KİŞ ile başlayan kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; başında "kiş" olan, toplam 67 adet kelime bulunmaktadır. kiş ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ayrıca sonu kiş ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde kiş olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.

 
 

16 harfli kelimeler

KİŞİSELLEŞTİRMEK

15 harfli kelimeler

KİŞİSELLEŞTİRME

13 harfli kelimeler

KİŞNEYEBİLMEK, KİŞİLİKSİZLİK, KİŞİLEŞTİRMEK

12 harfli kelimeler

KİŞİSELCİLİK, KİŞNEYEBİLME, KİŞİLİKLİLİK, KİŞİLEŞTİRME

10 harfli kelimeler

KİŞKİLEMEK, KİŞKİRTMEK, KİŞİLİKSİZ, KİŞİLEŞMEK, KİŞİLENMEK, KİŞİFLEMEK, KİŞGİRTMEK

9 harfli kelimeler

KİŞİLEMEK, KİŞİLEŞME, KİŞNETMEK, KİŞİLİKLİ, KİŞGİRMEK, KİŞTİRMEK, KİŞKİRMEK, KİŞELEMEK

8 harfli kelimeler

KİŞNEMEK, KİŞİZADE, KİŞKİLLİ, KİŞKİRME, KİŞNEYİŞ, KİŞLEMEK, KİŞİOĞLU, KİŞENMEK, KİŞNETME

7 harfli kelimeler

KİŞTENE, KİŞMİRİ, KİŞNEME, KİŞİSİZ, KİŞKENE, KİŞİSEL, KİŞİRTİ, KİŞELEK, KİŞİHAN, KİŞİLİK

6 harfli kelimeler

KİŞNEK, KİŞTİK, KİŞBİR, KİŞNİT, KİŞNİŞ, KİŞNİÇ, KİŞDİK, KİŞİLİ, KİŞMİŞ, KİŞMİR, KİŞMEK, KİŞMAT, KİŞMAK, KİŞLAH, KİŞKİŞ

5 harfli kelimeler

KİŞKİ, KİŞİK, KİŞİR, KİŞİY

4 harfli kelimeler

KİŞİ, KİŞE, KİŞT, KİŞA

3 harfli kelimeler

KİŞ

Bazı kelimelerin anlamları

KİŞ

Kış için kurutulan yağsız, tuzlu yoğurt. Satranç oyununda şah. Kümes hayvanlarını kovalama ünlemi. Kış// kara kiş: zemheri// yaz kiş: bütün sene.

KİŞNEYEBİLMEK

Kişneme imkânı veya olasılığı bulunmak.

KİŞİLEŞMEK

Kişilik kazanmak.

KİŞİLİKSİZLİK

Kişiliksiz olma durumu, şahsiyetsizlik.

KİŞKİLEMEK

İnsan ya da hayvanı kavgaya kışkırtmak.

KİŞİLENMEK

Öğünmek, böbürlenmek.

KİŞİFLEMEK

Sezdirmeden birinin davranışlarını izlemek, gözetlemek. Birini kötülemek, suçlamak, çekiştirmek. Bulmak. İnsan ya da hayvanı kavgaya kışkırtmak. Sezdirmeden birini izlemek, gözetlemek. Arapça kökenli keşif: Gizliden gözetlemek, sezdirmeden izlemek.

KİŞİLEŞTİRME

Kişileştirmek işi. Cansız varlıkları veya hayvanları insanmış gibi gösterme, canlandırma, teşhis, teşhis ve intak.

KİŞİSELLEŞTİRMEK

Kişiye özel duruma getirmek. Bilişim teknolojisinde kullanılan araçları kişiye özgü duruma getirmek. Bir kişiye mal etmek, bağlamak. Söz edilen konudan uzaklaşarak olumsuz yönleriyle kişiler üzerinde durmak.

KİŞNEYEBİLME

Kişneyebilmek işi.

KİŞİSELCİLİK

Kişiliğin bütün gerçeklik ve değerlerin temeli olduğu görüşünü savunan felsefe kuramı. Ruhbilimde "ben"in temel bir kavram olduğu ve ona en yüksek değerin verilmesi gerektiği savını ileri süren yöntemli tutum.

KİŞKİRTMEK

İnsan ya da hayvanı kavgaya kışkırtmak.

KİŞİLEŞTİRMEK

kişileşme işini yaptırmak.

KİŞİLİKSİZ

Kişiliği olmayan, şahsiyetsiz.

KİŞİSELLEŞTİRME

Kişiselleştirmek işi.

KİŞİLİKLİLİK

Kişilikli olma durumu, şahsiyetlilik.

  -   -   -  

Anlamında KİŞ bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde KİŞ geçen kelimeler listesi verilmiştir.

ANIT

Önemli bir olayın veya büyük bir kişinin gelecek kuşaklarca tarih boyunca anılması için yapılan, göze çarpacak büyüklükte, sembol niteliğinde yapı, abide. Önemi ve değeri çok olan eser veya kişi.

