Kelimeler arşivinde; içinde "şat" olan, toplam 145 tane kelime bulunuyor. İçerisinde şat bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ek olarak sonu şat ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında şat olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.
BOŞATILABİLMEK, YUMUŞATABİLMEK
MEFRUŞATÇILIK, YUMUŞATICILIK, BOŞATILABİLME, ŞATAFATSIZLIK, YUMUŞATABİLME
YUMUŞATILMAK, YUMUŞATMALIK, BOŞATABİLMEK, KUŞATABİLMEK, YAŞATABİLMEK
BOŞATTIRMAK, YUMUŞATILMA, BOŞATABİLME, KUŞATABİLME, ŞATAVLANMAK, YAŞATABİLME, YAŞATTIRMAK
BOŞATTIRMA, KUŞATILMAK, MEFRUŞATÇI, ŞATAFATSIZ, YUMUŞATICI, YUMUŞATMAK, BOŞATILMAK, KOŞATLAMAK, KUŞATLAMAK, KÜŞATLAMAK, ŞATAFÇILIK, ŞATAFLAMAK, ŞATAVLAMAK, ŞATIRDAVUK, ŞATIRHÜYÜK, ŞATIROBASI, YAŞATTIRMA
KUŞATILMA, ŞATAFATLI, YUMUŞATIŞ, YUMUŞATMA, BAŞATLAMA, BOŞATILMA, ÇAHŞATMAK, ÇIĞŞATMAK, GAĞŞATMAK, GANŞATMAK, GELİŞATLI, KAĞŞATMAK, KAHŞATMAK, KOĞŞATMAK, KOŞATLAMA, ŞATAFATÇI, ŞATARATLI, ŞATIRBAŞI, ŞATIROĞLU, VARAŞATLI, YAHŞATMAK, YAVŞATMAK
BAŞATLIK, BOŞATMAK, KUŞATMAK, MAŞATLIK, MEFRUŞAT, OKŞATMAK, ŞATHİYAT, TEFRİŞAT, YAŞATKAN, YAŞATMAK, DOŞATMAK, IRŞATSIZ, MALMAŞAT, MAŞATLIG, MÜŞATTAR, OHŞATMAK, ONŞATMAK, PAŞATOPU, RÖVEŞATA, ŞATAFALI, ŞATDAKÇI, ŞATIRLAR, ŞATIROBA, VANŞATLI, YOŞATMAK
BOŞATMA, GİDİŞAT, KUŞATIŞ, KUŞATMA, OKŞATMA, ŞATAFAT, ŞATHİYE, YAŞATMA, ALAMŞAT, ALEMŞAT, AŞATMAK, BEŞATLI, DEYİŞAT, ERBAŞAT, GELİŞAT, OŞATMAK, REŞATLI, ŞATAFÇI, ŞATAFLI, ŞATAVLU, ŞATIRLI, TAŞATAN, UŞATMAK
KAYŞAT, ŞAVŞAT, DİLŞAT, EŞATMA, HUKŞAT, KÜRŞAT, LAPŞAT, OLUŞAT, ŞAPŞAT, ŞATALA, ŞATLAK, ŞATTAK
BAŞAT, İNŞAT, İRŞAT, KÜŞAT, BEŞAT, ERŞAT, GOŞAT, HAŞAT, IRŞAT, İFŞAT, KAŞAT, KOŞAT, MAŞAT, NAŞAT, NEŞAT, PIŞAT, PUŞAT, REŞAT, ŞATAF, ŞATIR, ŞATKA, ŞATRA, URŞAT
ŞATO, AŞAT, ŞATA
ŞAT
ŞAT
Sığ sularda ağır yükleri taşımak için kullanılan, altı düz bir çeşit tekne.
YUMUŞATMALIK
Amortisör.
ŞATAFATSIZLIK
Şatafatsız olma durumu.
KUŞATABİLMEK
Kuşatmaya gücü yetmek.
YUMUŞATABİLME
Yumuşatabilmek işi.
YAŞATABİLMEK
Yaşatma imkânı veya olasılığı bulunmak.
BOŞATABİLME
Boşatabilmek işi.
YUMUŞATILMA
Yumuşatılmak işi.
YUMUŞATILMAK
Sertliği giderilmek, yumuşak duruma getirilmek.
MEFRUŞATÇILIK
Mefruşatçının işi.
YUMUŞATICILIK
Yumuşatıcı olma durumu.
YUMUŞATABİLMEK
Yumuşatma imkânı veya olasılığı bulunmak.
BOŞATILABİLME
Boşatılabilmek işi.
BOŞATTIRMAK
Boşatma işini yaptırtmak.
BOŞATILABİLMEK
Boşaltılma imkânı veya olasılığı bulunmak.
BOŞATABİLMEK
Boşatma imkânı veya olasılığı bulunmak.
Bu bölümde tanımı içerisinde ŞAT geçen kelimeler listesi verilmiştir.
AÇILIŞ
Açılma işi. Yeni bir yapının, yerin veya kuruluşun çalışmaya başlaması, küşat.
