İTA ile başlayan kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; başında "ita" olan, toplam 17 adet kelime bulunmaktadır. ita ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ayrıca sonu ita ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde ita olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.

 
 

11 harfli kelimeler

İTAATSİZLİK

10 harfli kelimeler

İTAATSİZCE

9 harfli kelimeler

İTALYANCA

8 harfli kelimeler

İTAATKAR, İTAATSİZ, İTALAŞMA

7 harfli kelimeler

İTAZARI, İTAATLİ, İTALYAN

6 harfli kelimeler

İTALİK

5 harfli kelimeler

İTAĞI, İTAAT

4 harfli kelimeler

İTAL, İTAF, İTAP, İTAT

3 harfli kelimeler

İTA

Bazı kelimelerin anlamları

İTA

Verme, ödeme.

İTAAT

Söz dinleme, boyun eğme, buyruğa uyma.

İTAATLİ

Söz dinleyen, buyruğa uyan, itaatkâr.

İTAATSİZ

Söz dinlemez, buyruk dinlemez, kendi başına buyruk olan (kimse).

İTAATKAR

İtaatli.

İTAZARI

Kötü bir şekilde, kabaca yapılan paylama.

İTALYANCA

Hint-Avrupa dil ailesinden İtalya'da konuşulan dil. Bu dille yazılmış olan.

İTALİK

Eğik yazı.

İTAP

Paylama, azarlama.

İTAL

İthal.

İTAĞI

Un elerken dökülmemesi için yere serilen bez ya da şaplanmış deriden yapılan örtü.

İTALYAN

İtalya halkından veya bu halkın soyundan olan kimse.

İTAATSİZLİK

İtaatsiz olma durumu. İtaatsizce davranış.

İTAF

Arapça kökenli ithâf: ithaFar.

İTALAŞMA

İotlaşma anlamdaşı.

İTAATSİZCE

İtaatsiz bir biçimde.

  -   -   -  

Anlamında İTA bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde İTA geçen kelimeler listesi verilmiştir.

ANTİKAPİTALİST

Kapitalist rejime karşı olan (kimse).

ANGLOSAKSON

V. ve VI. yüzyılda Büyük Britanya'yı ele geçiren Cermen ırkından oymaklar. Ana dili İngilizce olan kimse.

APLİKASYON

Uygulama. Bir kumaş üzerine başka bir kumaş parçası veya bir dantel dikilerek yapılmış olan süs. Eldeki haritaya göre arazi üzerinde bir parseli kazıklarla belirtme.

AÇIK

Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı. Örtüsüz, çıplak. Bir gereksinimin karşılanamaması durumu. Görevlisi olmayan, boş (iş, görev), münhal. Çalışır durumda olan. Gizliliği olmayan, olduğu gibi görünen. Sevişme sahnelerini bütün çıplaklığıyla anlatan (kitap, resim, film vb.). Boş. Belirgin bir biçimde. Rengi koyu olmayan, koyu karşıtı. Belli bir yerin biraz uzağı. Engelsiz, serbest. Aralığı çok. Kolay anlaşılır, vazıh. Denizin kıyıdan uzakça olan yeri. Her türlü düşünceyi hoşgörüyle karşılayabilen, etkisinde kalabilen.

ANTİKAPİTALİZM

Kapitalizme karşı olma.

AMİRİİTA

İta amiri.

AYRAÇ

Cümle içinde geçen bir sözü, metin dışı tutmak için o sözün başına ve sonuna getirilen yay veya köşeli biçimde işaret, parantez. Kalınan sayfayı belirlemek amacıyla kitapların arasına konulan ince, uzun karton parçası, bellik.

AMENTÜ

Bir oluş, düşünce veya ideolojinin temelini oluşturan değer yargıları. Arapça "inandım" anlamına gelen ve İslamiyetin temel inançları olan "Allah'a, onun meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, kadere, hayır ve şerrin Allah'tan geldiğine inanma"yı dile getiren söz.

ALBÜM

Fotoğraf, pul vb.ni dizip saklamaya yarayan bir defter türü. Herhangi bir konu ile ilgili kısa açıklamalar verilerek resimler basılmış olan kitap. Uzunçalar.

ALAŞIM

Bir metalin belli oranlarda bir veya birkaç metalle ergimesiyle oluşan yeni metal, halita.

ANAMALCI

Üretim araçlarını özel mülkiyetinde bulunduran kimse, anamal sahibi, sermayedar, sermayeci, kapitalist. Anamalcılık düzenini benimsemiş kimse, kapitalist.

ANAMALCILIK

Anamala dayanan ve kâr amacı güden üretim düzeni, sermayecilik, kapitalizm.

ALIŞVERİŞ

Satın alma ve satma işi, alım satım, iş, muamele, ahzüita, aksata, pazar. İlişki, münasebet.

AKTARMAK

Bir şeyi bir yerden, bir kaptan başka bir yere veya kaba geçirmek. Toprağı altı üstüne gelecek bir biçimde iyice bellemek. Alıntılamak. Bir kitabı başından sonuna kadar okumak. Bir lehçeyi başka bir lehçeye uyarlamak. Kaynak kişiden derlenen herhangi bir parçayı kitlelere duyurmak ve yaymak. Tür değişikliği yapmak. Bir şeyin yolunu, yönünü değiştirmek. Çatı kiremitlerinin kırık ve bozuk olanlarının yerlerine sağlamlarını koymak. Bir tekniğe göre biçimlendirmek, uyarlamak. Birinin başka biriyle telefonla konuşmasını sağlamak. Üretilmiş olan bir enerjiyi, başka organlara iletmek. İletmek, bildirmek.

ANSİKLOPEDİ

Belli bir yönteme göre düzenlenen, bilim, sanat ve uğraş dallarının tüm bilgilerini ayrıntılı olarak bir arada bulunduran, genellikle birkaç ciltten oluşan kitap, bilgilik.

BAHİS

Üzerinde konuşulan şey, konu. Bir kitabın bölümlerinden her biri. Görüşünde veya iddiasında haklı çıkacak tarafa bir şey verilmesini kabul eden sözlü anlaşma.

ATLAS

Yüzü parlak, sık dokunmuş bir ipekli kumaş türü, saten. Bir konuyu açıklamak için hazırlanmış resim veya levhalardan oluşmuş kitap. Dünyanın, bir ülkenin, bir bölgenin fiziksel ve siyasal coğrafyası ile ekonomi, tarih vb. konularda toplu bilgi vermek için bir araya getirilmiş coğrafya haritaları derlemesi.

ALFABE

Bir dilin seslerini gösteren, belirli bir sıraya göre dizilmiş belli sayıda harfin bütünü, abece, yazı. Bir işin başlangıcı. Bir dilin harflerini tanıtarak okuma öğrenmeyi sağlayan kitap.

AKASMA

Düğün çiçeğigillerden, beyaz çiçek veren, bahçelerde süs çiçeği olarak yetiştirilen, sarmaşık özelliği gösteren bir bitki, yaban asması, orman sarmaşığı, meryemana asması (Clematis vitalba).

AKAİT

Bir dinin öğrenilmesi gereken inançlarının ve tapınma kurallarının tümü. Bu kuralları toplayan kitap.