Sonu ÜMEK ile biten kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; sonunda "ümek" olan, toplam 147 adet kelime bulunmaktadır. Sonu ümek ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.

Bunun yanı sıra, başında ümek olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde ümek olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.

 
 

11 harfli kelimeler

YELLEŞDÜMEK

10 harfli kelimeler

BİRÜKDÜMEK, GENEŞDÜMEK, GÖNÜLSÜMEK, SÖYÜNDÜMEK, SÜRÜNCÜMEK

9 harfli kelimeler

BÖRTDÜMEK, DÖNÜVÜMEK, ÖLÜSKÜMEK, TETEVÜMEK

8 harfli kelimeler

GÖYNÜMEK, PÖRSÜMEK, SÖLPÜMEK, BİNDÜMEK, BİRGÜMEK, BÖĞRÜMEK, BÖĞSÜMEK, BÖHSÜMEK, BUĞNÜMEK, BULKÜMEK, BÜLKÜMEK, BÜNGÜMEK, BÜNLÜMEK, BÜYNÜMEK, DÖĞNÜMEK, DÜĞRÜMEK, DÜMŞÜMEK, GEYDÜMEK, GÖĞNÜMEK, GÖPÇÜMEK, GÖVNÜMEK, GÜNSÜMEK, GÜRCÜMEK, GÜRDÜMEK, GÜYNÜMEK, HÖKÇÜMEK, HÖLSÜMEK, HÖRDÜMEK, HÖRPÜMEK, HÜLLÜMEK, Devamını Oku »»

7 harfli kelimeler

BÜRÜMEK, BÜYÜMEK, ÇÜRÜMEK, KÜRÜMEK, SÜRÜMEK, YÜLÜMEK, YÜRÜMEK, BİŞÜMEK, BİTÜMEK, BOSÜMEK, BÖCÜMEK, BÖĞÜMEK, BÖRÜMEK, BÜNÜMEK, CÜRÜMEK, ÇÖKÜMEK, DÜFÜMEK, DÜRÜMEK, EBRÜMEK, EMZÜMEK, ENDÜMEK, EPRÜMEK, GEÇÜMEK, GETÜMEK, GÖBÜMEK, GÖLÜMEK, GÖNÜMEK, GÖTÜMEK, GÖZÜMEK, GÜDÜMEK, Devamını Oku »»

6 harfli kelimeler

ÜRÜMEK, ÜŞÜMEK, ÖĞÜMEK, ÖLÜMEK, ÖNÜMEK, ÖRÜMEK, ÖŞÜMEK, ÜFÜMEK, ÜYÜMEK

5 harfli kelimeler

SÜMEK, ÇÜMEK, DÜMEK, GÜMEK, KÜMEK, TÜMEK, YÜMEK

4 harfli kelimeler

ÜMEK

Bazı kelimelerin anlamları

ÜMEK

Asker. Köle.

BİRÜKDÜMEK

Biriktirmek.

GENEŞDÜMEK

Genişletmek.

BİRGÜMEK

Lanetlemek, sövmek.

GÖNÜLSÜMEK

Gönülden istemek.

BÖRTDÜMEK

Haşlamak, hafif pişirmek, yakmak: Yemek o kadar sıcakmış ki ağzımı börtdüdü.

TETEVÜMEK

Korkmak, ürkmek, şaşırmak, fenalaşmak.

YELLEŞDÜMEK

Yerleştirmek.

SÖYÜNDÜMEK

1.Söndürmek. 2.Bozmak, zarar vermek.

GÖYNÜMEK

Dertlenmek, üzülmek, içlenmek. Ham meyve olgunlaşmak.

PÖRSÜMEK

Gevşeyip sarkmak, porsumak.

SÖLPÜMEK

Şişmanken zayıflamak. Gevşemek, pörsümek.

SÜRÜNCÜMEK

İş sonuçlanıncaya değin boş yere gecikmek.

DÖNÜVÜMEK

Dönüvermek: Ahmet söz verdiği halde dönüvüyor.

ÖLÜSKÜMEK

Bitkiler, çiçekler güneşten tazeliğini yitirerek pörsümek, solmak.

BİNDÜMEK

Bindirmek.

  -   -   -  

Anlamında ÜMEK bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde ÜMEK geçen kelimeler listesi verilmiştir.

GENİŞLEMEK

Geniş duruma gelmek, büyümek. Yaygın duruma gelmek. Bollaşmak. Rahat bir duruma gelmek, açılmak, ferahlamak.

