Kelimeler arşivi içinde; başında "ut" olan, toplam 77 adet kelime bulunmaktadır. ut ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ayrıca sonu ut ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde ut olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.
UTEROPLASENTAL
UTERORELAKSAN, UTEROSERVİKAL, UTANMAZCASINA
UTEROSKLEROZ
UTRİCULARİA, UTRİKULARİS, UTANABİLMEK, UTEROVERDİN
UTANGAÇLIK, UTANMAZLIK, UTANMAZLIH, UTEROTONİK, UTEROTUBAL, UTEROPEKSİ, UTANDIRMAK, UTAŞTIRMAK, UTANABİLME, UTEROGRAFİ
UTUMLADAN, UTANDIRMA, UTANÇLAMA, UTANMAZCA, UTSUKARCI, UTRİKULUS
UTERİNUS, UTUMAHİL, UTTURMAK, UTILAMAK, UTSUZLUK, UTLANMAK
UTLULUK, UTÇULUK, UTUZMAK, UTUŞMAK, UTALMAK, UTANCAH, UTANCAK, UTURMAK, UTANGAÇ, UTANGAN, UTANGEÇ, UTUMUNA, UTANMAK, UTANMAZ, UTANSAK, UTANSEK, UTULMAK, UTAŞMAK, UTULMAH
UTULMA, UTYERİ, UTKULU, UTANIŞ, UTANMA, UTERUS, UTARİT
UTMAK, UTMAN, UTMEK, UTANÇ, UTKAN, UTSUZ
UTMA, UTAĞ, UTUN, UTUM, UTAŞ, UTÇU, UTİL, UTKU, UTLU
UTE, UTİ, UTP, UTA
UT
UT
Utanma duygusu. Klasik Türk müziği araçlarından, iri karınlı, kirişli, mızrapla çalınan bir çalgı.
UTEROSKLEROZ
Sklerotik metritis sonucu endometriyumun fonksiyonel yapısını kaybedip tamamen bağ dokuya dönüşmesi.
UTANABİLMEK
Utanma imkânı veya olasılığı bulunmak.
UTEROTUBAL
Döl yatağı ve yumurta kanallarını birlikte ilgilendiren.
UTEROTONİK
Döl yatağı uyarıcıları.
UTERORELAKSAN
Döl yatağı kaslarının gevşetici, tokolitik ilaçlar.
UTRİCULARİA
Su miğferi.
UTEROVERDİN
Köpeklerde loşyanın yeşil renkte görülmesine neden olan, hemoglobinden sentezlenen bir bilirubin prekürsörü.
UTEROPEKSİ
Histeropeksi.
UTANMAZLIH
Utanmazlık.
UTEROPLASENTAL
Döl yatağı ve plasentayı birlikte ilgilendiren.
UTANMAZCASINA
Utanmazca.
UTANMAZLIK
Utanmaz olma durumu, yüzsüzlük, arsızlık.
UTEROSERVİKAL
Döl yatağı ve boynuyla birlikte ilgili olan.
UTRİKULARİS
Kulakta utriculus ile ilgili olan.
UTANGAÇLIK
Sıkılganlık, mahcubiyet.
Bu bölümde tanımı içerisinde UT geçen kelimeler listesi verilmiştir.
AĞDACI
Şeker, tatlı ve helva yapımında ağda hazırlayan işçi. Ağda ile vücuttaki fazla tüyleri veya kılları temizlemeyi meslek edinmiş kimse.
AĞCI
Ağ ile balık tutarak geçinen kimse.
ABSTRAKSİYONİZM
Soyutçuluk.
AGANTA
Yısa veya laçka edilmekte olan bir halatın ve zincirin kısa bir süre elde tutulup bırakılmaması için verilen emir.
AÇMAK
Bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek. Yakışmak, güzel göstermek. Engeli kaldırmak. Savaşla almak, fethetmek. Bir kuruluşu, bir iş yerini işler duruma getirmek. Sarılmış, katlanmış, örtülmüş veya iliklenmiş olan şeyleri bu durumdan kurtarmak. Birbirinden uzaklaştırmak. Satranç, poker vb. oyunları başlatmak. Ayırmak, tahsis etmek. Yarmak. Bir şeyi, bir yeri oyarak veya kazarak çukur, delik oluşturmak. Düğümü veya dolaşmış bir şeyi bu durumdan kurtarmak. Yapmak, düzenlemek. Avunmak veya danışmak üzere söylemek, içini dökmek. Alışverişi başlatmak. Görünür duruma getirmek. Geçit sağlamak. Bir toplantıyı, etkinliği başlatmak. Bulutların dağılmasıyla gökyüzü aydınlanmak. Ferahlık vermek. Bir konu ile ilgili konuşmak. Tıkalı bir şeyi bu durumdan kurtarmak. Sıkılganlığını, utangaçlığını gidermek. Rengin koyuluğunu azaltmak. Beğenmek. Bir aygıtı, bir düzeneği çalıştırmak. Alanını genişletmek.
