Sonu ŞAT ile biten kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; sonunda "şat" olan, toplam 38 adet kelime bulunmaktadır. Sonu şat ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.

Bunun yanı sıra, başında şat olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde şat olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.

 
 

8 harfli kelimeler

MALMAŞAT, MEFRUŞAT, TEFRİŞAT

7 harfli kelimeler

GİDİŞAT, GELİŞAT, ERBAŞAT, ALAMŞAT, ALEMŞAT, DEYİŞAT

6 harfli kelimeler

KÜRŞAT, LAPŞAT, HUKŞAT, DİLŞAT, OLUŞAT, ŞAVŞAT, KAYŞAT, ŞAPŞAT

5 harfli kelimeler

PIŞAT, PUŞAT, NEŞAT, REŞAT, NAŞAT, MAŞAT, BAŞAT, URŞAT, KOŞAT, KAŞAT, İFŞAT, IRŞAT, HAŞAT, GOŞAT, ERŞAT, BEŞAT, KÜŞAT, İRŞAT, İNŞAT

Bazı kelimelerin anlamları

ŞAT

Sığ sularda ağır yükleri taşımak için kullanılan, altı düz bir çeşit tekne.

DEYİŞAT

Mâni, destan, ağıt, şiir, mısra, şarkı, türkü, gazel. Konuşma. Çekişme, ağız kavgası. Rivayet. Söz gelişi. Şiir, söz, lâf (dedikodu, havadis).

GİDİŞAT

Olayların durumu, işlerin gelişme biçimi. Tutum, durum, davranış.

OLUŞAT

Yaradılış, doğal yapı.

ALAMŞAT

Ara bozucu, ikiyüzlü: Sen o alamşatın ağzına bakma. Yılışarak sevgisini gösteren: Hadi ordan alamşatlık etme.

KÜRŞAT

Yiğit, alp. Göktürk prenslerinden birinin adı.

MALMAŞAT

Sığır (çoğul).

GELİŞAT

Gelenek, ahlak.

ERBAŞAT

Sertlik, zorluk bakımından üstün olan kimse.

ALEMŞAT

Ara bozucu, ikiyüzlü.

ŞAVŞAT

Artvin iline bağlı ilçelerden biri.

HUKŞAT

Çengel atış.

LAPŞAT

Aptal, sersem, sarsak.

TEFRİŞAT

Döşeme işleri. Döşemenin gerektirdiği bütün parçalar veya eşyanın tümü.

MEFRUŞAT

Ev, iş yeri vb. yerleri döşemek için gerekli eşya, döşeme.

DİLŞAT

Gönlü hoş, sevinçli.

  -   -   -  

Anlamında ŞAT bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde ŞAT geçen kelimeler listesi verilmiştir.

ÇEVİRMEK

Bir şeyin yönünü değiştirmek. İşlemek, yapmak. Geri göndermek. Çeviri yapmak. Yolundan alıkoymak, yoldan döndürmek. Kâğıt oyunu oynamak. Yönetmek, idare etmek. Bir giyeceği söküp iç yüzünü dışa getirmek. Öteki yüzünü görünür duruma getirmek. Döndürerek hareket ettirmek. Bir durumdan başka duruma geçmek. Bir durumdan başka duruma getirmek, dönüştürmek. Durdurmak. Çevrilemek, tevil etmek. Bir yerin çevresini bir şeyle sarmak, kuşatmak.

ÇEVRELEMEK

İçine almak. Bir konunun sınırlarını çizmek, tahdit etmek. Kuşatmak, sarmak, ihata etmek.

ABLUKA

Kuşatma.

CAFCAF

Gösteriş, şatafat. Ağız kalabalığı ile bir şeyi elde eden, şirret.

ÇEMBERLEMEK

Çemberle kuşatmak.

