ÜREN ile başlayan kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; başında "üren" olan, toplam 7 adet kelime bulunmaktadır. üren ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ayrıca sonu üren ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde üren olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.

 
 

11 harfli kelimeler

ÜRENDELEMEK

8 harfli kelimeler

ÜRENDİRE, ÜRENTİLİ

7 harfli kelimeler

ÜRENMEK

6 harfli kelimeler

ÜRENDE, ÜRENTİ

4 harfli kelimeler

ÜREN

Bazı kelimelerin anlamları

ÜREN

Kurak, susuz yer. Ören. Şimşek. Evren. Köpek: Ürenin oğlu seni. Ören, harabe. Soy.

ÜRENDELEMEK

Seçmek, ayırmak. Seçmek. Açığa çıkarmak için incelemek.

ÜRENMEK

Öğrenmek. Öğrenmek, haber almak.

ÜRENDE

Döğene bağlanan, 2-3 metre uzunluğunda sopa. Çiftçinin hayvanları yürütmek için kullandığı ucu çivili değnek, üvendire. Üvendire.

ÜRENTİLİ

Artımlı, çoğalabilen (nesne için).

ÜRENDİRE

Çiftçinin hayvanları yürütmek için kullandığı ucu çivili değnek, üvendire.

ÜRENTİ

Artım, artış.

  -   -   -  

Anlamında ÜREN bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde ÜREN geçen kelimeler listesi verilmiştir.

BEDEVİ

Çölde, çadırda yaşayan göçebe. Böyle bir hayat sürdüren kimse. Bedevilik tarikatından olan derviş.

ARTÇI

Geçmiş bir sanat veya edebiyat çığırını sürdüren sanatçı veya hareket. Yürüyüş durumunda bulunan bir askerî birliğin güvenliğini sağlamak için arkadan gelmek üzere bırakılan kıta, dümdar, öncü karşıtı. Arkadan gelen, sonra olan, öncü karşıtı.

ANLIK

Kısa süren, bir an içinde olan, enstantane. Bir anda oluşan, gelişen, spontane. Anlama gücü, usa vurma, yargılama, müdrike, entelekt. Duyu ve iradeden ayrı olarak düşünülen bilme yetisi.

BAKICI

Bakma işiyle görevlendirilen kimse. Bir şeyi satın almayı düşünmeden yalnızca bakarak ilgilenen kimse. Falcı. Yabancı ülkede bir aile yanında kalarak eğitimini sürdüren ve aynı zamanda o evin çocuklarına bakan kimse. Genellikle çocuk, yaşlı ve hastalara bakma işiyle görevli kimse. Yeme içme, barınma ve eğitim karşılığında bakıcılık görevi yapan kimse.

ANLIKÇILIK

Duyu ve irade karşısında anlığın üstünlüğünü ileri süren öğreti, zihniye, entelektüalizm.

ADCILIK

Kavramların gerçek varlıklar olduğunu kabul eden, kavram gerçekliğine karşıt olarak tümel kavramların yalnızca nesnelerin adları olduğunu ileri süren görüş, isimcilik, nominalizm.

ADAY

Bir görev, bir iş için kendini ileri süren veya başkaları tarafından ileri sürülen kimse. Bir iş için yetiştirilmekte, eğitilmekte olan kimse, namzet.

BENLİKÇİ

Her konuda hep kendini ileri süren, hep kendinden söz eden. Benlikçilik yanlısı olan.

AKBABA

Akbabagillerden, başı ve boynu çıplak olan, dağlık yerlerde yaşayan, leşle beslenen, çok yüksekten uçarak keskin gözleriyle çok uzakları görebilen, iri ve yırtıcı bir kuş, kerkes (Vultur monachus). İhtiyar. Çıkarı için başkalarını sömüren.

ARABACI

Arabayı süren kimse. Araba yapan veya satan kimse.

BİLİNEMEZCİLİK

Bilginin bağıntılı olduğuna ve bundan dolayı salt olmadığına inanan öğreti. Tanrı'nın ve evrenin nereden türediğinin bilinmediğini ve bilinemeyeceğini ileri süren öğreti, laedriye, agnostisizm.

BENCİLİK

Benci olma durumu, hodpesentlik, egoizm. Kendi benini ve çıkarını hayatın mutlak ilkesi yapan anlayış. İnsanın bütün eylemlerinin ben sevgisiyle belirlenmiş olduğunu, buna göre ahlaklılığın da yalnızca kendini koruma içgüdüsünün bir biçimi olduğunu ileri süren öğreti.

BELİRLENİMCİLİK

Her olayın başka olayların gerekli ve kaçınılmaz bir sonucu olduğunu ileri süren öğreti, gerekircilik, determinizm.

BİLİNEMEZCİ

Bilginin bağıntılı olduğuna inanan (kimse). Tanrı'nın ve evrenin nereden türediğinin bilinmediğini ve bilinemeyeceğini ileri süren öğretiyi benimseyen (kimse), laedri, agnostik.

BONO

Belirli bir sürenin sonunda, belirli bir paranın, belirli bir kimseye ödeneceğini belirten senet, emre muharrer senet.

ANAKONDA

Boğagillerden, tropikal Güney Amerika'da yaşayan, 8-10 metre uzunluğunda, avını sararak ve sıkarak öldüren bir tür yılan (Eunectes murinus).

ATOMCULUK

Evrenin, bölünmez parçaların kümelenmesinden oluştuğunu ileri süren öğreti.

BELİRLENMEZCİLİK

Nedensellik yasasına bağlı olmayan, bir sebebe bağlanmayan olay ve durumların da bulunduğunu öne süren görüş, yad gerekircilik, indeterminizm. İnsan iradesinin hiçbir şarta bağlı olmadığını, içinde bulunduğu şartlarla belirlenmediğini, insanın özgür iradesinin nedensellik yasasına bağlı olmadığını savunan görüş, yad gerekircilik, indeterminizm.

AKTİF

Etkin, canlı, hareketli, çalışkan, faal. Bir ticarethanenin, ortaklığın para ile değerlendirilebilen mal ve haklarının tümü. Etkili. Çalışan, çalışmasını sürdüren. Etken.

AYLIK

Birine, görevi karşılığı olarak veya geçimi için her ay ödenen para, maaş. Bir ay içinde olan. Bir ay için. Ayda bir kez yapılmış olan veya çıkan. Belirli aydan beri var olan. Bir ay süren, mahiye.