmış yakasız ve uzun üstlük. Bu kumaştan yapılan. Kepenek. Yünün dövülmesiyle yapılmış olan kalın ve kaba kumaş. Bu kumaştan yapılmış olan ve dervişlerce giyilen hırka. Anne.

AKŞAMLAMAK

Bütün günü bir yerde veya bir işte geçirerek akşama erişmek, akşamı bulmak. Ay dolunay durumundan sonra geç doğmak. Akşamı bir yerde geçirmek.

ALAN

Düz, açık ve geniş yer, meydan, saha. Eski Roma'da açık hava gösterisi yapılmış olan geniş yer. Yarışmaların, karşılaşmaların ve oyunların yapıldığı yer, saha. Orman içinde düz ve ağaçsız yer, düzlük, kayran. Yüz ölçümü. Bir çalışma çevresi. Bir alıcı merceğinin net bir görüntü sağlayabildiği derinlik ve genişliğin bütünü. İçinde birtakım kuvvet çizgilerinin yayılmış bulunduğu varsayılan uzay parçası.

AÇILMAK

Açma işine konu olmak. Kendine gelmek, biraz iyileşmek, ferahlamak. Kıyıdan uzaklaşmak. Yeni bir bakış açısı getirmek. Renk koyuluğunu yitirmek. Kapı, yol vb. geçit vermek. Gereken güce ulaşmak. Kuruluşlar ilk kez veya yeniden işe başlamak. Sıkılması, çekinmesi, tutukluğu kalmamak. Herhangi bir konuyla veya sorunla ilgili olarak düşünce ve uygulamalarda yeni koşulların gerektirdiği değişiklikleri veya yenilikleri yapmak. Ayrıntıya girmek. Sırrını, üzüntüsünü, sorunlarını birine söylemek. Genişlemek, bollaşmak. İşini gereğinden veya yapabileceğinden geniş tutmak. Delinmek, yırtılmak. Sis, karanlık, duman vb. dağılmak, yoğunluğunu yitirmek.

AİLE

Evlilik ve kan bağına dayanan, karı, koca, çocuklar, kardeşler arasındaki ilişkilerin oluşturduğu toplum içindeki en küçük birlik. Eş, karı. Aynı gaye üzerinde anlaşan ve birlikte çalışan kimselerin bütünü. Temel niteliği bir olan dil, hayvan veya bitki topluluğu, familya. Aynı soydan gelen veya aralarında akrabalık ilişkileri bulunan kimselerin tümü. Birlikte oturan hısım ve yakınların tümü.