İçinde ŞİRE geçen kelimeler

Kelimeler arşivinde; içinde "şire" olan, toplam 34 tane kelime bulunuyor. İçerisinde şire bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ek olarak sonu şire ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında şire olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.

 
 

15 harfli kelimeler

ŞİREMİRTABAKLAR

13 harfli kelimeler

BAŞHEMŞİRELİK

12 harfli kelimeler

ŞİŞİREBİLMEK, ŞİREMİRÇAVUŞ, PİŞİREBİLMEK

11 harfli kelimeler

ŞİŞİREBİLME, HEMŞİREZADE, PİŞİREBİLME

10 harfli kelimeler

BAŞHEMŞİRE, ŞİRELENMEK, HEMŞİRELİK, DELİMŞİREK

9 harfli kelimeler

PEŞİREFÇİ, BİŞİRECEK, ŞİRELEMEK

8 harfli kelimeler

ENİŞİREK, ŞİREHANA

7 harfli kelimeler

TEŞİREŞ, HEMŞİRE, ŞİREVİT, ŞİRELİK, ŞİREDER, ŞİMŞİRE, FİŞİREK

6 harfli kelimeler

ŞİRELİ, NEŞİRE, BEŞİRE, NAŞİRE, ŞİREPE, EŞİREF, AŞİRET

Bazı kelimelerin anlamları

ŞİRE

1.Şıra, üzüm ve öteki meyvelerin suyu, şekerli su. 2.Üzüm suyu ve nişasta kaynatılarak yapılan kuru tatlıların genel adı. 3.Her çeşit tatlı. 4.Bal. Üzüm, dut ve benzerleri meyvelerin suyu, şıra. Üzüm ve dutun ezilerek elde edilen suyu. Mayalanmamış üzüm suyu. Üzüm suyu. Tat, şıra.

BAŞHEMŞİRE

Sağlık kuruluşlarında hemşirelik hizmetlerinin en üst düzeyde sunulması için hizmetlerin düzenlenmesinden, yürütülmesinden, denetlenmesinden sorumlu yönetici hemşire.

ŞİŞİREBİLME

Şişirebilmek işi.

PİŞİREBİLME

Pişirebilmek işi.

DELİMŞİREK

Sersem, salak, çılgın, delişmen.

PEŞİREFÇİ

Bilip bilmediği konuda her işe karışan, öncülük eden.

ŞİŞİREBİLMEK

Şişirme imkânı veya olasılığı bulunmak. Şişirmeye gücü yetmek.

HEMŞİREZADE

Kız kardeşin çocuğu.

HEMŞİRELİK

Hemşirenin yaptığı iş. Kız kardeşlik.

ŞİRELENMEK

Meyve çok olgunlaşmak, sulanmak. Nazlanmak.

ŞİREMİRÇAVUŞ

Bartın ili, merkez belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir bölge.

BAŞHEMŞİRELİK

Başhemşire olma durumu. Başhemşirenin yaptığı iş.

BİŞİRECEK

Saçta yufka ekmeği çevirmeye yarayan tahta aygıt.

PİŞİREBİLMEK

Pişirme imkânı veya olasılığı bulunmak. Pişirmeyi becerebilmek.

ŞİRELEMEK

Temizlemek.

ŞİREMİRTABAKLAR

Bartın şehrinde, merkez ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

  -   -   -  

Anlamında ŞİRE bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde ŞİRE geçen kelimeler listesi verilmiştir.

HASTANE

Hastalara yatarak veya ayakta tanı, tedavi ve bakım hizmetlerinin hekim, hemşire ve diğer sağlık çalışanları tarafından verildiği sağlık kuruluşu.

BASDIRMA

Kurutulmuş tuzlu et, pastırma. Sucuk, bumbar. Kabak veya patatesi etle pişirerek yapılan musakka. Odun yığını. Pastırma.

