UT ile başlayan kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; başında "ut" olan, toplam 77 adet kelime bulunmaktadır. ut ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ayrıca sonu ut ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde ut olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.

 
 

14 harfli kelimeler

UTEROPLASENTAL

13 harfli kelimeler

UTERORELAKSAN, UTEROSERVİKAL, UTANMAZCASINA

12 harfli kelimeler

UTEROSKLEROZ

11 harfli kelimeler

UTRİCULARİA, UTRİKULARİS, UTANABİLMEK, UTEROVERDİN

10 harfli kelimeler

UTANGAÇLIK, UTANMAZLIK, UTANMAZLIH, UTEROTONİK, UTEROTUBAL, UTEROPEKSİ, UTANDIRMAK, UTAŞTIRMAK, UTANABİLME, UTEROGRAFİ

9 harfli kelimeler

UTUMLADAN, UTANDIRMA, UTANÇLAMA, UTANMAZCA, UTSUKARCI, UTRİKULUS

8 harfli kelimeler

UTERİNUS, UTUMAHİL, UTTURMAK, UTILAMAK, UTSUZLUK, UTLANMAK

7 harfli kelimeler

UTLULUK, UTÇULUK, UTUZMAK, UTUŞMAK, UTALMAK, UTANCAH, UTANCAK, UTURMAK, UTANGAÇ, UTANGAN, UTANGEÇ, UTUMUNA, UTANMAK, UTANMAZ, UTANSAK, UTANSEK, UTULMAK, UTAŞMAK, UTULMAH

6 harfli kelimeler

UTULMA, UTYERİ, UTKULU, UTANIŞ, UTANMA, UTERUS, UTARİT

5 harfli kelimeler

UTMAK, UTMAN, UTMEK, UTANÇ, UTKAN, UTSUZ

4 harfli kelimeler

UTMA, UTAĞ, UTUN, UTUM, UTAŞ, UTÇU, UTİL, UTKU, UTLU

3 harfli kelimeler

UTE, UTİ, UTP, UTA

2 harfli kelimeler

UT

Bazı kelimelerin anlamları

UT

Utanma duygusu. Klasik Türk müziği araçlarından, iri karınlı, kirişli, mızrapla çalınan bir çalgı.

UTEROSKLEROZ

Sklerotik metritis sonucu endometriyumun fonksiyonel yapısını kaybedip tamamen bağ dokuya dönüşmesi.

UTANABİLMEK

Utanma imkânı veya olasılığı bulunmak.

UTEROTUBAL

Döl yatağı ve yumurta kanallarını birlikte ilgilendiren.

UTEROTONİK

Döl yatağı uyarıcıları.

UTERORELAKSAN

Döl yatağı kaslarının gevşetici, tokolitik ilaçlar.

UTRİCULARİA

Su miğferi.

UTEROVERDİN

Köpeklerde loşyanın yeşil renkte görülmesine neden olan, hemoglobinden sentezlenen bir bilirubin prekürsörü.

UTEROPEKSİ

Histeropeksi.

UTANMAZLIH

Utanmazlık.

UTEROPLASENTAL

Döl yatağı ve plasentayı birlikte ilgilendiren.

UTANMAZCASINA

Utanmazca.

UTANMAZLIK

Utanmaz olma durumu, yüzsüzlük, arsızlık.

UTEROSERVİKAL

Döl yatağı ve boynuyla birlikte ilgili olan.

UTRİKULARİS

Kulakta utriculus ile ilgili olan.

UTANGAÇLIK

Sıkılganlık, mahcubiyet.

  -   -   -  

Anlamında UT bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde UT geçen kelimeler listesi verilmiştir.

AĞDACI

Şeker, tatlı ve helva yapımında ağda hazırlayan işçi. Ağda ile vücuttaki fazla tüyleri veya kılları temizlemeyi meslek edinmiş kimse.

AĞCI

Ağ ile balık tutarak geçinen kimse.

ABSTRAKSİYONİZM

Soyutçuluk.

AGANTA

Yısa veya laçka edilmekte olan bir halatın ve zincirin kısa bir süre elde tutulup bırakılmaması için verilen emir.

AÇMAK

Bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek. Yakışmak, güzel göstermek. Engeli kaldırmak. Savaşla almak, fethetmek. Bir kuruluşu, bir iş yerini işler duruma getirmek. Sarılmış, katlanmış, örtülmüş veya iliklenmiş olan şeyleri bu durumdan kurtarmak. Birbirinden uzaklaştırmak. Satranç, poker vb. oyunları başlatmak. Ayırmak, tahsis etmek. Yarmak. Bir şeyi, bir yeri oyarak veya kazarak çukur, delik oluşturmak. Düğümü veya dolaşmış bir şeyi bu durumdan kurtarmak. Yapmak, düzenlemek. Avunmak veya danışmak üzere söylemek, içini dökmek. Alışverişi başlatmak. Görünür duruma getirmek. Geçit sağlamak. Bir toplantıyı, etkinliği başlatmak. Bulutların dağılmasıyla gökyüzü aydınlanmak. Ferahlık vermek. Bir konu ile ilgili konuşmak. Tıkalı bir şeyi bu durumdan kurtarmak. Sıkılganlığını, utangaçlığını gidermek. Rengin koyuluğunu azaltmak. Beğenmek. Bir aygıtı, bir düzeneği çalıştırmak. Alanını genişletmek.

