İçinde ERCE geçen kelimeler

Kelimeler arşivinde; içinde "erce" olan, toplam 79 tane kelime bulunuyor. İçerisinde erce bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ek olarak sonu erce ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında erce olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.

 
 

14 harfli kelimeler

DERBEDERCESİNE, KİLOMETRELERCE

12 harfli kelimeler

EĞERCEMAYANA, YUKARIEMERCE

11 harfli kelimeler

AŞAĞIEMERCE, GERCEBAHŞİŞ, DEFEATLERCE, CERCEHENNEM, ASKERCESİNE, PEYGAMBERCE

10 harfli kelimeler

KALENDERCE, ÇEKİMSERCE, YERCEGÖVCE, YERCEGÖĞCE, LİTRELERCE, CENGAVERCE, DERBEDERCE, METRELERCE, MUZAFFERCE, DÖNÜMLERCE, EZERCESİNE

9 harfli kelimeler

GECELERCE, DÖNDERCEK, YERCEGÜCE, DERCETMEK, DÖNERCELİ, BERABERCE, KERCETMEK, MERCEKTEN, MERCETMEK, SAATLERCE, SENELERCE

8 harfli kelimeler

İLERCESİ, MERCEKSİ, ZELVERCE, TEKERCEN, SERVERCE, SELVERCE, DERCETME, ZEBERCET, BEYLERCE, CERCEFLİ, YÜZLERCE, MÜTERCEM, MERCEKLİ, GÜNLERCE, BİNLERCE, BERCESTE

7 harfli kelimeler

SÖKERCE, EKERCEK, ŞEKERCE, ESMERCE, SEHERCE, ÜÇLERCE, SÜMERCE, ERCECİK, ASKERCE, EĞERCEK, BELERCE, DÜŞERCE, DÖNERCE, GÜLERCE, GERCELE

6 harfli kelimeler

MERCEN, EMERCE, EYERCE, TERCEH, MERCEK, ÖVERCE, İTERCE, CERCER, MERCEM

5 harfli kelimeler

GERCE, HERCE, ÇERCE, TERCE, ERCEN, ERCEK

4 harfli kelimeler

ERCE

Bazı kelimelerin anlamları

ERCE

Er gibi, ere yakışır bir biçimde. Erken, erken olarak.

KALENDERCE

Kalendere yakışır. (kalende'rce) Kalendere yakışır bir biçimde.

ÇEKİMSERCE

Çekimsere yakışır bir biçimde.

YERCEGÖVCE

Kokarca.

LİTRELERCE

Sıvılar için çok miktarda.

AŞAĞIEMERCE

Kastamonu ilinde, Taşköprü ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yerleşim yeri.

DERBEDERCESİNE

Derbederce.

EĞERCEMAYANA

Lohusa kadınlara, sancılarını dindirmek için, kaynatılıp suyuna şeker koyularak içirilen kokulu bir otun tohumu.

GERCEBAHŞİŞ

İçel ili, Anamur ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir bölge.

PEYGAMBERCE

Peygambere yaraşır bir biçimde, peygamberane.

DEFEATLERCE

Defalarca.

YERCEGÖĞCE

Kokarca.

CERCEHENNEM

Zoraki, isteksizce.

ASKERCESİNE

Askerce.

KİLOMETRELERCE

Mesafece uzun süren.

YUKARIEMERCE

Kastamonu ili, Taşköprü belediyesi, merkez bucağına bağlı bir bölge.

  -   -   -  

Anlamında ERCE bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde ERCE geçen kelimeler listesi verilmiştir.

DÜRBÜN

Uzaktaki cisimlerin görüntülerini büyütmeye veya yaklaştırmaya yarayan, objektif ve oküler adlı iki mercekten oluşan optik alet, bakaç. Gözetleme deliği.

ÇIKMAK

İçeriden dışarıya varmak, gitmek. Süresi dolduğunda ayrılmak. Gerçekleşmek. Yayılmak, duyulmak. Yerinden oynamak. Görünür ya da belli bir durumda bulunmak. Bir iddia ile ortalıkta görünmek. Belirmek, tanınmak. Meydana gelmek. Yayılmak. Niteliği sonradan anlaşılmak. Gelmek. Giderilmek, yok olmak. Yetkili birinin makamına iş için gitmek. Bir şeyin yukarısına doğru yürümek. Artırmak, fiyatı yükseltmek. Bir konu yetkililerce karara bağlanmak. Mal olmak. Bir durumla ilgili niteliklerini yitirmek, bir durumdan başka bir duruma geçmek. Büyük abdest bozmak. Karaya ayak basmak. Oyunda herhangi bir rolü oynamak. Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek. Yükselmek, artmak. Herhangi bir durumda olduğu anlaşılmak. Yetişecek ölçüde olmak. Harcamak zorunda kalmak. Eksilmek. Ay veya mevsim geçmek. Bir inceleme, bir araştırma sonucu bulmak. Binaya kat eklemek. Erişmek, görmek. Bulunduğu yerden fırlamak, kopmak. Sıyrılmak, ayrılmak. Olmak, bulunmak, var olmak. Bulunduğu yeri bırakıp başka yere geçmek, taşınmak, ayrılmak, ilgisini kesmek. Yapılmak, yürümek. Bitmek, büyümek, sürmek. Karşı gelebilmek, boy ölçüşmek. Bir yere ulaşmak, varmak. Bir sebeple bulunulan yerden ayrılmak. Talihine veya payına düşmek, isabet etmek, vurmak. Piyasaya sürülmek. Oluşmak, olmak. Sesini yükseltmek. Bir şeyin düzeni bozulmak, eskisinden daha değişik, kötü bir duruma girmek. Bulaşmak. Ay, Güneş görünmek. Bir meslek veya bilim kurumunda okuyup yetişmek, mezun olmak. Verilmek. Vermeye katlanmak. Flört etmek. Davranışta herhangi bir niteliği bulunmak. Unutmak. Yayımlanmak. Yeni yetişip satışa sunulmak.

