İçinde TAHA geçen kelimeler

Kelimeler arşivinde; içinde "taha" olan, toplam 58 tane kelime bulunuyor. İçerisinde taha bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ek olarak sonu taha ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında taha olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.

 
 

15 harfli kelimeler

ORTAHACIAHMETLİ

14 harfli kelimeler

TAHAMMÜLSÜZLÜK

13 harfli kelimeler

TAHARETLENMEK, TAHAMMÜLFERSA

12 harfli kelimeler

TAHAFFUZHANE, TAHARETLENME

11 harfli kelimeler

TAHAMMÜLSÜZ

10 harfli kelimeler

TAHAÇLAMAK, ORTAHARMAN

9 harfli kelimeler

USTAHASAN, TAHANNEBİ, PORTAHALA, POSTAHANE

8 harfli kelimeler

TAHACCÜR, MÜSTAHAK, TOTAHAMİ, TOKTAHAN, TATAHAMİ, TAHATUHA, TAHASSUB, TAHACCÜM, TAHALLUS, TAHALLET, TAHAFFUZ, TAHAKKUK, TAHAKKÜM, TAHATTUR, TAHAMMÜR, TAHAMMÜL, TAHARRÜŞ, TAHASSUN, TAHASSÜR, TAHASSÜS, TAHAŞŞÜT, TAHAMMUZ, TAHAYYÜL, TAHAVVÜL

7 harfli kelimeler

TAHARET, TAHARRİ, SITAHAN, TAHARMA, SİTAHAN, TAHANAH, AKTAHAL, TAHALAK, TAHAKLI, TAHADAK

6 harfli kelimeler

TAHANA, TAHALI, TAHARA, TAHAZE, ATAHAN

5 harfli kelimeler

TAHAN, TAHAR, TAHAL, TAHAK, TAHAÇ

4 harfli kelimeler

TAHA

Bazı kelimelerin anlamları

TAHA

Küçük pencere ya da tavan penceresi. Duvara açılmış kapaksız, küçük dolap. İşte. Koyunlara takılan küçük çan. Eski araba. Dıvara açılmış küçük kapaksız dolap. Kur'an-ı Kerim'in yirminci surenin adı.

TAHACCÜR

Taşlaşma, taş kesilme.

TAHARETLENMEK

Sidik ve dışkı yapıldıktan sonra temizlenmek.

TAHAMMÜLSÜZLÜK

Tahammülsüz olma durumu.

TAHARETLENME

Taharetlenmek işi.

TAHAFFUZHANE

Sefer sırasında, yolcu ve çalışanların arasında bulaşıcı hastalık görülen gemilerin karantina sürelerini geçirmeleri, gerekli sağlık önlemlerinin alınması ve hastaların iyileştirilmeleri için büyük limanlara yakın kıyılara kurulmuş sağlık kuruluşu.

ORTAHARMAN

Tunceli ili, Darıkent nahiyesine bağlı bir yerleşim yeri.

USTAHASAN

Şanlıurfa şehrinde, Hilvan ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yer. Tokat şehrinde, Niksar belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi.

TAHANNEBİ

Uzun, sarı, küçük çekirdekli, tatlı bir çeşit üzüm.

PORTAHALA

Ağız, ineğin doğurduktan sonra ilk sütü.

POSTAHANE

Postaevi. Posta gönderme kuruluşu. Kargo veya lojistik destek sağlayan yer.

TAHAMMÜLFERSA

Dayanılmaz.

TAHAMMÜLSÜZ

Tahammülü olmayan.

TAHAÇLAMAK

Giysileri yıkarken tahta tokaçla dövmek.

ORTAHACIAHMETLİ

Kırşehir şehri, Çiçekdağı ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir bölge.

MÜSTAHAK

Hak etmiş, hak kazanmış, layık. Bir kimsenin layık olduğu ödül veya ceza.

  -   -   -  

Anlamında TAHA bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde TAHA geçen kelimeler listesi verilmiştir.

DÖNÜŞMEK

Bir biçimden, bir durumdan başka bir biçime veya duruma geçmek, tahavvül etmek.

GELMEK

Ulaşmak, varmak. Kazanılmak, sağlanılmak. Akmak. Herhangi bir sırada bulunmak. Bir şeye sonradan inanmak, doğruluğuna hak vermek, eğilim göstermek, kabul etmek. Dayanmak, tahammül etmek. İsabet etmek. Ortaya çıkmak, doğmak. -dikçe, -esi biçiminde kullanılan sıfat-fiil eklerinden sonra geldiğinde önceki fiille ilgili olarak pekiştirilmiş bir istek ve sürerlik bildiren bir fiil. Kadar olmak. İzlemek, takip etmek. Katılmak, eklenmek. Oturmaya, ziyarete gitmek. Yönelme durumundaki bazı kelimelere getirilerek birleşik fiil yapar. İhtiyaç anlatan deyimler kurmaya yarayan bir fiil. Etkisini herhangi bir biçimde göstermek. Mal olmak. Belli bir süre dolmak. Biriyle birlikte gitmek. Uymak. Getirmek. Bir yerden alınıp bir yere ulaştırılmak. Varlığını sürdürmek, yaşamak, intikal etmek. Başlamak, ortaya çıkmak. Kök veya gövdeleri sonuna -a (-e) eki almış fiillere gelerek süreklilik bildiren birleşik fiiller oluşturur. Türemek. Belli bir zamana ulaşmak. Görünmek, sanılmak. Düşmek, rast gelmek. Çıkmak, yönelmek. -mez, -mezlik ile birlikte yapmacık anlatan deyimler yapar. Daha önce üzerinde durulmuş olan bir konuya yeniden dönmek. Uygun düşmek. Kendine yapılmış olan herhangi bir davranış veya durumu iyi karşılamak. Olmak, -e uğramak. Sonuç çıkmak.

