Kelimeler arşivi içinde; sonunda "ve" olan, toplam 138 adet kelime bulunmaktadır. Sonu ve ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.
Bunun yanı sıra, başında ve olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde ve olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.
YUKARIAĞADEVE
AŞAĞIAĞADEVE
GÜMBÜRDEVE
KALENSÖVE, BAĞIRÖHVE, BÜYÜKGÜVE, KARAZELVE, KÜÇÜKGÜVE, OVERDRİVE, SENSİTİVE
KONSERVE, HAVACİVE, HEVECİVE, KARADEVE, MÜŞERİVE, TÜLÜDEVE, TÜTEDİVE
ÇERÇEVE, AĞADEVE, CİVCİVE, ÇERÇİVE, DENERVE, DİLCEVE, EVESEVE, HEVKEVE, KÖRDEVE, MÜGEVVE, NERÇEVE, REZERVE
AŞGEVE, BENAVE, ELDEVE, GECEVE, GELEVE, GEMEVE, ISLEVE, İŞGEVE, KECEVE, KELEVE, KEŞEVE, MOTİVE, OCTAVE, ÖKSEVE, RÖLÖVE
BRÖVE, CEZVE, CİLVE, GAZVE, GEYVE, İLAVE, KAHVE, KİRVE, KİSVE, KUVVE, MEYVE, TELVE, YELVE, ZELVE, ZİRVE, ABOVE, ACİVE, AVİVE, DİLVE, DRİVE, ELÖVE, FERVE, GAHVE, GALVE, GAYVE, GERVE, GİLVE, GİRVE, GİZVE, GÜLVE, Devamını Oku »»
BÜVE, DEVE, DÜVE, GÜVE, İŞVE, NÜVE, SÖVE, ŞİVE, YAVE, BEVE, BÖVE, CİVE, ÇÜVE, DAVE, DÖVE, EZVE, GAVE, GEVE, GÖVE, GUVE, HEVE, HÖVE, İZVE, KAVE, KÖVE, KÜVE, LEVE, NEVE, OVVE, SEVE, Devamını Oku »»
AVE, EVE, ÖVE, ÜVE
VE
VE
Türk alfabesinin yirmi yedinci harfinin adı, okunuşu. İki kelime veya iki cümle arasına girerek aralarında bir bağ olduğunu anlatan söz.
GÜMBÜRDEVE
Gök gürültüsü (çocuk dilinde).
BAĞIRÖHVE
Karaciğer ve akciğer.
SENSİTİVE
Hassas, duygulu, uyarıları alacak yetenekte.
HAVACİVE
Karasakız, tereyağı ve benzerleri ile yapılan melhem.
HEVECİVE
Kökü kaynatılarak kırmızı bir merhem elde edilen ve yaralara iyi gelen bir çeşit bitki, havacıva.
MÜŞERİVE
Müşavere.
BÜYÜKGÜVE
Aksaray şehrinde, Acıpınar nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi.
YUKARIAĞADEVE
Ağrı ili, Hamur belediyesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim yeri.
AŞAĞIAĞADEVE
Ağrı kenti, Murat Bucağı.
KARAZELVE
Güreşte kolbastı denilen oyun.
KALENSÖVE
Sivri tepeli külah. Yüksük.
OVERDRİVE
Ön yükseltecin aldığı ses sinyalini en yüksek genliği aşacak kadar fazla güçlendirmesi sonucunda kirlenimle sonuçlanan süreç.
KARADEVE
Ölüm, ecel.
KÜÇÜKGÜVE
Aksaray şehri, Acıpınar bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi.
KONSERVE
Isı ile sterilize edilerek uzun zaman saklanabilecek biçimde kutulanmış (yiyecek). Bu yolla hazırlanmış yiyecek.
Bu bölümde tanımı içerisinde VE geçen kelimeler listesi verilmiştir.
ABANMAK
Eğilerek bir şeyin, bir kimsenin üzerine kapanmak. Bir yere veya bir kimseye yaslanmak, dayanmak. Bir şeyin veya bir kimsenin üzerine çöküp çullanmak. Birine yük olarak onun sırtından geçinmeye çalışmak. Boksta karşılaşma sırasında rakibine yaslanmak. Futbolda topa olanca gücüyle vurmak.
ABAJUR
Işığı bir yere toplamak, doğrudan doğruya gözlere vurmasını önlemek için kullanılan, kâğıt, kumaş, maden veya renkli camdan yapılmış lamba siperi. Genellikle üzeri siperli masa lambası veya ayaklı lamba.
ABDÜLLEZİZ
Akdeniz bölgesinde ve Afrika'da yetişen, çok yıllık, yumrulu ve otsu bir bitki (Cyperus esculentus). Bu bitkinin yemiş olarak yenilen, tatlı ve yağlı ürünü.
ABDESTLİK
Abdest alınacak yer. Abdest alınırken giyilen ve kolsuz hırkaya benzeyen bir giyecek türü.
ABACI
Aba yapan ya da satan kimse. Asalak. Bedavacı. Abadan giyecek yapan veya satan kimse.
ABLA
Bir kimsenin kendisinden büyük olan kız kardeşi. Erkeklerin kız veya kadınlara seslenirken söyledikleri söz. Büyük kız kardeş gibi saygı ve sevgi gösterilen kız veya kadın. Genelev veya randevuevi işletmecisi kadın, çaça, mama (II).
ABLİ
Yatay serenlerin ucuna bağlı bulunan ve bunları sağa, sola veya ortaya çevirmek için yararlanılan halat veya palanga.
ABARTMAK
Bir nesneyi veya durumu olduğundan daha önemli, daha büyük veya daha çok göstermek, mübalağa etmek. Bir iş, bir davranış vb.nde gereğinden fazlasına kaçmak, aşırıya kaçmak.
ABANİ
Genellikle sarık, bohça, kundak ve yorgan yüzü yapımında kullanılan, zemini beyaz, üzerinde safran renginde nakışlar bulunan ipek kumaş. Bu kumaştan yapılmış.
ABAKÜS
Sayı boncuğu. Sütun başlığının üstüne yatay olarak konan ve kenarlarından biraz dışarı taşan taş blok.
ABAJURCU
Abajur yapan veya satan kimse.
ABLAK
Yayvan ve dolgun (yüz).
ABARTI
Bir şeyi, bir olayı olduğundan büyük veya çok gösterme, mübalağa.
ABAŞO
Gemiyi baştan veya kıçtan halatla karaya bağlama. Altta, aşağıda bulunan, alttaki.
ABES
Gereksiz, yersiz, boş. Akla ve gerçeğe aykırı. Gereksiz bir biçimde.
ABBAS
"Yola çıkacak veya ölümü yaklaşan kimse" anlamlarındaki Abbas yolcu deyiminde geçen bir söz.
ABANOZ
Abanozgillerden, sıcak ülkelerde yetişen, kerestesinden yararlanılan birçok ağacın ortak adı. Bu tahtadan yapılmış. Bu ağacın ağır, sert ve siyah renkli tahtası. Koyu, parlak siyah. Bu renkte olan.
ABANDIRMAK
Bir kimsenin bir yere veya bir kimseye yaslanmasını sağlamak. Bir hayvanı yere çöktürmek.
ABLALIK
Abla olma durumu. Yakın ve koruyucu davranışta bulunma.
ABA
Abla. Bu kumaştan yapılmış yakasız ve uzun üstlük. Bu kumaştan yapılan. Kepenek. Yünün dövülmesiyle yapılmış olan kalın ve kaba kumaş. Bu kumaştan yapılmış olan ve dervişlerce giyilen hırka. Anne.