Kelimeler arşivinde; içinde "emre" olan, toplam 62 tane kelime bulunuyor. İçerisinde emre bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ek olarak sonu emre ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında emre olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.
KEMRELENDİRMEK
EMREDEBİLMEK
TEMREKİLOTU, KEMRELEŞMEK, EMREMSULTAN, EMREDEBİLME
KEMRELEMEK, EMREYLEMEK, PEMBEGEMRE
YUNUSEMRE, KEMREŞMEK, GEMREŞMEK, ÇEMREKLİK, EMREYLEME, ÇEMRENMEK, KEMRELEME
SEMREMEK, EMRETMEK, TEMREOTU, TEMRENLİ, ÇEMRENME, ÇEMREMEK, TEMREZLİ, ÇEMREKÇE, KEMRELİK
TEMREKİ, EMREHEL, ÇEMREME, KEMRELİ, TEMREĞE, EMRETME, TEMREĞİ, TEMREĞU, TEMREĞÜ, TEMREVÜ, EMRECİK, TEMREYİ, DİLEMRE, DEMREVİ, ALGEMRE, DEMREĞÜ, EMRELER, DEMREĞİ, DEMREĞE, DEMREGÜ
KEMREY, TEMREK, TEMREİ, TEMREN, ÇEMREH, ÇEMREK, DEMREK, DEMREN
CEMRE, TEMRE, ŞEMRE, GEMRE, EMREZ, KEMRE, DEMRE, ÇEMRE
EMRE
EMRE
Kardeş. Âşık, müptelâ. Âşık, tutkun. Halk şairi. Arkadaş. Balıkesir şehrinde, Bandırma belediyesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi. Erzurum ili, Köprüköy ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir bölge. Manisa kenti, Gökçeören nahiyesine bağlı bir bölge. Sivas ilinde, Hafik ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi.
TEMREKİLOTU
Temriye hastalığını iyileştirmek için kullanılan, küçük ve çok yapraklı, sulu bir çeşit ot.
EMREYLEMEK
Buyurmak, emretmek.
ÇEMRENMEK
Kendi kol ve paçalarını sıvamak, eteğini toplamak. Bir işe girişmek için hazırlanmak, paçaları sıvamak.
KEMREŞMEK
Güreşmek.
PEMBEGEMRE
Genellikle Akdeniz ve Ege bölgelerinde yetişen, taneleri iri, kalın kabuklu, salkımı konik biçimde olan bir tür üzüm.
KEMRELEMEK
Gübrelemek.
EMREMSULTAN
Ankara şehri, Nallıhan ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yer.
ÇEMREKLİK
Çeviklik, kuvvetlilik.
KEMRELEŞMEK
Yara kabuk bağlamak.
EMREDEBİLME
Emredebilmek işi.
KEMRELENDİRMEK
Kabuk bağlatmak.
GEMREŞMEK
Şakalaşmak.
EMREDEBİLMEK
Emretme imkânı veya olasılığı bulunmak.
YUNUSEMRE
Eskişehir şehrinde, Mihalıççık ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi. Giresun şehri, Piraziz belediyesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim yeri.
EMREYLEME
Emreylemek işi.
Bu bölümde tanımı içerisinde EMRE geçen kelimeler listesi verilmiştir.
ÇEMRENME
Çemrenmek işi.
DERMEN
Yelek, önü işlemeli bir çeşit yelek. Değirmen. İlaç. Değirmen, karşılığı d'armen, davermen. Demren.
BAŞAK
Arpa, buğday, yulaf ve benzerleri ekinlerin tanelerini taşıyan kılçıklı başı. Tarlalarda, bağlarda dökülmüş veya tek tük kalmış olan ürün. Zodyak üzerinde Aslan ile Terazi arasında bulunan takımyıldızın adı. Merdiven, el merdiveni, merdiven basamağı, iskele. Tahıl ve meyveleri devşirdikten sonra geriye kalan döküntüler: Zavallı ihtiyar kadın, ömrünü başak toplamakla geçirir. Sigara izmariti: Tütün alacak parası yok ki başak toplayıp içiyor. Ana eksen üzerindeki çiçekleri sapsız olan çiçek durumu. Spika. Mahsûl devşirildikten sonra dal ve sap üzerinde kalmış olan artıklar. Demren, okun ucundaki sivri demir. İstanbul şehri, Karacaköy bucağına bağlı bir yerleşim birimi. Malatya ilinde, Hasançelebi bucağına bağlı bir yerleşim birimi. Mardin kenti, Kızıltepe belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir bölge. Şırnak şehri, Silopi ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi. Bir takımyıldızın ve bir burcun adı; Başak takımyıldızı, Başak burcu.
BONO
Belirli bir sürenin sonunda, belirli bir paranın, belirli bir kimseye ödeneceğini belirten senet, emre muharrer senet.
OTORİTE
Yaptırma, yasak etme, emretme, itaat ettirme hakkı ya da gücü, yetke, sulta, velayet. Çalışmalarıyla kendini kabul ettirmiş, başarılı kimse. Siyasi veya idari güç.
LEBBEYK
"Buyurun efendim, emredin" anlamlarında bir seslenme sözü.
DERMATOFİTOZİS
Deri ve eklentilerinin keratinli tabakalarının patojen dermatofit türü mantarlardan biriyle yüzeysel, çok bulaşıcı ve insanlara da bulaşabilen enfeksiyonu, epidermofitozis, Halk dilinde demregü, dermem. Tanı anamneze, klinik bulgu, deri kazıntılarının ve kılların mikroskobik incelemesine, kılların morötesi ışık altında muayenesine, deri biopsilerine ve mantar kültürlerine dayanır.
BUYURMAK
Bir şeyin yapılmasını veya yapılmamasını kesin olarak söylemek, emretmek. Söylemek, demek, düşüncesini bildirmek. Etmek, eylemek. Almak. Gelmek, gitmek, geçmek, girmek.
KEMRELEME
Kemrelemek işi.
ÇEMİRLENMEK
Kolunu veya paçalarını sıvamak, eteğini toplamak. İşe girişmek; cemrenmek.
GÜBRELİK
Gübre konulan yer, kemrelik.
BUYURULMAK
Emir almak, emredilmek.
EMREHEL
Şaşkın, miskin, Allahlık: Emrehelim sen ne işe yararsın?.
ÇEMREME
Çemremek işi.
EMRETME
Emretmek işi.
GÜBRE
Verimini artırmak için toprağa dökülen her türlü hayvan dışkısı, kimyasal veya bitkisel madde, kemre.
EĞEŞMEK
Herhangi bir işin yapılmasını birbirinden bekleyerek iki kişi iddialaşmak. Yarışmak. Güvenmek. Şakalaşmak, sataşmak. Bir işin yapılmasını emretmek. Söz etmek.
ÇEMİRLEMEK
Kolunu veya paçalarını sıvamak, eteğini toplamak. Etekleri toplamak, paçaları sıvamak, hazırlanmak. Cemremek; çemrelemek; sıvamak.
BAŞKALDIRI
Herhangi bir amaçla kurulu düzene veya devlet güçlerine karşı gelme, başkaldırma, ayaklanma, isyan. Bir düzene veya emre boyun eğmeme, uymama, itaat etmeme.
BUYRUKÇU
Buyuran, emreden kimse.