ADAM

İnsan. Birinin yararlandığı, kullandığı kimse. Birinin yanında bulunan ve işini yapan kimse. Bir alanı benimseyen kimse. Eş, koca. Görevli kimse. İyi huylu, güvenilir kimse. Erkek kişi. Daima birinin yanında olan, onu destekleyen, isteklerini yerine getiren kimse.

AMA

Çelişkili ve tutarsız iki cümleyi birbirine bağlamaya yarayan bir söz, amma, lakin, velakin. Uyarma veya şartlı bir ifade niteliğinde olan bir cümleyi, başka bir cümleye bağlamaya yarayan bir söz. Bir yargıyı veya bir buyruğu pekiştirmek için de kullanılan bir söz. Beklenmeyen bir sonucu anlatan iki cümleyi onun sebebi durumunda olan cümleye bağlayan bir söz. Bazen dikkati çekmek için cümlenin sonuna getirilen bir söz.

ALPU

Eskişehir iline bağlı ilçelerden biri.

ACİZ

Gücü bir işe yetmez olanın durumu, güçsüzlük. Beceriksizlik. Kişinin ve kuruluşun borcunu vaktinde ödeyememesi durumu.

AJİTASYON

Körükleme. Duygu sömürüsü yapma. Kişinin ruhsal gerginliğini dışa vurması sonucu oluşan etrafına karşı saldırganlık durumu. İnsanın zihninde ve duygu dünyasında sarsıntı yaratma. Çırpıntı.

ALO

Telefon konuşmasına başlarken kullanılan bir seslenme sözü. (alooo) Kendisine bakmasını veya kendisiyle ilgilenmesini istediği kişiye karşı söylenen seslenme sözü.

AĞIRKANLI

Ağırcanlı. Hippokrates'in ortaya attığı ağırcanlılık, soğukluk, kolayca duygulanmayış gibi nitelikleri kendinde toplayan kişilik tipi.

ANT

Tanrı'yı veya kutsal bilinen bir kişiyi, bir şeyi tanık göstererek bir olayı doğrulama, yemin, kasem. Kendi kendine söz verme, ahit.

AKTARICI

Dam kiremitlerini aktarıp kırıkları yenileyen kimse. Kaynak kişiden derlenen herhangi bir parçayı kitlelere duyuran ve yayan kimse. Görüntüyü bir bölgeden başka bir bölgeye ileten araç.

AHLATIERBAA

İnsanın kişiliğini oluşturduğuna inanılan bedendeki balgam, kan, safra ve sevda ögeleri.

AKIMCI

Belli bir akıma bağlı kişi.

AKTARMAK

Bir şeyi bir yerden, bir kaptan başka bir yere veya kaba geçirmek. Toprağı altı üstüne gelecek bir biçimde iyice bellemek. Alıntılamak. Bir kitabı başından sonuna kadar okumak. Bir lehçeyi başka bir lehçeye uyarlamak. Kaynak kişiden derlenen herhangi bir parçayı kitlelere duyurmak ve yaymak. Tür değişikliği yapmak. Bir şeyin yolunu, yönünü değiştirmek. Çatı kiremitlerinin kırık ve bozuk olanlarının yerlerine sağlamlarını koymak. Bir tekniğe göre biçimlendirmek, uyarlamak. Birinin başka biriyle telefonla konuşmasını sağlamak. Üretilmiş olan bir enerjiyi, başka organlara iletmek. İletmek, bildirmek.

AHLAK

Bir toplum içinde kişilerin uymak zorunda oldukları davranış biçimleri ve kuralları, aktöre, sağtöre. Huylar.

AHALİ

Aralarında aynı yerde bulunmaktan başka hiçbir ortak özellik bulunmayan kişilerden oluşan topluluk, halk. Bir yerde toplanan kalabalık.

AMBARGO

Bir malın serbest sürümünü engellemek için konulan yasak, engelleyim. Bir ülkenin dış dünyayla ilişkilerini engelleme, engelleyim. Bir kişinin başka kişilerle ilişkilerini engelleme, engelleyim. Bir devletin, gemilerin kendi limanlarından ayrılmasını yasaklama buyruğu, engelleyim.

ALIMLI

Alımı olan, çekici, cazibeli, albenili, cazip, cazibedar, kişmiri.

AKADEMİCİ

Kurallara bağlı resim ve heykel çalışması yapan kişi veya sanatçı.

ANGARYA

Bir kimseye veya bir topluluğa zorla, ücret vermeden yaptırılan iş, yüklenti. Kölelik düzeninde köylünün derebeyine yaptığı zorunlu ücretsiz hizmet. Usandırıcı, bıktırıcı, zorla yapılmış olan iş. Savaş durumundaki bir devletin, kendi sularındaki yabancı bir devletin ticaret gemilerine el koyarak bunlardan yararlanması. Olağanüstü durumlarda veya sıkıyönetimde devletin vatandaşlara ait taşıtlara el koyması. Bir kişiye görevi dışında yaptırılan iş.

AÇINIM

Açınma işi, inkişaf. Bir cismin yüzeylerinin açılıp bir düzlem üzerine yayılması, inkişaf.