BUYMAK

Çok üşümek. Soğuktan donarak ölmek.

BADİKLEMEK

Ördek gibi iki yana sallana sallana yürümek.

AZMAK

Küçük su birikintisi, gölcük. Çamaşır artık ağartılamaz duruma gelmek. Hayvanlar iki ayrı ırktan doğmak. Yara, hastalık etkili, tehlikeli duruma gelmek. Cinsel duyguları artmak. Bitkiler, aşırı büyümek. Bataklık. Deniz, ırmak vb. kabarmak, taşmak. Taşkınlıkta ileri gitmek.

DEVLEŞMEK

Çok büyümek, irileşmek. Aşırı bir gelişme göstermek.

GENLEŞMEK

Bir cisim birleşimi ve yapısı değişmeden ısı etkisiyle hacimce büyümek.

ÇÜRÜME

Çürümek işi.

AYAZLAMAK

Hava ayaza çevirmek. Boş yere beklemek, eline bir şey geçmemek. Ayazda kalıp üşümek.

GEZMEK

Hava alma, hoş vakit geçirme vb. amaçlarla bir yere gitmek, seyran etmek. Bir yerde dolaşmak, yürümek. Hasta ayağa kalkmak. Herhangi bir biçimde gezinmek. Bulunmak. Bir yerde gezi yapmak. Gitmek, başvurmak. Bir yeri görüp incelemek.

EPRİMEK

Bozulmak, ekşiyip çürümek. Yemiş dura dura olgunlaşmak, yumuşamak. Erimek.

BÜYÜME

Büyümek işi.

EMEKLEMEK

Dizler ve eller üzerinde yürümek. Bir işe yeni başlarken deneyimsizlikten ötürü acemilik geçirmek.

BÜRÜME

Bürümek işi.

BERTİLMEK

İncinmek, burkulmak. Berelenmek, yaralanmak. Morarmak, çürümek.

ÇIKMAK

İçeriden dışarıya varmak, gitmek. Süresi dolduğunda ayrılmak. Gerçekleşmek. Yayılmak, duyulmak. Yerinden oynamak. Görünür ya da belli bir durumda bulunmak. Bir iddia ile ortalıkta görünmek. Belirmek, tanınmak. Meydana gelmek. Yayılmak. Niteliği sonradan anlaşılmak. Gelmek. Giderilmek, yok olmak. Yetkili birinin makamına iş için gitmek. Bir şeyin yukarısına doğru yürümek. Artırmak, fiyatı yükseltmek. Bir konu yetkililerce karara bağlanmak. Mal olmak. Bir durumla ilgili niteliklerini yitirmek, bir durumdan başka bir duruma geçmek. Büyük abdest bozmak. Karaya ayak basmak. Oyunda herhangi bir rolü oynamak. Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek. Yükselmek, artmak. Herhangi bir durumda olduğu anlaşılmak. Yetişecek ölçüde olmak. Harcamak zorunda kalmak. Eksilmek. Ay veya mevsim geçmek. Bir inceleme, bir araştırma sonucu bulmak. Binaya kat eklemek. Erişmek, görmek. Bulunduğu yerden fırlamak, kopmak. Sıyrılmak, ayrılmak. Olmak, bulunmak, var olmak. Bulunduğu yeri bırakıp başka yere geçmek, taşınmak, ayrılmak, ilgisini kesmek. Yapılmak, yürümek. Bitmek, büyümek, sürmek. Karşı gelebilmek, boy ölçüşmek. Bir yere ulaşmak, varmak. Bir sebeple bulunulan yerden ayrılmak. Talihine veya payına düşmek, isabet etmek, vurmak. Piyasaya sürülmek. Oluşmak, olmak. Sesini yükseltmek. Bir şeyin düzeni bozulmak, eskisinden daha değişik, kötü bir duruma girmek. Bulaşmak. Ay, Güneş görünmek. Bir meslek veya bilim kurumunda okuyup yetişmek, mezun olmak. Verilmek. Vermeye katlanmak. Flört etmek. Davranışta herhangi bir niteliği bulunmak. Unutmak. Yayımlanmak. Yeni yetişip satışa sunulmak.

