Kelimeler arşivi içinde; sonunda "elat" olan, toplam 7 adet kelime bulunmaktadır. Sonu elat ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.
Bunun yanı sıra, başında elat olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde elat olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.
MARMELAT, MUAMELAT
MEMELAT
FELAT, HELAT, KELAT
ELAT
ELAT
Kışın köylerde, yazın yaylalarda yaşayan topluluk.
MUAMELAT
İşlemler. Davranışlar.
MEMELAT
Muamelat.
KELAT
Çelat.
FELAT
Susuz çöl.
HELAT
Düğünde gelinin akrabalarına damat evinin verdiği hediye.
MARMELAT
Şeker karıştırılarak pişirilmiş meyve ezmesi.
Bu bölümde tanımı içerisinde ELAT geçen kelimeler listesi verilmiştir.
JELATİNLEMEK
Bir yeri veya şeyi jelatin ile kaplamak.
PELTELEŞME
Pelteleşmek işi. Bitkisel hücre zarlarındaki selülozun değişmesi ve jelatin kıvamını alması.
FOSFATLAR
Bitkiler için gerekli besin niteliği taşıyan, insan ve hayvan gıdasının normal bileşeni olan, su ortamlarında aşırı birikmeleri durumunda ötrofikasyona neden olan fosfat bileşikleri. Şelat yapıcı, tampon, emülgatör, renk koruyucu, su tutma kapasitesini artırıcı özellikleri nedeniyle yaygın olarak kullanılan, amonyum fosfat, sodyum asit pirofosfat, pirofosfat gibi gıda katkı maddeleri.
CELATİN
Fransızca kökenli gélatine: jelatin kağıt.
HİDROJEL
Su ile şişmiş, katı, üç boyutlu ağ yapılı, %20-95 sudan ibaret hidrofilik makromoleküller. Ana madde olarak jelatin veya nişasta kullanılabilir. Boyalarda, yazı mürekkeplerinde, gıda ürünlerinde, farmakolojide ve kozmetiklerde kullanılır.
HOPUR
Orman ve çalılıklar kesilerek ya da yakılarak elde edilen tarla. Sürülmüş tarla. Armut kurusundan yapılan yiyecek, marmelat. Kabartılmış, kabarık: Hopur yatakta rahat uyku uyunur. Oynayan, atlayan. Orman yakılarak açılan tarım arazisi.
JELATİNSİZ
Jelatinle kaplanmamış.
CHLOROPİDAE
Diptera takımında bulunan, Hippelates ve Siphunculina gibi medikal öneme sahip iki cinsi içeren sinek ailesi.
AGARAGAR
Deniz yosunlarından çıkarılan, beslenme endüstrisinde, hekimlikte ve bakteriyolojide kullanılan bir jelatin türü, jeloz.
KOLOİDAL
Zamk, jelatin yapısında olan, koloit nitelikleri taşıyan.
KOLOİT
Jelatin niteliğinde olan ve suda dağılmışı zarlardan geçmemekle billursulardan ayırt edilen maddelerin genel adı, billursu karşıtı.
DEFERROKSAMİN
Streptococcus pilosus' dan demirli şelat hâlinde elde edilen, sonradan demiri uzaklaştırılarak demirle zehirlenmelerde demirin sindirim kanalında çöktürülmesi ve emiliminin engellenmesi amacıyla sistemik antidot olarak kullanılan madde.
JELATİNLEME
Jelatinlemek işi.
HİDROKSİPROLİN
Kollagende bulunan prolin amino asidinin hidroksilli türevi. Jelatin ve kollajende bulunan prolinden elde edilen kristalize yarı esansiyel bir amino asit.
TARAKLILAR
Sölenterlerin, saydam ve jelatinli deniz hayvanlarını içine alan sınıfı.
OPAL
Silisin hidratlı ve jelatinli bütün türlerini kapsayan değerli bir mineral, panzehir taşı. İnce, düzgün dokunmuş pamuklu kumaş.
KAPSÜL
Ateşli silahlarda horozun veya iğnenin çarpmasıyla ateş alan, bir tür özel barutla dolu, küçük, yuvarlak metal parça. Oyuncak tabancalarda kullanılan, şerit biçiminde iki kâğıt tabaka arasına konmuş patlayıcı madde. Bir organı veya yapıyı çevreleyen kese biçiminde zar. Bazı bitkilerde tohumları içinde taşıyan kuru kabuk. Şişe kapağı. Laboratuvarlarda kullanılan yarım küre biçimindeki kap. Raflı mobilyalarda rafları taşımak için yan tablalara açılan deliklere çakılan ortası delik ve silindir biçimli metal veya plastik araç. Oturma mobilyalarının, masa, sehpa vb. eşyaların ayaklarının altına çakılan, genellikle üç tırnaklı veya ortadan çivili, tepesi bombeli, kalın sacdan pres yapılarak elde edilen araç. Bazı ilaçların, kolay yutulmak üzere içine konulduğu, ilacın yapısını etkilemeyen jelatinden kap.
JELATİNLİ
Jelatinden yapılmış veya jelatinle kaplanmış.
İŞLEM
Bir işi sonuçlandırmak için yapılmış olan iş veya uygulamaların hepsi, muamele, muamelat. Bir amaca ulaşmak için tutulan yol, prosedür. Sayıları karşı karşıya getirip belirli birtakım kurallara uygun olarak birbiri üzerine etkilendirme yöntemi. Nakit veya menkul değerleri kullanarak alım satım, takas, borçlanma vb. piyasa hareketi. Ham veya ara malları ve maddeleri fiziksel, kimyasal değişikliklerle daha uygun, kullanılır duruma getirme, muamele. Madde üzerinde her türlü değişim yapma işi, muamele.
AGAR
Kırmızı alglerden özütlenen jelâtinimsi bir madde olan agar-agar'dan hazırlanarak bakteri kültürleri için ve elektroforez jelleri için kullanılan jelâtinimsi bir madde. Agar-agar. Kırmızı alglerden elde edilen agar-agardan hazırlanarak bakteri kültürleri ve elektroforez jelleri için kullanılan jelatinimsi bir madde, agar-agar. Su yosunlarından elde edilen, bileşiminde çok sayıda değişik asidik polisakkarit bulunan hidrofilik, sarı renkli, bakteriyolojik kültür vasatlarının hazırlanmasında kullanılan bir madde, agar agar. Kimi su yosunu türlerinden elde edilen, kuru ve iyonize olmayan, agariboz birimlerinden yapılmış ishal yapıcı bir madde.