ÖRÜK ile başlayan kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; başında "örük" olan, toplam 6 adet kelime bulunmaktadır. örük ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ayrıca sonu örük ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde örük olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.

 
 

Bazı kelimelerin anlamları

ÖRÜK

Örülmüş olan yer. Saç örgüsü.

ÖRÜKLÜK

Temizlik, paklık. Yarışan iki kişiden birinin diğerine tanıdığı yarar : Ben sana iki oyun örüklük vereyim.

ÖRÜKLÜ

Tepeleme, dolu, taşkın. Ayağından bağlı hayvan. Saçı örgülü. Bağlanmış, bağlı. Ağzına değin, tepeleme dolu.

ÖRÜKLEME

Geceyanığı denilen çıbanları iyileştirmek için yapılan işlem. Hasta gözdeki kan.

ÖRÜKAYA

Çorum ilinde, Alaca belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi.

ÖRÜKLEMEK

Hayvanı otlaması için uzunca bir iple çayıra bağlamak. Atı arka ayağından yere çakılı demir kazığa bağlamak. Uçurtmayı uçururken ipini bir yere bağlamak : Biz uçurtmaları uçurur sonra ipini bir yere örüklerdik. Sağlamlaştırmak, yerinden oynamaz duruma getirmek. Tepeleme doldurmak. Yığmak. Hayvan otlarken ayağından uzunca iple bağlamak. Tırmanmak: Ağaca nasıl örükledin?. Bağlamak.

  -   -   -  

Anlamında ÖRÜK bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde ÖRÜK geçen kelimeler listesi verilmiştir.

FAYTON

Tek körüklü, dört tekerlekli, genellikle çift atlı binek arabası, payton. Perde ayaklılardan, sıcak deniz kıyılarında yaşayan, uzun kuyruklu bir kuş (Phaeton).

KÖRÜKÇÜLÜK

Körükçünün yaptığı iş.

KÖRÜKÇÜ

Körük yapan veya satan kimse. Körükleyici. Körük kullanan kimse.

KÖRÜKLENME

Körüklenmek işi.

KÖRÜKLEMEK

Körükle hava vermek. Çıkar sağlamak için kendini acındırmak, ajite etmek. Harekete geçirmek, ajite etmek. Kızıştırmak, şiddetlendirmek.

ORG

Klavyeli büyük ve küçük borulardan yapılmış, körüklerden elde edilen havanın bu borulardan geçmesiyle değişik ses tonları verebilen, genellikle kilise çalgısı, erganun.

HAYTA

Osmanlıların ilk dönemlerinde eyalet askerlerinin uç boylarında görevli sınıflarından biri. Toroslarda yaşayan bir Yörük aşireti. Başıboş, bir baltaya sap olamamış, apaş, serseri.

AJİTASYON

Körükleme. Duygu sömürüsü yapma. Kişinin ruhsal gerginliğini dışa vurması sonucu oluşan etrafına karşı saldırganlık durumu. İnsanın zihninde ve duygu dünyasında sarsıntı yaratma. Çırpıntı.

KÖRÜKLEME

Körükleme işi, ajitasyon.

AJİTE

"Körüklemek; duygu sömürüsü yapmak" anlamlarındaki ajite etmek birleşik fiilinde ve "çırpıntıya uğramak" anlamındaki ajite olmak teriminde geçen bir söz.

AKORDİYON

Üstündeki düğmelere veya tuşlara basarak metal dilcikleri titretme yolu ile çalınan körüklü, elde taşınabilir bir çalgı, akordeon, armonika. Kumaşlarda makine ile yapılmış kırma.

KÖRÜKLENMEK

Körükleme işine konu olmak veya körükleme işi yapılmak.

LONGA

Türk müziğinde yörük özellik taşıyan oyun havası.

POMPALAMAK

Pompa ile şişirmek, tulumba ile suyu çekmek veya vermek. Kızıştırmak, şiddetlendirmek, körüklemek.

PÜSKÜRTEÇ

Sıvıları ve toz durumundaki maddeleri gaz veya toz durumunda saçmaya, atmaya yarayan tulumba veya körük biçimindeki aygıt, püskürme makinesi, pülverizatör. Sprey.

LANDO

Dört tekerlekli, içinde dingillere paralel olarak düzenlenmiş karşılıklı iki oturma sırası bulunan, üstü açılıp kapanabilen çift körüklü binek arabası.

KÖRÜKLÜ

Körüğü olan. Körüklü otobüs.

ÇATMA

Çatmak işi. Provada geçici olarak bir giysiye iliştirilmiş olan parça. Heykel yapımında çamuru ayakta tutan tel iskelet. Ahşap yapılarda ağaç iskeletin temel parçaları. Semerin ağaç kısmı. Duvarları ağaç gövdesinden birbirine takılarak ve çivisiz olarak yapılmış olan yayla evi, Yörük çadırı. Bir tür döşemelik kumaş.

AJİTATÖR

Körükleyici.

ÖRK

Hayvanları çayıra bağlamaya yarayan kalın ip, örük.