Kelimeler arşivi içinde; sonunda "pat" olan, toplam 18 adet kelime bulunmaktadır. Sonu pat ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.
Bunun yanı sıra, başında pat olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde pat olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.
KARTONPAT, KARAİSPAT
FELDSPAT, TIRAKPAT, PSİKOPAT, NEVROPAT
ALTIPAT, ÇATAPAT
ÇATPAT, IRAPAT, KİSPAT, KOLPAT, PATPAT, SIRPAT, ŞARPAT
İSPAT
APAT
PAT
PAT
Yassı, basık. Kasımpatı biçiminde olan elmas iğne. Birleşikgillerden, papatyaya benzeyen otsu bir bitki (Leucanthemum). Yassı bir şeyle vurulduğunda çıkan ses.
ÇATPAT
Çatapat. Ara sıra. Çocuk oyuncağı, maytap.
KARTONPAT
Tiyatroda bazı eşyaları, donatımlıkları, maskeleri yapmada kullanılan tutkal, kağıt ya da mukavva karışımı hamur.
ŞARPAT
1.Kesilen hayvanın iç organları (ciğer, işkembe vb.). 2.Hayvan ölüsü, leş.
IRAPAT
Üzerine konan ekmek hamurunu tandır duvarına yapıştırmakta kullanılan içi yün dolu yuvarlak yastık. (Gürün Sivas).
PATPAT
Kökü yumru biçimde şişkin, Doğu Anadolu'da yetişen bir bitki. Küçük yerleşim yerlerinde az miktarda yükleri taşımak amacıyla pancar sulama motoru kullanılarak yapılan taşıt. Ateşte kavrularak patlatılmış mısır. Motosiklet. Ekmeğin küçüğü.
PSİKOPAT
Topluma karşıt davranışlar sergileyen kişi.
TIRAKPAT
Taştan yapılan dam saçağı.
KOLPAT
Yarıklı; bir ya da daha fazla yarık ve pora sahip polen. Kolporate.
NEVROPAT
Sinir hastası.
KİSPAT
Kılık, kispet.
SIRPAT
1.Yaramaz, kavgacı çocuk. Bir şeyin fazla yerlerini kesme işi, kırpma.
ÇATAPAT
Ayakla çiğnendiğinde veya bir yere sürtüldüğünde "çat pat" diye patlayan bir eğlence fişeği, çatpat.
FELDSPAT
Potasyumlu, sodyumlu ve kalsiyumlu olmak üzere üçe ayrılan en önemli silikatlı mineral grubu.
KARAİSPAT
Şubat ayının soğuk yapan belli günleri.
ALTIPAT
Altı mermi alan toplu tabanca, altıpatlar.
Bu bölümde tanımı içerisinde PAT geçen kelimeler listesi verilmiştir.
BARUT
Ateşli silahla bir merminin atılmasına veya herhangi bir aracın fırlatılmasına yarayan, patlayıcı madde.
BAĞLI
Bir bağ ile tutturulmuş olan. Gerçekleşmesi bir şartı gerektiren, vabeste. Kapatılmış olan, kapalı. Halk inanışına göre, büyü etkisiyle cinsel güçten yoksun edilmiş (erkek). Bir kimseye, bir düşünceye, bir hatıraya saygı, aşk vb. duygularla bağlanan, sadık, tutkun. Bir kuruluşun yetkisi altında bulunan. Sınırlanmış, sınırlı.
ALKOL
Bira, şarap vb. sıvıların veya pancar, patates nişastasının şekere dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkan glikoz çözeltilerin mayalaşmış özlerinin damıtılmasıyla elde edilen, kokulu, uçucu, yanıcı, renksiz sıvı, ispirto, etanol, etil alkol. Her türlü alkollü içki.
AĞIZOTU
Topları ateşlemek için falyaya konulan ve barutun patlamasına sebep olan madde.
ANSIZIN
Hatıra gelmeyen bir sırada, ani, anide, aniden, ansız, apansız, apansızın, birden, birdenbire, dangadak, defaten, durup dururken, fücceten, gürpedek, larp, larpadak, patadak, pattadak, rappadak, şakkadak, şapadanak, şappadak, şırakkadak, bedaheten, fücceten, nagehan, vehleten.