ÇEKMEK

Bir şeyi tutup kendine ya da başka bir yöne doğru yürütmek. Atmak, vurmak. Taşıma gücü olmak. Bir kimseyi veya bir şeyi geri almak. Kaçan ilmeği örmek. Asmak. Herhangi bir engel kurmak. Şans denemek amacıyla hazırlanmış kâğıtlardan birini almak. Güç durumlara dayanmak, katlanmak. Görüntüyü bir aletle özel bir nesne üzerine kaydetmek. Üzerinde bulunan bir silahla saldırmak için davranmak. Dişi hayvanı çiftleşmek için erkeğin yanına götürmek. İmbik yardımı ile elde etmek. Hoşa gitmek, sarmak. Tartıda ağırlığı olmak. Masrafını karşılamak, ikramda bulunmak. Yollamak. İçine almak, emmek. Hamur vb. iyice pişmiş duruma gelmek. Daralıp kısalmak. Vericiden gelen dalgaları algılayarak televizyon, radyo, telefon vb. aygıtlarla bağlantı kurmak. Bir kimse ailesinden birine herhangi bir bakımdan benzemek. Germek. Tedavi amacıyla şişe, vantuz, sülük vb.ni uygulamak. Bir duyguyu içinde yaşatmak. Aynısını yazmak veya çizmek. Bir yerden bir şeyi yukarı doğru almak. Öğütmek. Çizgi durumunda uzatmak. Boya, badana vb. sürmek. Döşemek. Yürütmek, sürmek. Yol, ay sürmek. Bir yerden başka bir yere taşımak. Örtmek, giymek. Protesto, poliçe, çek vb. düzenleyip yürürlüğe koymak. Bir amaçla ortadan kaldırmak. Bir cisim, belli bir yakınlıktaki başka bir cismi kendisine yaklaşmaya zorlamak, itmek karşıtı. Herhangi bir anlama almak. Taşıtı bir yere bırakmak, koymak. Bir şeyin içyüzünü anlamak amacıyla bir kimseyi sıkıştırmak. İçki içmek. Bir şeyi emip dışarıya çıkarmak.

BESLEMEK

Yiyecek ve içeceğini sağlamak. Eklemek, katmak, çoğaltmak. Bir duyguyu gönülde yaşatmak. Bir şeyi korumak veya sağlamca durmasını sağlamak için çevresini veya altını desteklemek, doldurmak, pekiştirmek. Maddi yardım yapmak, desteklemek. Yetiştirmek. Yedirmek. Semirtmek.

AMORTİSÖR

Motorlu araçlarda sarsıntı, sallantı vb. hareketleri en aza indiren, yayların gereksiz hareketlerini gidermeye yarayan düzen. Bu düzeni kuran öge, yumuşatmalık.

ÇEMBERLENMEK

Çemberle kuşatılmak. Çember durumuna gelmek.

AÇIM

Açma, açılış, küşat.

BOŞATTIRMAK

Boşatma işini yaptırtmak.

ÇEVRELENMEK

Kuşatılmak, sınır içine alınmak, tahdit edilmek. Örtülmüş.

BOŞATMA

Boşatmak işi.

BASKIN

Suç işlediği veya suçluların bulunduğu sanılan bir yere ansızın girme. Benzerleri arasında güç ve önem bakımından başta gelen, başat, hâkim, dominant. Sertlik, zorluk bakımından üstün. Su basması, sel. Ansızın çıkagelme. Kısa süreli, beklenmedik saldırı.

ÇEPEÇEVRE

Bütün yanlarını kuşatan. Bütün yanlarını kuşatacak biçimde, fırdolayı.

CAFCAFLI

Gösterişli, fazla şık, şatafatlı. Karışık, gürültülü patırtılı, tehlikeli.

AÇILIŞ

Açılma işi. Yeni bir yapının, yerin veya kuruluşun çalışmaya başlaması, küşat.

BESİ

Yaşatmak ve geliştirmek için gereken besinleri yedirip içirme işi. Bir şeyi istenilen durumda tutmak veya oturtmak için kullanılan takoz vb. şeyler.

BOŞATTIRMA

Boşatma işini yaptırtma.

CANLANDIRMAK

Canlanmasını sağlamak, canlanmasına yol açmak. Yaşama döndürmek. Bir karakteri oynamak, ona kişilik vermek. Canlılık, tazelik, dirilik getirmek. Yoğunluk, etkinlik kazandırmak. Yaşatmak, birinin kılığına girmek.