OCAK

Ateş yakmaya yarayan, pişirme, ısıtma, ısınma vb. amaçlarla kullanılan yer. Bahçelerde veya bostanlarda her tür meyve ve sebze tohumu veya fidesinin dikimi için ayrılmış toprak çukuru. Yer üstünde veya yer altında cevher çıkarılan yer. Şömine. Isı vererek üzerine veya içine konulan maddeleri ısıtan, pişiren, kaynatan, eriten araç veya alet. Aynı amaç ve düşünceyi paylaşanların kurdukları kuruluş veya toplandıkları, görev yaptıkları yer. Ev, aile, soy. Yeniçeri teşkilatını oluşturan odalardan her biri. Kahvelerde, kuruluşlarda çay, kahve vb.nin yapıldığı yer. Halk hekimliğinde bir önceki kuşaktan el verme suretiyle aktarılan bilgileri kullanarak belirli bir şikâyeti veya hastalığı iyileştirdiğine inanılan aile. Yılın birinci ayı, kânunusani.

BALIKGÖMMESİ

Balığı külde pişirerek yapılan yemek. (Avşar Gelendost Isparta).

AŞAYIR

Aşireti olan, geniş aile mensubu kimse.

SÖR

Katolik mezhebinde kendini dine adayan ve manastırda yaşayan kadın. Katolik mezhebinde dinle ilgili bir yükümlülük almayan ancak din uğruna hemşirelik, hasta bakıcılık vb. işlerde çalışan kadın. İngiliz soyluluk unvanı.

KEŞKEKÇİ

Keşkek pişiren kimse.

GAZVE

Arap aşiretleri arasında yapılmış olan savaş. Din uğruna yapılmış olan savaş.

ANARAT

Pirinç unu veya nişastayı şekerle pişirerek yapılan çocuk maması. Saf, katıksız, arı, temiz, öz: Bu yıl tohumluğu anarat buğdaydan koydum.

OYMAK

Aşiret. Keskin, sivri uçlu bir cisimle bir şeyi yontarak veya delerek çukur oluşturmak. Bıçaklayarak yaralamak. Kazıklamak. Hemen hemen benzer veya aynı tür yıldızlardan oluşmuş, Samanyolu'nun seyrek yapılı genç kümelerinden her biri. İzcilikte küçük birlik. Kumaş vb.ni girintili bir biçimde kesmek.

ATKIÇI

Yufka ekmeği pişiren, çeviren kadın.

KONARGÖÇER

Göçebe bir hayat süren, bir yere sürekli yerleşmeyen (aşiret, oba vb.), göçerkonar.

ŞVESTER

Hemşire. Kız kardeş.

EL

Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü. Ülke, yurt, il. Kez, defa. Halk, ahali. İskambil oyunlarında her bir tur. Bazı nesne ve araçların tutmaya yarayan bölümü. Yakınların dışında kalan kimse, yabancı. Oba, aşiret. Sahiplik, mülkiyet. İskambil oyunlarında oynama sırası.

KEP

Başlık, sipersiz şapka. Asker şapkası. Bazı törenlerde profesör ve öğrencilerin giydikleri özel başlık. Hemşirelerin giydiği başlık.

HAYTA

Osmanlıların ilk dönemlerinde eyalet askerlerinin uç boylarında görevli sınıflarından biri. Toroslarda yaşayan bir Yörük aşireti. Başıboş, bir baltaya sap olamamış, apaş, serseri.

TEBEŞİRLEŞME

Bir dokunun kalınlığında tebeşire benzer katı birikintilerin oluşması.

AŞIRAT

Aşırı. Aşiret.

ŞEYH

Tarikat kurucusu, bir tarikatta en yüksek dereceye ulaşmış olan kimse. Arap kabile ve aşireti başkanı. Tarikat büyüğü veya tarikat kollarından birinin başında bulunan kimse.

BACİ

Kız kardeş, abla, bacı. Bacı, kız kardeş. Kız kardeş, hemşire. Abla. Kız kardeş.