ABULLABUTLUK
Abullabut olma durumu.
AÇILMAK
Açma işine konu olmak. Kendine gelmek, biraz iyileşmek, ferahlamak. Kıyıdan uzaklaşmak. Yeni bir bakış açısı getirmek. Renk koyuluğunu yitirmek. Kapı, yol vb. geçit vermek. Gereken güce ulaşmak. Kuruluşlar ilk kez veya yeniden işe başlamak. Sıkılması, çekinmesi, tutukluğu kalmamak. Herhangi bir konuyla veya sorunla ilgili olarak düşünce ve uygulamalarda yeni koşulların gerektirdiği değişiklikleri veya yenilikleri yapmak. Ayrıntıya girmek. Sırrını, üzüntüsünü, sorunlarını birine söylemek. Genişlemek, bollaşmak. İşini gereğinden veya yapabileceğinden geniş tutmak. Delinmek, yırtılmak. Sis, karanlık, duman vb. dağılmak, yoğunluğunu yitirmek.
ABSTRE
Soyut.
ACIMA
Acımak durumu. Başka bir kimsenin veya canlının mutsuzluğuna karşı duyulan üzüntü, merhamet.
ADAMAK
Bir dileğin gerçekleşmesi amacıyla kutsal olduğuna inanılan bir güce niyette bulunmak, nezretmek. İthaf etmek. Bir şeyle yoğun olarak ilgilenmek. Kutsal saydığı bir şey uğruna kendini feda etmek üzere söz vermek. Ayırmak, tahsis etmek.
AĞITÇI
Ölüye ağıt söylemek için tutulan kimse, ağlayıcı, sagucu, mersiyehan.
AÇACAK
Şişelenmiş bazı içeceklerin kapaklarını açmaya yarayan araç. Anahtar. Teneke kutu içinde korunmuş yiyeceklerin kapağını açmaya yarayan araç.
ABANMAK
Eğilerek bir şeyin, bir kimsenin üzerine kapanmak. Bir yere veya bir kimseye yaslanmak, dayanmak. Bir şeyin veya bir kimsenin üzerine çöküp çullanmak. Birine yük olarak onun sırtından geçinmeye çalışmak. Boksta karşılaşma sırasında rakibine yaslanmak. Futbolda topa olanca gücüyle vurmak.
AFYONLU
İçinde afyon bulunan. Dalgın, uyuşmuş, uyuşuk (kimse). Afyon yutmuş.
AĞIRLAŞMAK
Ağır duruma gelmek. Sıkıcı ve bunaltıcı bir durum almak. Güçleşmek, zorlaşmak. Gökyüzü bulutlu ve karanlık, iç karartıcı bir hâl almak. Ağırbaşlı olmak. Yavaşlamak. Yiyecek bozulmaya yüz tutmak. Gebe kadın doğurması yaklaşmak. Hasta tehlikeli duruma gelmek, fenalaşmak. Organ görevini yapamaz duruma gelmek.
AĞIR
Tartıda çok çeken, hafif karşıtı. Değeri çok olan, gösterişli. Dokunaklı, insanın gücüne giden, kırıcı. Yoğun. Sindirimi güç (yiyecek). Çetin, güç. Çapı, boyutu büyük. Yavaş. Ağır sıklet. Keskin, boğucu (koku). Fiziksel sebeplerden dolayı güç işiten (kulak). Kısık, alçak. Yavaş bir biçimde. Ciddi. Ağırbaşlı, ciddi. Sıkıntı veren, bunaltan. Davranışları yavaş olan.
ACYO
Herhangi bir paranın gerçek değeriyle sürüm değeri arasında veya bir ticaret senedinin üzerinde yazılı miktar ile indirimden sonraki tutarı arasında doğan fark. Bankaların senetli kredi işlemlerinde yaptıkları tahsilat. Bir ticaret senedinin yenilenmesinde alınan komisyon.
AFYONLAMAK
Afyon vererek uyuşturmak, uyutmak. Birini telkin yoluyla doğru düşünmesini önleyerek zararlı bir yola sürüklemek.
AFYONKEŞ
Keyif için afyon yutan veya çeken, afyon tiryakisi olan kimse.
ADAMOTU
Patlıcangillerden, geniş yapraklı, mavi çiçekli, meyveleri sarı, çok yıllık bir bitki, kankurutan, adamkökü (Mandragora autumnalis).