Kelimeler arşivi içinde; başında "lu" olan, toplam 72 adet kelime bulunmaktadır. lu ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ayrıca sonu lu ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde lu olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.
LUMİNOFLAVİN
LUMİNİFEROS, LUBRİKASYON, LUMBRİKALİS, LUMİNOMETRİ, LUTEOSİKRİN
LUMİNESANS, LUMİSTEROL
LUSİFERİN, LUMİNOFER, LUSİFERAZ, LUMUNDUZU, LUTZOMYİA, LUBRİKANT
LUTESYUM, LUNAPARK, LUKALOKS, LUTROPİN, LUCAKLIK, LUMBALİS, LUBETBAZ
LUSTRİN, LUSİDOL, LUNARİS, LUSİTON, LUMBAGO, LUSTRON, LUTHİER, LUTHİTE, LUTİLİK, LUCİLİA
LUSİUM, LUNGUR, LUTEOL, LUTİYE, LUTOİT, LUNULA, LUBROL, LUDİZM, LUMBUS, LUHUSU
LUTEO, LUZOM, LUVAZ, LUVAR, LUDUS, LUGAL, LUTİT, LUGOL, LUĞAP, LUNUL, LUPBA, LUPCU, LUPUS, LUMEN, LUMUN, LUMMA, LUSİT
LUTA, LUVA, LUTR, LUNA, LUTİ, LUĞE, LULE, LULA, LUTE
LUĞ, LUK, LUT, LUP
LU
LU
Toprak damlarda, yollarda toprağı ezmek için kullanılan taş silindir. Lütesyum elementinin simgesi. Lutesyumun simgesi.
LUMİNOFLAVİN
Flavinin ultraviole ışın ile ışınlanması sonucu gerçekleşen mavi floresansa sahip idrar ve bitki ürünlerinde bulunan bir yapı.
LUMİNİFEROS
Sıcaklıkta bir yükselme olmaksızın ışığın yayılması.
LUMİNOFER
Oda sıcaklığında ışık yayan bir madde. Bir bileşiğin luminesansını artıran veya oluşturan bir organik radikal.
LUSİFERİN
Derin deniz balıkları, sölenterler, ateş böceği gibi organizmalarda enzimle okside olunca ışık veren bir tür madde. Ateş böceklerinde ATP'deki kimyasal enerjinin ışık enerjisine dönüşmesinde görev alan molekül.
LUMİSTEROL
Ültraviyole ışınlarının etkisiyle ergosterolden meydana gelen bir madde.
LUBRİKASYON
Yağlama.
LUTESYUM
Simgesi Lu, atom kütlesi 174,967 g olan, bir nadir toprak metali.
LUBRİKANT
Kayganlaştırıcı madde.
LUTZOMYİA
Kum sineği.
LUMİNESANS
Radyasyonla bombardıman edilen bir cisimden, ısı olmaksızın ışık yayılması.
LUMUNDUZU
Limontuzu.
LUMİNOMETRİ
Biyo ve kemiluminesansın analitik uygulamaları.
LUSİFERAZ
Bazı su canlılarında lusiferinin oksilusiferine dönüştürülmesini hızlandırarak ışık üretimini sağlayan bir enzim.
LUMBRİKALİS
Solucan gibi.
LUTEOSİKRİN
Penicillum islandicum türü bakterilerin ürettiği özellikle pirinç ve mısır gibi bitkilerde bulunan, özellikle karaciğer üzerinde toksik etkiye sahip, sarı renkli ve yağda biriken bir toksin.
Bu bölümde tanımı içerisinde LU geçen kelimeler listesi verilmiştir.
ABSTRAKSİYONİZM
Soyutçuluk.
ABDÜLLEZİZ
Akdeniz bölgesinde ve Afrika'da yetişen, çok yıllık, yumrulu ve otsu bir bitki (Cyperus esculentus). Bu bitkinin yemiş olarak yenilen, tatlı ve yağlı ürünü.
AÇILIŞ
Açılma işi. Yeni bir yapının, yerin veya kuruluşun çalışmaya başlaması, küşat.