ADIM

Yürümek için yapılmış olan ayak atışlarının her biri. Bir yarışın belirli uzaklığı kapsayan bölümlerinden her biri, etap. Ayakta, esas duruşta, bir ayağın türlü yönlerde iki ayak boyu kadar yer değiştirmesi. Girişim, hamle. Bir ayak atışıyla alınan ve uzunluğu yaklaşık 75 santimetre olan mesafe. Bir gösterge ucunun eş olarak ayrılmış yaylardan biri boyunca aldığı yol. İki diş arasındaki aralık.

DÜŞMEK

Yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek. Fırsat çıkmak. Bazı deyimlerde "yürümek, birlikte gelmek" anlamlarında kullanılan bir fiil. Aşırı ilgi ya da sevgi göstermek. Vurmak, değmek, rastlamak. Bulunmak. Hızı, gücü, değeri azalmak. Yakışmak, uygun gelmek. Düşkünleşmek. Kötü bir sebeple istenmeden bir yerde bulunmak. Vücuda bol gelen giysi aşağı kaymak. Uğramak, kapılmak. Hava taşıtları kaza sonucu hızla yere inerek çarpmak. Yere devrilmek, yere serilmek. Atlanmak, aradan çıkmak, eksik kalmak. Eksilmek. Olmak, olumsuz bir duruma girmek. Bir yere ansızın gelmek, damlamak, tesadüfen gelmek. Telefon, sanal ağ vb. alanlarda bağlantı kurmak. Alışmak, müptela olmak. Belirli zamana rastlamak. Bayağılaşmak. Isı, basınç, ateş vb. eksilmek, azalmak. Bir bölüşme sonunda payına ayrılmak. İşbaşından uzaklaşmak. Yakışık almak. Vakti gelmeden ölü doğmak. Kötü yola girmek. Ödevi veya yetkisi içinde bulunmak. Savaşta savunulmaz duruma gelerek teslim olmak. Biriyle yaşama, çalışma, birlikte olma durumunda kalmak. Durduğu, bulunduğu, tutunduğu yerden ayrılarak veya dayanağını, dengesini yitirerek yukarıdan aşağıya inmek. Yağmak.

DONMAK

Sıvı, soğuğun etkisiyle katı duruma gelmek, buz tutmak. Gelişmemek, yeniliklere açık olmamak. Beklenmedik bir durum karşısında birden hareketsiz kalmak. Eriyik durumda bulunan bir metal katı duruma geçmek. Kimyasal bir etki ile katılaşmak. Çok üşümek. Bitki soğuktan zarar görmek, yararlanılmaz duruma gelmek. Yaşamını yitirmek, soğuktan ölmek.

BASMAK

Vücudun ağırlığını verecek bir biçimde ayak tabanını bir yere veya bir şeyin üzerine koymak. Bir şeyi, üzerine kuvvet vererek itmek. Basınç yaparak sıvı ve gazları itmek. Sıkıştırarak yerleştirmek. Kümes hayvanları kuluçkaya yatmak. Bir kimse bir yaşa girmek. Örtmek, bürümek, kaplamak. Bir şey üzerinde kalıp, mühür vb.yle iz yapmak. Uygunsuz vaziyette yakalamak. Baskın yapmak. Bası işi yapmak, tabetmek. Küçük çocuklar ayakta durabilmek. Duman, sis vb. çevreyi kaplamak, çökmek. Bir şeyin etkisinde kalıp eziklik, üzüntü ve ağırlık duymak.

ALMAK

Bir şeyi elle ya da başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak. Zararlı, tehlikeli bir şeye uğramak. Bir şeyi veya kimseyi bulunduğu yerden ayırmak. Motor çalışması için gerekli olan elektrik veya yakıttan yararlanır duruma gelmek. Satın almak. Erkek, kadınla evlenmek. Göreve, işe başlatmak. Örtmek, koymak. Yolmak, koparmak. Bürümek, sarmak, kaplamak. İçine sığmak. İçecek veya sigara içmek. Görevden, işten çekmek. Kazanç sağlamak. Gidermek, yok etmek. Kazanmak, elde etmek. Çalmak. Kısaltmak, eksiltmek. Vücuttaki hasta bir organı ameliyatla çıkarmak. İçeri sızmak, içine çekmek. Yol gitmek, mesafe katetmek. Kabul etmek. İçeri girmesini sağlamak. Birlikte götürmek. Soldurmak. Kendine ulaştırılmak, iletilmek. Temizlemek. Sürükleyip götürmek. Yer değiştirmek. Yutmak, kullanmak. Tat veya koku duymak. Başlamak. Ele geçirmek, fethetmek.