Kelimeler arşivinde; içinde "üke" olan, toplam 120 tane kelime bulunuyor. İçerisinde üke bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ek olarak sonu üke ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında üke olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.
MÜKEMMELİYETÇİLİK, MÜKEMMELLEŞEBİLME, MÜKEMMELLEŞTİRMEK
MÜKEMMELLEŞTİRME
İÇBÜKEYİMSİLİK, MÜKEMMELİYETÇİ, MÜKEMMELLEŞMEK
MÜKELLEFİYYET, MÜKEMMELLEŞME
BÜYÜKELÇİLİK, MÜKELLEFİYET, MÜKEMMELİYET, BÜYÜKEYNELLİ, GÖZÜKEBİLMEK, KÜÇÜKEYNELLİ, TÜKETEBİLMEK
DIŞBÜKEYLİK, MÜKEMMELLİK, TÜKENMEZLİK, TÜKENMİŞLİK, TÜKETİCİLİK, BÜYÜKELMALI, BÜYÜKERİKLİ, BÜYÜKESENCE, EVSÜKETEKLİ, GÖZÜKEBİLME, KÜÇÜKELMALI, KÜÇÜKERİKLİ, KÜÇÜKESENCE, TÜKETEBİLME, TÜKETTİRMEK, YAPRAKBÜKEN
MÜKEMMELEN, MÜKERREREN, MÜKEVVENAT, MÜKEYYİFAT, TEBERRÜKEN, KARGABÜKEN, BÖĞRÜKERME, BÜYÜKECELİ, BÜYÜKEVREN, DEMİRBÜKEN, DÜKENLEMEK, İÇBÜKEYLİK, KÜÇÜKEVREN, SABANBÜKEN, TÜKENLEMEK, TÜKETTİRME, TÜKEZİNMEK
BÜYÜKELÇİ, BÖLÜKELMA, DÜKELCÜĞÜ, EVSÜKETEK, EYSÜKETEK, GÖRÜKEMLİ, KARABÜKEY, ÖZTÜKETİM
DIŞBÜKEY, MÜKEDDER, MÜKELLEF, MÜKEMMEL, MÜKERRER, TÜKENMEK, TÜKENMEZ, TÜKETİCİ, TÜKETMEK, ACARBÜKE, AĞANBÜKE, DÜKENMEK, DÜKETMEK, MÜKEMBEL, MÜKERREM, MÜKEVVEN, ÖZLÜKENT, PESTÜKEN, TÜKEHMEG, TÜKELALP, TÜKENMEĞ, TÜKETMEĞ, TÜKEZMEK, YÜKENMEK, YÜNBÜKEN
İÇBÜKEY, TÜKENİK, TÜKENİŞ, TÜKENME, TÜKETİM, TÜKETME, ÇÜKELİK, EKEBÜKE, MÜKEBBE, ÖZÜKELE, SÜKEMEK, SÜRTÜKE, TÜKELAY, TÜKENDİ, TÜKENTİ, YAYBÜKE, YÜRÜKER
VÜKELA, DÜKELİ, HAKÜKE, HEKÜKE, KÜKELE, ÖLÜKEZ, ÖTÜKEN, SÜBÜKE, SÜLÜKE, TENÜKE, YÜKEVİ
BÜKEN, KÜKER, MÜKEM, TÜKEL, TÜKEN, ÜKELE
DÜKE, KÜKE, SÜKE
ÜKE
ÜKE
Onur, şeref.
MÜKEMMELLEŞTİRME
Mükemmelleştirmek durumu.
BÜYÜKELÇİLİK
Büyükelçi olma durumu. Büyükelçinin yaptığı iş. Büyükelçi ve elçilikte çalışanların içinde bulunduğu bina.
MÜKEMMELİYETÇİ
Aşırı titiz davranan kimse. Ahlaki olgunluğa erişmeyi amaç edinen kimse. Mükemmel olma yolunda aşırı çaba sarf eden kimse.
İÇBÜKEYİMSİLİK
İçbükeyimsi özeliğinin sağlanması, kuvazi içbükeylik.
MÜKEMMELİYETÇİLİK
Mükemmeliyetçi olma durumu. Hayatta en önemli amacın ahlaki olgunluğa erişmek olduğunu savunan kuram.
MÜKEMMELİYET
Mükemmellik.
MÜKELLEFİYET
Yükümlülük.
MÜKEMMELLEŞTİRMEK
Mükemmel duruma getirmek.
GÖZÜKEBİLMEK
Gözükme imkânı veya olasılığı bulunmak.
BÜYÜKEYNELLİ
Yozgat kenti, Eymir nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi.
KÜÇÜKEYNELLİ
Yozgat kenti, Eymir bucağına bağlı bir yerleşim yeri.
MÜKEMMELLEŞMEK
Mükemmel duruma gelmek.