ATAERKİL
Soyda, temel olarak babayı alan ve ailede çocukları baba soyuna mal eden (topluluk), pederşahi, patriarkal.
ALİNAZİK
Közlenmiş patlıcan, sarımsaklı yoğurt ve kıyma ile yapılmış olan bir yemek türü.
ARİSTOTELESÇİ
Aristotelesçilik yanlısı olan, Aristocu, gezimci, peripatetist.
ARBEDE
Çatışma, patırtı.
BABACILIK
Devletin türlü sınıflar üzerinde babalık ederek bu sınıflar arasında denge kurmaya çalışması işlemi, paternalizm.
ATEŞLEMEK
Tutuşturmak, yakmak. Top, tüfek vb. patlayıcı maddeleri patlatmak. Kışkırtmak, kızıştırmak. Coşturmak.
ARİSTOTELESÇİLİK
Yunan filozoflarından derslerini öğrencileriyle birlikte gezinerek veren Aristoteles'in felsefesi, gezimcilik, Aristoculuk, peripatetizm. Bu felsefeyi benimsemiş olma durumu.
ADAMOTU
Patlıcangillerden, geniş yapraklı, mavi çiçekli, meyveleri sarı, çok yıllık bir bitki, kankurutan, adamkökü (Mandragora autumnalis).
ATEŞ
Yanıcı cisimlerin tutuşmasıyla beliren ısı ve ışık, od, nâr. Isıtmak, pişirmek için kullanılan yer veya araç. Tutuşmuş olan cisim. Genellikle hastalık etkisiyle artan vücut sıcaklığı, kızdırma. Öfke, hırs, hınç. Tehlike, felaket. Coşkunluk. Büyük üzüntü, acı. Patlayıcı silahların atılması.
ATEŞLEYİCİ
Ateşleme niteliği olan (şey). Patlayıcı maddeleri ateşlemekte kullanılan cihaz.
ATKI
Soğuğa karşı omuzlara, başa, sırta veya boyna alınan örtü, bürgü. Büyük yaba. Dokuma tezgâhlarında mekikle enine atılan iplik, argaç. Bazı kadın ayakkabılarında ve çocuk patiklerinde ayağın üstünden geçen, yandan iliklenen ince uzun parça. Kapı ve pencerelerin yapımında üst tarafa konan ağaç, taş veya beton destek, üst eşik.
ATMAK
Bir cismi bir yöne doğru fırlatmak. Örtmek. Kurşun, gülle, ok vb. şeyleri hedefe fırlatmak. Bir yerden başka bir yere taşımak. Sıkıntı dolayısıyla giyilen bir şeyi çıkarmak. Söylemek. Bir kimsenin ilişiğini kesmek. Uzatmak. Yay ve tokmakla ditmek, kabartmak. Yapılmış kötü bir işi birine yüklemek. Yırtılmak. Bilmeden, kestirerek söylemek. Yalan ya da abartmalı söz söylemek. Yapışık olduğu yerden ayrılmak. Koymak. Bir şeyi yere doğru bırakmak. Geri bırakmak, ertelemek. Kovmak, dışarıya çıkarmak, ilgisini kesip uzaklaştırmak. Terk etmek. Değerini eksiltmek. Götürmek. Çıkarmak, dışarıya vermek. Top, tüfek vb. silahları patlatmak. İçki içmek. İstenilmeyen bir şeyi kendi malı olmaktan çıkarmak. Rastgele bir kenara koymak. Kalp, nabız vurmak, çarpmak. Kullanılması gelenek hâline gelmiş bir şeyi kullanmaktan vazgeçmek. Patlayıcı maddelerle havaya uçurup yıkmak. Yazılı veya banda alınmış bir metinden bazı bölümleri çıkarmak. Göndermek, yollamak. Çatlamak. Sille, tokat vurmak.
ARKOZ
Birleşiminde feldspat bulunan, kum taşı türünden bir tortul kayaç.
ALÇILATMAK
Alçı ile kapattırmak, sıvatmak.
ATILMAK
Atma işine konu olmak. Bir yerden, görevden veya işten uzaklaştırılmak. Patlatılmak. Saldırmak, hücum etmek. Başlamak. Bir şeye doğru birden gitmek, birden bir davranışta bulunmak. Bir işe girişmek.