KATLANMAK

Katlama işi yapılmak. Hoş olmayan bir duruma, güç şartlara dayanmak, tahammül etmek.

ARAMA

Aramak işi, taharri. Sanığın yakalanması veya suç belgelerinin elde edilmesi için bir kimsenin evinde, iş yerinde, üzerinde veya eşyasında yapılmış olan araştırma işlemi.

DÖNÜŞME

Dönüşmek işi, tahavvül. Benzeşme.

ÖZLEM

Bir kimseyi veya bir şeyi görme, kavuşma isteği, hasret, tahassür.

GÖTÜRMEK

Taşımak, ulaştırmak ya da koymak. Öldürmek. Herhangi bir yiyeceği tek başına ve hızlı bir biçimde yemek. Dayanmak, katlanmak, tahammül etmek. Kaybolmasına, yok olmasına yol açmak. Tümüyle sahip olmak. Yerinden ayırıp uzağa atmak veya yok etmek. Haksız kazanç sağlamak, mal veya para sahibi olmak. Bir sonuca vardırmak. Birinin yanında yürüyüp ona bir yere kadar arkadaşlık etmek. Bir kimseyi bir yere kadar yanında yürütmek.

MAYALANMA

Sıvı veya hamur durumda bulunan organik maddelerin kendiliğinden kabarıp köpürerek gaz çıkarması olayı. Organik maddelerin bazı mikroorganizmalarca salgılanan enzimler etkisiyle uğradığı değişiklik, tahammür, fermantasyon.

BASKI

Bir eserin basılış biçimi veya durumu. Bası sayısı. Belirli ruhsal etkinlik ve süreçleri, kişinin isteği dışında bilinçaltına itmesi veya bu itilenlerin bilince çıkmasını önleme durumu. Giysinin içine kıvrılıp dikilen kenarı. Bir maddeyi sıkıp ezen alet, pres. Top oyunlarında karşı takım oyuncusunun hareketini ve sonuç almasını engellemek amacıyla uygulanan yakın savunma durumu, pres. Bir eserin tekrarlanarak yapılmış olan baskı işlemlerinden her biri, edisyon. Hak ve özgürlükleri kısıtlayarak zor altında bulundurma durumu, tahakküm.

GERÇEKLEŞMEK

Gerçek olmak, gerçek duruma gelmek, meydana gelmek, tahakkuk etmek.

ARAŞTIRMA

Araştırmak işi, araştırı, istikşaf, taharri, tetkik. Bilim ve sanatla ilgili olarak yapılmış olan yöntemli çalışma, araştırı.

DAYANILMAZ

Karşı konulamaz veya karşı çıkılamaz (kimse veya şey), tahammülfersa. Tahammül edilemez, katlanılamaz.

GERÇEKLEŞME

Gerçekleşmek işi, tahakkuk.

DÖNÜŞÜM

Olduğundan başka bir biçime girme, başka bir durum alma, şekil değiştirme, tahavvül, inkılap, transformasyon. Görevinin değişikliğe uğraması yüzünden bir organda ortaya çıkan değişme. Bilinçaltına itilmiş bir duygu veya isteğin, karşıtı görünümünde veya başka bir biçimde bilince yükselmesi, transformasyon.

ÇEKİLMEK

Çekme işi yapılmak. Tartılmak. Bir işten, bir görevden kendi isteğiyle ayrılmak, istifa etmek. Katlanmak, üstlenmek, tahammül etmek. Geri gitmek, ricat etmek. Katılmamak, vazgeçmek. Azalmak. Uzaklaşmak, araya mesafe koymak. Kendini geriye veya bir yana çekmek. Yok olmak. Parça hâlindeki et kıyma biçimine getirilmek. Bir yerden uzaklaşmak, bir yere uğramamak.

İRKİLMEK

Ürkerek geri çekilir gibi olmak. Vücudun bir yeri dışarıdan gelen bir uyarıcının etkisiyle kanlanıp şişmek, taharrüş etmek. Şaşırıp duraklamak. Akan bir şey, bir engel karşısında duraklayıp birikmek.

DAYANMAK

Bir yere yaslanmak, kendini dayamak. Varmak, ulaşmak. Tutunmak, karşı durmak, karşı koymak, mukavemet etmek. Uzun süre kullanılmaya uygun olmak. Güç bir duruma katlanmak, çekmek, sabretmek, tahammül etmek. Birinden, bir şeyden güç almak, güvenmek, istinat etmek. Yetişmek, yeter olmak. Bir şeyin üzerinde kurulmuş olmak. Zarar görmemek, varlığını korumak, hasar görmemek. Bir iş sonunda birinin veya bir şeyin üzerinde kalmak. Bütün gücünü kullanarak bir işi yapmak.

İMGELEME

İmgelemek işi, tahayyül.

DEĞİŞMEK

Başka bir biçim veya duruma girmek, tahavvül etmek. Değiştirmek. Karşılıklı alıp vermek, mübadele etmek. Yerine başka şey veya kimse gelmek.

DUYGULANMA

Duygulanmak durumu, tahassüs. İç salgı bezlerini de kapsayan türlü etkiler altında duygusal tepkiler gösterme.