ÇEVİRMEK
Bir şeyin yönünü değiştirmek. İşlemek, yapmak. Geri göndermek. Çeviri yapmak. Yolundan alıkoymak, yoldan döndürmek. Kâğıt oyunu oynamak. Yönetmek, idare etmek. Bir giyeceği söküp iç yüzünü dışa getirmek. Öteki yüzünü görünür duruma getirmek. Döndürerek hareket ettirmek. Bir durumdan başka duruma geçmek. Bir durumdan başka duruma getirmek, dönüştürmek. Durdurmak. Çevrilemek, tevil etmek. Bir yerin çevresini bir şeyle sarmak, kuşatmak.
BOŞATMA
Boşatmak işi.
ÇEMBERLENMEK
Çemberle kuşatılmak. Çember durumuna gelmek.
CANLANDIRMAK
Canlanmasını sağlamak, canlanmasına yol açmak. Yaşama döndürmek. Bir karakteri oynamak, ona kişilik vermek. Canlılık, tazelik, dirilik getirmek. Yoğunluk, etkinlik kazandırmak. Yaşatmak, birinin kılığına girmek.
AMORTİSÖR
Motorlu araçlarda sarsıntı, sallantı vb. hareketleri en aza indiren, yayların gereksiz hareketlerini gidermeye yarayan düzen. Bu düzeni kuran öge, yumuşatmalık.
ÇEVRELENMEK
Kuşatılmak, sınır içine alınmak, tahdit edilmek. Örtülmüş.
AÇIM
Açma, açılış, küşat.
CAFCAF
Gösteriş, şatafat. Ağız kalabalığı ile bir şeyi elde eden, şirret.
ÇEVRELEMEK
İçine almak. Bir konunun sınırlarını çizmek, tahdit etmek. Kuşatmak, sarmak, ihata etmek.
BOŞATTIRMA
Boşatma işini yaptırtma.
ABLUKA
Kuşatma.
BASKIN
Suç işlediği veya suçluların bulunduğu sanılan bir yere ansızın girme. Benzerleri arasında güç ve önem bakımından başta gelen, başat, hâkim, dominant. Sertlik, zorluk bakımından üstün. Su basması, sel. Ansızın çıkagelme. Kısa süreli, beklenmedik saldırı.
BESLEMEK
Yiyecek ve içeceğini sağlamak. Eklemek, katmak, çoğaltmak. Bir duyguyu gönülde yaşatmak. Bir şeyi korumak veya sağlamca durmasını sağlamak için çevresini veya altını desteklemek, doldurmak, pekiştirmek. Maddi yardım yapmak, desteklemek. Yetiştirmek. Yedirmek. Semirtmek.
BESİ
Yaşatmak ve geliştirmek için gereken besinleri yedirip içirme işi. Bir şeyi istenilen durumda tutmak veya oturtmak için kullanılan takoz vb. şeyler.
ÇEMBERLEMEK
Çemberle kuşatmak.
ÇEKMEK
Bir şeyi tutup kendine ya da başka bir yöne doğru yürütmek. Atmak, vurmak. Taşıma gücü olmak. Bir kimseyi veya bir şeyi geri almak. Kaçan ilmeği örmek. Asmak. Herhangi bir engel kurmak. Şans denemek amacıyla hazırlanmış kâğıtlardan birini almak. Güç durumlara dayanmak, katlanmak. Görüntüyü bir aletle özel bir nesne üzerine kaydetmek. Üzerinde bulunan bir silahla saldırmak için davranmak. Dişi hayvanı çiftleşmek için erkeğin yanına götürmek. İmbik yardımı ile elde etmek. Hoşa gitmek, sarmak. Tartıda ağırlığı olmak. Masrafını karşılamak, ikramda bulunmak. Yollamak. İçine almak, emmek. Hamur vb. iyice pişmiş duruma gelmek. Daralıp kısalmak. Vericiden gelen dalgaları algılayarak televizyon, radyo, telefon vb. aygıtlarla bağlantı kurmak. Bir kimse ailesinden birine herhangi bir bakımdan benzemek. Germek. Tedavi amacıyla şişe, vantuz, sülük vb.ni uygulamak. Bir duyguyu içinde yaşatmak. Aynısını yazmak veya çizmek. Bir yerden bir şeyi yukarı doğru almak. Öğütmek. Çizgi durumunda uzatmak. Boya, badana vb. sürmek. Döşemek. Yürütmek, sürmek. Yol, ay sürmek. Bir yerden başka bir yere taşımak. Örtmek, giymek. Protesto, poliçe, çek vb. düzenleyip yürürlüğe koymak. Bir amaçla ortadan kaldırmak. Bir cisim, belli bir yakınlıktaki başka bir cismi kendisine yaklaşmaya zorlamak, itmek karşıtı. Herhangi bir anlama almak. Taşıtı bir yere bırakmak, koymak. Bir şeyin içyüzünü anlamak amacıyla bir kimseyi sıkıştırmak. İçki içmek. Bir şeyi emip dışarıya çıkarmak.
ÇEVRİLİ
Çevrilmiş, kuşatılmış. Dönük.
ÇEPEÇEVRE
Bütün yanlarını kuşatan. Bütün yanlarını kuşatacak biçimde, fırdolayı.
CAFCAFLI
Gösterişli, fazla şık, şatafatlı. Karışık, gürültülü patırtılı, tehlikeli.