GARAJ

Otomobil vb. taşıtların konulduğu üstü örtülü yer, arabalık. Toplu taşıma ve nakliye araçlarına hareket ve varış noktası olarak belediyelerce ayrılan yer. Otomobillerin bakım ve onarımının yapıldığı yer.

ADESE

Mercek. Kovucuk.

EYALET

Çoğunlukla valilerce yönetilen ve yönetim bakımından bir tür bağımsızlığı olan yönetim bölgesi. Osmanlı Devleti'nde en büyük sivil veya askerî yönetim bölgesi.

FATİHANE

Fatih gibi, fatihe benzercesine.

GÜNEŞLİK

Güneş ışınlarına engel olan perde veya buna benzer gereç. Alıcı merceğini zararlı ışınlardan korumak için mercek önüne takılan ve merceğin önünde gölgeli bir alan sağlayan yardımcı donatım türü. Siperlik. Güneş ışınlarını alan (yer).

GÖRÜNTÜ

Gerçekte var olmadığı hâlde varmış gibi görünen şey, hayalet. Bir film üzerinde sıralanmış resimlerin gösterici yardımıyla ekrana art arda düşürülmesi sonunda hareketin yeniden kurulmasıyla ortaya çıkan görünüş, görüntülük üzerindeki hareketli resimler bütünü. Herhangi bir nesnenin mercek, ayna vb. araçlarla oluşturulan biçimi, hayal. Gölge oyununda Karagözcünün perdeye yansıttığı görsel malzeme. Manzara. Sayı doğrusu üzerinde bir sayıya karşı gelen nokta.

ABA

Abla. Bu kumaştan yapılmış yakasız ve uzun üstlük. Bu kumaştan yapılan. Kepenek. Yünün dövülmesiyle yapılmış olan kalın ve kaba kumaş. Bu kumaştan yapılmış olan ve dervişlerce giyilen hırka. Anne.

DALINÇ

Kendinden geçercesine sessiz bir coşkuya dalma, istiğrak, meditasyon. Günlük hayatın sıkıntılarından sıyrılmak amacıyla bağdaş kurarak sessiz ve hareketsiz bir biçimde düşüncelerden uzaklaşma, kendini dinleme, istiğrak, meditasyon.

BİRLİKTE

Bir arada, beraberce, hep beraber. Yanında, beraberinde. Beraber.

FOTOSKOP

Merceklerin uyumundaki değişiklikleri, onların yüzeylerindeki yansımalarla gözlemeye yarayan alet.

BİRDEN

Bir defada. Birlikte, beraberce, hepsi bir arada. Ansızın.

ESPERANTO

Polonyalı doktor L. Zamenhof tarafından bütün milletlerce kullanılmak için 1887'de hazırlanmış, dil bilgisi on altı kurala dayanan bir yapma dil.

BÜLTEN

Özel veya resmî kurum, kuruluş veya yetkili kişilerce herhangi bir durumla ilgili olarak süreli veya süresiz yayımlanan duyuru. Dergi.

ERKENDEN

Erken olarak, çok erken, ercecik.

HİPPİ

Toplumsal düzene, tüketime ve şiddete karşı çıkan, derbederce yaşayan, örgütlenmemiş gençler topluluğu.

BİYOMİKROSKOP

Kendine özgü bir ışık ile kullanılan çift göz mercekli mikroskop.

ASKERCE

Asker gibi. (aske'rce) Askere yakışır bir biçimde, askercesine.

ALAN

Düz, açık ve geniş yer, meydan, saha. Eski Roma'da açık hava gösterisi yapılmış olan geniş yer. Yarışmaların, karşılaşmaların ve oyunların yapıldığı yer, saha. Orman içinde düz ve ağaçsız yer, düzlük, kayran. Yüz ölçümü. Bir çalışma çevresi. Bir alıcı merceğinin net bir görüntü sağlayabildiği derinlik ve genişliğin bütünü. İçinde birtakım kuvvet çizgilerinin yayılmış bulunduğu varsayılan uzay parçası.