Kelimeler arşivinde; içinde "uzan" olan, toplam 25 tane kelime bulunuyor. İçerisinde uzan bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ek olarak sonu uzan ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında uzan olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.
UZANIVERMEK, UZANABİLMEK
UZANIVERME, UZANDIRMAH, UZANABİLME
UZANILMAK, TIRABUZAN, SAÇUZANDI
KORKUZAN, UZANNAMA, UZANILMA
DOKUZAN, FÜRUZAN, BORUZAN, UĞUZANA, UZANMAK
BUZANA, UZANTI, UZANMA, UZANCA, UZANIŞ, UZANIM
ZUZAN, SUZAN
UZAN
UZAN
Uzun.
FÜRUZAN
Parlayıcı, parlayan, parlak.
SAÇUZANDI
Pişmiş etin içindeki şerit gibi kalın kas ve sinirler.
UZANNAMA
Masal.
UZANIVERMEK
Çabucak uzanmak.
UĞUZANA
Ahmak, bön, saf.
UZANILMAK
Uzanma işi yapılmak.
UZANABİLMEK
Uzanma imkânı veya olasılığı bulunmak.
BORUZAN
Erkek arı.
TIRABUZAN
Merdiven parmaklığı.
UZANILMA
Uzanılmak durumu.
UZANABİLME
Uzanabilmek işi.
UZANIVERME
Uzanıvermek işi.
DOKUZAN
Doksan. Doksan, 90.
KORKUZAN
Korkak. Çağlayanların döküldüğü yüksek yer ya da suların taştığı bent. Akarsuyun ark içinde yaptığı küçük çağlayan.
UZANDIRMAH
Koşturmak.
Bu bölümde tanımı içerisinde UZAN geçen kelimeler listesi verilmiştir.
BASTON
Yürürken dayanmaya yarayan, ağaç veya metalden yapılmış olan araç. Geminin baş tarafındaki yatık direğin dışarıya doğru uzanan parçası.
BURUN
Alınla üst dudak arasında bulunan, çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organı. Bazı şeylerin ön ve sivri bölümü. Karanın, özellikle yüksek ve dağlık kıyılarda, türlü biçimlerde denize uzanmış bölümü. Kibir, büyüklenme.
BOYUT
Bir cismin herhangi bir yöndeki uzantısı. Durum, nitelik. Film ya da fotoğrafta boyut, format. Genişlik, kapsam. Doğruların, yüzeylerin veya cisimlerin ölçülmesinde ele alınan üç doğrultudan uzunluk, genişlik ve derinlikten her biri, buut.
ÇATIŞMA
Çatışmak işi. Savaş maksadıyla düşmana karşı ilerleyen bir birliğin karşı tarafın keşif ve güvenlik kollarıyla arasındaki ilk silahlı vuruşma. Türlü yönlerden uzanan kıvrımlı dağ sıralarının, bir yerde dar bir açı ile birbirine yaklaşıp kaynaşması veya düğümlenmesi. Silahlı büyük kavga, arbede.
ETEKLİK
Etek. Bir şeyin aşağıya doğru uzanan yüzü. Etek yapmaya elverişli (kumaş).
DOKUNAÇ
Birçok omurgasız hayvanın başında bulunan, dokunmaya, tutmaya yarayan hareketli uzantı.
ARŞE
Tren, troleybüs, tramvay vb. elektrikle işleyen taşıtlarda telden elektrik akımı almaya yarayan, yukarıya doğru uzanmış demir yay. Keman yayı.
BALDIRAK
Don, pantolon vb. giysilerin dizden aşağı olan bölümü. Kılıç kayışının aşağı uzanan parçası.
ALEV
Yanan maddelerin veya gazların türlü biçimlerdeki ışıklı uzantısı, yalım, yalaz, alaz, şule. Kıvılcım. Aşk ateşi. Sıcaklık. Mızrak uçlarına takılan küçük bayrak, flama.
ÇIKMA
Çıkmak işi. Hamamdan çıkarken kullanılan havlu ve kurulanma takımı, çıkacak. Çıkmış. Desteklemek amacıyla verilen para. Bir yazı sayfasının kenarına metinle ilgili olarak yazılan ek, çıkıntı, derkenar. Eski, kullanılmış. Bir yapının üst katlarından dışarıya doğru uzanmış bölüm, balkon.
DOLAMBAÇ
Dolanarak giden, dönerek uzanan yolun kıvrıntısı. Başlık. İç kulak.
BASEN
Vücudun bel ile kalça arasındaki bölümü. Kıtasal uzantıdan okyanus ortası sırtlarına kadar devam eden ve 4000-5000 metre derinliği olan deniz dibi.
AKITMA
Akıtmak işi, isale. Enli bilezik. Un, süt, yağ, yumurta, şeker veya pekmezle yoğrularak cıvık bir duruma getirilen hamurun kızgın sac üzerinde pişirilmesiyle yapılmış olan bir tatlı türü. Hayvanların, özellikle atların alınlarında bulunan ve burunlarına doğru uzanan beyaz leke.
BIYIK
Üst dudak üzerinde çıkan kıllar. Asma vb. bitkilerde, sarılıp tutunmaya yarayan sürgün. Balıklarda deri uzantısı.
ÇİL
Orman tavuğugillerden, eti için avlanan, ormanlarda yaşayan bir kuş, dağ tavuğu (Tetrastes bonasia). Aynada oluşan leke. Çoğunlukla yüzde oluşan kahverengi küçük benekler. Tüyünde küçük benekler bulunan (hayvan). Bitki köklerindeki kıla benzer ince uzantılar. Yeni ve parlak (para veya altın).
EMZİK
Süt çocuklarını oyalamak için ağızlarına verilen kauçuk meme. Sigara ağızlığı. İbrik, çaydanlık, testi vb. kapların, suyu azar azar akıtmaya yarayan içi delik uzantısı, ibik. Beslemek için süt çocuklarına meme yerine emdirilen ağzı kauçuklu süt şişesi, biberon.
BODOSLAMA
Gemi omurgasının baş tarafından yukarıya uzanan ağaç veya demir direklerden her biri. (bodo'slama) Pervasızca. Bodoslamak işi.
ÇÖRTEN
Dam çevresindeki yağmur sularını oluklardan alıp duvar temelinden uzağa akıtan, saçak kenarlarından dışarı doğru uzanmış ağaç oluk.
ÇİLLENMEK
Bitki köklerinde kılı andıran uzantılar çıkmak.
AKSON
Sinir uyarmalarını sinir hücresinin gövdesinden diğer sinir hücrelerine taşıyan uzantı.