Kelimeler arşivi içinde; başında "ıt" olan, toplam 13 adet kelime bulunmaktadır. ıt ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ayrıca sonu ıt ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde ıt olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.
ITRİYATÇILIK
ITRİYATÇI
ITRİYAT, ITTIRAT
ITIRLI, ITIŞIK, ITTILA
ITLAK, ITRAH
ITIR, ITRİ
ITH
IT
IT
Gıda.
ITIR
Güzel koku. Itır çiçeği.
ITRİYATÇI
Güzel kokular, makyaj malzemesi satan kimse veya yer.
ITIŞIK
Sözünde direnen kimse.
ITH
Tedavi indeksi.
ITRİ
Itırlı, kokulu.
ITIRLI
Güzel kokulu, muattar, ıtri.
ITRİYAT
Sürünülecek güzel kokular.
ITRAH
Dışarı çıkarma, dışarı atma.
ITRİYATÇILIK
Itriyatçının yaptığı iş.
ITTILA
Bilgi edinme.
ITLAK
Salıverme, koyuverme. Genelleme.
ITTIRAT
Birbirini izleme, birbiri arkasından gelme, düzenli sıralanma.
Bu bölümde tanımı içerisinde IT geçen kelimeler listesi verilmiştir.
ABİDELEŞMEK
Anıtlaşmak.
AÇ
Yemek yemesi gereken, tok karşıtı. Karnı doymamış olarak. Yiyecek bulamayan. Çok istekli, hevesli. Gözü doymaz, haris.
ACITMA
Acıtmak işi.
AÇAN
Oynak kemiklerin arasındaki açıları genişletmeye yarayan kasların genel adı, büken karşıtı.
ADAPTÖR
Bir aletin çapları birbirinden farklı olan parçalarından birini ötekine geçirebilmek için yararlanılan bağlayıcı. Aygıtın kullanabileceği düzeye göre elektrik akımını ayarlayan alet, uyarlayıcı.
ABİDELEŞTİRMEK
Anıtlaştırmak.
ABİDELEŞTİRME
Anıtlaştırma.
AÇMAK
Bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek. Yakışmak, güzel göstermek. Engeli kaldırmak. Savaşla almak, fethetmek. Bir kuruluşu, bir iş yerini işler duruma getirmek. Sarılmış, katlanmış, örtülmüş veya iliklenmiş olan şeyleri bu durumdan kurtarmak. Birbirinden uzaklaştırmak. Satranç, poker vb. oyunları başlatmak. Ayırmak, tahsis etmek. Yarmak. Bir şeyi, bir yeri oyarak veya kazarak çukur, delik oluşturmak. Düğümü veya dolaşmış bir şeyi bu durumdan kurtarmak. Yapmak, düzenlemek. Avunmak veya danışmak üzere söylemek, içini dökmek. Alışverişi başlatmak. Görünür duruma getirmek. Geçit sağlamak. Bir toplantıyı, etkinliği başlatmak. Bulutların dağılmasıyla gökyüzü aydınlanmak. Ferahlık vermek. Bir konu ile ilgili konuşmak. Tıkalı bir şeyi bu durumdan kurtarmak. Sıkılganlığını, utangaçlığını gidermek. Rengin koyuluğunu azaltmak. Beğenmek. Bir aygıtı, bir düzeneği çalıştırmak. Alanını genişletmek.
ABİDE
Anıt.
ACITIŞ
Acıtma işi.
ACI
Bazı maddelerin dilde bıraktığı yakıcı duyu, tatlı karşıtı. Kırıcı, üzücü, incitici, dokunaklı, kötü. Herhangi bir dış etken dolayısıyla duyulan rahatsızlık, ızdırap. Keskin, şiddetli. Çarpıcı, göz alıcı (renk). Tadı bu nitelikte olan. Ölüm, yangın, deprem vb. olayların yarattığı üzüntü, keder, elem.
AFRİKA
Dünya üzerinde yer alan kıtalardan biri.
AÇGÖZLÜ
Mala, yiyeceğe ve içeceğe doymak bilmeyen, açgöz, gözü aç, doymaz, gözü doymaz, tamahkâr, haris, hırslı, tokgözlü karşıtı.
AÇIK
Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı. Örtüsüz, çıplak. Bir gereksinimin karşılanamaması durumu. Görevlisi olmayan, boş (iş, görev), münhal. Çalışır durumda olan. Gizliliği olmayan, olduğu gibi görünen. Sevişme sahnelerini bütün çıplaklığıyla anlatan (kitap, resim, film vb.). Boş. Belirgin bir biçimde. Rengi koyu olmayan, koyu karşıtı. Belli bir yerin biraz uzağı. Engelsiz, serbest. Aralığı çok. Kolay anlaşılır, vazıh. Denizin kıyıdan uzakça olan yeri. Her türlü düşünceyi hoşgörüyle karşılayabilen, etkisinde kalabilen.
AÇLIK
Aç olma durumu. Aşırı istek içinde bulunma. Kıtlık.
ABİDEVİ
Anıtsal.
AÇIKLIK
Açık olma durumu, aleniyet. Uzaklık, mesafe. Bitki örtüsü olmayan, çıplak yer. Gerçeği olduğu gibi yansıtma durumu. Boş ve geniş yer, meydanlık. Bir söz veya yazıda maksadın açık olması özelliği, duruluk, vuzuh. Dürbün, fotoğraf makinesi vb. optik araçlarda ağız çapı, ışığın girebildiği delik.
ADCILIK
Kavramların gerçek varlıklar olduğunu kabul eden, kavram gerçekliğine karşıt olarak tümel kavramların yalnızca nesnelerin adları olduğunu ileri süren görüş, isimcilik, nominalizm.
ABİDELEŞME
Anıtlaşma.
ABAJUR
Işığı bir yere toplamak, doğrudan doğruya gözlere vurmasını önlemek için kullanılan, kâğıt, kumaş, maden veya renkli camdan yapılmış lamba siperi. Genellikle üzeri siperli masa lambası veya ayaklı lamba.