Kelimeler arşivi içinde; başında "zif" olan, toplam 17 adet kelime bulunmaktadır. zif ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ayrıca sonu zif ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde zif olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.
ZİFTLENMEK
ZİFTLENME, ZİFLENMEK, ZİFTLEMEK, ZİFTİNMEK
ZİFİRLİK, ZİFTLEME, ZİFTİMEK
ZİFİRLİ
ZİFİRİ
ZİFOS, ZİFUN, ZİFİR, ZİFİN, ZİFAF
ZİFT
ZİF
ZİF
Zift.
ZİFTİNMEK
Yokluk çekiyormuş gibi davranıp birinden bir şey koparmaya çalışmak. Olduğu yerde kımıldanıp, ayak sürüyüp durmak.
ZİFİRİ
Çok koyu.
ZİFTLENME
Ziftlenmek işi.
ZİFİRLİK
Tütün işçilerinin giydiği önlük.
ZİFTİMEK
Ürünü elle toplamak, ayırmak. Ürünü elle toplamak. Mısırı tanelemek. Kilim dokurken ipin iki ucunu bağlayarak ilerlemek.
ZİFTLEMEK
Zift sürmek, ziftle kaplamak.
ZİFAF
Gerdek.
ZİFUN
Değirmen çarkını çevirmek için suyu toplu olarak çıkarmak amacıyla kullanılan odun.
ZİFTLENMEK
Zift sürülmek, ziftle kaplanmak. Yemek. Bir işten kendine yolsuz kazanç sağlamak.
ZİFİN
Sarıağı.
ZİFİR
Tütün dumanının bıraktığı yağlı ve siyah kir.
ZİFİRLİ
Etli, yağlı, canlı. Varsıl.
ZİFOS
Yerden sıçrayan çamur. Yararsız, boş.
ZİFLENMEK
Ziftlenmek; zıkkımlanmak.
ZİFTLEME
Ziftlemek işi.
Bu bölümde tanımı içerisinde ZİF geçen kelimeler listesi verilmiştir.
GÖREVLİ
Görevi olan, vazifeli. Resmî görevi olan kimse, memur.
AKER
Sigara ağızlığında biriken kir, zifir. Dürüst, güvenilir erkek.
ÖDEV
Yapılması, yerine getirilmesi, insanlık duygusu, töre ve yasa bakımından gerekli olan iş veya davranış, vazife, vecibe. Öğretmenin öğrencilere okul dışında yapmaları için verdiği çalışma.
AŞAĞIBÜK
Amasya ilinde, Merzifon ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yer.
GÖREVLENDİRİLMEK
Görev verilmek, tavzif edilmek.
KARASAKIZ
Zift.
KANAMA
Kanamak işi, nezif.
ÖDEVLİ
Ödev yüklenmiş olan, vazifeli.
KALAFAT
Geminin kaplama tahtaları arasını üstüpü ile doldurup ziftleyerek su geçirmez duruma getirme işi. Aşağısı dar, yukarısı geniş bir tür yeniçeri başlığı. Onarma, tamir etme. Osmanlı Devleti'nde vezir veya yüksek mevkide devlet adamlarının giydikleri bir başlık.
GÖREVLENDİRMEK
Birine bir görev vermek, vazifelendirmek, tavzif etmek.
SARIAĞI
Kışın yapraklarını döken, sarı çiçekli ve çalı görünüşünde bir bitki, sifin, zifin (Rhododendron luteun).
AŞINDIRICI
Madenleri elektriksel, kimyasal veya mekanik yollarla aşındıran, korozif. Zımpara, elmas tozu gibi, sürtünme yoluyla öğüten, bileyen, temizleyen ya da parlatan özdek. Elmas, silisyum karbür ve zımpara gibi sürtünme ile parlatan, öğüten veya temizleyen madde. Taşlama ve benzeri işlemlerde aşındırmak ereğiyle kullanılan, genellikle oksit ve karbür olan, çok sert özdek.
ÖDEVCİL
Ödevine bağlı olan, ödevlerini yerine getirmeyi seven, vazifeşinas.
VAZİFESİZLİK
Vazifesiz olma durumu.
GÖREV
Bir nesne veya bir kimsenin yaptığı iş. Bir cümlede bir dil biriminin öbür birimlerle ilişkisi aracılığıyla yerine getirdiği iş. Resmî iş, vazife. Bir kimseye veya bir kurula verilen özel amaçlı iş, misyon. İşlev. Bir değerin başka değerlerle olan ilişkisi. Bir organ veya hücrenin yaptığı iş.
VAZİFELENDİRME
Vazifelendirmek işi.
TAVZİF
Vazifelendirme, görevlendirme, iş verme.
VAZİFELENDİRİLME
Vazifelendirilmek işi.
VAZİFELENDİRİLMEK
Vazife verilmek, görevlendirilmek, ödevlendirilmek.
BALTRAP
Atıcılıkta hedef vazifesi gören plakaları havaya fırlatan yaylı alet.