ABULLABUTLUK

Abullabut olma durumu.

AÇILMAK

Açma işine konu olmak. Kendine gelmek, biraz iyileşmek, ferahlamak. Kıyıdan uzaklaşmak. Yeni bir bakış açısı getirmek. Renk koyuluğunu yitirmek. Kapı, yol vb. geçit vermek. Gereken güce ulaşmak. Kuruluşlar ilk kez veya yeniden işe başlamak. Sıkılması, çekinmesi, tutukluğu kalmamak. Herhangi bir konuyla veya sorunla ilgili olarak düşünce ve uygulamalarda yeni koşulların gerektirdiği değişiklikleri veya yenilikleri yapmak. Ayrıntıya girmek. Sırrını, üzüntüsünü, sorunlarını birine söylemek. Genişlemek, bollaşmak. İşini gereğinden veya yapabileceğinden geniş tutmak. Delinmek, yırtılmak. Sis, karanlık, duman vb. dağılmak, yoğunluğunu yitirmek.

ABSTRE

Soyut.

ACIMA

Acımak durumu. Başka bir kimsenin veya canlının mutsuzluğuna karşı duyulan üzüntü, merhamet.

ADAMAK

Bir dileğin gerçekleşmesi amacıyla kutsal olduğuna inanılan bir güce niyette bulunmak, nezretmek. İthaf etmek. Bir şeyle yoğun olarak ilgilenmek. Kutsal saydığı bir şey uğruna kendini feda etmek üzere söz vermek. Ayırmak, tahsis etmek.

AĞITÇI

Ölüye ağıt söylemek için tutulan kimse, ağlayıcı, sagucu, mersiyehan.

AÇACAK

Şişelenmiş bazı içeceklerin kapaklarını açmaya yarayan araç. Anahtar. Teneke kutu içinde korunmuş yiyeceklerin kapağını açmaya yarayan araç.

ABANMAK

Eğilerek bir şeyin, bir kimsenin üzerine kapanmak. Bir yere veya bir kimseye yaslanmak, dayanmak. Bir şeyin veya bir kimsenin üzerine çöküp çullanmak. Birine yük olarak onun sırtından geçinmeye çalışmak. Boksta karşılaşma sırasında rakibine yaslanmak. Futbolda topa olanca gücüyle vurmak.

AFYONLU

İçinde afyon bulunan. Dalgın, uyuşmuş, uyuşuk (kimse). Afyon yutmuş.

AĞIRLAŞMAK

Ağır duruma gelmek. Sıkıcı ve bunaltıcı bir durum almak. Güçleşmek, zorlaşmak. Gökyüzü bulutlu ve karanlık, iç karartıcı bir hâl almak. Ağırbaşlı olmak. Yavaşlamak. Yiyecek bozulmaya yüz tutmak. Gebe kadın doğurması yaklaşmak. Hasta tehlikeli duruma gelmek, fenalaşmak. Organ görevini yapamaz duruma gelmek.

AĞIR

Tartıda çok çeken, hafif karşıtı. Değeri çok olan, gösterişli. Dokunaklı, insanın gücüne giden, kırıcı. Yoğun. Sindirimi güç (yiyecek). Çetin, güç. Çapı, boyutu büyük. Yavaş. Ağır sıklet. Keskin, boğucu (koku). Fiziksel sebeplerden dolayı güç işiten (kulak). Kısık, alçak. Yavaş bir biçimde. Ciddi. Ağırbaşlı, ciddi. Sıkıntı veren, bunaltan. Davranışları yavaş olan.

ACYO

Herhangi bir paranın gerçek değeriyle sürüm değeri arasında veya bir ticaret senedinin üzerinde yazılı miktar ile indirimden sonraki tutarı arasında doğan fark. Bankaların senetli kredi işlemlerinde yaptıkları tahsilat. Bir ticaret senedinin yenilenmesinde alınan komisyon.

AFYONLAMAK

Afyon vererek uyuşturmak, uyutmak. Birini telkin yoluyla doğru düşünmesini önleyerek zararlı bir yola sürüklemek.

AFYONKEŞ

Keyif için afyon yutan veya çeken, afyon tiryakisi olan kimse.

ADAMOTU

Patlıcangillerden, geniş yapraklı, mavi çiçekli, meyveleri sarı, çok yıllık bir bitki, kankurutan, adamkökü (Mandragora autumnalis).