MÜKEMMELLEŞEBİLME
Mükemmelleşebilmek işi.
MÜKEMMELLEŞME
Mükemmelleşmek durumu.
MÜKELLEFİYYET
yüküm, yükümlülük.
Bu bölümde tanımı içerisinde ÜKE geçen kelimeler listesi verilmiştir.
EKSİK
Bir bölümü olmayan, noksan, natamam. Mükemmel olmayan, kusurlu, muallel, sakat. Az. İhtiyaç duyulan şey.
BİTMEK
Tükenmek. Bitki, tüy, saç vb. şeyler çıkıp yetişmek. Güçsüz kalmak, çok zayıflamak. Çok sevmek, bayılmak, beğenmek. Beklenmedik zamanda ortaya çıkmak. Çok yorulmak. Sona ermek.
ERİMEK
Katı cisim sıvı içine karışarak sıvı durumuna geçmek. Utancından çok sıkılmak. Dokumalar aşınıp incelerek dağılmak. Yok olmak, bitmek, tükenmek. Katı cisim ısı etkisiyle sıvı duruma gelmek. Çok zayıflamak.
ÇÖMELMEK
Dizlerini bükerek topukları üzerine oturmak.
ÇARÇUR
"Gereksiz yerlere harcayıp tüketmek" anlamındaki çarçur etmek ve "gereksiz yere harcanmak, ziyan olmak" anlamlarındaki çarçur olmak sözlerinde geçer.
BESNİ
Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde genel olarak kurutmalık olarak üretilen, sofralık olarak da tüketilen, ince kabuklu, beyaz renkli bir tür üzüm. Adıyaman iline bağlı ilçelerden biri.
BÜKÜCÜ
Ağaç veya kontrplakları kalıpla, elle bükerek şekil veren kimse.
DİNOZORLAR
Omurgalı hayvanlardan sürüngenler sınıfına giren, soyu tükenmiş bir takım.
DİNGİN
Sakin, durgun. Gücü tükenmiş, yorgun, mecalsiz. Hareket etmeyen, kımıldamayan.
BİTKİN
Gücü tükenmiş olan, çok yorgun, argın, aygın, dermansız.
ERİTMEK
Erimesini sağlamak, erimesine yol açmak. Çok üzmek. Zayıflatmak. Harcayıp tüketmek. Yok etmek.
DÜŞMAN
Birinin kötülüğünü isteyen, ondan nefret eden, ona zarar vermeye çalışan kimse, yağı, hasım, antagonist, dost karşıtı. Aralarında birbirleriyle çatışmaya varacak ölçüde anlaşmazlık olan taraflar. Bir şeyi büyük ölçüde kullanıp tüketen kimse. Birbirleriyle savaşan devletler ve bu devletlerin asker, sivil bütün uyrukları. Bazı şeylerden nefret eden, tiksinen kimse. Bir şeyin yaşamasına, barınmasına engel olan (güç, tutum vb.).
DOLMAK
Dolu duruma gelmek. Bitkiler olgunlaşmak, erginleşmek. Sabrı tükenip öfkesi taşacak duruma gelmek. Bir yerde pek çok eşya veya kimse toplanmak, kalabalık duruma gelmek. Bir yere iyice yayılmak, kaplamak. Süre, hesap tamamlanmak.
ELEKTRON
Bütün atomlarda bulunan negatif yüke sahip temel parçacık, pozitron karşıtı.
ENGİNAR
Birleşikgillerden çok yıllık, dikenli bitki (Cynara scolymus). Bu bitkinin sebze olarak tüketilen, iri, yuvarlak, yeşil çiçeği.
BİTİRMEK
Bitmesini sağlamak, sona erdirmek, tüketmek, tamamlamak, sonuçlandırmak. Onulmaz duruma getirmek, mahvetmek. Güçsüz düşürmek, bitkin duruma getirmek, yormak.
ATIK
Hastane, ev, fabrika vb. yerlerde kullanılmış, artık işlenemez veya çevre için zarar oluşturan her türlü madde. Atılmış, atılan. Üretimden tüketime kadar olan tüm aşamalarda ortaya çıkan ve kullanıcının artık işine yaramayan maddelerin tamamı.
BERKEMAL
Mükemmel, pek iyi.
ARACI
Ara bulucu. Üretici ile tüketici arasında alım satım konusunda bağlantı kuran ve bundan kazanç sağlayan kimse, mutavassıt, komprador. İki şey arasında bağlantı kuran kimse, vasıta. İhracatçının ihracattan doğan alacaklarının büyük bir bölümünün malın yüklenmesinden hemen sonra, kalan kısmının ise para, malı alandan tahsil edildiğinde bir aracı banka tarafından ödenmesini sağlayan kredi veya yatırım tekniği.
AÇAN
Oynak kemiklerin arasındaki açıları genişletmeye yarayan kasların genel adı, büken karşıtı.