KESER ile başlayan kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; başında "keser" olan, toplam 8 adet kelime bulunmaktadır. keser ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ayrıca sonu keser ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde keser olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.

 
 

12 harfli kelimeler

KESERZIMBASI

10 harfli kelimeler

KESERLEMEK

8 harfli kelimeler

KESERCİK, KESERGEN, KESERİYE, KESERTAŞ

6 harfli kelimeler

KESERİ

5 harfli kelimeler

KESER

Bazı kelimelerin anlamları

KESER

Tahta, ağaç yontmaya ve çivi çakmaya yarayan, kısa saplı, bir yanı keskin ağızlı çelik araç.

KESERZIMBASI

Keser sapını delmek için kullanılan ucu sivri demir araç. (Yalvaç Isparta).

KESERİ

Götürü, toptan iş.

KESERLEMEK

Uydurmak. Çapalamak. Engel olmak.

KESERGEN

Bitki köklerini yiyen, dana burnu da denilen bir böcek.

KESERİYE

Götürü, toptan iş.

KESERCİK

Karçiçeği, çiğdem.

KESERTAŞ

Adıyaman şehri, Gerger ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yerleşim yeri.

  -   -   -  

Anlamında KESER bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde KESER geçen kelimeler listesi verilmiştir.

BOĞAZLAMAK

Hayvan veya insanı boğazından keserek öldürmek. Gaddarca, kan dökerek öldürmek.

DANABURNU

Toprak içinde yaşayıp bitkilere, köklerini keserek zarar veren bir böcek, kök kurdu (Gryllotalpa vulgaris). Aslanağzı.

ÇIKARMAK

Birinin veya bir şeyin çıkmasını sağlamak, çıkmasına sebep olmak. Sonunu getirmek. Hatırlamak. Bulmak, ortaya koymak. Yapmak, üretmek. Giysi, ayakkabı vb.ni vücuttan ayırmak, soymak. Bir müzik parçasını notalarıyla çalmak. Boşaltmak. Sunmak. Göstermek. Üçüncü bir sayı elde etmek üzere belli bir sayıdan, daha az değerli başka bir sayı kadar birim eksiltmek, tarh etmek. Gidermek. Fotoğraf çektirmek. Resim yapmak. Söylemek. Öfke, hırs, acı vb.nin zararını çektirmek. İlgisini keserek uzaklaştırmak. Sağlamak, elde etmek. Anlamak, ne olduğunu bilmek, sezmek. Sindirim yolundan dışarı atmak, kusmak. Gibi göstermek, bir davranış yüklemek. Yayımlamak. Yollamak, göndermek.

KEKELEMEK

Damak sesleriyle başlayan kelimeleri ve heceleri tekrarlayarak ve keserek konuşmak. Ne söyleyeceğini şaşırıp kelimeleri birbirine karıştırmak.

PAHLAMAK

Bir parçanın keskin kenarını keserek pah durumuna getirmek, keskinliğini gidermek.

GEDİLMEK

Gedik olmak, gedik açılmak. Bıçak, keser vb.nin ağızları aşınmak.

BARDA

Dam ustalarının kullandığı, başının bir ucu çember parçası biçiminde eğri, öbür ucu keskin çekiç. Fıçıcı keseri.

ANAHTAR

Kilidi açıp kapamak için kullanılan araç, açar, açkı, miftah, dil. Kurgu. Şifre yazmak ve çözmek için kararlaştırılmış olan yol. Konserve kutularının kapağını keserek açmaya yarayan alet, açacak. Herhangi bir olayda belirleyici olan. İstenilen yere veya aygıta, isteğe göre elektrik akımının geçmesini sağlamak için kullanılan düzen, çevirici, çevirgeç, şalter, komütatör. Somunları veya vidaları çevirerek sıkıştırıp gevşetmek için kullanılan çelik saplı araç. Notaların müzik merdivenindeki yükseklik derecelerini göstermek ve buna göre okunmasını sağlamak için portenin başına konulan işaret. Vesile, araç, vasıta.

DOĞRAMAK

Keserek parçalamak veya elle küçük parçalara ayırmak.

SAVAŞ

Devletlerin diplomatik ilişkilerini keserek giriştikleri silahlı mücadele, harp, cenk, cidal. Uğraşma, kavga, mücadele. Bir şeyi ortadan kaldırmak, yok etmek amacıyla girişilen mücadele.

KERKİ

Keser.

AYDEMİR

Yüzü yay biçiminde bir keser türü.

İNZİVA

Toplum hayatından kaçıp tek başına yaşama. Dış dünyayla bütün bağlarını keserek Tanrı'yla birleşebilmek için insanın kendi içine kapanması.

KANYON

Bir akarsuyun kalkerli bir alanda oyarak oluşturduğu, bir kıvrımı keserek iki yandaki çukurlukları birleştiren, dar ve boğaz biçimindeki vadi, dar boğaz, kapuz, kısık, klüz.

MANASTIR

Bazı kesin kurallara bağlı rahip veya rahibelerin dünya ile ilgilerini keserek yaşadıkları yapı, keşişhane.

ŞAHLANMAK

At, ön ayaklarını yerden keserek arka ayakları üstünde durmak, şaha kalkmak. Parlamak, ışıldamak. Taşkınlık göstermek, coşmak, kükremek.

KEKEME

Damak sesleriyle başlayan kelimeleri ve heceleri tekrarlayarak birdenbire söyleyen ve keserek konuşan, keke, kekeç.

YALNIZCILIK

Uluslararası konulara ve anlaşmazlıklara katılmama siyaseti, infiratçılık. Bir ülkenin dış ekonomik ilişkilerini keserek kendi sınırları içinde tek başına bir ekonomi siyaseti izlemesi, infiratçılık.

ÇALPARA

Parmaklara takılıp çalınan zil veya buna benzer ses çıkarıcı araç. Açıklarda, kumluk alanlarda yaşayan ve ağları keserek balıkçılara zarar veren bir tür çağanoz (Portunus puber). Gemi bordasında, pis suları dışarı akıtıp deniz suyunu, içeri almayan, tulumba içindeki özel kapak.

SUNTIRAÇ

Nalbantların, nallanacak hayvanın tırnağını keserken kullandıkları keskin araç. Saraçların derilere yiv açmakta kullandıkları, metalden U biçimindeki araç.