ABLALIK
Abla olma durumu. Yakın ve koruyucu davranışta bulunma.
ACEMİLİK
Acemi olma durumu, toyluk. Acemice davranış, toyluk.
ABANİ
Genellikle sarık, bohça, kundak ve yorgan yüzü yapımında kullanılan, zemini beyaz, üzerinde safran renginde nakışlar bulunan ipek kumaş. Bu kumaştan yapılmış.
ABONMAN
Bir satıcı veya kamu kuruluşu ile alıcılar arasında yapılmış olan anlaşma, sürdürüm. Abone olma durumunu gösteren belge. Kent içinde ulaşımı sağlayan otobüslerde para yerine geçen bilet veya kart.
AÇIKLIK
Açık olma durumu, aleniyet. Uzaklık, mesafe. Bitki örtüsü olmayan, çıplak yer. Gerçeği olduğu gibi yansıtma durumu. Boş ve geniş yer, meydanlık. Bir söz veya yazıda maksadın açık olması özelliği, duruluk, vuzuh. Dürbün, fotoğraf makinesi vb. optik araçlarda ağız çapı, ışığın girebildiği delik.
AÇILMAK
Açma işine konu olmak. Kendine gelmek, biraz iyileşmek, ferahlamak. Kıyıdan uzaklaşmak. Yeni bir bakış açısı getirmek. Renk koyuluğunu yitirmek. Kapı, yol vb. geçit vermek. Gereken güce ulaşmak. Kuruluşlar ilk kez veya yeniden işe başlamak. Sıkılması, çekinmesi, tutukluğu kalmamak. Herhangi bir konuyla veya sorunla ilgili olarak düşünce ve uygulamalarda yeni koşulların gerektirdiği değişiklikleri veya yenilikleri yapmak. Ayrıntıya girmek. Sırrını, üzüntüsünü, sorunlarını birine söylemek. Genişlemek, bollaşmak. İşini gereğinden veya yapabileceğinden geniş tutmak. Delinmek, yırtılmak. Sis, karanlık, duman vb. dağılmak, yoğunluğunu yitirmek.
ABDAL
Gezgin derviş. Tasavvufta manevi üst bir rütbe. Safeviler devrinde İran'da yaşayan Türk oymaklarından biri. Dilenci kılıklı, üstü başı perişan kimse. Anadolu'da yaşayan oymaklardan bazısı.
ABLATYA
Uzunluğu 150, genişliği 4-10 kulaç olan, geniş gözlü bir balık ağı türü.
ABAZAN
Uzun süre cinsel ilişkide bulunmayan (erkek). Karnı aç olan (kimse).
ABLİ
Yatay serenlerin ucuna bağlı bulunan ve bunları sağa, sola veya ortaya çevirmek için yararlanılan halat veya palanga.
ACENTELİK
Acentenin yaptığı iş. Acente kuruluşu.
ABDEST
Müslümanların, belli ibadetleri yapabilmek için bir düzen içerisinde bazı organları yıkayıp bazılarını mesh etme yoluyla yaptıkları arınma.
ACIMA
Acımak durumu. Başka bir kimsenin veya canlının mutsuzluğuna karşı duyulan üzüntü, merhamet.
ACEMBORUSU
Canlı kırmızı renkli çiçek açan, uzun boylu bir tür süs bitkisi (Bignonia radicams).
ABAŞO
Gemiyi baştan veya kıçtan halatla karaya bağlama. Altta, aşağıda bulunan, alttaki.
ACENTE
Bir kuruluşun yaptığı işi onun adına kazanç karşılığında yürüten daha küçük kuruluş. Bu kuruluşun veya şubelerinin başında bulunan kimse. Bir kuruluşa bağlı olmaksızın sözleşmeye dayanarak belirli bir yer ve bölge içinde sürekli olarak ticarethane veya işletmeyi ilgilendiren işlerde aracılık eden, bunları o işletme adına yapan kimse. Banka şubesi. Vapur ortaklığı.
ACİZ
Gücü bir işe yetmez olanın durumu, güçsüzlük. Beceriksizlik. Kişinin ve kuruluşun borcunu vaktinde ödeyememesi durumu.